Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left12.
Bölüm
keyboard_arrow_right
@ayeozturk

Aysel özel bankada çalışan güzel ve zeki bir kadındır. Aylarca kendisine gelip "Kredim çıktı mı?" diye soru soran Can Bey'in gelişiyle gülümseyerek "Hoşgeldiniz Can bey" " Hoşbulduk Aysel hanım güzel haberlerinizi bekliyorum" diyerek umutla gülümser. Can babasının ardında bıraktığı şirketi yükseltmeyi amaçlayan son derece karizmatik ve başarılı bir iş adamdır. Gün geçtikçe Aysel'e karşı içinde kıvılcımlar oluştuğunu, fakat bunun karşılıksız olduğunu düşünmektedir. Aysel masmavi gözlerinin ışıltısıyla güzel haberi verir. "Tebrik ederim Can Bey krediniz olumlu, yarın direkt olarak alabilirsiniz." O sıra da Aysel'in iş arkadaşı " Vallahi Can bey inanın bana Aysel bu dosyayla çok uğraştı, kredinin size çıkmasında ki en büyük pay Ayselin'dir." Der ve ikilinin yüzü bir anda kızarır Can müsaade isteyip oradan ayrılır. Aysel ise mesai saati bitiminde evine gider ve kapıyı çalar "Bıktım be bu ne çamur, kahretsin şu pantolonumun haline bak! İçeri girerek "Ah baba ah şöyle güzel bir apartmanda otursak olmaz mıydı?" Kemal (Aysel'in Babası) " Ne yapayım kızım, bu yarım halimle işe de giremiyorum, buna da şükür artık." Aysel "Bıktım artık bıktım!" deyip odasına çekilir. Sabah erkenden uyanıp işe gider, öğle molası bittikten sonra Can bankaya gelir ve kredisini çeker. Can Aysel'e "Aysel hanım sizin için de uygunsa iş çıkışı bir kahve içmek isterim." der Aysel " Tabii ki ne demek." Der tebessümle. Can bankadan çıktıktan sonra iş arkadaşı yanına gelip "Kızım ben sana dedim, bu adamın sende gözü vardı ama beni dinleyen kim." Mesai saati bitiminde oldukça lüks bir kafeye giderler ve konuşmaya başlarlar. Can atılgan bir adamdır ve uzun zamandır ondan hoşlandığını söyler, bununla yetinmez ailesi hakkında sorular sorar. Aysel ise "Benim babam emlakçı, annem ise doktor. Senin anlayacağın her biri kendi işleriyle meşguller" der. Birbirleriyle tanışmanın heyecanıyla ikisi de eve döner Aysel babasını görünce "Ah baba şu bacağına bari bir protez taktıralım." der Kemal ise "Ne taktırması kızım kim bilir ne kadardır, bu halimizle nasıl öderiz o kadar masrafı. Hem ben iyiyim böyle çok şükür bu koltuk değnekleri ayak yerine geçiyor nasılsa."der. Aysel " Offf baba offf "deyip arkadaşı Seda'ya dertleşmeye gider. Seda onun çocukluk arkadaşıdır, pek çok gece onda kalıp dertleşir. Ertesi gün Can yine Aysel'in iş çıkışına gelmiş ve sahilde yürüyüş yapmak istemiştir. Bu yürüyüşte yolda uzun uzun konuşurlarken Can Aysel'e pamuk şeker almak istemiş Aysel "Yok yok teşekkür ederim" demiş Can ise "Ne olacak senden daha tatlılar nasılsa, dur bekle hemen geliyorum." der. Pamuk şeker satan adam Aysel'in topal babasıdır aslında sırf eve bir miktar katkım olsun diye koltuk değnekleriyle yer yer gezip, kızına ve eşine daha güzel bir gelecek kurmak istemiş. Aniden babasıyla göz göze gelen Aysel kafasının öne eğip Can ile oradan uzaklaşmış. Can " Adama bak yazık o haliyle bile çalışıyor. " demiş ve Aysel'e bakarak iç çekmiş. Eve dönünce Aysel "Baba senin orada ne işin vardı? İleride evleneceğim adama beni rezil ettin tiksiniyorum senden! Yeter artık yeter!!" deyip babasının kol değneklerini alıp duvara vurarak kırmış ve bağırarak "Bak baba yarın direkt olarak sana protez taktırıyoruz anladın mı? Yeter artık hiç değilse insana benzemiş olacaksın."der. Ertesi gün bacağına protez taktırmak için hastaneye giderler. Babasının içi hiç rahat olmasa da sırf kızımı utandırmayım, sırf o mutlu olsun diye bu işi kabul etmiş. Hastaneden çıkarken Aysel "Bak baba koluma gir yoksa düşeceksin." Demiş. Kemal "Yok kızım yok ben kendim yürürüm." demiş tam karşıdan karşıya geçeceklerken Aysel'in telefonu çalmış ve arayanın Can olduğunu görünce babasından uzaklaşmak için karşıya geçmiş. Tam bu sırada Kemal de karşıya geçmek için hareket etmiş fakat arkasını görmeyen tırın altında ezilerek can vermiş. Aysel ise bu olanlardan kendini asla sorumlu tutmamış ve cenazede taziyeye gelenlere "Zaten onun için hayat çok zordu, öldü kurtuldu." demiş. O sırada işte olan Cem annesi ve uzak akrabası olan Merve'nin ani ziyaretiyle karşılaşmış Cem'in annesi maddiyata önem veren gösterişli bir kadındır, uzun zamandır uzak akrabaları olan Merve ile Cem'i evlendirmek istemektedir. Fakat Cem buna yanaşmamaktadır annesi Cem'i köşeye çekip "Şu kızı bir yerlere götürsen ölür müsün, ne güzel edepli tertemiz bir ailesi var. Hem bize yaraşır bir gelin." Can "Annecim hiç kusura bakma ben bize yaraşır dünyalar tatlısı ve zeki bir gelin adayı buldum senin için, sen hiç merak etme. Benim şu an bir toplantıya yetişmem lazım evde görüşürüz hoşça kal." diyerek çıkmış ve Aysel'i aramış "Aysel kaç gündür sana ulaşmaya çalışıyorum hafta sonu mutlaka buluşalım. Seninle önemli bir şey konuşmam lazım." Demiş. Aysel ise heyecanlanarak hemen kabul etmiş günler sonra Can elinde yüzükle "Aysel biliyorum, çok acele ettiğimin de farkındayım ama seni çok seviyorum kadınım olmanı istiyorum. Her günümü seninle paylaşmak istiyorum, nolursun beni tersleme" Aysel ağlamaya başlar ve " Ben sana yalan söyledim Can." der. Can ise üzgün bir yüz ifadesiyle "Ne yalan söyledin? Ne söylemiş olabilirsin ki yoksa beni hiç mi sevmedin?" Can'ın ellerini tutarak "Hayır asla, seni çok seviyorum fakat sana ailem konusunda yalan söyledim. Benim ailem yok ben çok küçükken ölmüşler ve beni yaşlı iki insana vermişler. Onlarda 2 hafta önce öldü demem o ki senden başka kimsem yok bu dünyada. Bunları sana başında söylemeliydim fakat benden soğursun diye konusunu bile açamadım, özür diliyorum çok utanıyorum kendimden." Can hüzünlenerek "Kıyamamam ben sana neden yalan söyledin, ben seni olduğun gibi sevdim. Benim için değişen hiçbir şey yok bu evlilik olacak sen hiç merak etme." Der ve evlilik hazırlıkları 3 haftaya kadar netleşir. Bu sırada Aysel evine son kez uğrayıp eşyalarını toplar annesi (Hatice) "Kızım nereye?" Aysel "Nereye olacak gidiyorum bu pis mahalleden, geri kafalı insanların yanından anlıyormusun, gidiyorum. Bir daha bu pis yerden, bu küçücük evden içeri adımımı bile atmayacağım." O sıra da gürültülere Seda koşup gelir ve "Allahın aşkına yapma Aysel gitme. Anneni hiç mi düşünmüyorsun? Yapayalnız kaldı kadın hiç mi açmıyorsun ona o sana babanın emaneti." Eee yeter be madem çok seviyorsun o zaman sen bak." der ve çeker gider.



Düğün günü tüm sosyete oradadır fakat Can'ın annesi Saadet Aysel'i küçük görür ve onu bir türlü beğenmez, düğün boyunca somurtkan bir hale bürünür. Can'a "Oğlum bu nasıl kız böyle bunun ailesi, annesi, babası kardeşleri bir akrabası falan yok mu?" Can "Anlatacağım annecim her şeyi, sakin ol da şu güzel günü mahvetme nolursun gülümse biraz." Der. Düğünün üzerinden aylar geçse de Aysel bir türlü Saadet hanıma kendisini sevdirmemenin üzüntüsüne kapılmıştır. O sıralarda Aysel'in annesi aç bil aç kalmıştır arada Aysel'in gönderdiği paraya bile dokunmamıştır. Bir gün iş bulurum umuduyla temizlik yapmak için komşusunun önerdiği villaya gider ve ne kadar içler acısı bir halde olduğunu, iş aradığını söyler. Bir hafta sonra tekrar gelmesi söylenir ve denileni yapar. Eve 6 tane kadın gelmiştir onların arasında en becerikli ve yapılı Aysel'in annesi olan Hatice görünüyormuş. Saadet direkt olarak onu seçmiş. "Yarın işe sen başla Hatice bu evin altından kalkacak gibi görünüyorsun, önceden de durumunu iletmişlerdi bana, yarın gelir başlarsın." Hatice" Allah razı olsun hanımım, çok sağolun." Yarın işe başlamak suretiyle umutla evine dönmüş Hatice. İlk iş günü için heyecanlı bir şekilde dört elden işine koyulmuş tam o sırada oturma odasından gelen ayak seslerini duymuş ve kafasını kaldırdığında Aysel'i görmüş. Elinde ki bez parçalarını bırakıp hemen kızına sarılmış "Ah yavrum Ayselim, canım kızım benim. Nasıl özledim seni" Aysel " Senin ne işin var burada? Nasıl buldun beni?" Annesi " Bulmadım kızım buraya temizlik işi için girdim rabbimde seni karşıma çıkardı. Gel yavrum bırak burayı evimize gidelim. Bilmediğin insanların yanında ne yapacaksın yapayalnız." tam da bu sırada merdivenlerden Saadet Hanım iner ve tüm konuşmalara şahit olur. Aysel " Eeee yeter be artık. Ben sizden, senden o kötü yerden kaçmak içine evlendim." Hatice " Yapma etme yavrum gel gidelim buradan, biz bize yeteriz." Aysel " Anne yeter artık!! Bak al şu parayı şimdi git buradan." Der ve Hatice defalarca ısrar etse de, Aysel annesini kolundan sürerek dışarı çıkarır. Saadet hanım " Aaaa kızım ne yapıyorsun neden kovdun kadıncağızı." Aysel panik bir şekilde " Sormayın en sevdiğim elbisemin üzerine çamaşır suyu dökmüş, bende sinirlendim kovdum. Saadet " E öyle diyorsan öyle olsun o halde." demiş. Ardından Can annesini arayarak "Anne yarın Aysel'in doğum günü, sürpriz bir parti yapmak istiyorum. Lütfen sende ısın ona artık, git de güzel bir hediye al." Saadet " Amaaann oğlum tamam senin dediğin gibi olsun. Ben ona yarın gece hediyelerin en güzelini armağan edeceğim." demiş ve telefonu kapatmış. Bu duyduklarının gerçek olup olmadığını öğrenmek isteyen Saadet, Hatice'nin ev adresini hizmetliden alıp doğruca onunla konuşmak için yola çıkmış. Gittiği mahalle tam anlamıyla çamur ve dağlık bir alandaymış "Bu ne allahım burada insan nasıl yaşar, ne bu böyle." diyerek hayıflanmaya başlamış. Hatice'nin kapısını çalarak "Merhaba gelinim sizi kovdu biliyorum bunun için sizden özür dilemeye geldim. "Ne demek hanımım böyle buyrun." Saadet "Hatice hanım gelinimle sizi konuşurken duydum söylediklerinizin hepsi doğrumu?" Hatice "Ahh hanımım doğru olmaz mı tabii ki doğru. Aylar önce babasını kaybettik bir gün ansızın geldi ben gidiyorum diye. Bende ne yapacağımı şaşırdım. Bakın bu da bizim fotoğrafımız. Saadet "İnanamıyorum bize ailesinin o doğduktan sonra öldüklerini ve evlatlık olarak verildiğini söylemişti." Hatice "Onsuz günlerde hep düşündüm ne hata ettim diye hanımım, keşke eskisi gibi olsak sarılsam yavruma." Saadet " Sen hiç merak etme yarın ona sürpriz bir doğum günü partisi yapacağız seni de götürürüm ,hem özlemişsindir kızını." Hatice "Allah razı olsun hanımım ne kadar dua etsem az size inanın." Der.



Doğum günü gecesi Aysel eve girmiş ve etrafın kapkaranlık olduğunu görmüş " Can, Saadet hanım nerelerdesiniz?" demiş. Aniden ışığı açında herkes hep bir ağızdan "İyiki doğdun Aysel" demiş. Süpriz karşısında şok olan Aysel Can'ın dudaklarına yapışıp "Seni çok seviyorum aşkım." Demiş. Ve "Annen nerede hayatım?" diye sormuş. Can "Annemin sana bir sürprizi varmış sanırım, onu bekliyoruz bizde." Demiş gülümseyerek. Dakikalar sonra kapı çalmış ve Saadet hanım gelmiş mutlu bir şekilde "Aysel iyi ki doğdun tatlım, sana bir süprizim var. Hiç unutamayacağın bir sürpriz. Bak bakalım sana kimi getirdim, Hatice hanım gelin." Demiş. Aysel derin bir kızgınlıkla "Saadet hanım bu kadın kim?" demiş. Saadet "İnanamıyorum sana insan annesini tanımazmı annen işte." Can "Anne sen ne saçmalıyorsun Aysel'in annesi yıllar önce öldü kim bu kadın?" Hatice "Kızım canım yavrum benim." diyerek yakınlaşmaya başlamış Aysel'e. Saadet "Madem bana inanmıyorsunuz bakın bu fotoğrafta mı yalan. Alın, alın bakın işte." Demiş. Can "Aysel sana inanmıştım, beni 2 kere hayal kırıklığına uğrattın." demiş ve kolundan tutarak zorla sokağa atmış. "Bir daha sakın bu eve gelme, anlıyormusun sakın!" demiş. Hatice ise "Gel yavrum gidelim evimize" demiş defalarca ısrar ederek Aysel gidecek yeri olmadığı için annesiyle beraber evine geri dönmüş. Evden içeri adım atarken bağırarak "Hayır, hayırrrrr ben buraya layık değilim. Ölürüm de bu evde yaşamam." diyerek kendini sokaklara atmış. Gecenin bir saati sokakta uyuyacak yer bulamayacağını bildiğinden boş bir inşaata girmiş, tam uyuyacakken duyduğu sesle irkilmiş. "Kim var orada" diyerek bağırmış ardından üzeri paramparça elinde içki şişesi olan bir adam görmüş. "Ne istiyorsun benden? Al bak para hepsini al ve git buradan." Adam " Para beni kesmez güzelim, sadece tadına bakıp gideceğim." Aysel " Nolursun gelme bu kadar var elimde lütfen gelmeee." Aysel geri geri giderek son sözünü bitirmeden, 5. kattan aşağıya düşmüş. Ertesi gün gözünü hastanede açmış ve doktora "Bana ne oldu? Neden buradayım? Şimdi hatırladım o aşşağlıü adam yüzünden aşağıya düştüm. Bir dakika doktor bey bacağımı hissedemiyorum. Ne oldu bacağıma?" Doktor "Aysel hanım bize getirildiğinizde artık çok geçti." Aysel " Geçti mi? Ne demek istiyorsunuz açık konuşun lütfen!" Doktor " Maalesef sol bacağınız kangren olmuş bizde kesmek zorunda kaldık. Fakat üzülmeyin şurada gördüğünüz protez bacak bu şekilde normal hayatınıza geri dönebilişiniz." Aysel ağlayarak protez bacağa bakmış ve gözlerinin önüne babasını getirmiş. Doktor " Aysel hanım ailenize ulaşamadık bir yakınınız varmı?" Aysel " Var annem, annemden başka kimse bana bakmaz." Aysel aylarca annesiyle kalmış fakat bir gün kendini tutamayarak babasından hesap sormaya mezarlığa gitmiş. "Ahh baba görüyormusun halimizi, hepimiz ne hale geldik. Çok mu zordu normal insanlar gibi olmak. Bak şu bacağıma ben de senin gibi yarımım artık (Toprakları deşerek) çık şurdan!! Çık baba çııııkk!!! Çıkta gör halimi." Bu sırada Hatice hanım Seda ile birlikte Cem'in evine giderek "Cem bey biliyorum kızım size pek çok yalan söyledi ama inanın bunların hiç birinde onun suçu yok. O kendine düzgün bir eş güzgün bir hayat istedi. Saadet hanım siz olsaydınız benim yerimde ne yapardınız Allahın aşkına oğlum gel bir gör Aysel'i." Cem" Nerede şuan?" Seda " Evden çıkarken görmüştüm, bana mezarlığa babasını ziyarete gideceğini söylemişti. Hala oradadır." Cem Hatice ve Seda'yı da alıp Aysel'den özür dilemek için mezarlığa gitmiş. Aysel üstü başı çamur bir vaziyette karşılarına çıkmış. Hatice " Kızım ne oldu sana iyi misin? Bak Cem bey geldi seninle konuşacakları varmış." Cem " Aysel her şey için özür dilerim, gel evimize geri dönelim." Aysel " Sen ne sanıyorsun kendini be! Bana acıdığın için bu sözleri söylüyorsun biliyorum. Asıl acınacak halde olan sensin!" Cem her ne kadar beraber olmak istediğini söylese de Aysel'i bir türlü ikna edememiştir. Aysel "Yeter artık bırakın beni anlıyormusunuz? Ben kendime yeterim" Aysel bu sözleri söyledikten sonra aniden karşıdan karşıya geçmeye kalkmış hızla gelen arabalardan koşarak uzaklaşmak isterken kendini arabanın altında bulmuş. Son nefesini verirken "Benim hikayem böyle bitmemeliydi, ben böyle zavallıca ölmemeliydim." Olmuş...



modal aç
modal aç
modal aç