Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left15.
Bölüm
keyboard_arrow_right
@ayeozturk

Azize ve Levent'in ilişkisi gün geçtikçe ilerler hale gelmiş. Levent sırf onu görmek için, gerek kendi evlerin de gerekse çeşitli yerlerde buluşma ayarlamış. İkisi de bunun böyle sürmeyeceğini biliyormuş fakat içlerinde ki derin sevgi onları her seferinde birbirine çekiyormuş. Günler böylesine güzel geçerken Azize gün geçtikçe başarıdan başarıya koşmakla kalmıyor, yasak aşkıyla da ilişkisini devam ettiriyordu. Fakat aylar sonra Holding'e gelip Azize ile görüşmek isteyen bir adam tüm bu mutluluğu elinden alacaktır. Azize'yi ve ailesini bir hiç uğruna terk eden babası Kemal'dir bu. Babasını yıllar sonra karşısın da gören Azize nefretle karışık bir ses ile "Senin ne işin var burada!" der. Bunun üzerine Kemal " Kızım, canım yavrum gazetelerden gördüm, yıllarca seni ve kardeşini aradım bulamadım. Sana her şeyi anlatacağım." Diyerek kendisini affettirmeye çalışır bu alkolik ve beş parasız adam dediğini de yapar annesinin daha önce kendisini pek çok erkekle aldattığını söyler. "Bütün bunlara dayanamadım, ya anneni öldürecektim ya da kendimi, sizleri almak istedim ama sevgililerinden biri beni tehdit etti, can korkusuyla sizleri de yanıma alamadım." Der, defalarca masumiyetini kanıtlamaya çalışır. Kemal, Azize'nin gönlünü çeler ve kendisine bir iş ve ev vermesini ister. Çevresin de kimsenin kalmadığını düşünen Aziz'e bu teklifi kabul eder ve babasına arşiv bölümünde bir iş verir. Bu olaylar ola dursun 1-2 hafta sonra Azize yanıp tutuştuğu aşkı ile iş gezisi adı altın da Çeşme'de aldıkları yazlıkta 4 gün beraber kalmak için yola çıkmış, bu beraberlik her iki tarafı daha da tutkulu bir aşka sürükleyeme hazırlanıyormuş. Yahya ise her şeyden habersiz genç karısının sadakatinden içten içe şüphe etmeye başlasa da bunu ona hissettirmemeye özen gösteriyormuş. Kemal ise bu şahşalı hayattan çevresinekilerden fazlasıyla etkilenmiş, kızından yeni bir iş kurmak için 900 bin tl borç para istemiş bu sözler karşısın da ağzı açık kalan Azize bu teklifi reddetmek zorunda kalmış, sonuçta karşısında ki onu yıllarca önce sefalete bıraktığı öz babasıymış. Kemal ise içinden "Bu burada kalmaz elbet bir hatanı göreceğim." Demiş. Herşey Kemal'in dediği gibi de olmuş Azize'yi belki de uçuruma sürükleyecek olan ilişki artık gün yüzüne çıkmaya başlamış.



Uzun bir süre sonra tekrar birbirlerine kavuşmanın hasretiyle yanıp tutuşan Azize ve Levent aşklarının ilk başladığı yer olan arşivde buluşurlar. Levent Azize'yi görür görmez kan kırmızısı dudaklarına yapışmış, dudakları mosmor olana kadar öpüşmüşler. Levent Azize'nin omuzunda ki askıyı çıkarıp tutkuyla dudaklarını kondurmuş gül kokusu tenine. Yakalanma korkusuyla karışık bu ihtiras onları daha da körüklüyormuş. Tam birbirlerine daha da yaklaşırken Azize'nin babası Kemal işi gereği arşive girmiş fakat Azize'nin "Aşkım benim seni seviyorum" lafını duyunca irkilmiş ve onları uzaktan izlemiş. Aklına "Elbet bir gün senin bir hatanı yakalayacağım." Demesi gelmiş. Bu fırsatı kaçırmayan Kemal cep telefonuyla çeşitlerce fotoğraf ve videolar çekmiş. Bu olaydan kısa bir süre sonra Kemal Azize'nin evine gitmiş. "Seni çok özledim kızım" diyerek samimiyetsiz bir şekilde geçmişten ve gelecekten bahsetmiş. Azize babasının söylediklerini kulak ardı ederek geçiştirmiş ve sormuş. "Gelmenin sebebi başka bir şey öyle değil mi?" diyerek. Lafı kısa kesen Kemal "Senin kocanın ortağının oğluyla olan ilişkini biliyorum. Sizi arşivde gördüm, fotoğraflarınız ve videolarınızı çektim. Artık ne istersem yapmak zorundasın." Demiş. Azize ürkek bir sesle "Ne saçmalıyorsun sen! Amacın ne senin derhal terk et burayı." Diyerek çıkışsa da babası fotoğrafları gösterince kendini savunacak birşeyi de kalmayan Azize çaresiz bir ses tonuyla "Ne istiyorsun?" demiş. Kemal " Geçmiş kumar borcumu kapat, ben de bunları siliyim." Diyerek pişkince yıllar önce terk ettiği kızını tehdit etmiş. Azize çaresizce bu teklifi kabul etmek zorunda kalmış. Ve Levent'i arayarak " Acil konuşmalıyız." Demiş. Levent ise "Şuan arkadaşlarımla beraberim akşam buluşalım." Diyerek Azize'nin yüzüne telefonu kapatmış. Buluştukları gece Azize Levent' e " Babam bizi çekmiş, görüntülerimizi beni tehdit etti. Ya kumar borcumu ödersin yada bunları Yahya'ya gösteririm diyerek. Ne yapacağız Levent?" diyerek göz yaşlarına hakim olamamış. Levent ise " Artık yeter Azize her gün bir şikayet ile geliyorsun, madem ki zorlanıyorsun istersen uzaklaşırız." Demiş. Azize "Saçmalama böyle birşeye gerek yok ben onu parayla susturdum. Artık kolay kolay sesi çıkmaz." Diyerek Levent'i dudaklarından öpmüş. Levent ise "Hadi artık gidelim Yahya seni merak etmesin." Demiş.



Aylar sonra Yahya'nın ablasının kızı Selin Kanada'dan gelmiş 25 yaşında, güzel, eğitimli varlıklı bir kızmış. Bir gün hep beraber akşam yemeği organize etmişler. Azize işlerin yoğunluğundan dolayı o yemeğe gözlerinin altı şiş ve bakımsız olarak katılmış. Herkes konuşurken Azize Levent'i izlemiş kendi kendine "Nasıl olur da böylesine yakışıklı bir adamla birlikte olurum, bu dünyada ki en büyük nimet. İyiki varsın sevgilim..." demiş içinden. O sırada Selin yaptıklarını herkese tek tek anlatmış başarılarını, yeteneklerini güzelliği de bunları fazlasıyla kaldırıyormuş. Levent ister istemez bu gencecik ve bi o kadar da güzel olan Selin'den fazlasıyla etkilenmiş. Gece bitiminde Levent'in babası "Ah be oğlum şöyle ailemize yaraşır bir gelin bulamadık sana, gözüm açık gider diye kormuyor değilim hani." Diyerek tebessüm etmiş. Selin Türkiye'nin nadir firmalarından birinde çalışmaya başlamış. Leven'in çalıştığı şirketle aralarında ilişkisi olan bu şirkete Levent sırf Selin'i görmek için arada gider olmuş. Selin ise bu yakışıklı ve varlıklı ailenin oğluna ister istemez kapılmış. Aylar sonra tekrardan bir yemek tertib etmişler, Levent o gece gözlerini Selin'den bir an olsun ayırmamış. Bunu gören Azize ise eşi Yahya'ya sessizce "Hayatım artık dönelim mi? Başım çok ağrıyor lütfen." Demiş. Karısına kıyamayan Yahya ise "Biz müsadenizi isteyelim, artık kalkalım. Selin'i eniştem almaya gelecek, siz hep beraber gecenin tadını çıkarın." Diyerek oradan ayrılmışlar karı koca.



Levent'in babası gelini olarak gördüğü Selin'i Yahya bey ve Azize'den gizli olarak kendi evinde akşam yemeğine davet etmiş. Selin o akşam giydiği haki rengi elbisesi ve sarı lüle lüle saçlarıyla ortamı ışıl ışıl aydınlatıyormuş. Levent o geceden sonra Selin'e gerçek anlamda aşık olmuş. O gece Levent Selin'i eve bıraktıktan sonra Azize arayarak " Levent acil buluşmalıyız"demiş. Levent ise " Saatin kaç olduğundan farkın varmı? Bu saatte ne buluşması?" demiş agresif bir şekilde. Azize ise Levent'i daha da zorlayarak buluşmaya ikna etmiş. Evlerine yakın bir ormanda buluşma kararı almışlar fakat Azize tam evden çıkacakken Yahya" Bu saate nereye gidiyorsun sevgilim?" demiş. Azize " Çok yoruldum biraz sahilde yürüyeceğim, deniz havası almak bana iyi gelecek demiş." Yahya ise uzatmadan " Tamam dikkatli ol ." diyerek omuzunu sıvazlamış. Buluşacakları yere geç de olsa gelmişler Azize hemen Levent'in yakasına yapışarak " Sana inanamıyorum! Selin'i sürekli gözlerinle süzüyorsun. O gece onu üzerinden gözlerini alamadın, yoksa onu mu seviyorsun artık?" diyerek bağırmış. Levent ise " Evet öyle bir şey oldu, tek amacım seni kıskandırmaktı, kadınımı kıskandırmak." Demiş ve Azize'yi kucağına alarak öpmüş Azize tüm olanlardan habersiz yine kendisini Levent'e teslim etmiş. Oradan ayrıldıkltan sonra ise Levent yine Selin'i düşünmüş, masmavi gözlerini,çıtı pıtı heyecanlı hallerini düşünerek dudağını ısırıp tebessüm etmiş. Azize ise eve dönerken Yahya onu ne kadar özeldiğini söylemiş ve birlikte olmak istemiş. Boynundan öpmeye kalkarken Azize " Çok üşüttüm sevgilim,sanırım nezle olacağım. Nolursun bu gece beni affet." Diyerek yatağa uzanmış. Sahi kim isterdi ki kendisinden yaşça büyük bir adamla tutkuyla sevişmeyi.



Böylelikle aylar geçmiş ve Azize Levent'in kendisinden soğuduğunu düşünmüş. Artık Levent'le buluşmuyor ve görüşmüyorlarmış. Bir gün nedenini sormak adına odasına gittiğinde odasın da Selin'i ve onu samimi bir şekilde görmüş kan beynine sıçrasa da belli etmeyerek "Ooo Selin'cim hoş geldin tatlım, nasılsın?" demiş. Kısa bir sohbet sonra oradan ayrılmış ve Levent'e mesaj atmış "O kızın orada ne işi var? Resmen içine düşmüşsün, derhal konuşmalıyız." Demiş. Levent ise dikkate almayarak mesajına cevap dahi vermemiş. Azize ise yarın iş başı tekrardan Levent'in yanına giderek "Mesajlarıma neden cevap vermiyorsun? Neden bana bu kadar uzaksın Levent. Başka biri mi var hayatında? Neden bir şey söylemiyorsun." Demiş bağırarak. Levent " Eeee yeter artık be bıktım senden! Bık bık hep şikayet, bitti kızım anlıyormusun? Bitti istemiyorum artık seni, evli bir kadınla beraber olmak hele ki babamın ortağıyla. Büyük bir hata, hataydı yaşadığımız ve bitti. Şimdi uzatma git burdan." Demiş haykırırcasına. Azize ağzı açık kalarak izlemiş ve kalbinin kırıklığıyla odadan çıkacakken " Bu burda bitmeyecek Levent" demiş. Kısa bir süre sonra Selin ve Levent'in evleneceğini Yahya'nın ağzından duymuş. Azize bu olay sonrası tabiri caizse ölü gibi etrafta gezinen biri oluvermiş. Hayattan zevk alamayan, yaşadığını unutan bir insan olmuş. Başarılı ve güçlü bir kadınken yavaş yavaş günler içerisinde çöken biri haline gelmiş. Tam bu sırada babası Kemal yine çıkagelmiş. Babası yine eski tehditlerine devam etmiş, Azize artık babasıyla uğraşacak gücü kendisinde bulamadığı için polise şikayet etmiş. Babası tatlıdili ve yalancılığıyla buradan da yırtımış ve tekrar Azize'nin kapısını çalmış ve ani bir sinirle "Ne yaptın sen mahfettin beni! Yahya'ya Levent'le aranda ki herşeyi anlattım şimdi yine attırabilirsen attır beni hapse."demiş. Azize babasının ne dediğini anlamayacak kadar sarhoşmuş ve Yahya'nın tabancasını eline alarak " Al bunu madem hayatını mahfettim sende beni mahfet. Ben zaten bitmişim, yaşama tutunacak hiç birşeyim kalmadı." Diyerek ağlayıp elinde ki alkol şişesini duvara vurmuş. Bunun karşısın da babası sakin bir sesle " Ne oldu Azize niçin böylesin? Ne hale gelmişsin." diye sormuş. Azize ise " Çok mu merak ediyorsun? Allahın cezası adam annemi gömdün mezara şimdi sıra bende değil mi? Yoruldum, bittim tükendim ben. Artık ben de annemin yanına gidiyorum." Demiş ve elinde ki silahı kalbine doğru götürmüş. Kemal dayanamayarak kızına engel olmak istemiş tam elinden silahı alacakken canına kıymış Azize. Yıllarca biriktirdiği emeği, güçlü duruşu sırf sıcacık,tutkulu bir aşk yüzünden sona erdirmiş...

modal aç
modal aç
modal aç