Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left9.
Bölüm
keyboard_arrow_right

Lanetli İnsanlar

@ayseggul
3 YIL SONRA

Zaman çok çabuk geçiyordu. Bizde zamanın içinde kaybolup gidiyorduk. Hepimizin bir telaşesi vardı. Kimimiz ev geçindirme derdinde, kimimiz akşama ne yemek yapsam düşüncesindeydi. Bizde iyi bir üniversite kazanıp bu şehirden kurtulmanın derdindeydik. Lise son sınıf olduğumuz için artık sürekli ders çalışıyorduk. Kaldığımız cemaat yurdunun bize en büyük faydası buydu. Gerçekten harika bir düzen içinde olduğumuz için ders çalışmamak için bir bahane üretemiyorduk. İstesekte istemesesekte o derslere çalışıyorduk. Hayatımızda hiç bir değişiklik yoktu 3 yıldır okul ve yurt arasında gidip geliyorduk. Aslında bu yıl artık köylere servis vermişlerdi. Yani artık yurtta kalma mecburiyetimiz yoktu. Ama biz sınava hazırlandığımız için bu yılı da yurtta geçirmeyi tercih etmiştik.

Her zamanki gibi kahvaltımızı yapmış okula gitmek için yola koyulmuştuk. 3 yıldır değişmeyen bir şeyde her gün Gökberk'in bizi takip etmesiydi. Osman ile görüşmediğimi anlayınca sapık gibi etrafımda dolaşmaya başlamıştı. Zaten Osman en sonunda yaptığı serserilikler yüzünden okuldan atılmıştı. Biz kızlarla okula doğru yürürken Göberk'te arkamızdan yürüyordu.

"Senin ki yine peşimizde Ceyda."

"Nereden benim ki oluyormuş Esra anca takip ediyor işte."

"Bu gidişle anca takip eder zaten."

"Haaahh ağzını yerim Feride."

"Ağzımı yeme be Ceyda."

Okula yaklaşmıştık baş örtülerimizi çıkarıp çantalarımıza koyduk. Artık son sınıftık yani okuldaki son günlerimizdi. Son sınıf olduğumuz için hocalarda bize pek laf yapmıyordu. Tam bahçe kapısından içeri girerken Gökberk seslendi.

"Ceyda seninle konuşabilir miyiz?"

Gökberk'e doğru baktım. Osman dallaması beni aldattıktan sonra bir daha hiç bir erkeğe o gözle bakmak gibi bir niyetim olmamıştı. Gökberk çok fazla yakışıklı hatta haddinden fazla yakışıklı biriydi ama şuan zerre ilgimi çekmiyordu. Masmavi gözleri ile hala bana bakıyor konuşmak için bakışları ile yalvarıyordu. Kızlara "Siz gidin ben geliyorum." dedim ve Gökberk'in yanına doğru yürüdüm. Okulun duvarına oturduk.

"Evet Gökberk ne söyliyceksen söyle de derse gidelim."

Aslında Gökberk benden bir yaş büyüktü geçen sene nasıl becerdi ise sınıfta kalmıştı. Aynı bölümde olduğumuz için şuan aynı sınıftaydık. Bazen sırf benim için sınıfta kaldığını düşünüyordum. Ama her halde bu kadarını da yapmaz canım diyordum.

"Ceyda hiç düşündün mü ben neden sınıfta kaldım."

"Ne bilim ben tembelliğin yüzünden olabilir mi?"

"Şuan aynı sınıftayız sence tembel miyim?"

"Yaa değilsin de beni sorguya çekmek için mi çağırdın hadi söyle ne söyliyeceksen."

"Ceyda sen gözünün önündekini görmeyecek kadar aptalsın sırf senin için okulu uzattım sırf sen beni gör diye. Dünyanın ekseni yerinden kaydı Ceyda. 12 cm yerinden oynadı, sen bana 1 cm bile yaklaşmadın. Bu kadar kör olamazsın! Ben daha ne yapayım beni görmen beni sevmen için daha ne yapayım!"

Gökberk bir anda ellerimi tuttu. Hemen ellerimi geri çektim. Söylediği şeyler beni şaşırtmıştı. Ben bu kadar ağır konuşmasını beklemiyordum. Ama şuan birine kendimi kaptıracak durumda da değildim. Bir anda ayağa kalktım.

"Yapamam istemiyorum."

Dedim ve okula doğru yürümeye başladım. Gökberk'te ayaklanmış arkamdan geliyordu. Ben önde o arkada okula girdik. Sonra üst kattaki sınıfa doğru ilerliyorduk. Arkama hiç bakmıyordum. Ama arkamda sinir küpü olmuş bir Gökberk olduğuna emindim. Sınıfın kapısını açıp sınıfa girdim. Arkamdan Gökberk girdi. Bütün sınıf bize bakıyordu. Yerime geçip oturdum. Gökberk'te yerine geçti. Esra hemen yanıma damladı. Feride zaten yanımda oturuyordu.

"Ne konuştunuz kız anlat."

"Anlatacak bir şey yok Esra. Bana soru sormayı bırakın da hadi soru çözmeye başlayalım."

"Başlayalım başlamasına da ne dediysen Gökberk'e burnundan soluyor."

"Solusun Feride neresinden solursa solusun."

Biz kızlarla tam soru çözmeye başladığımız sırada hoca geldi. Genellikle derslerde soru çözüp yanlışlarımızı hocalara gösterip tüm sınıfla tartışıyorduk. Bugün günlerden cumaydı ve bizim izin günümüzdü. Yani bugün evlerimize gidecek hafta sonunu evde geçirecektik. Normalde köye hep Feride ile giderdim. Onların araba dolu olduğu için bizim bir akrabamız olan Mehmet abi alacaktı beni yurttan.

Hoca ile soru çözerken teneffüs zili çaldı. Kızlarla kalkıp hemen bahçeye doğru ilerliyorduk ki birisi kolumu tuttu. Dönüp baktığımda kolumu tutan Gökberk'ti.

"Ne yapıyorsun bırak şu kolumu."

Kolumu bırakan Gökberk sınıfa doğru bağırmaya başladı.

"Herkes sınıfı boşaltsın Ceyda ile konuşucam."

"Eee çüş Gökberk yani ne yaptığını sanıyorsun sen!"

Gökberk sınıfa bağırıyor ben Gökberk'e çemkiriyordum.

"Ne yapıyorum Ceyda bütün sınıf seni sevdiğimi biliyor. Sen hariç!"

Ben aval aval Gökberk'e bakarken herkes dışarı çıkmıştı. Gökberk sınıfın kapısını kapatıp karşıma geçti.

"Seni zorlamak ya da kendimi zorla sevdirmek gibi bir niyetim yok Ceyda sadece tek bir şey sorucam neden sevmiyorsun beni, neyimi sevmiyorsun, hiç mi hoşlanmıyorsun, hiç mi bir şey hissetmiyorsun?"

Gökberk'e bakmaya cesaretim yoktu. O yüzden yere bakıyordum. Ona kızmaya da hakkım yoktu. O kadar haklıydı ki bunları sormakla ama ben ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Senelerdir Gökberk'in benimle böyle uğraşması hoşuma gidiyordu. Ona hiç umut vermedim ama ona pes etmesini gerektirecek bir şey de söylemedim. Belki en baştan kestirip atsaydım şuan böyle olmayacaktı. Ben hala yere bakarken o yine dayanamadı ve bağırmaya başladı.

"Ceyda kafanı kaldır da bir şeyler söyle artık!"

Kafamı kaldırdım ve masmavi gözlerinin içine baktım.

"Bana ne desen haklısın Gökberk ama benim böyle şeylere ayıracak zamanım yok ve gerçekten korkuyorum."

"Zamanın mı yok! Lan Osman dallamasına bile zaman ayırdın o yavşaktan bile korkmadın! Osman'ı sevdin ama beni sevemedin demi unutamadın o şerefsizi demi!"

"Bağırıp durma bana! Osman'ı falan sevdiğim yok aptalca bir hataydı, çocukca bir şeydi ve bitti."

Gökberk elleriyle saçlarını tutuyor sınıfta dolaşıyor sakinleşmeye çalışıyordu. Yanıma geldi ve karşıma oturdu.

"Tamam Ceyda pes ediyorum ben artık sen nasıl istiyorsan öyle olsun."

Bir an öyle söyleyince kendimi kötü hissettim. O kadar alışmıştım ki onun etrafımda olmasına her ne kadar ona hiç yüz vermesem de çok iyi vakit geçiriyorduk. Şimdi birden bire ben yokum demesi bana da bir garip hissetirmişti. Tam Gökberk giderken kolundan tuttum.

"Pes edemezsin sen pes edersen ben kiminle uğraşıcam hem beni bu lanetli insanlardan kim koruyacak."

Bana doğru dönen Gökberk beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Sarılırken bir şeyler mırıldanmaya başladı.

"Böyle olacağını bilseydim baştan pes ediyorum derdim. Ne diye uğraştırıyorsun beni 3 yıldır."

Karnına bir yumruk vurarak geri çekildim.

"Ahhh! Ne yapıyorsun Ceyda erkeğe şiddete karşıyım ben çok ayıp hiç yakışıyormu sana."

"Ben karşı değilim valla ne öyle vıcık vıcık sarılıyoruz."

"Sen bana sarıldın hem de dayağı ben yiyorum."

"Ben mi sana sarıldım!"

Biz tartışmaya devam ederken Esra ve Feride sınıfa girdi.

"Öldük valla meraktan ne bağırışıyonuz iki saattir."

Gökberk Esra'ya bakarak sırıttı.

"Ceyda bana zorla sarıldı."

"Ebesinin amı artık!"

"Yok öyle bir şey Feride ebesini falan karıştırma şimdi."

"Hayırlısı olsun diyelim artık."

"Esra bir saçmalama neyin hayırlısı kızım ya!"

Gökberk kollarını bağlamış sırıtarak bizi izliyordu. Ben ise bana öfke ile bakan kızlara açıklama yapmak ile meşguldüm. Gün boyu bana trip atan Esra ve Feride ile uğraşmıştım. Hatta Gökberk de gününü onlara açıklama yaparak geçirmişti. Şuan gereksiz yere aşırı bir trip ve tepki ile karşılaşıyordum. Ne olduysa birden kızlar bana bozuk yapmaya başlamıştı. Son dersin zili çaldığında toparlanıp yurda gitmek için yola koyulduk. Gökberk de bizimle birlikte yürüyordu.

"Biraz abartmadın mı Ceyda tamam benim yavşak kuzenimle sevgili oldun. Şimdi bir de Gökberk ile mi sevgili olacaksın."

"Ne demek istiyorsun Esra sen açık konuşur musun?"

Gökberk Esra'ya sinirle cevap verdi.

"Ne var bunda Esra neyine bu kadar sinirleniyorsun bunun onu anlamadık."

Esra konuşacakken Feride girdi araya.

"Şuan senin bizimle yürüyor olman bile tehlike yurttan abiler görse sadece Ceyda'nın başı yanmaz. Bizi de tehlikeye atıyorsun. Ceyda kendi adını çıkardığı yetmiyor bize de bulaştırmış oluyor."

Feride'nin böyle konuşması beni çok kırmıştı. Herkesten bu lafları duymayı beklerdim ama Feride'den beklemezdim.

Gökberk'e baktım.

"İşte bu lanetli insanlardan bahsetmiştim ne yazık ki kardeşim dediğim insanlara bile bulaşmış."

"Şuan seni çok iyi anlıyorum Ceyda."

Gökberk'e bizden ayrılmasını ve evine gitmesini söyledim. Yurda kadar kimsenin ağzından hiç bir şey çıkmamıştı. Yurda gidince diğer kızlar da aynı tepkiyi gösterdiler. Bir andan hepsi bana sırtını dönmüştü. Ben ise şuan ne olduğunu anlamıyordum. Aşağıda Mehmet abinin gelip beni almasını beklerken Kübra yanıma geldi.

"Hatırlıyor musun ilk senemiz de sana bir şey demiştim. Kendine dikkat et en yakınındaki insanlar bile sana sırtını döner demiştim."

Kübra bunları söylerken ben ağlıyordum.

"Evet hatırlıyorum."

"Burası böyle bir yer Ceyda biliyorum sen karşı çıkıyorsun bu bozuk düzene ama senin gibi karşı çıkan herkesi harcarlar. Ne yazık ki bende onların tarafında olmak zorundayım. Seni çok severim bilirsin ama yapacak bir şeyim yok."

"Anlıyorum seni Kübra yine de teşekkür ederim gelip benimle konuşan tek kişi sensin."

Kübra bana sarıldıktan sonra kalkıp gitti. Sırf sevgili yaptım diye en yakın arkadaşlarım bana anında yüz çevirmişti. Ben bunun olacağını hiç düşünmez buna olanak bile vermezdim. Bizim buraların bir kuralı vardı işte sevgili yapan kız orospudur onun yanında ki arkadaşları da orospudur. Sırf kendilerine laf gelmesin diye benimle arkadaşlıklarını bitirmeyi tercih etmişlerdi. Halbuki ben onlara hiç böyle yapmamıştım. Feride Selim ile sevgiliydi. Esra uzaktan bir akrabası ile konuşuyordu. Aslı okuldan bir arkadaşı ile flörtleşiyordu. Sadece hiç birisi benim kadar açık yaşamıyordu. Onların ki gizli kapaklıydı. Ama ben neysem oydum ve kimseden hiç bir şey gizlemiyordum. Çünkü gizleyecek bir şey yaptığımı düşünmüyordum. Ben ağlamaya devam ederken Merve Hoca Mehmet abinin geldiğini söyledi. Bende çantamı alıp dışarıya çıktım. Mehmet abi ile selamlaştıktan sonra arabaya geçtim. Mehmet abide yurt müdürü ile konuştuktan sonra arabaya bindi ve köye doğru yola çıktık. Köy ilçeye fazla uzak değildi arabayla 20 dakika falan sürüyordu.

"Eeee Ceyda nasılsın nasıl gidiyor dersler?"

"İyi gidiyor abi çalışıyoruz işte."

Yola çıkalı bir 10 dakika falan olmuştu. Mehmet abi sürekli bana bakıp duruyor ama konuşmuyordu. Artık bakışlarından rahatsız olmaya başlamıştım. Birden eliyle eteğimi kaldırarak bacaklarımı okşamaya başladı. Ben hızla elini iterken bağırıyordum.

"Ne yapıyorsun abi sen!"

Hızla elini geri çekti. Ona karşılık vereceğimi düşünmüştü. Şuan yaşadıklarıma inanamıyordum. Aklım başıma geldi ve konuşmaya başladım.

"Biliyorum bunu anlatsam bana hiç kimse inanmaz ama bir daha bana veya kardeşlerime ya da başka bir kıza dokunduğunu görürsem, duyarsam seni kendi ellerimle öldürürüm! Sakın yapamaz edemez diye düşünme yemin ederim yaparım."

Bana bakmıyor cevap da vermiyordu. Köye gelmiştik. Bizim evin önüne gelince durdu bende inip eve doğru gittim. Arkadaşlarımın salak salak tavırları yetmiyormuş gibi köydeki bütün sapıklar beni buluyordu. İşte bu yüzden buradan nefret ediyordum. Şimdi anneme ya da babama şu durumu anlatsam bana asla inanmayacaklardı. Küçükken de inanmamışlardı. Yine ben suçlu olacaktım. En iyisi kendimi kendim korumalıydım. Bu iğrenç insanlara başka yapacak hiç bir şeyim yoktu. Bu sapık ruhlardan kurtulmanın tek yolu burayı terk etmekti. Ve bende ne yapıp edip burayı terk edecektim.



"Merhaba arkadaşlar bölümleri biraz hızlandırıp daha heyecanlı bölümlere gelmek istiyorum. Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizleri seviyorum."



modal aç
modal aç
modal aç