Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left3.
Bölüm
keyboard_arrow_right
@hayatcetin
"Ne gördünüz Alice, çatlatmasana insanı! Hadi söyle. Hem bu kitaplar da ne?" dedi Emmett.

Rosalie en üstteki kitabı aldı ve sayfaları karıştırdı.23. sayfada durdu. Bu sayfada altı çizilmiş bir yer vardı. Kitabı Jasper'a verdi ve yüksek sesle okumasını söyledi. Çizili olan yerde,

"Onlar Edward ve Emmett Cullen, Rosalie ve Jasper Hale. Az önce giden Alice Cullen’dı, hepsi Doktor Cullen ve karısıyla birlikte yaşıyorlar." yazıyordu.

Bir gün bu kadar çok şaşırmaktan gözleri yuvalarından fırlayabilirdi.

"Daha bitmedi Jazz, arka sayfayı çevir." dedi Alice. Orada da altı çizili bir bölüm vardı. Jasper yüksek sesle okumaya devam etti.

"...Ama hepsi birlikteler; yani Emmett ve Rosalie, Jasper ve Alice birlikte yaşıyorlar..."

Şaşkınlık yerini utanca bırakmıştı. Edward dışında hepsi kıpkırmızı olmuştu. Edward’ın şaşkınlığına biraz da hüzün eklenmiş gibiydi. Jasper devam etti.

" 'Cullen'lar hangileri?' diye sordum.'Akrabaya benzemiyorlar.'
'Değiller. Doktor Cullen çok genç, yirmilerinde ya da otuzlarının başında. Hepsi evlatlık. Hale’ler ağabey kardeş, ikizler... sarışın olanlar... ve hepsi evlatlık' "

Hepsi olduğu yere çöküverdi. Şoktaydılar ve artık şaşkınlık ta dâhil olmak üzere yüzlerinde hiçbir ifade yoktu. Rosalie ve Alice ise okudukları halde ikinci bir şok yaşıyorlardı. Sonunda konuşabilen Jasper,

"Rose, soyadının da tuttuğuna inanamıyorum. Artık bu tesadüfü aştı. Sence diğer kısımlar da doğru mudur? Yani... biz... kardeş miyiz? Hem de ikiz!" dedi. Rosalie toparlandı ve

"Çocuklar bu kadarla kalmıyor ama daha fazla okuyamadım zaten burayı da isimlerimizi gördüğüm için açmıştım daha başından başlamadım. Yoksa şoka girip bir daha çıkamayabilirdim." dedi. Emmett ise,

"Ben hala bunun büyük bir şaka olduğunu düşünüyorum çocuklar ama kim, neden böyle bir şey yapsın ki. Bunu aklım almıyor." dedi. Alice ise düşüncelere dalmış olan Edward'a döndü ve

"Fark ettiniz mi bilmiyorum ama Jasper'ın okuduğu yerde," 'Cullen'lar hangileri?' diye sordum." yazıyordu. Sizce bunu soran Bella mıdır?"

Bella adıyla irkilen Edward daldığı düşüncelerden sıyrılarak,

"Bilmiyorum belki de. Çocuklar bir güne bu kadar şok yeter. Gitseniz iyi olacak. Sizi geçireyim." dedi. Kibarca kovulduklarını anlayan çocuklar kalkıp kapıya yöneldiler. Rosalie tekrar kitapları kolunun altına aldı. Gece uyumayıp kitapların her yerini inceleyecekti. Bu kovulmadan dolayı hepsinin yüzü asılmıştı. Edward özür dilemek namına çıkmak üzere olan asık suratlı gençlere seslendi.

"Hey Cullen Takımı! Öylece gidemezsiniz. Plan yapmalıyız." dedi. Hepsinin yüzü aydınlanmıştı birden. Rose elindeki kitapları göstererek,

"Ben kitapları iyice incelerim." dedi. Edward,

"Ben de satın alayım onları. İki farklı bakış açısı olursa iyi olur." dedi. Alice ise,

"Bende yazarın kim olduğunu araştırırım." dedi.

Jasper söylemeye cesaret edemezmiş gibi ağzını açtı sonra sustu ve birden söyleyiverdi.

"Rose ben DNA testi yaptırmak istiyorum."Rosalie bir an ona baktı ve saçından bir tel koparıp,

"Al! Gerçi ikimiz de kumralız, kitapta sarışın yazıyordu. Yine de istiyorsan yaptırabilirsin tabi." dedi tereddütle. Bir şey çıkmayacağından o kadar emindi ki Jasper’ın bu isteği karşısında sinirlenmemişti bile. Son olarak Emmett da,

"Yarın olmaz çünkü bugün de gitmedik ama ertesi gün için bende okuldan izin alabilirim. Aileleri de hallederim. Rahatça araştırırız." dedi.

Akşam olmuştu. Hepsi evlerine dağıldı. Anne ve babası gelene kadar Edward odasına çekilip Jasper'ın okuduklarını ve Bella'yı düşündü. Anne ve babasına durumu anlatmalıydı. Onlar da bunun bir parçasıydı çünkü. Esme ve Carlisle. Ama bu doğru olur muydu?

Dahası; eğer Cullen'ları soran kişi Bella ise Bella'ya Cullen'ları anlatan kimdi? Edward dayanamayıp salona indi ve Rosalie'yi aradı.

"Şey Rose bir şeyi merak ediyorum da şu kitapta Cullen'ları soran kişiye anlatan kimdi?"

"Bir dakika Edward bakayım. Hmm, evet, buldum. Jessica. Jessica Stanley...

"Tamam, Rose saol yarın okulda görüşürüz." dedi ve telefonu kapattı Edward.

"Jessica ha, Bella dururken neden bu kız bende ilgi uyandırdı bilmiyorum. Yarın da bir bitseydi. Şu işin içinden bir an önce çıkmak istiyorum." diyerek odasına çıktı. Soğuk yatağına girdi ve bir an önce yarın olsun umuduyla gözlerini yumdu.

Sabah çalar saat olmasa uyanamıyordu. Homurdanarak yataktan kalkıp banyoya gitti. Yüzünü yıkadı ve mutfağa annesinin hazırlamış olduğu muhteşem kahvaltının güzelim kokularına doğru çekilmeye başladı. Babası Carlisle bir elinde gazete diğerinde kahve masada oturuyordu. Esme Edward'ın çayını koydu. O an Edward'ın aklına bir şey geldi ve

"Anne,baba sizinle sizi de yakından ilgilendiren bir konu hakkında konuşmalıyım." dedi.

"Bir sorun mu var oğlum?" dedi babası.

"Şey, evet, var. Sorun şu; Geçen gün çocuklarla sinemaya gitmiştik hatırlıyor musunuz?"

"Evet, hatta baban işte olduğu için gelip bana söylemiştin." dedi Esme.

"Evet, annecim, işte o filmde hiç beklemediğimiz bir şeyle karşılaştık."

"Edward, lafı dolandırmadan doğrudan anlatsana oğlum." dedi Carlisle.

"O filmdeki ana karakterle isimlerimiz aynı."

"Eee, ne var bunda?" dedi ikisi birden.

"Ama ana karakterinin kardeşlerinin adları da Rosalie, Alice, Emmett ve Jasper."

"Nasıl yani?" Carlisle gazete ve kahveyi bırakmış daha dikkatli dinlemeye başlamıştı.

"Dahası var babacığım. Annem ve senin adlarınız da ana karakterin anne ve babasının adlarıyla aynı."

Esme ve Carlisle şaşkınlıktan açılmış ağızlarını kapatarak,
"Ama bu kadar tesadüf nasıl olur?" dediler.

"Bu film bir kitaptan uyarlanmış. İki gündür bunu araştırıyoruz. Rosalie kitapların hepsini almış. Seri 4 kitaptan oluşuyor ve kitapların ilkinde Emmett ve Rosalie ile Jasper ve Alice'in sevgili oldukları ve hepimizin sizin üvey çocuklarınız olduğumuz yazıyor. Daha fazla okuyamadık. Yoksa şoktan ölebilirdik." dedi Edward.

"Bu ciddi bir sorun." dedi Carlisle gözlüklerini çıkarıp masaya koyarken.

"Ama kim, neden yapsın bunu?" dedi Esme.

"Anne, aynı soruları biz de sorduk ama bir sonuca ulaşamadık. Geçen rahatsız olduğumu söyleyip okula gitmeyişim bu yüzdendi. Sizin yardım edebileceğinizi düşündüm. Umarım beni yanıltmazsınız. Şimdi okula gidiyorum. Rose gece boyunca uyumayıp araştırma yapmıştır eminim. Öğrendiklerimi arayıp size de söylerim. Hoşçakalın." dedi ve evden çıktı. Arkasında şaşkın ve aklında binlerce soru dolanan iki kişi bırakarak hızla okula doğru yürüdü.

"Rose, hadi artık anlat ne bulduğunu. Çatlamak üzereyim." dedi Alice okulun bahçesinde dikilirken. Heyecandan türlü türlü şekillere giriyordu.

"Olmaz Alice daha Jasper ve Edward gelmediler. Hepimiz toplanalım o zaman anlatırım."

"Ha! İşte salyangoz kadar yavaş arkadaşlarımız da sonunda teşrif ettiler. Nerdesiniz siz meraktan öldüm."

"Bizi merak etmen ne kadar büyük bir incelik Alice." dedi Edward şakayla. Jasper ise Alice'in ve şaşırtıcı bir biçimde Rosalie'nin yüzüne bakamıyordu. Bir şey olmuştu.

"Sizi merak ettiğim falan yok. Hemen havalara girmeyin beyler. Rose bir şeyler bulmuş ve siz gelmeden söylemiyordu. Onu merak ettim."

Jasper herkesi şaşırtarak elini havaya kaldırdı ve susmalarını işaret etti. Şaşkınlıktan kimse ağzını açıp konuşamıyordu zaten.

"Çocuklar. DNA için saç örneklerini göndermiştim ve sonuç bugün geldi. Artık bir kız kardeşim var." dedi ve herkesin daha da şaşırmış yüz ifadelerine aldırmadan bezginlikle banklara yürüdü ve oturdu. Daha doğrusu çöktü. Rosalie’yi sevmediğinden değil ama bu kadarını kaldıramıyordu.

"Aaa! Ama yeter artık! Bizimle oyun oynayan kimse hemen ortaya çıksın. Bu kadarı da fazla!” diyerek etrafına haykırdı Rosalie. Okul bahçesindeki tüm yüzler bir anda şaşkınlıkla Rosalie’ye döndüğünde utançtan kızaran genç kız kardeşi olduğunu öğrendiği Jasper’ın yanına çöküverdi.

“Bu ailelerimizi de ilgilendirir. Nasıl bu kadar iç içe yaşarken bundan haberimiz olmadı. En azından bir açık verirlerdi mutlaka. Biz gerisini çözerdik." dedi artık bağırmayan umutsuz bir ses tonuyla. İnanılmaz derecede üzgündü.

"Ya onlar da bilmiyorlarsa?" dedi başından beri ilk defa konuşan Emmett. Bütün yüzler ona döndü.

"Bu mümkün, yani hastanede bebekler karışmış, Jasper'ın kardeşi Rosalie yerine şimdiki kardeşi Charlotte annesine verilmiş olabilir. Sonuçta ikizler. Aynı anda doğmuşlar. Ve Jasper bize babasından duyduğu eski anıları anlatırken o ve ikiz kardeşini doğuran annesinin durumunun kötüye gittiği ve çocuklarını bir kere bile göremeden tekrar yoğun bakıma alındığını söylemişti. Gerçekten de olabilir. Yani Rose ve Jazz çift yumurta ikizleri." dedi Em onu pürdikkat izleyen yüzlere tek tek bakarak.

Jasper oturduğu yerden kalkıp Rosalie'nin yanına gitti ve
"Çıkışta benimle eve gelebilir misin? Bu durumu aileme daha doğrusu ailemize anlatmak istiyorum."

Rosalie ise Jasper’ın sözlerini hiç duymamışçasına,
"Bu şakayı yapanı bulacağım. Mutlaka. Bu fazla uzadı artık. Mümkün olmayan şeylere inanmamalıyız." diyerek okula girip gözden kayboldu.

Hepsi onun peşinden koşarak sınıfa girdi. Ama Bayan Hopkins sınıfta olduğu için konuşamadılar. Sınıfta tanımadıkları biri vardı. Sanırım yeni kaydoldu diye düşünüyordu Edward. Her zamanki inceliğini gösterip,
"Merhaba, sınıfa yeni geldiniz sanırım, ben Edward." dedi elini yeni kıza uzatarak. Bir yandan da çok ama çok güzel olduğunu düşünmeden edemiyordu."Lütfen adının Bella olduğunu söyleme düşer bayılırım. Artık böyle çıksa da şaşırabileceğimi de sanmıyorum ya neyse." diye düşündü. Kızın yüzüne aptal aptal baktığını fark edip toparlandı ve gülümsedi.

Kız da ona gülümseyerek,
"Merhaba Edward, memnun oldum bende Jessica..." dedi.
modal aç
modal aç
modal aç