Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left4.
Bölüm
keyboard_arrow_right
@hayatcetin
"Je... Je... Jessica mı? Ama bu nasıl olur?" diye bağırdı Edward.

Jessica adını duyan Cullen Takımı'nın başları malum kişiye döndü. Kız ne olduğunu anlamayan şaşkın bakışlarla aynı şaşkınlıkla ayağa kalkmış ona bakan Cullen Takımına baktı.

"Tanışıyor muyuz acaba?" dedi Edward'a dönerek.

"Adın tam olarak Jessica Stanley mi acaba?" diye sordu Edward. Sınıfa girdiklerinden beri üzgün olan Rosalie bile merakla kıza bakıyordu.

"Hayır, adım Jessica Stanford. Size ne oldu böyle?"

"Of ya çok yaklaşmıştık!" dedi Emmett gülerek. Artık şoka o kadar alışmışlardı ki yaşadıklarını espri konusu yapmaya başlıyorlardı.

Her şeyden habersiz Bayan Hopkins ve sınıftakiler merakla onlara bakıyorlardı. Jasper,
"Peki, Stanley soyadlı bir Jessica tanıyan var mı aranızda?" diye sordu. Konunun odak noktası olan sorunun gelmesiyle herkes sınıftan çıkan bir cevap bekleyişine girdi. Kimseden çıt çıkmıyordu.

"Anlaşılan tanıyan yok!" dedi Alice.

"Ben tanıyorum." diye bir ses yükseldi. Bütün yüzler bu kez de bu sesin sahibine döndü.

"Nerden tanıyorsun peki?" Soru Rosalie'den gelmişti.

"Şey, geçenlerde bir filme gittim ve orda bu isimde bir kız vardı." dedi.

Hayal kırıklığı yaşayan gençler yerlerine oturdular.
"Bunu biz de biliyoruz." dedi Edward.

Bayan Hopkins onlara bir soru sormadan önce durumu kurtarmak adına Jasper,
"Efendim bugünkü parçamız hangisi acaba?" diye sordu. Ve ilgi tekrar derse çevrildi.

Okul çıkışında Cullen Takımı sınıftan çıkmış koridorda yürürken Jessica peşlerinden koştu ve Edward'ın yanında durdu.
"Biraz konuşabilir miyiz?" dedi. Edward, Alice ve Emmett'ın imalı bakışları altında Jessica'nın yanına gitti ve
"Evet?" dedi soran bakışlarla. Jessica biraz cesareti kırılmış görünüyordu ama devam etti.
"Şey, Edward ben bazı şeyler biliyorum. Ve size yardım edebileceğimi düşünüyorum. Beni de grubunuza dâhil edebilir misiniz?"
"Neler biliyorsun acaba?"

"Gruba alıyor musun?"

"Soruya soruyla karşılık vermek olmaz. Neler bildiğini söyle alalım."

"Tamam. Sizin adlarınız film karakterlerinin adlarıyla aynı değil mi? İşte bunu kimin yaptığını biliyorum."
Edward'ın gözleri iri iri açıldı. Jessica’nın son sözü bu konuşmayı özelden genele taşıyordu. Edward onu kolundan tutup diğerlerinin yanına çekti ve
"Bir şeyler biliyor gruba almazsak söylemeyecek. Ve bildiği şey tam da bizim aradığımız şey. Bu şakayı bize kimin yaptığı."

Rosalie dikkat kesildi. Çünkü bu işin bitmesini en çok isteyen oydu. Kendini karmaşık ve sonu gelmeyen bir kabusta hissediyordu.
"Ne? Neler biliyorsun. Anlat çabuk!"

Kız tekrar Edward'a dönerek,
"Gruba alıyor musun?" diye sordu.
"Tamam, artık sen de gruptasın. Hadi anlat artık!" dedi Emmett sabırsızlıkla.

Jessica tekrar Edward'a döndü.
"Bu saatten itibaren Cullen Takımının yeni üyesisin. Evet, seni dinliyoruz." dedi. Okuldan çıkmışlar karşı kaldırıma bile geçmişlerdi. Ama kimse farkında değildi. Bir şeyler bildiğini iddia eden bu kız birden odak noktası oluvermişti. Onlar konuşurken kaldırıma bir araba yanaştı ve rahatsız edecek kadar uzun bir süre kornaya bastı. Bunu fark eden Jessica'nın beti benzi atmıştı. Kimse neler olduğunu anlayamadan,

"Çocuklar gitmeliyim, sonra anlatırım." diyerek koşup arabaya bindi. Araba süratle ilerlerken Cullen Takımı arkasından çaresizce bakakaldılar. Neydi şimdi bu? Ellerine geçen bu fırsat geri mi tepmişti. O arabadaki kimdi peki? Arabayı görür görmez Jessica neden korkmuş ve susmuştu. Hepsi aklından aynı şeyi geçiriyorlardı ki Edward direk konuya girdi.

"Arkadaşlar her şeyi bırakıyoruz. Asli ve tek görevimiz arabayı kullanan şahsın kimliğini tespit etmek ve Jessica'yı güvende olduğuna ikna edip konuşmasını sağlamak..." dedi.

"Vay canına Cullen Takımı dedektiflik işinde hiç de fena değil." dedi Alice gülerek. Buna biraz ihtiyaçları vardı. Hepsi yokuş boyunca gülerek yürüyüp yokuşun sonunda evlerine dağıldılar. Yarını iple çekmeyen tek kişi Jessica'ydı...
*****
“Biz senden sadece onları takip etmeni istedik Jessica, arkadaş olmanı değil. Ne konuşuyordun onlarla?”

“Hiç! Hiçbir şey.. Ben sadece…”

“Sen sadece ne! Jessica. Beni iyi dinle. Eğer hayatta kalmak istiyorsan onlara tek kelime anlatmamanı öneririm. Yeterince açık konuştuğumu düşünüyorum. Şimdi git ve odandan sakın çıkma. Seninle işimiz bitmedi.”

Jessica korku dolu gözlerle sabitlendiği dikiz aynasından gözlerini ayırdı ve durmuş olan arabadan inerek binaya koştu.
modal aç
modal aç
modal aç