Yeni Üyelik
keyboard_arrow_left keyboard_arrow_left7.
Bölüm
@hayatcetin
"Almira'mı o da kim?" dedi Edward. Kadın konuşmaya devam etti.

"Şey, birkaç gündür eve birileri geliyordu. Jessica arkadaşlarım diyordu ama onun arkadaşı olamayacak kadar büyüktüler. Bende telaşlanıp bir gün yine geldiklerinde kim olduklarını ve kızımı nerden tanıdıklarını sordum. Ve onlar da hemen saldırı pozisyonuna geçip beni tehdit ettiler.
'Kızınla işimiz var bitene kadar birine dahi bizden bahsedersen kızını ölmüş bil. Sıra sana da gelir tabii ki.' dediler. Jessica’ya bir şey yapmalarından korktuğum için daha fazla karışmadım işlerine. Ama kızım gün geçtikçe soluyordu. Gözümün önünde eriyordu adeta. Ne olduğunu sorduğumda hiçbir şey söylemiyordu. Tam sonunda Almira'nın bir şeyler yaptığını düşünüyordum ki Jessica yanıma gelip,
'Anne âşık oldum. Lütfen bana yardım et. Dayanamıyorum artık. İmkansız bir aşk bu.' dedi. Almira’nın bu işte parmağı olmadığına sevinmiştim. Kızımın normal ergenlik sorunları yaşıyor olması beni rahatlatmıştı. Peki, kim bu şanslı kişi diye sorduğumda,
'Okuldan.' dedi.'Adı Edward...'
Onu çok seviyormuş. Ama Almira onun hakkında kötü planlar kuruyormuş ve bu planlarından birinde Jessica'yı da oynatacağından çok korkuyormuş ve sonunda korktuğu başına gelmiş. Jessica’dan Edward'a yakın durup neler konuştuklarını, neler bildiklerini öğrenmesini istemişler. Jessica ona ne yapacaklarını sorduğundaysa bunun onun üzerine vazife olmadığı cevabını alıyormuş.
Bana bunları anlatırken o kadar masum, o kadar çaresiz duruyordu ki."

Kadının gözleri yaşarmıştı. Kızının anılarını hatırladıkça daha da üzülüyordu.

"Şey, ben, afedersiniz. Ama merak etmeyin her şeyi anlatacağım. Yalnız bu Edward'ın kim olduğunu biliyor musunuz çocuklar?" dedi.

"Tam karşınızda duruyor efendim." diye cevapladı Edward onu.

"Biz de başımızdaki belayla yani o zamanlar adını bilmediğimiz Almira ile uğraşıyorduk. Jessica sınıfımıza yeni gelmişti. Ve Almira'nın tuzağına göre kitapta yer alan bir bölümde bizim okul arkadaşımız olan bir Jessica'dan bahsediyordu. Ertesi gün okulda Jessica'yı kanlı canlı karşımızda görünce şaşırdık. O da bize bir şeyler bildiğini grubumuza alırsak bildiklerini söyleyeceğini söyledi. Demek ki bize yakın olma planıydı bu. Daha doğrusu bana." diye açıkladı Edward.

Kadın şaşırmıştı.
"Şey, çocuklar ben çok üzgünüm. Hiçbir şey böyle olsun istemezdim. Zaten Jessica'da istememişti. Sonunda dayanamayıp bana,
'Edward'a bunu yapamam anne ben onlara her şeyi açıklamaya gidiyorum' dedi. Ben yapma kızım yaşatmazlar seni dedimse de dinletemedim. Jessica çıkıp okula doğru gitti bende peşinden ama bir yerde onu kaybettim. Aradım ama bulamıyordum bende eve dönmeye karar verdim. Ama o sıra o çoktan vazgeçip eve gelmiş bile. Ama Almira boş durur mu? Hemen öğrenmiş Jessica'nın onu gammazlamak üzere olduğunu ve eve gelip onu sorguya çekmişler. Jessica onlara babasının viskisinden açmış. Hiçbir şey belli etmemek için normal davranmaya çalışıyormuş. Ama sonunda Almira sinirlenmiş ve
'Ne yapmaya yeltendiğini biliyorum. Artık sen bizim için bir tehdit unsurusun. Üzgünüm. Uyarmıştım.' deyip adamlarından birine tetiği çektirmiş. Eve geldiğimde kızımı kanlar içinde yerde görünce ne yapacağımı bilemedim. Silahı da eline tutuşturmuşlar. Edward’ın aşkından intihar ettiğini düşünmüştüm. Ama işyerime gelen -bu anlattıklarımı içeren- uzun bir notla durumu anladım. İşte not burada deyip Edward’ın eline sarı bir kağıt tutuşturdu. Edward Jessica’nın annesinin anlattığı kısımları geçip son paragrafa geldiğinde şu cümleleri hayretler içerisinde dışından okudu.
“Kızının icabına baktık. Sıranın sana gelmesini istemiyorsan sessiz ol. Şimdi o beşliyi halletmeliyim. Edward’cığım ölümünün Bella'sının elinden olduğunu bilecek kadar yaşar mı acaba?”
“Peki, şimdi ne yapacağız?"

Edward, "Çok kolay. Hemen bir dedektif bulmalıyız. Hatta birkaç tane. Sizi koruma altına almalıyız. Bu işi polise bırakırsak hiç çözülmez sanmıyorum." dedi.

O zamana kadar ağızları açık anlatılanları dinleyen diğerleri sonunda konuşmaya katılabilmişlerdi.

"Peki, ama dedektifi nereden bulabiliriz? Kim bizi ciddiye alır ki? Oyun oynamaya çalışan bir avuç zaman kaybı genç. Kendimizi nasıl ispatlarız?"

"Tabii ki elimizdeki delillerle." dedi Rose, elinde tuttuğu ve iyi ki polise vermediğini düşündüğü sarı kağıdı sallayarak.

"Tamam, o zaman ben gazeteden birkaç dedektiflik bürosunun numarasını alayım." dedi Emmett.

"Durun çocuklar. Benim tanıdığım bir dedektif var. Aslında biraz ironik olacak ama onun adı da Edward." dedi Jasper.

Edward gözlerini devirdi ve bıkkın bir ifadeyle,
"Adımı değiştirsem tüm bu curcunadan kurtulabilir miyim acaba? Çocuklar aslında benim iki adım var biliyorsunuz."dedi.

"İki adın mı var. Yoo, bilmiyorduk. Ne peki diğer adın?" diye sordu Rosalie.

"Anthony. Size kendimi tanıtayım arkadaşlar. Edward Anthony Mason..." dedi Edward gülerek.

"Nee! Anthony Mason mu?"

"Hadi ama Rose bari soyadımı bilmiyormuş gibi yapma." dedi Edward tekrar gülerek.
"Soyadını tabii ki biliyorum ama bu zamana kadar hiç dikkat etmemiştim. Kitaptaki Edward karakterinin vampir olmadan önceki adı ve soyadını taşıyorsun. Hayırlı olsun." dedi Rosalie herkesi şaşırtarak.

"Hadi ama Rose, bari bunun şaka olduğunu söyle." dese de Rosalie'nin ciddi yüzünden doğruyu söylediğini anlamıştı Jasper.

"Bu iş gerçekten haddinden fazla uzadı. Hadi bitirelim şu işi. Jasper ara bakalım gelsin şu dedektif Edward. Neyin nesiymiş bir görelim önce." dedi Alice.

Jessica'nın annesine teşekkür edip oradan ayrıldılar. Şimdilik Almira ona bir şey yapamazdı. Ortalığın durulmasını bekleyeceğini hepsi biliyordu. Her zamanki toplanma yerleri olan Edward'ın evindeydiler.

"Alo! Dostum, Edward, sen misin?" dedi Jasper telefonun diğer ucundaki kişiye.

"Hayır, ben kardeşi Alice, abim bir cinayet soruşturmasıyla ilgileniyor da çok yorgun birkaç saatliğine eve gelip dinlenmek istedi. Uyuyor şu anda mesajınız varsa iletebilirim." dedi kız.
"Ne! Kardeşi Alice'mi? Neyse alıştık artık böyle şeylere. Senin diğer bir adaşın da benim sevdiğim kız biliyor musun?"
"Belki benimdir o.Yani ben de olabilirim. Ne dersin bir yerde buluşalım mı?"
"Iıı, şey, Edward’a selam söyle. Hoşçakal!"

Jasper biraz önce söylediklerinin farkına karşısında duran Alice'in kızarmış yüzünü gördüğünde varabildi.
"Şey ben..."

"Tamam çocuklar. Eee sonuç ne dedektif Edward Bey teşrif ediyorlar mı?" diyerek Jasper'ı kurtardı Edward. Jasper ona kısa bir "my hero" bakışı attıktan sonra ortalığa konuştu.
"Bir cinayet davasına bakıyormuş. Kardeşi çok yorgun şu anda uyuyor dedi. Sanırım bu bizimle ilgilenmeye vakit bulamayacağını gösteriyor."

"Zaten gerek kalmadı." diyen Emmett bütün bakışları üzerine çekti.
"Bakın bir ilan buldum.'Dedektif Jacob-NOT: Yalnız çalışırım...' Bu da ne böyle. Neyse arayalım bakalım şu çokbilmiş burnu havada dedektifi. Sanki başka çaremiz mi var." diyerek telefonu eline aldı Emmett.

"Alo! Dedektif Jacob'la mı görüşüyorum."

"Ta kendisi! Buyrun nasıl yardımcı olabilirim. Hiçbir şirkete bağlı değilim ve birkaç kişinin yapacağı işi tek başıma başaracağım için yüklü bir miktar isterim. Hala benimle çalışmak istiyorsanız # tuşuna basınız. Şaka şaka, buyrun sizi dinliyorum."

Emmett eliyle ahizeyi kapatıp çocuklara döndü ve
"Bir manyakla uğraşmak zorunda kalacağız haberiniz olsun" dedi. Ahizenin ucundan,
"Merak etmeyin efendim, ben çok uğraştırmayan bir manyak türüyüm" diyen ses Emmett'ın kıpkırmızı olmasına neden oldu.

"Şey, afedersiniz. Öyle demek istememiştim." diyerek durumu kurtarmaya çalıştı. Dedektif ise hiç umursamış görünmüyordu.
"Evet, sorununuz nedir?"

"Telefonda anlatabileceğimi sanmıyorum. Size vereceğim adrese yarın gelebilir misiniz? Çünkü sizinle konuşması gereken tek kişi ben değilim. Birkaç arkadaşımla birlikte bu işin içindeyiz." dedi Emmett.

"Evet, adresi alıyım. Yarın görüşmek üzere. Bizi seçtiğiniz için teşekkür ederiz. Çıkmak için 9'a basınız." cümlelerinden sonra telefon büyük bir kahkahayla kapandı. Emmett,

"Pek uçarı, çılgın birine benziyor. Ama aynı zamanda iyi biri gibi de. Neyse yarın gelsin de görelim bakalım." dedi telefon kapanmadan önceki şaşkın yüz ifadesiyle.

"Hadi çocuklar herkes evine. Bugün çok uzun bir gündü. Hiç bitmeyecek sandım. Bir ayı gibi kış uykusuna yatıp aylarca uyursam hiç şaşmayın." dedi Rosalie Emmett’a bakarak.

"Evet, bende aylarca uyuyabilirim. Tıpkı bir boz ayı gibi..."

modal aç
modal aç
modal aç