Elbet uçacaktı en sevdiğim defterimden yırtıp, yırtıp yaptığım iki kanatlı uçurtmam,
Parlarken güneş gözüme gözüme, kapanmayacaktı yaprağım,kopmayacaktı.
Elbet dökülecekti belki de, belki bir damla belki bin, bin dolu neşeli hüzündür belki de,
Kalbinden koparıp yüzüne sızdırdığın tuzlu şu hıçkırık bak yüzünde, evet gökyüzünde.

Issız mı ıssız, ürkütücü karanlığa kapatılmış soğuk bir adam soğuk bir kalp,
Ellerin de izleri kalmış süslü cinayetten sade bir bıçak, sadece bir bıçak.
Korkmuş bir çift göz şaşkına uğramış toplam altı his ve durması gereken saatli bir de ucuz kalp,
Görmezden mi gelmiştin kendini, kendi cinayetini;
Ölmüş bir kalp uzanmış ellerinde kalan sade bir bıçak.