@a_lotus_1
|
Zaman kavramını kaybetmiştim. Ne zamandır buradaydım? Ne kadar zaman geçti bilmiyordum. Ama kadın gardiyan gelip artık çıkabilirsin deyince kulaklarıma inanamamıştım. Kalbim heyecandan deli gibi atıyordu. Gözlerim mutluluktan parlamıştı. Gardiyan kadının kolunda çıkışa doğru yürüyorduk. Arkadaşlarımla vedalaşmıştım. Yanaklarımda kuruyan göz yaşları vardı. Bekleme odasına gelmiştik. Orada Adrian'ı görmüştüm. "Angela seni çok özledim." demiş ve bana sarılmıştı.
Onun sıcaklığı ve şevkati beni mutlu etmişti. Benden vazgeçmemişti ve buraya kadar peşimden gelmişti. Göz yaşlarım yine yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı. "Hadi buradan çıkalım." deyip geri çekildi ve elimden tuttu. Buraya ilk geldiğimde üzerimde olan kıyafeti giymiştim. Nicolas acaba nerede ve ne yapıyordu? Adrian beni kefaletle serbest bırakmıştı. Ama bende en kısa zaman da Nicolas'ı oradan kurtaracaktım.
Adrian'la el ele tutuşup dışarıya çıkmıştık. Güneş ışığına çıkınca gözlerimi kapattım. Gözlerimin tekrar ışığa alışması için biraz bekledim. Sonunda özgürdüm artık kilit altında tutulmak yoktu. "Teşekkür ederim." deyip ağlamaya başladım. Adrian yanıma gelip bana sarıldı. "Artık özgürsün." dedi. Biraz ileri de duran onun arabasına gittik ve arabaya bindik. Adrian arabayı çalıştırdı ve gaza bastı. Cezaevi artık arkamızda kalmıştı. Nefesimi alıp verdim ve Adrian'a döndüm. "Beni çıkarmak için ne kadar ödedin?" diye sordum. Bana kısa bir bakış attı. "Sen kurtuldun gerisini düşünme." dedi. "Bilmek istiyorum!" diye sitem ettim.
"Çok inatçısın biliyorsun değil mi." deyip gülmüştü. "Biliyorum." dedim ve önümdeki yola baktım "Şimdi nereye gidiyoruz?" diye sordum. Adrian nefesini alıp verdi. "Önce benim kaldığım otele gideceğiz. Belki duş almak istersin." demişti. "İyi olur şu hapishane kokusunu üzerimden atmak istiyorum." demiştim. Bana bakmadan yola bakıp "Sonra yaşadığım yer olan Avusturya'ya gideceğiz." demişti.
Ona başımı çevirdim ve kaşlarımı çattım. "Hayır olmaz buradan gidemem Nicolas'ı burada tek başına bırakamam." dedim. "Angela birazda kendini düşün!" diye sitem etmişti. Nefesimi sesli bir şekilde verdim. "Nicolas'ı bu cehennemden kurtarmam lazım." deyip bir kaç göz yaşı dökmüştüm. Hiç bir şey demedi ve arabayı hızla sürmeye devam etti. Sonunda bir otelin önüne gelince arabayı yavaşlatıp durdurmuştu.
Arabadan inmeden bana baktı ve nefesini verdi. "İtiraz istemiyorum artık beni dinleyeceksin lütfen." dedi ve arabanın kapısını açıp indi. Bende arabadan indim ve onun yanına gittim. Adrian elimden tutunca otele girdik. Asansörle üst kata çıkmış, onun kaldığı odaya girmiştik. Yatağın üzerinde bir kaç kıyafet vardı. Hepsi de birbirinden güzeldi. Adrian'a dönüp baktım. "Bunların hepsi benim için mi?" dedim ve ona sarıldım. Adrian ellerini sırtıma koyup "Evet ve Avusturya'da seni sessiz sakin güzel bir yaşam bekliyor." demişti. "Nicolas'ta olursa o zaman gelirim." dedim.
Nefesini sesli şekilde verdi. "Her lafından biri Nicolas!" diye sitem etmişti. Bir şey demedim ve banyoya girdim. Üzerimdeki kıyafetlerimi çıkarıp orada bulunan kirli sepetine attım. Küveti suyla doldurdum. İçine bir kaç kokulu top jellerden attım. Ardından küvetin içine girdim. Vücudum suyun etkisiyle biraz olsun rahatlamıştı. Banyonun kapısı tıklanmıştı. "Angela girebilir miyim?" diye Adrian seslenmişti. "Adrian gelebilirsin." dedim. Kapı açılınca Adrian içeri girmişti.
Acaba Adrian'la seks yapmak nasıl bir şeydi? "Hadi yanıma gel." dedim. Adrian kıyafetlerini çıkarmış ve bir kenara atıp yanıma gelmişti. Vücudunun bazı yerlerinde dövmeler vardı. Adrian'da Nicolas gibi kaslıydı. Adrian küvete girince kalkıp onun kucağına oturdum. Kollarıma ve omuzlarıma masajlar yapmaya başlamıştı. "Seni seviyorum Angela." diye kulağıma fısıldayıp elleriyle beni sarmıştı. Sırtım onun göğüs bölgesine değiyordu.
Sıcak dudaklarını omzumda hissetmiştim. Adrian'ın elleri göğüslerimi ve bacak aramı okşuyordu. Nefese nefese kalmıştım. Zevk dalgası bedenimi esir almıştı. Onunla burada bu vaziyette olmak beni heyecanlandırmıştı. Nefesimi alıp verdim. "Adrian seni istiyorum." dedim. Ona doğru dönüp dudaklarına öpücük kondurdum. Adrian'ın yüzü mutluluktan parlamıştı. "Bende seni istiyorum." demişti. Ardından beni kendine çekti ve dudağıma öpücük kondurdu. İkimizde küvetten çıkıp odaya girmiştik. Adrian yüzümü ellerinin arasına alıp dudaklarımdan öpmeye başlamıştı. İkimizde şehvetle öpüşmeye başladık. Dudaklarımızı ayırmadan yatağa geçtik. Adrian beni altına alıp dudaklarımı öpmeye devam etmişti. Bende onun omuzlarını ve saçlarını okşuyordum. Adrian geri çekilip boynumu ve göğüslerimi öpmeye başlamıştı. Daha sonra bacaklarımı açıp içime girmişti.
Ellerimin altındaki çarşafı parmaklarımın arasına almış sıkıyordum. Altında nefes nefese kalmıştım. Ağzımdan iniltiler dökülüyordu. Adrian bana bakıp gülümsedi ve üzerimden kalktı. "İyi ki yanımdasın Angela." demişti. Mutlu bir yüz ifadesiyle ona bakıp üzerime örtüyü çektim. Adrian yanıma gelip bana sarılmıştı. Bende başımı onun göğsüne koydum. "Yarın Avusturya'ya gitmek için yola çıkalım." demişti. Başımı kaldırıp ona baktım. "Önce Nicolas'ı ziyarete gidelim." dedim ve yataktan kalktım.
Adrian gözlerini devirmişti. Banyoya girdim ve duşa kabine girip duş aldım. İşim bitince kabinden çıktım. Havluyu bedenime sarıp odaya geri döndüm. Adrian'da telefonuna bakıyordu. Yatağın kenarındaki kıyafetlere baktım. Tam benim zevkime göre seçilmişlerdi. Bakışlarımı Adrian'a çevirip "Kıyafetler için teşekkür ederim." dedim. Bana baktı ve gülümseyip "Beğenmene sevindim." dedi ve yataktan kalkıp banyoya girmişti.
Havluyu çekip bir kenara attım. Paketin içinde olan ten rengi iç çamaşırlarını giydim. Ardından bordo renginde kolları uzun omuzları açık kısa bir elbiseyi alıp giydim. Sarı saçlarımı fön makinesiyle kuruttuktan sonra toplayıp topuz yapmıştım. Çantamı içindeki suç aletlerini alıp bana geri vermişlerdi. Ama ben çantayı oradaki arkadaşlarıma bırakmıştım. Şimdi makyaj yapacak bir şeyim yoktu. Ama olsun ben yine de güzeldim.
Adrian banyodan belindeki havluyla çıkmıştı. Sarı saçlarından sular damlıyordu. Bana gülümseyip "Çok güzel olmuşsun." demişti. Bende ona tebessüm ettim. Adrian eline fön makinesini alıp saçlarını kurutmaya başlamıştı. Bende yatağın üstüne oturdum. Elime telefonumu alıp fotoğraflara bakıyordum. Nicolas'la ikimizin o yaşlı çiftin evinde çekindiğimiz fotoğrafı görünce gözümden bir kaç damla göz yaşı düşmüştü.
Adrian kıyafetlerini giymeye başlamıştı. "Nicolas'ı da kurtaracağız değil mi?" diye ona sordum. Adrian pantolonun düğmesini iliklerken bana bakıp "Açıkcası bilmiyorum." demişti. Kaşlarımı çatıp "Neden?" diye sordum. Nefesini sesli bir şekilde vermiş "Ben seni kurtardım. Çünkü senin cezan ona göre hafifti. Nicolas ise bir kaç senedir cinayet işliyormuş. Onları yatıp çıkması lazım." demişti. Sanki biri başımdan aşağıya soğuk su dökmüş gibi titremiştim.
"Ben Nicolas'ı bir şekilde oradan çıkaracağım." deyip ayağa kalktım. Adrian kaşlarını çatıp "Hiç bir şey yapmayacaksın!" diye sitem etti. Ona öfkeyle baktım. "Beni para verip oradan çıkardın diye sahibim mi oldun?" dedim. Adrian nefesini sesli şekilde verip "Gitmeyeceksin dedim o kadar!" deyip öfke dolu bir sesle konuşmuştu. Bende nefesimi verdim. "Senin paranı da öderim en kısa zaman da merak etme." dedim. Adrian bana bakıp sadece gülmüştü.
"Nereye gideceksen, benim haberim olacak." demiş ve kolumdan tutmuştu. Yutkundum ve ona bakıp "İyi o zaman Nicolas'ı ziyarete gidiyorum." dedim ve kolumu onun elinin arasından kurtarıp odadan çıkmıştım. Adrian'da arkamdan gelmişti. İkimiz asansöre gidip binmiştik. Asansör durunca indik ve otelden çıktık. Adrian elimden tuttu ve beni arabasına götürdü. Onun arabasına bindik ve yola çıktık. Nefesimi verip ona döndüm. "Nicolas'ın nerede hangi ceza evinde tutulduğunu biliyor musun?" diye sordum. Adrian bana bakmadan sadece başını salladı. "Biliyorum." dedi ve gaza bastı. Bende arkama yaslanıp camdan dışarıyı izlemeye başladım..
|
0% |