23. Bölüm

@aleynaasil_

Yeni bölüme hoş geldiniz Umut çiçeklerimm🌸

 

Lütfen ama lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin hayalet okuyuculara sesleniyorum bir yıldıza basmak çok zor değil yorumlarınızı bekliyorum <3

 

Bölümü düzenlemeden atıyorum hatam varsa affola keyifli okumalar...

 

23.BÖLÜM

 

"CEZA"

 

Kucağımdaki Lotus çiçeklerimle arabanın camından geçtiğimiz yolları izliyordum. Sabah uyanıp kahvaltı yaptıktan sonra Asafın iş yoğunluğu nedeniyle konağa geri gidiyorduk. Çiftliği oldukça sevmiştim güzel anılarımızla dolmuştu. Asaf tekrar birlikte geleceğimize söz vermişti. Çiftlikte yaşadıklarımız aklıma gelince yüzümde sıcak bir gülümseme meydana geldi.

 

Acı çektirmişti unutmamıştım tabi ki de Asafa bunun cezasını çektirecektim. Sadece çiftlikteki günlerimiz mahvolsun istememiştim her şey bir yana kafamı dinlemeye ihtiyacım vardı. Dinledin mi peki kafanı diye soracak olursanız, hayır dinlememiştim yılların yorgunluğuna bir günlük dinlenmek geçirmezdi.

 

Dik durmaya her şeye güzel bakmaya çalışıyordum öbür türlü ayakta durmam çok güçtü. Zaten hayatın kurallarından bir tanesi de bu değil miydi? İnsanın içinde yanan yangınlara rağmen dışarıya hiç bir şey yansıtmaması herkese okyanus olurken kendi yangınına bir damla su bile döküp söndürememesi de bazılarımızın yaratılışında vardı.

 

Dışardan bakan güçlü derdi içinden türlü türlü güçsüzlükle savaştığını bilmeden.

 

Bu dünyada güleni mutlu, dik duranı da güçlü, sanmak yanılgıdan başka bir şey değildi.

 

Radyodan kısık sesle bir şarkı çalıyordu hengi şarkı olduğunu bilmiyordum aramızda huzurlu bir sessizlik vardı.

 

Asaf arabayı durdurunca anlamaz gözlerle ona döndüm bir kırtasiyenin önünde durmuştuk. "Neden burada durduk?" Diye sordum merakla.

 

"Karıma defter kitap almak için."

 

Anlamaz bakışlarım üstünde durmaya devam etti hiç bir şey anlamamıştım.

 

Bakışlarımdan dediklerini anlamadığımı fark etmiş olacakki sözlerine devam etti.

 

"Karım Üniveriste sınavına hazırlanıyor da o yüzden."dedi sırıtarak.

 

Beynim error veriyordu şu an çatık kaşlarla yüzüne bakarak "nasıl, karın üniveriste sınavına hazırlanmıyor ki bana bak Emir başka karıların mı var ne diyorsun!" Diye sesimi yükselttim.

 

"senin karın benim bende ünüversite sınavına hazırla-"

 

"Artık hazırlanıyorsun!" Diyerek sözlerimi kesmesi ile bir kaç saniye donakaldım ne diyordu bu adam.

 

Sözlerine "başka karım falan da yok Daha birini idare edemiyorum." Diyerek son verdi.

 

"Emir sen ciddi misin?"

 

Tek kaşı havalandı "hangi konuda? Ayrıca Asafa ne oldu?"

 

"Üniveriste sınavına hazırlanma konusunda." Diğer sorusunu görmezden geldim.

 

"Oldukça ciddiyim. 2 ay sonra sınava girecekler belki bu sene değil ama seneye en iyi şekilde hazırlanıp istediğin bölüme gideceksin her daim solumda olacak senin her daim sağındayım Dilşa. Arkanda değil hemen yanındayım."

 

Dolu dolu gözler ile kollarımı ona sardım o kadar çok sıkı sarıldım ki erkeksi gülüşü kulağıma bir şarkının en güzel melodisi gibi geldi. O da ellerini belime sıkıca doladı. "Teşekkür ederim" diye fısıldadım.

 

Ondan ayrılınca heycanla arabadan indim ardımdan o da indi yanıma gelip elini elime doladı. Sıcak elinin dokunuşu soğuk olan elime yazı getirdi adeta.

 

Birlikte kırtasiyeye girdik fazlasıyla büyüktü fiyatları görünce gözlerim kocaman açıldı oldukça pahalıydı bir kalem de 200 tl olmaz be kardeşim.

 

Asaf eline bir sepet alıp rafların arasına girdi çok güzel defterler vardı "istediğin ne varsa al sonra da test kitabı alırız."

 

"Emir bunlar çok güzel" dedim önümdeki fosforlu kalemleri göstererek kedi kulaklı çok tatlı kalemlerdi. gözüme güzel ne geldiyse aldım. Küçükken hiç cıvıl cıvıl defter ve kalemlerim olmamıştı bu gün içimde kalan o hevesi almak istiyordum.

 

Eline alıp sepete attı defterlerden bir kaç tane aldı gözümün uzun süre üstünde kalan her şeyi alıyordu gerekli malzemeleri alınca test kitaplarının olduğu tarafa geldik. Telefonunu çıkarıp wahtsapptan Dilan ile olan sohbetine girdi bazı yayınların ismi yazıyordu.

 

"Dilan ve Zilan bu sene sınava hazırlandı hangi yayınların testleri iyi diye sordum. İhtiyacın olursa yine gelir alırız şimdi bunları alalım." Diyerek açıklama yaptı.

 

Başımı sallayarak "olur." Dedim.

 

Dilanın ismini verdiği yayınların testlerini aldık her branştan birer tane olacak şekilde. Kasaya doğru gidecekken Asaf gözüne bir şey takılmış olacakki elimi tutup gittiği yöne yürüttü geldiğimiz yer taşlı ve süslü kalemlerle doluydu.

 

Kalemlerden bir kaç tane alıp sepete attı bana dönerek "almak istediğin başka bir şey var mı güzelim."

 

"Daha neyi alıcaz Emir her şeyi hatta fazlasını bile aldık." Dedim gülümseyerek.

 

"Aldın mı cıvıl cıvıl kırtasiye malzemleri?" Diye sordu. Dün akşam şöminenin yanında söylediklerimi unutmamıştı.

 

Sıcak bir gülümseme ile "aldım" dedim.

 

Kasaya gidince Asaf ödemeyi yaptı çok büyük bir meblağ tutmuştu.

 

Eşyaları poşete koyup bagaja koyunca arabaya binip yerleştik.

 

Çekinerek Asafa döndüm "Fiyat çok tuttu birazını bıraksaydık. Gerek yoktu fazla aldık." Dedim.

 

Çatık kaşlarıyla bana döndü "Dilşah maddiyat olarak durumum oldukça iyi biliyorsun değil mi? Sana aldığım bir kaç kırtasiye malzemesi ile batmam merak etme." Dedikten sonra güldü.

 

Omzuna hafifçe vurdum "onu mu diyorum ben!" Dedim sahte bir kızgınlıkla.

 

Gamzesini göstere göstere gülmeye başladı. "Yavrum Boran ve Zilanın harcamaları beni batırmamış sana yaptığım harcama mı beni batıracak. Batacaksam da sana yapacağım harcamadan batayım koymaz bana."

 

Yavrum mu dedi o bize diyen iç sesime

 

Valla da yavrum dedi. Diyerek karşılık verdim.

 

Kanmak yok kızım konağa gidince tavrımızı göstericez Dilşah Zahir kimmiş görsün.

 

"Öyle diyorsan" dedikten sonra sessizliğime gömüldüm dakikalar sonra konağın önüne gelmiştik. Asafa döndüm o da bana bakıyordu.

 

"Hazır mısın Emir Asaf Zahir?" Diye sordum yüzümdeki muzır gülümseme ile.

 

Anlamaz gözlerle "Neye?" Diye sordu.

 

"Kendini affetirme yolunda bana katlanamaya? Aksi halde" sahte bir hüzünle derin bir nefes verip dudaklarımı büzdüm "seni affetmediğim sürece ne Asaf ismini duymayı ne de aynı yatakta yatmayı ne de başka bir şey düşünme" dedim.

 

Bakışları büzülen dudaklarımdaydı.

"Sana kendimi affetireceğime emin olabilirsin Dilşa Zahir." Dedi meydan okurcasına.

 

"O zaman sana kolay gelsin Emir ağa çünkü hiç kolay olmayacak." Dedikten sonra arabadan inip konağa adımladım

 

Yüzümdeki gülümseme ile konaktan içeri girdim.

 

Kessinlikle bu defa elimden çekeceği vardı.

 

🌸🌸🌸

 

Genç kadın pencrenin kenarında oturmuş sessizce ağlıyordu yürek yangını büyüktü kocasından bir aydır haber alamıyordu. Asker yareniydi olurdu haber alamadığı çok zaman olurdu lakin daha önce hiç bu kadar uzun sürmemişti Diyar onları daha önce hiç bu kadar uzun süre habersiz bırakmamıştı kucağında uyumuş olan oğlunun saçlarını usulca okşamaya devam etti.

 

Deli gibi korkuyordu Banu kaç gündür kocasının şehadet haberinin gelmesinden deli gibi korkuyordu. Ne yapardı? Nasıl yapardı ne derdi çocuğuna Diyar olmadan nasıl nefes alırdı ki? Ona aile olmuştu Diyar.

 

Banu yetiştirme yurdunda büyümüştü kendi ayakları üstünde durmaya mecbur bırakılmıştı Diyarla tanışana kadar birine yaslanması gerektiğini hiç düşünmemişti.

 

Hayatına Diyar girmiş ailesi olmuştu yeri geldiğinde baba yeri geldiğinde abi olmuş Banunun yaralarını sarmıştı. Banunun tek ailesi Diyardı.

 

Korkmuştu ilk başta, asker yareni olmak kolay mı günlerce yol gözlemek kalbinde her daim var olan tedirginlikle yaşamak. Kolay değildi.

 

Ağlamaktan şişen gözleri çocuğuna Arasa döndü aynı babasıydı annesine benzeyen tek yanı gözünün altındaki beniydi. Oğlunun alnına eğilip derince öptü saçlarını derince soludu.

 

Kucağına alıp yatağına koydu oğlunu yanına uzandı. Güçlü durmak zorundaydı her şeye rağmen ayakta durmak zorundaydı çünkü o bir anneydi.

 

"Nerdesin Diyarım" diye mırıldandı.

 

"Umarım iysindir... umarım boşuna endişe ediyorumdur Diyar sağ salim gel seni çok özledik." Dedikten sonra gözlerini yumdu gözünden akan yaşlar şakağından akıp yatağın yüzeyinde kayboldu.

 

Kısık sesle Diyarın, Banudan dinlemekten asla bıkmadığı şarkıyı mırıldandı. Diyarın sesinden bu şarkıyı dinlemişti ilk sonra o hep söylemişti.

 

Bir ay doğar ilk akşamdan geceden neydem neydem geceden

Şavkı vurur pencereden bacadan

Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben

Uykusuz mu kaldın dünkü geceden neydem neydem geceden

 

Uyan uyan yâr sinene sar beni

Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben

Uyan uyan yâr sinene sar beni

Dağlar harâmı açma yaramı perişânım ben

 

Yüce dağ başından aşırdın beni neydem neydem yâr beni

Tükenmez dertlere düşürdün beni

Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben

Madem soysuz göynün bende yoğudu neydem neydem yoğudu

 

Niye doğru yoldan şaşırdın beni

Dağlar kışımış yolcum üşümüş perişânım ben

Niye doğru yoldan şaşırdın beni

Dağlar harâmı açma yaramı perişânım ben

 

Aşağıdan gelir eli boş değil neydem neydem boş değil

Söylerim söylerim göynüm hoş değil

Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben

Bir güzeli bir çirkine vermişler neydem neydem vermişler

Baş yastığı gendisine eş değil

Dağlar kışımış yolcum üşümüş nasıl edem ben

Baş yastığı gendisine eş değil

Dağlar harâmı açma yaramı perişânım ben

 

Acılı sesi kalbinde yankılandı bir çığlık gibi attı lakin kimse duymadı. Şarkıyı her söyleyişinde Diyarla olan anıları gözünden geçti. Diyar sadece biriktirdiği anılarla kalbine baharı getirdi.

 

Sevdiği adamla farklı mekanlarda aynı şarkıyı mırıldandığını bilmeden şarkı sözlerini sabah ezzanına kadar bıkmadan söyledi. Ezzanın sesi ile kalkıp abdest aldı ve sabah namazını kıldı.

 

Ellerini semaya açtı ve sevdiği adam için Rabbine dua etti ona sığındı.

 

Bilirdi eğer yarine bir şey olsaydı hissederdi en derinden kalbi acır nefesi daralırdı nefesinin nefesi kesilseydi Banunun da nefesi kesilirdi. Anlardı. Hiç anlamamayı diledi.

 

🏵🏵🏵

 

"Dilşa'm bari şu ayrı yatakta yatma devrini kapatalım 3 gün oldu! acı bana bak kocanın her tarafı koltukta yatmaktan tutuldu yakında bel fıtığı olurum bak üzülürsün. Kızım valla bak Yatağın bir köşesinde kıvrılırım masum masum kimseye de zararım olmaz."

 

Derince ofladım elimdeki yastık kılıfının fermuarını kapatıp yatağın üstüne koyduktan sonra arkamdaki Asafa döndüm yastığını koltuk altına sıkıştırmış masum masum yalvaran gözlerle bana bakıyordu.

 

Ama yemezlerdi canım.

 

"Olmaz daha affetmedim seni hem kapı gibisin Maşallahın var hiç bir şey olmaz sana Emirciğim hadi kocam koltuğuna alalım seni geç oldu."

 

"Hay Emirine var ya! Asaf de bari vicdansız kadın"

 

Muzırca yüzüne baktım elimi kaldırıp sallayrak harfleri uzata uzata uzata konuşmaya başladım"Ne fark eder canım ha Emir ha..." parlayan umut dolu gözler ile yüzüme baktı Asaf dememi bekliyordu bu haline gülmemek için zor durdum tam bir çocuk gibiydi boş zamanlarında peşimde dolanıyor tatlıklar yapıyordu bu hali oldukça tatlıydı dışarıya karşı hâlâ suratsız bir duvar gibiydi ama o tarafını artık bana göstermiyordu. Bana parlayan kara gözlere bakarak"evet devam et gözümün çiçeği"

 

"ha öbür ismin ne fark eder ikisi de sensin" dememle umutla parlayan gözleri söndü yerini mutsuz bir yüz aldı şu an yanaklarını mıncırmamak için yanıp tutuşuyordum. Derin bir nefes vererek "Emir ismi bile dudaklarından öyle güzel çıkıyor ki bu ismi sevmeme neden oluyorsun." Dedi içli içli.

 

Asaf ismiyle seslenmemi daha çok sevdiğini söylemişti geçen günlerde ,nedenini sorduğumda 'herkese Emirken sana Asaf olmak çok güzel" demişti.

 

Emir ismi ile ne alıp veremediği var bilmiyorum.

 

Gülümseyip arkama döndükten sonra yatağa girdim pikeyi üstüme örttüm bana üstten bakan Asafa "ışığı kapatır mısın Emirciğim zahmet olmazsa" dedim.

 

Koltuk altındaki yastıkla ilerleyip odanın ışığını kapatıp gece lambasını açtı. Oda soluk sarı ışığa büründü.

 

"Ne zahmeti karıcığım sen yeterki iste. Yok mu kocana iyi geceler öpücüğü."

 

Esneyerek "yok kocacığım hadi uyu iyi geceler." Dedim.

 

"Öyle olsun bakalım Dilşah hanım iyi geceler" Koltuğa uzanıp pikeyi üstüne örtüp gözlerini yumdu bu haline gülümsedim.

 

3 gündür koltukta yatıyordu beni öpmesine izin vermiyor Asaf ismi ile seslenmiyordum. Bu 3 günde ondan önce odadan çıkıyordum tüm gün genelde işte oluyordu işten geldiği zamanlarda da yanıma geliyor benimle ilgileniyordu. Geceleri de odada yine birbirmizi görüyorduk o koca cüssesi ile odadaki koltukta yatması ise gerçekten de her tarafının tutulmasına sebep oluyordu.

 

Odada kötü bir anımız olmuştu ama çiftlikten döndüğüm gün odanın her tarafı temizlenmiş eşyaların yenisi alınmış haldeydi. Oda eskisi gibiydi lakin ruhumda bıraktığı çizkler hâlâ tazeydi.

 

Gelince şaşırırdığım haberler duymuştum İmge Akın denen adamla evlenmişti yakın zamanda düğünü olacaktı ve bizi de davet etmişlerdi Asaf bu konuda isteksiz olsa da kararı bana bırakmıştı. Öğrendiğim bir diğer şaşırtıcı haberse Şerefin tüm depolarının yakıldığıydı oldukça zor durumda kalmıştı maddiyat olarak ama bu umrumda değildi artık onlar için zerre üzülmeyecektim.

 

Gül yengemle konuşmuştuk dediğine göre Serhat amcam ayrı eve çıkmayı düşünüyordu lakin henüz tam bir karara bağlayamamışlardı.

 

Derin soluk verdim kafamı düşüncelerden uzakşaştırıp gözlerimi yumup uykunun kollarına teslim oldum.

 

Gecenin bir vaktinde boğazımdaki kurulukla beraber uyandım komidinin üstündeki sürahiden bardağa su doldurup içmeye başladım.

 

Boşalan bardağı yerine bırakıp yattacakken Asafın acı dolu mırıltısı ile ona döndüm.

 

Endişeyle Yataktan kalkıp yanına yaklaştım "bırakma beni" gibisinden bir şey mırıldanıyordu daha sonra ise belli belirsiz "seni kurtarıcam" diyen mırıltısını duydum ellerimi saçlarının arasına daldırdım "Asaf sakin ol" diye mırıldandım belli ki gördüğü rüya pek de güzel değildi ellerini avcumun içine aldım saçlarının arasını öpüp sakinleşmesini bekledim. Bir kaç dakikanın ardından yüzündeki acı dolu ifade yerini huzurlu bir ifadeye verdi. Mırıltıları da yerini düzenli nefes alış verişlerine bıraktı.

 

İyi olduğuna kanaat getirince alnını sakince öptüm üstünden kayıp yere düşen pikeyi alıp üstüne örttüm.

 

Bir kaç kez daha uykusunda bu şekilde mırıldandığına şahit olmuş o farkında olmadan sakinleştirmiştim ne görüyordu rüyasında bilmiyorum ama pek de hoşuna gitmediğine eminim her ne görüyorsa annesi ile ilgili olmalıydı çünkü çoğu zaman anne diye mırıldanıyordu annesinin onda intiharı ile açtığı büyük yaralar vardı Asaf farkında değildi belki ama her geçen gün kanıyordu. Annesi neden, nasıl intihar etti bilmiyordum hassas bir konu olduğu için açamıyordum da o istemedikçe anlat da diyemezdim sabırla bana içini açmasını bekleyecektim içine kapanık, kapalı bir kutu gibiydi duvarlarını aşmak oldukça zordu ne yapacağı kestirilemiyordu ama içinde hâlâ bir çocuk vardı bunu 3 günde daha iyi fark etmiş görmüştüm içindeki çocuk dünyaya küsmüş kendine kendine bir dünya kurmuştu o çocuk Asafın merhametiydi. Ve ben hem Emiri hem de Asaf olan yanını seviyor değer veriyordum.

 

Yanından kalkıp yatağa geri döndüm onu görecek şekilde pozisyon aldıktan sonra yüzüne baktım. Yavaşça kapanan gözlerime daha fazla karşı gelemeyip gecenin karanlığına teslim oldum.

 

🏵🏵🏵

 

Sabah okunan ezzanın sesi ile gözlerimi uyku mahmurluğu ile açtım henüz güneş doğmamıştı yorgunca ayaklanıp banyoya girdim abdest alıp banyodan çıkınca bir bedene çarptım korkuyla geriye çekilince karşımda kısık ve uykulu gözlerle bana bakan bir adet Asafla göz göze geldim. Baş parmağımı dudaklarımı götürüp kaldırdım bir elim de kalbimin üzerinde korkuyla durmuştu.

 

"Ay ödümü kopardın be adam zebellat gibi dikilmişsin bide!"

 

Gözlerini ovup bana baktı bir eli belindeydi muhtemelen koltuk yüzünden yine beli ağrıyordu bu görüntüsü gözüme oldukça komik geldi dudaklarım gülmemek için düz bir çizigi halini aldı.

 

Uykulu mayışık kalın sesiyle"Asıl sen bu saate ne yapıyorsun banyoda" dedi.

 

"Sabah namazı için abdest aldım." Dedikten sonra yanından geçip çekmeceden namaz kıyafetlerimi aldım.

 

"Bekle bende abdest alıp geleceğim birlikte kılalım." Demesi ile parlayan gözlerle Asafa döndüm. Başımı heycanla aşağı yukarı sallayarak "tamam bekliyorum" dedim.

 

Namaz kıyafetlerimi giydikten sonra İkimiz için de seccade serip Asafı beklemeye başladım onun seccadesi gri benimkiyse beyazdı. Banyodan çıkıp yanıma geldi bir adım önümde durdu bir adım arkasında da ben vardım. Besmele çekerek namazı kılmaya başladık dakikalar sonra namazımızı kılmıştık Asaf seccadede oturmuş dua ediyordu yanına oturup başımı omzuna yasladım bende ellerimi semaya açıp dua etmeye başladım.

 

Bizim için hayırlı bir ömür diledim, Allahtan sağlıklı bir şekilde birlikte yaşlanmayı her daim birlikte namaz kılmayı nasip etmesi için dua ettim. Dua faslı bitince ellerimi indirdim başım Asafın omzunda gözlerimi huzur ve güvenle yumup bu anın tadını çıkarmaya baktım.

 

Bu denli güvende ve huzurlu hissetmek tarif edilemezdi.

 

Hayat arkadaşınız olan adamla ibadet anını paylaşmak oldukça değerliydi o an ikiniz birbirinizi dualarınıza katıyor Allahın huzuruna birlikte çıkıyordunuz.Asafın gelip benimle namaz kılmasını beklemiyordum. Açık konuşmak gerekirse hayallerimden bir tanesi de evlendiğim adamla birlikte namaz kılma hayalliydi bu gün bunun gerçekleşmesi çok güzeldi.

 

Başımın üstünü öpen Asafla kirpiklerimin altından gözlerimi kaldırıp yüzüne baktım. Elimi tutup kaldırdı ve avucumu öptü şu an cezayı hatırlatmam gerekiyordu ama hiç hatırlatasım yoktu. Teninin tenimle buluşmasını özlemiştim.

 

"Ben nasıl bir sevap işledim de Allah seni bana nasip etti kadın? Nasıl bir iyilik yaptım da seni bana layık gördü?"

 

Dediklerine tebessüm ettim sonra ilk tanıştığımız zaman söylediklerine atıfta bulundum "halbuki ilk başta beni istemiyordun Emir ağa söylediklerini unutmadım bilesin" dedim.

 

İçli bir nefes verdi elini belime dolamıştı

"Unutma, bana ne yapsan da hakkın. İki aydır evliyiz sana o kadar çok alıştım ki..." Tuttuğu elimin parmaklarını öpmeye başladı "Geldin bu parmaklarla önce hayatıma sonra da kalbime dokundun beni zehirleyen bu hayatta ilacım oldun. Hayatım boyunca ben hep birilerini düşünmekle yükümlüydüm kardeşlerim vardı bana emanet edilmişlerdi başıma bir üvey anne sorumsuz bir baba kendimi düşünmeyi veya başkları tarafından düşünülmeyi pek düşünmedim Yıkılmaya üzülmeye ağlamaya hakkım yoktu sen benim içimdeki güçsüz çocuğu gördün Dilşah. Belkide bundan korktum biri ilk defa beni gördü."

 

"Emir üzdün kırdın döktün ama inanıyorum düzelteceğine içindeki merhameti biliyorum çünkü o gün çiziklerim için krem yolladığın an anladım sen benim için umuttun ve bende sana tutundum. Seni gördüm" elimi kalbine yaslayarak "kalbine dokundum sana karşı kırgınlıklarım var ama sana tutunduğum yanım ağır basıyor sen yıllardır bana verilmeyen değeri verdin verdiğin acıyı dahi çiçeklerle süslemeye çalışıyorsun sen göründüğün gibi bir adam değilsin benim yanımda her daim olduğun gibi görün çekinme korkma" dedikten sonra ellerimi etrafına sarıp sarıldım.

 

O da sarılışıma karşılık verdi "iyi ki varsın Dilşa'm"

 

Dediklerıne tebessüm etmekle yetindim.

 

Asaf yıllardır beklediğim ışık gibiydi sanki kalbim yıllardır atmıyormuşta ondan sonra atmaya başlamış gibiydi. Ona karşı hissettiklerim neydi bilmiyordum.

 

Tek bildiğim birbirimize ait olduğumzdu.

 

Hayatımın yapbozunda yıllardır kaybolmuş parça oydu sanki. Onunla tamamlanmıştım onun gidişiyle değil yapbozun bir parçası her parçası dağılırdı. Hayatım dağılırdı ruhumla beraber.

 

Ve eminim ki o benden gitmezdi ben ondan gitmedikçe.

 

Düşüncelerimi bölen Asafın "Dilaşhı'm" diyen sesiydi.

 

"Hımm" diye mırıldandım.

 

"Diyorum ki; yatağına gelsem sana sıkıca sarılsam birlikte kocaman olan yatağımızda uyusak hıı"

 

"Tıch, olmaz daha ona var." Dedim.

 

"Kızım evliyiz biz evli tamam sen o zaman koltukta gel yanıma çiçek kokuna öyle bir alıştırmışsın ki uyuyamıyorum doğru düzgün"

 

"Asaf!" Dedim uyarıcı bir sesle.

 

Çocuk gibi oflayarak "iyi bari yastığını ver." Dedi huysuzca.

 

Bu haline kıkırdadım cevap verecekken Asafın telefonunun sesi odada yankılandı. Kaşları çatıldı "Hayırdır inşallah" dedikten sonra ayaklandı telefonunun olduğu yere adımladı.

 

Bende arkasından endişe ile ayaklandım telefonu alıp "Berzan arıyor" dedi.

 

Telefonu açınca "Hayırdır Berzan" dedi karşı taraftan Berzan her ne dediyse yüz hatları kasılıp yerini öfkeye bıraktı.

Sinirle "geliyorum." Diyerek telefonu kapattı.

 

Berzan ne dediyse hoşuna gitmediği bariz ortadaydı.

 

🏵🏵🏵

 

 

 

Bölüm nasıldı umarım beğenmişsinizdi❤

 

Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin bölümü 4 bin kişi okuyor ve oy 360 civarı geliyor bu motivasyonumu oldukça düşürüyor her neyse

 

Allaha emanet olun

 

BİLDİRİMLERDEN HABERDAR OLMAK İÇİN INSTEGRAM HESABIMI TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN🥹

 

ÖPTÜWMM💋

 

Bölüm : 12.12.2024 00:03 tarihinde eklendi
Loading...