@amineeminetek
|
Evde Nisayla oturmuş film izliyorduk. Nisa benim her zaman yanımda olmuş,gerektiğinde korumuş,bazen arkamda,bazen önümde,bazen sağımda,bazen ise solumdaydı. Nisa benim herşeyimdi.
Film bitmek üzereydi ve ben nisanın daha film bitmeden uyuyacağını biliyordum"Nisa bebeğim hadi yatalım bak uyuya kalıcaksın belin tutulucak"dedim. Hemen ayağa kalkmıştı. Nisa'yı odasına götürüp yatağa yatırdım ve üzerini örtüp odadan çıktım.
Gözüme uyku girmiyordu. Önce oturma odasındaki çöpleri çöpe attım. Sonra bulaşıkları yıkayıp oturma odasında oturmaya başladım. Aklıma sürekli o adam geliyordu. Örgütün peşime taktığını biliyordum ama nasıl kurtulacağım hakkında bir fikrim yoktu. Bunları düşünmekten artık başım ağrımıştı.
Oturduğum koltuktan kalkıp mutfağa doğru adımlarımı attım. Mutfağa geldiğimde önce 1 bardak su doldurdum tam ilacı alıcakken içeriden bir ses geldi. Önce Nisanın yaptığını düşündüm ama eve başka birileride girebilirdi.
Elime dolaptaki merdaneyi aldım ve yavaş yavaş içeri yürüdüm. Kapıdan çıkmamla ağzımdan ve belimden tutularak yere yatırılmam bir oldu.
Gözlerimi açtığımda onu görünce korku kırıntıları geçti gözümden. Kendimi önemsemesemde Nisayı önemsiyordum. Ve şuan ona birşey yapmasından aşırı korkuyordum.
Bir anda adamın kalın ama sessiz olan sesini duydum"sakın ses çıkarma arkadaşına birşey olmasını istemezsin değilmi."dedi. Korktuğum şey başıma geldi beni kardeşimle Nisamla tehdit etmişti.
Usulca kafamı salladım ve o ağzımdan elini çekti. Hiçbirşey diyemeden gözlerine korkuyla bakmaya devam ediyordum. Yüzünde önce hafif bir sırıtma görsemde anında solmuştu."Seni hemen öldürmeyeceğim korkmana gerek yok minik savaşçı"Ne minik savaşçımı benim nerem minik ki?aklımdaki düşünceleri bırakıp tekrardan gözlerine baktım.
O ise konuşmaya devam etti."sen bütün acıları çekerek ölüceksin minik savaşçı hazırlıklı ol"bu sözlerden sonra kolumda bir el hissettim beni yerden kaldırmaya çalışıyordu. Ama benim çığlıklarımı hesaba katamamıştı.
kolumu tuttuğu an"dokunma bana,yardın edin,lütfen yapma"diye bağırmaya başlamıştım. Hemen elini kolumdan çekmişti. Ben çoktan dizlerimi kendime çekip ağlamaya başlamıştım.
Merdivenlerden önce hızlı ayak sesleri geldi.Sonra ise Nisa'nın bedeni gözüktü. Kahverengi gözleri önce o adamı gördü ve ardından beni gördüğünde koşarak yanıma geldi."NOLDU SANA BU ADAMMI YAPTI "onun bir suçu yoktu. O nerden bilecektiki. 13/06/2016 16 yaşında girmiştim bugün yetimhanedeki ablaların dediğine göre. Ceylin bugün farklı bir eğitim vereceğini söylediğinde merakla birbirimize bakmıştık Nisa'yla. Mecburen peşinden gittiğimizde bizi en alt kata indirmişti.
Kapılardan birinin içine girince içeriyi inceledi gözlerim. İçeride bir adet yatak,bir adet büyük dolap ve bir kapı vardı sadece. Duvarlar rutubetlenmiş ve renkleri yeşile dönmüştü.
O gece bana bir seçenek sunulmuştu ya Nisa'mın ruhunu öldürecektim,yada kendi ruhumu. Ben kendi ruhumu öldürmeyi seçtiğimde bir adam benim kolumu sıkıca tutup çekti ve gece bitene kadar bırakmadı kolumu.
O gece çığlıklarımı,ağlayışlarımı ve yakarışlarımı kimse duymadı.Ama bunun intikamını onlardan almaya ant içmiştim. 24/02/2023 Nisa koltukta oturuyordu. Ben ise onun kucağına yatmıştım. Ben sakinleşene kadar başımı okşayan Nisa,sabaha karşı uyuya kalmıştı. Aklıma o gece geldikçe uyuyamıyordum. O gece benim ruhum ölmüştü. O gece o yerden bir kez daha nefret etmiştim.
Nisa beni çok kez bu konuda birçok kez psikoloğa götürmeyi teklif etmişti ama beni bir türlü ikna edememişti. Artık gün aymaya başlamıştı.Nisa'yı uyandırıp yatağına gitmesini söyledim.Sonra ise kendi odama geçtim.artık uyumayı başardığımda güneş çoktan doğmuştu.
Kalktığımda saat 2 olmuştu. Biz bugün Nisa'mla avm'ye gidecektik. Herşeyi bir uykuyla unutabilen bir insandım ve bu benim çok işime yarıyordu.
Yataktan kalktım ve banyoya yavaş adımlar attım. Dünün yorgunluğu hala üzerimdeydi. Banyoya girdiğimde yavaşça t-shirt'imi sonra ise eşorfmanımı çıkardım. İç çamaşırlarımla kaldığımda ısınması için suyu açtım. İç çamaşırlarımıda çıkardığımda duşakabin'in içine girdim ve sıcak suyun tenime işlemesine izin verdim.
Elime şampuanı alıp diğer elime döküp saçımı köpürttüğümde etraf çok güzel kokmuştu.Vücudumuda yıkayıp çıktım duşakabinden. Önce saçlarımı kurulayıp içeri geçtim.
Yavaşça dolabıma ilerleyip kapaklarını açtım. Önce bir iç çamaşırı takımı giydim. Sonra ise siyahtan başka birşey giymediğim için siyah çokta dar olmayan bir pantolon giydim. Üzerine ise siyah bir sweat giydiğimde aşağı inmeye hazırdım.
Hemen kapıya doğru adımladım ve odadan çıkıp aşağı indim. Aşağı indiğimde çok güzel kokular beni karşıladı. Sağ tarafa yönelip mutfağa girdiğimde çok güzel bir sofra ve ondan daha güzel olan ve ocağın başında olan Nisa'ma arkadan sarıldım"günaydın dünyam nasılsın"dedim.
Bu sözlerim onu çok mutlu ediyordu. Nisa her şeyle mutlu olabilen kızdı aslında. Kıskanılası bir güzelliği vardı. Ama en önemlisi benimdi. Benim Nisam o.
Yumurtayıda tabağa koyduğunda herşey hazırdı. Hemen sandalyeye oturdum ve yemeye başladım. Öyle hızlı yiyordumki nefes bile alamıyordum. Önce nisanın küçük bir kıkırtısını duydum sonra ise"yavaş ye boğulacaksın"dediğini.
Nisa'mı dinlemeyerek"banane bunlar bu kadar güzelken yavaş yiyemem" demiştim. Kıkırtıların kahkahaya dönüştüğü bir kahvaltı yapmıştık. Nisa'm bulaşıkları bana bırakarak hazırlanmaya çıkmıştı.
Ben bulaşıkları makinaya atarak içeri geçtiğimde Nisa koltukta oturmuş telefona bakıyordu. Benim adım seslerimi duyduğunda bana doğru bakmıştı.Beni görünce yüzüne sıcak bir tebessüm koyarak ayağa kalktı ve yanıma geldi.Çok tatlı durduğu için onu yanağından öptüm ve arabaya geçtik.
Yolda çok güzel şarkılar açarak avm'nin önüne kadar gelmiştik. Nisa alışverişi çok sevdiği için hızlı bir şekilde aşağı inip hızlı adımlarla dönen kapıya ilerlemişti. Kapıdan ve güvenlikten geçtikten sonra kocaman avm'yi gezmeye başlamıştık.
En son elbiselerin olduğu dükkandan çıktığımızda ben"sen kahve dükkanına geç ben poşetleri arabaya bırakayım"dediğimde bana sadece kafa sallamakla yetinmişti.
Nisa cafeye giderken ben ise otaparka doğru yürümeye başlamıştım. Önümdeki asansörün düğmesine bastığımda gelmesini bekliyordum. Bir türlü gelemiyordu asansör.
En sonunda asansörün sesi geldiğinde içeri girmiş ve -1. Katın düğmesine basmıştım.Asansörde ben hariç 2 tane takım elbiseli adam önlerinde ise bir kadın vardı. Onları çok takmadan -1. Kata kadar bekledim geldiğinde ise asansörden indim ve arabanın kilitlerini açtım.
Poşetleri içine koyup arabayı kapattım. Tekrar aynı şekilde yukarı çıkıp cafe'ye girdiğimde ise yoktu. Lavobaya gittiğini düşünerek biraz bekledim ama yine gelmemişti.
Aramaya karar verip aradım ama hiçbir aramamı açmamıştı. Teker teker avm'deki lavobaları gezdim en sonunda en üst kattaki lavobaya kalmamış umutla girdiğimde kapı ardımdan kapandı ve kilitlendi.Hemen kapıya doğru koştuğumda kapıyı açmaya çalıştım ama açılmıyordu.
Önce etraf karardı sonra ise içerde adım sesleri geldi. Kandırılmıştım bu bir tuzaktı ve ben bu tuzağa düşmüştüm. Önce adım sesleri iyice bana yaklaştı sonra ise belimde bir el hissettim. Beni kendine çekti belimdeki el. Diğer eli ise ağzıma kapandı.
Arkamdaki kişinin nefesi önce boynumda gezdi sonra ise kulağımda durdu o nefes ve aklımdan kazınacak o sözleri söyledi" bu kadar çabuk düşmemeliydin tuzağa minik savaşçı" Bedenim bu sözleri duyduğunda baştan aşağı buz kesmişti. Titreyemiyordu bile. ______________________________________ |
0% |