Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm: kaçık

@arimaya_

Gözümü açtığımda kendimi hiç görmediğim bir odada bulmuştum. Yumuşacık yataktan kalkmaya çalıştım, fakat nafile. Biri beni yatağa kelepçelemişti. Bu hiç hoş ve ahlaka uygun bir davranış değildi! Buraya nasıl gelmiştim? Dün kardeşimin doğum günüydü ve efil ile içmeye gitmiştik. Bir dakika efil neredeydi? "Efil!" Aklımda olan isim ağzımdan bir çığlık gibi çıkmıştı.
bağırışımdan sonra kapının açıldığını anladım. Başımı kapıya doğru yönelttiğimde taş gibi bir adam ile karşılaştım. Kahverengi saçları ve ela gözleri ile adeta bir eser gibiydi. Kaslarınıda yok sayamazdım. Yinede kasları bana yaptığı bu iğrenç davranışı engelleyemezdi. "Ben neden burdayım? Üstelik yatağa kelepçelenmiş bir halde. Hem arkadaşım nerde şu sarı kız?" aklımdaki soruların bazılarını yönelttim.

"Burda olman gerekiyor ve bize zorluk çıkarmasaydın seni yatağa kelepçelemek zorunda kalmazdım." Boğazını temizledikten sonra devam etti. "O sarı kafa arkadaşından bahsetmeyeceğim bile. Tam bir deli." Biliyordum. "O iyimi?" Yanıma yaklaşıp kelepçeleri açmaya başladı. "Bana tekrar zorluk çıkartırsan seni bu sefer zindana atarım." Sorumun cevabı bu değildi. "Efil iyimi?" Tekrar aynı soruyu yönelttim. "Kötü olmasınımı istersin?" Kelepçelerden kurtulduğumda kapıya yöneldim fakat olduğum yere çivilendim. "Nereye gidiyorsun?" Neden yürüyemiyorum? "Arkadaşımı alıp eve gitmem gerekiyor. Annem beni bekliyordur." Annem yoktu. "Annenin olmadığını biliyorum." Bu soru beni sarsmıştı. "Çok taş yüreksin." Yüzüme karşı bunu nasıl söylerdi. Artık alışmıştım ama yinede böyle birşey bir insanın yüzüne denmez yani.

"Şimdi müsade ederseniz gitmem gerekiyor." Yine hareketlenmeye çalıştım fakat hiçbir ilerleme yoktu. Kaslı bomba önüme geçtikten sonra dudaklarını araladı, "bana zorluk çıkarma demiştim yanlış hatırlamıyorsam değil mi?" Ofladım. "Sen kimsin de bana ne yapmam gerektiğini söylüyorsun? Sapık!"

"Sapık mı?" Dişlerini sıkmaya başladı. Öküze benziyordu. "Birdaha söyle." Dediğinde bu görüntü beni güldürecekti. "Nerdeyiz bir filmin içindemi? Şimdi korkup kekeleyeceğimimi sandın? Bu yaptığın yasa dışı birşey. Beni isteğim olmadan biryere getiremezsin üstelik yatağına hiç kelepçeleyemezsin!" Devam ettim. "Hem sapık derken yanılmıyordum. Beni yatağa kelepçelemiş olmanız bunu gayet açıklıyor. Üstelik üstümdeki bu şeyde ne, durun bir dakika birde siz beni soydunuzmu?!" Hemen elimle vücudumu kapattım ne kadar üstümde birşey olsada bu rahatsız ediciydi. Üstelik bu şey normal bir kıyafet değildi. "Tövbe deyin! Bu evde bir ben yaşamıyorum! Size yardımcı olması için bir bayan çağırdım. Yani hiçbirşey yapmadım." Bu sefer dahada şok oldum. "Bu evde kaç tane kadın var hepsiyle eğleniyormusunuz? Hareminiz mi var?" Dediklerime karşı büyük bir küfür işittim.

"ben ne söylüyorum sen ne anlıyorsun!"

"Bana bir bayandan yardım istediğinizi ve evde tek olmadığınız söylediniz. Bundan ne anlamamı beklediniz?"

"Üstelik şu kıyafetler nerede benim giysilerimi nereye koydunuz?" Üzerimde mavi uzun bir elbise vardı. Ve belimde bir korse. "Senin giysilerin buraya uymaz." Nasıl uymaz? Buna o mu karar verecek? "Pardon da buna siz karar veremezsiniz? Denize nasıl gidiyorsunuz anlamıyorum." Hiç ahlaklı birine benzemiyordu. "Burası farklısıdır nefes." Adımı nereden biliyordu? "Adımı efilden duyduğunu sayacağım. Şimdi efile gitmek istiyorum."

"gel." Kapıdan çıkarken bende bir umut adım atmayı denedim ve sonunda başardım. Odadan çıkmıştım ki bu yer dikkatimi üstüne topladı. Resmen bir saray gibiydi. "Burası mükemmel." Önümdeki adam gülerek konuştu. "Burayı öğrendiğinde bu kelimeni sana yediriceğim." Ne demek istiyordu? Aşşağıya indiğimizde ağlama sesleri duydum ve evet bunlar efile aitti. Koşarak efilin yanına gittim. "Nefi!" Yanına gittiğimde saçlarını okşadım. "Efil ne oldu?" Dediğimde eliyle başındaki adamı işaret etti. Bu adam benim yanımda olan adamın zıttıydı bakışları buz gibiydi. Gözleri ve saçları simsiyahtı. "Kalk hadi gidiyoruz." Efilin gözyaşlarını elimle sildim ve onu ayağa kaldırdım. "Gidebilirsiniz demedim." O kara adam söylemişti bunu görünüşü kadar seside sertti. "Arkadaşıma yaptığınıza bakın! Üstelik burası benim evim değil. Kendi evine gitmem gerekiyor." Ne sanıyordu bunlar beni geldiğimden beri bana emir veriyorlardı. "Arkadaşına birşey yapmadık biranda annemi özledim diyerek ağlamaya başladı." Bu kız deliydi değilmi? "Hayır nefi! Bana el kaldırdı." Ne? O efile elinimi kaldırmıştı? Sert görünümlü orangutana döndüm hepsine bir isim bulmama az kalmıştı. "Demek sen efile el kaldırdın." Yanına gidişim sakin değildi. "Hangi elinle vurmaya çalıştın ona!" İğneler bir şekilde yüzüne bakıyordum. "Bizi zorladı. Asla bir kadına vurmam."
"Kimse ona dokunamaz. Beni anlıyormusun? Erkek gururun buna izin veriyordur umarım." Dediğimde banada elini kaldırdı.

"O elini indir." Merdivenlerden inen erkek sesi ile bakışlarımı oraya kenetledim. Tamam bu gördüklerimin en iyisiydi. Bugün şanslı günümdeyim sanırım. Karşımdaki Orangutan elini indirdiğinde bu adamın onlara karşı üstünlüğünü anladım. Onunla konuşmak daha doğru olacak gibiydi. "Merhaba beyefendi." Söylediklerime karşı cevap vermedi. "Biz evimize gitmek istiyoruz." İzin alıyordum adeta hemde evime gitmek için! "Hiçbiryere gitmiyorsun." Ha? Yettiler! Telefonumu çıkartıp 112 hattını tuşladım. Yapacağım en akıllı şey bu olurdu. Telefonun açılması gerekiyordu. Ne olursa olsun telefon açılırdı. Fakat açılmadı. "Burada senin dünyanla ilgili hiçbirşey yok." Ne demek benim dünyam? "Etrafına bak nefes." Etrafıma baktım fakat pişman oldum.

burasıda neresiydi?

Loading...
0%