@athena_biryazar
|
-1:kaçak gelin- Piston- Azad Et Beni
Hiçbir şey her zaman yolunda gitmezdi. Örneğin; makyajını tam bitirmişken dişlerini fırçalamayı unuttuğunu fark etmek gibi.
Her zaman ki gibi olmuştu... Yine ve yine
Bugün en yakın arkadaşım Pelin'in düğün günüydü ve bilin bakalım ne olmuştu! Pelin düğünden kaçmıştı. Ben elimde üstümdeki siyah elbiseye uyan topuklu ayakkabılarımı tutarken koştuğum için hızlanan nefeslerimi düzenlemeye çalışıyordum. "Ah Pelin, yine yaptın yapacağını." dedim ve elimi perçemli saçlarımdan geçirdim. Pelin her zaman böyleydi, her zaman sorumluluk almaktan kaçan bir insandı. -sanırım bundan dolayı kaçtığını düşünuyorum- Ailesi onu böyle büyütmüştü yoksa iyi bir kızdı... Sadece şımarıktı.
Ben Ahsen Kıyıcı, daha atanamayan bir Edebiyat öğretmeniyim şuan bir dershanede çalışıyorum ama hala atanmayı bekleyen bilmem kaç bin insanın arasındayım. Her zaman her şeyin planladığım gibi olmasını isteyen bir insan olmuşumdur (bunun gayette farkındayım.) Ama bundan kendimi alamıyorum kusuruma bakmayın (veya bakabilirsiniz de sorun değil.)
Arkamdan gelen ayak sesleriyle arkama döndüm. Serhan'ın (yani maymun suratlı eniştenin) sağdıcı olan Fatih'i gördüm, ona doğru 'niye geldin cocuk?' bakışımı attıktan sonra topuklu ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. "Serhan'ın hiçbir şeyden haberi yok, ne yapıcağız?" diye sordu. Ben yine elimi saçlarımdan geçirdim ve, "Ben bir Pelin'i arayım bunu düşünürüz." dedim ve siyah kol çantamdan artık yavaş yavaş külüstüre dönen telefonumu çıkardım.
"Platin'in Bilmem Kaç Tonu" yazan kişiye (yani Pelin.) tıkladım ve telefonu kulağıma götürdüm, birkaç saniye açmasını beklerken telesekreterin konuşmaya başlamasıyla ofladım ve telefonu kapattım. Yanımda bana merakla bakan Fatih'e doğru baktım ve, "Bu kapımızda kapandı." dedim ve gözlerimi devirdim.
Fatih bana doğru bildiğin 'ciddi misin?' bakışı atarken iç çektim ve, "Git Serhan'a söyle, ne diyeyim yani?" dedim ve kol çantamı elimde sıkıca tuttum. Fatih sadece bana doğru bakıp, "İyi peki... Sonra kesin burayı velveleye verir, benden söylemesi." dedi ve Serhan'ı bulmak için yanımda ayrıldı. Ben ise arkasından uzaklaşmasını izledim ve Pelin'i mesaj yağmuruna(!) tutmak için telefonumu açtım.
"Platin'in Bilmem Kaç Tonu"
Siz: Pelin!
Siz: Niye kaçtın düğünden?
SizSalih amca kemiklerini kıracak bak
Dipnot: Yalan.
Siz: Neredesin sen?
Mesajları attıktan sonra iç çektim ve misafirlerin meraklı bakışlarını farkettim ve sahte yapmacık gülümsememi verip Fatih'i bulmak için sola doğru ilerledim.
Bağırışlar duyunca o yöne doğru baktım, Serhan ensesini kaşıyarak volta atıyordu Fatih ise sadece ona doğru bakıyordu. Fatih ile gözgöze geldiğimizde onlara doğru yöneldim ve, "Ne yapacağız şimdi?" diye sordum ve bir Serhan'a birde Fatih'e doğru baktım. Serhan iç çekti ve bana doğru baktı. "Ne yapacağız, tabii ki Pelin'i bulacağız." diye cevap verdi soruma.
Ben Fatih'e doğru baktım, o da bana doğru baktı. "Peki... bulalım bakalım kaçak gelini." dedi Fatih ve ellerini cebine koydu ve devam etti. "Ama zaten akşam belli eder kendini belki." dediğinde Serhan beklentiyle bana doğru baktı. Kaşlarım çatıldı ve, "Ben nereden bileyim evine falan gitmiştir en fazla nereye gidebilir ki." derken arkadan Salih amcanın sinirli sesi duyuldu:
"Bu kız beni delirtecek Nevra, bide utanmadan 'Yazlıkta kafa dinleme zamanı' diye paylaşmış!"
_______________ Merhaba kınalı kuzularımmm! Biliyorum burayı biraz(!) boşladım ama yeni bir kitap pırtlattım sizin için. Kitap hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum görüşürüzzz! :) Athena.
|
0% |