Yeni Üyelik
7.
Bölüm

-7:Utanç Anı-

@athena_biryazar

-7:utanç anı-

Bölüm şarkısı:Ajda Pekkan-Bambaşka Biri

 

Aramızda ki konuşmadan sonra yine ve yine aramızda sessizlik oluşmuştu, ben sandivicimi daha bitirmeden Fatih bir iki lokmada bitirmişti. Ben ona doğru sanki Fatih dünyanın en büyük şeyini yapmış gibi bakarken o sırıttı ve, "Eee... Bu yetenek meselesi." dedi egoyla göğsünü şişirirken benim ise ister istemez dudaklarımın kenarı kıvrıldı ama farkettiğinde hemen gülüşümü sildim ve sandivicimi yemeye devam ettim.

 

Fatih benim güldüğümü görünce sırıtışı büyüdü ve, "Gülümsedin..." dedi sesinde şaşkınlık vardı. Ben gözlerimi kaçırdım ve ambalajı yememek için sandivici yukarı çektim ve, "Ne alakası var ya, sen yanlış görmüşsündür." diyerek savunma moduna geçtim.

 

Ding Ding! Tabii ki de yalan.

 

Fatih kıkırdadı ve, "Öğretmenim yalan size yakışmıyor." dedi ve ambalajı çöpe atmak için arabadan indi. Ben yüzüme yayılan sıcaklık ile yüzümü yellerken bileğimde ki ip ve zincirli bilekliklerim sallandı ve zincirli olanlar ufak bir ses çıkarttı.

 

Hızlıca gelip arabaya bindiğinde, "Nasıl uyuyacağız?" diye sordum. Bana doğru döndü ve, "Ben koltuğu geriye doğru çekeriz yatarız diye düşündüm, sence?" diyerek cevap verdi. Ben ise başımı onaylarcasına salladım ve, "Olabilir." dedim.

 

Sonra tekrar Fatih sırıttı ve, "Bu arada gülümseyince tatlı oluyorsun." dediğinde öylece bakakaldım dudaklarımı konuşmak için araladım fakat ne söyleyeceğimi bilemedim açıkçası beklemiyordum...

 

Bence bugün ki gerilim yavaş yavaş gitmeye başlamıştı. Yani... sanırım.

 

Gözlerimi sanki Sihirli Annem dizisindeki "Betüş" gibi kırpıştırdım. Fatih ise, "Sessizlik çok sıkıcı, hiç sıkılmıyor musun?" dedi ve radyoyu açtı. "Biraz müzik dinleyelim." dedi ve yolcu koltuğunda arkasına yaslandı.

 

Radyoda rastgele şarkılar çalarken başımı arabanın camına çevirdim ve yolu seyrettim, arabanın içindeki müziğe arabaların sesleri de katılıyordu. Ana yolun çokta etkileyici bir manzarası yoktu sadece şehirdeki ışıklar gözüküyordu ve o kadardı.

 

Ağzımın saatlerdir susuzluktan kurumaya başladığını hissettiğimde Fatih'e doğru baktım ve, "Su istiyor musun?" diye sordum. Fatih ise, "Olur valla." diye cevap verdi ben ise siyah deri cüzdanımı alıp arabadan indim.

 

Benzinliğin marketine doğru ilerledim ve sensörlü kapıya içeri girebilmek için el salladım, benim hareketimle açılan kapıya gururla dudaklarımın kenarı kıvrıldı ve içeri girdim.

 

Daha doğru düzgün içeride ilerleyemeden kaydım ve gördüğüm şey tavan ve endişeyle bana doğru yaklaşan kasiyer. Ne kadar mükemmel değil mi?

 

Yanıma gelen kasiyer kız endişeyle bana doğru bakarken, "İyi misin abla?" diye sorunca kıza doğru ikonik 'ciddi misin cocuk' bakışımı attım. "Abla mı?" dedim.

 

Yalan değil biraz yaşlanmış olabilirim (sadece 26 yaşındayım)

 

Kasiyer kız yeşil gözleri ile bana doğru bön bön bakarken, "Aaa! Çok pardon..." dedi utanarak. "İyi misiniz?" diye sordu tekrardan.

 

Ben ise popomdaki acıya rağmen gülmemek için kendimi zor tuttum ve, "Biraz..." dedim ve ayağa kalktım. Kız hâlâ bana endişeyle bakarken, "Bir şeyim yok." diyerek güven verdim o ise mahçup bakışlar atarak kasaya geçti.

 

Ben ise dolaba doğru ilerledim ve 4 şişe su aldım. Kamu spotu:Yolculukta yanınıza yedek su alın! Sonra ise başka hiçbir şeye bakmadan kasaya doğru ilerledim.

 

Kasiyer kız bana mahçup bakışlar atarken suları kasadan geçti ve, "30 lira yapıyor." diyerek açıkladı. Ben elimde hazır ettiğim cüzdanımdan yirmilik ve onluğu çıkartıp uzattım kasiyer kız ise ürkekçe alıp kasaya koydu.

 

Benzinlikten çıktığımda yaz gecesinin o h serinliğini hissettim, geceleri Foça soğuk oluyordu. Hafiften ürperdim ve arabaya doğru ilerledim, arabaya doğru ilerlerken boynumu ve sırtımı kütlettim ve arabaya bindim.

 

"Şunları bir yere koy." deyip Fatih'e doğru uzattım ve arabanın kapısını kapattım. Fatih ise, "Tamam arka koltuğa atıyorum bunları." diye cevap verip arka koltuğun orta kısmına fırlattı. Arkama yaslandım ve iç çektim, "Foça geceleri serin oluyor hırka aldın değil mi, sonra mızmızlanma bana?" diye sordum.

 

Fatih ise güldü ve, "Tabii ki aldım, almaz mıyım zannediyorsun beni?" dediğinde gözlerimi devirdim ve, "Senden beklerdim açıkçası." dedim. Sahte bir üzüntüyle, "Beni çok yanlış tanımışsın." dedi ve sırıttı.

 

Ben ise sadece gözlerimi devirdim ve su şişesinin kapağını açtım. Sudan yudumlar alırken yavaşça rahatladım, sonuçta saatlerdir su içmiyordum ve SU SOĞUKTU!

 

Şişeyi dudaklarımdan çektim ve şişenin kapağını kapattım, Fatih'te kana kana sanki çölden gelmiş gibi lakır lakır suyu içiyordu. Ben buna gözlerimi devirdim ve camı hafifçe açıp serin havanın içeri girmesine izin verdim.

 

Fatih'e doğru tekrar baktım ve, "Neyse," iç çektim. "Yarın erken yola çıkacağız." dedim ve ekledim: "Sonuçta erken kalkan yol alır." deyip arka koltuktaki çantamı kucağıma koydum ve sırt çantasının içinindeki kıyafet yığının en üstünde olan kapüşonlu hırkayı içinden çıkardım.

 

Fatih ben bunları yaparken beni izledi ve, "Peki," arkasına yaslandı. "Ben biraz daha oturacağım, sana iyi geceler." dedi ve kollarını başının arkasında kavuşturdu. Bunları derken bende çantayı arka koltuğa attım ve üstüme hırkayı çektim ve arkama yaslanıp koltuğu 'bana göre' yeterli ölçüde geriye yatırdım.

 

____________

Tekrardan merhaba. Biliyorsunuz ki ülkemizde iki genç kızımız takıntılı bir herif tarafından canice katledildi. O fotoğrafları görünce kanım dondu cidden, umarım sizi yayınladığım bu bölümle bir nebze de olsa kafanızı dinlemeniz ve eğlenmenizi sağlamıştır.

 

İyi akşamlar. :)

 

Loading...
0%