@aybukedenizerayhan
|
14. BÖLÜM Sabah kalktığımda, Kaan hala uyuyordu. Direkt çantamdan tarağımı aldım ve saçlarımı taramaya başladım. Saçlarımı dağınık topuz yaptım ve banyoya gittim. Ahmet’in odasından gülme sesleri geliyordu. Sarınırım gece boyu uyumamışlardı. Onlara aldırmadan banyoya girdim ve yüzümü yıkadım. Odaya doğru yürümeye başladım. Odaya girdiğimde Kaan uyanmıştı gözleri kıpkırmızıydı. Hafif uykuluydu. “Yanıma gelsene niye bekliyorsun orda ya” dedi. Gülümseyerek “gerek yok ben burada iyiyim” dedim. Kaan yataktan kalktı ve beni belimi kavradı ve “emin misin” dedi. Yüzümün kıp kırmızı olduğunu hissedebiliyordum. Kaan beni yatağa doğru oturttu ve dudaklarını dudaklarımın üzerine kapattı. Öpüşüne çok büyük bir tutkuyla karşılık verdim dilini içeriye itti ve belimi daha sıkı kavradı. Nefessiz kalıncaya kadar birbirimizi öptük. Sonra geri çekildi ve boynumu öptü. Sonrasında tişörtümü çıkardı bende onun üstünü çıkardım. Karşısında beyaz bir sütyenle kalmıştım ama o an utanç duygusu yoktu sadece tutku vardı. Göğüs boşluğumu öptü ardından karnımı öptü kasıldığımı hissettim ve beni kucağına aldı sertliğini bacaklarımda hissediyorum ve konuşmaya başladı “rujunun tadı çok güzel dedi ve dudağına yapıştım. Çok sert bir şekilde öpmeye başladım. Oda beni çok sert ve tutkulu bir şekilde öpmeye başladı. Elini göğüslerime doğru götürdü ve elini göğsüme bastırdı. “Kaan” diye inledim “efendim aşkım” dedi. “Tamam yeter” dedim ve “bana ben sana daha doymadım ama” dedi. “Kaan lütfen” dedim. “Ne istiyorsun” dedi. “Seni ama kendimi daha hazır hissetmiyorum lütfen kes şunu” dedim. “Yoksa ikimizde birbirimizi durdurmayız” dedim. “Kaan” dedim ve “bugün değilse bile çok yakında” dedi ve tekrar boynumu öptü ve sonra geri çekildi ve tişörtümü bana uzattı ve “eğer biraz daha böyle durursan dayanamam” dedi bende üzerime hemen tişörtümü geçirdim ve aynada duran yansımama baktı “salak” deyip koluna vurdum. “Boynum mosmor olmuş” dedim ve tekrar koluna vurdum yataktan kalkıp kapatıcımı alıp boynumu kapattım. Tam odadan çıkacakken Ramazan içeri girdi. Kaan direk yorganı üzerine çekti. Şaşırmış gözlerle bize bakıyordu. “Çok pardon böldüm mü?” dedi ve ekledi “lan siz bana haber vermeden nasıl böyle bir şey yaparsınız” dedi. Kaan, Ramazan’ın yüzüne sert bir şekilde yastık fırlattı. Ramazan kendini yalandan yatağa attı ve “ah ölüyorum yardım edin kolum koptu yerde şu an” dedi. İçeri Ahmet ve Sıla girdi. Ahmet uykulu bir sesle “günaydın” dedi. Ramazan hemen Ahmet’in yanına koştu ve “aşkım, bu benim kolumu koparttı sol kolum yok şu an” dedi yalandan ağlayarak. Utancımdan kıpkırmızı olmuştum. "Konuyu değiştirsek keşke" dedim. Beren "bence de mantıklı ama Beyza unutma akşam görüşürüz seninle" dedi. Dudaklarımı büzerek Beren'e doğru baktım. Ramazan "hadi biz gidelim de şunlar bir kıyafetlerini değiştirsinler" dedi Ramazan. Kapıdan önce Ahmet ve Sıla çıktı daha sonra Ramazan ve Beren çıktı. Kaan'a dönerek "Allah belanı versin şerefsiz" dedim sinirle. Kaan gülerek "bende seni çok seviyorum güzelim" dedi. Yanındaki yastığı sertçe kafasına vurdum. Kaan da üzerini giyindikten sonra birlikte salona geçtik. İçeri girdiğimizde Ramazan, Ahmet ile uğraşıyordu, Ahmet’te Ramaza’nın kafasına yastık fırlatıyordu. Gülerek "kızlar acaba biz mutfağa mı geçsek kahvaltıyı hazırlarız" dedim. Beren başını onaylar gibi salladı. Kızlarla mutfağa geçtik. Dolabı açtığımda "acaba ne yapsak aklınızda var mı" dedim. Sıla "acaba yumurta mı yapsak" dedi. Başımı onaylar gibi salladım ve Beren'e döndüm. Beren de başını onaylar bir şekilde salladı. Dolaptan 12 tane yumurta çıkarttım. Dolaptan bir tencere çıkarttım ve içine su doldurup yumurtaları içine koydum. Beren "yumurtalar olana kadar sofrayı hazırlayalım mı" dedi. Dolaptan bir tepsi çıkarttım ve içine tabakları yerleştirdim. Dolaptan kahvaltılık malzemeleri çıkarttım ve tezgaha koydum. Dolabın altından kesme tahtasını çıkarttım ve malzemeleri doğramaya başladım. Kızlar salona gitmişti. Kaan arkamdan sesizce geldi ve belime sarıldı. İrkildim ve parmağımı kestim. Dişlerimin arasından inledim. Kaan hemen elimi tuttu ve “aşkım iyi misin, vallaha yanlışlıkla oldu özür dilerim” dedi. “Önemli değil ya, bir şey olmaz suya tutarım geçer” dedim. Seslerimizi duyar duymaz içerdeki herkes yanımıza geldi Kaan, Ramazan’a seslendi “Ramazan gidip ilk yardım çantasını getir” dedi. Ramazan ilk yardım çantasını getirmişti. Kaan hemen içini açıp gerekli olan bütün malzemelerin hepsini çıkarttı. İlk başta batikonu elime sürdü. Yaranın acısıyla yüzümü buruşturdum. Kaan "biraz yakabilir" dedi. Başımı onaylar gibi salladım. Kaan bir anda elime üflemeye başladı. Batikonu sürdükten sonra dikkatlice sardı. Kızlar çok endişeli görünüyorlardı. "Sakin olun ya ufak bir kesik” dedim. Mutfağın başına geçtim ve mutfaktaki kanı temizledim. Her şeyi hazırladıktan sonra masaya geçtik. Kaan her seferinde benden çok fazla özür diliyordu. En sonunda artık dayanamadım. "Kaan aşkım sakin ol yeter artık iyiyim, sorun yok" dedim. Sofrayı hazırladığımız için erkekler masayı toplama kararı aldılar. Hep birlikte toparladık. Biraz oturup televizyon izleyerek sohbet ettik. Kanallarda gezinirken bir haber gözüme takıldı. Haber bir kadın cinayetiydi. Sıla direk söze girdi “gün geçmesin ki bir kadın daha ölmesin” dedi buruk bir gülümsemeyle. Beren başını onaylar gibi salladı. Haberde 6 yaşındaki bir kız çocuğunun dayısın yıllarca ona taciz etmesine artık dayanamamıştı ve hayatını kaybetmişti. Kaan “sikicem ya böyle dayının ben” dedi. “Artık bu ülkede kadın olarak da yaşamak zor ya” dedim. Ahmet kumandayı eline aldı ve başka bir haber kanalı açtı. Haber kanalında yine bir kadın cinayeti vardı. Haber şöyleydi; eski sevgilisinin “Seni çok özledim son bir kez görüşmek istiyorum” sözüne inanan bir genç kızın ona saplantılı aşık olan sapığın evine gitmesi sonucunda 3 kurşun darbesiyle ve defalarca bıçaklanma sonucunda katledilmiştir |
0% |