@aybukeservi
|
Bölüm Şarkısı: Kaan Boşnak - Seni Buldum Büge Keden Oykun'un gelen mesajı göstermesi güzel bir şeydi. Benim düşüncelerime önem verdiğini gösteriyordu. Konuşmamaızın üzerine bu hareketi yapması da çok önemliydi benim için. '' Eskiden mahallemizde oturan kız arkadaşımızdı. Ama benim kızla uzun süredir irtibatımız yoktu, baştan diyeyim. '' dediğinde telefonu aldım ve kızı engelleyip geri verdim telefonu. Eve geldiğimizde Oykun acıkıp pizza siparişi vermişti. Sonrasında oyun oynamış, şarkı söylemiş ve film izlemiştik. Saat biraz daha ilerlediğinde Oykun Bey'in ısrarları üzerine hazırladıkları yemekten yedik. Aradan birkaç saat geçmesiyle sıkıldığımda Oykun'a söyledim ve balkona çıktık. Bana sarıldığında saçlarımı koklamasıyla ona döndüm fakat dönmez olaydım dedim. Çünkü bana yaklaşmasıyla öpeceğini anlayınca onu itip içeri kaçtım. İçeri girip İrizle konuşurken Oykun geldi ve saçlarımdan öptükten sonra gitarını alıp koltuğa oturdu. Çocukları susturup Oykun'u dinlemeye başladıpımda Yalın'ın şarkısını söyledi. Benim de bildiğim bir şarkıydı ve ona eşlik ettim. Romantik komedi filmi izlememizin ardından herkesin acıkmasıyla bu sefer Oykun yemek hazırlamaya gittiğinde ben de arkasından gittim. Ocağın başındayken oraya aitmiş gibi gördüğümden resmini çektim. Ardından ona gösterdim ve yaptığı yemekleri kokladım. Hepsi çok güzel kokuyordu. Ben tencereye eğildiğimde o da bana yaklaştı. Kokumu içine çekerken bana sarıldı. O sırada çorba taştı ve benden ayrılıp ocağa gittiğinde ben de sofrayı kurmasına yardım ettim kızmasını dinleyerek. İriz'le bir ara yalnız kaldığımızda ona uzun süre önce farkettiğim ve sormak istediğim bir konuyu sordum. '' Barınla aranızda ne var sizin? '' Sorumla bana döndüğünde şaşırmıştı. '' O kadar belli oluyor mu? '' Kafamı salladığımda devam etti. '' Bir şey yok aslında. Yani olmasıdan korkuyorum açıkçası. Hazır değilim Büge ben. '' İçeri çocukların girmesiyle sonra dedim. Yemekten sonra Berne'nin yardımıyla saçlarımızı yıkamıştık. Normalde doktor izin vermemişti ama rahatsız hissettiğimden istemiştim. Banyodan elimde tarakla çıktığımda Oykun yanıma geldi ve saçlarımı taramaya başladı. Durduğunda ne yaptığını merak edip sordum. '' Tenine hapsettiğin yasemin kokunu kendime saklıyorum. Bir itirazınız var mı hanımefendi? '' diye cevap verdiğinde tam karşılık verecekken Pamir içeri girip Oykun'a dalaştı. Mekan hakkında konuşurken birkaç gün sonra sürprizi olduğundan bahsetti ve izin aldı benden. Günün yorgunluğuyla herkes uykuya dalarken, ben dua ettim ellerimi açıp. Arkadaşlarımın yanımda oluşuna, Oykun'a ve halime şükrettim. Sabah okula gittiğimizde kantine uğradık. Kapıda İrem'i farkettiğimde şaşkınlıkla Oykun'a döndüm. O sırada gelip Oykun'a sarıldığında şalterlerim attı. Oykun'u yanıma çektiğimde gelip yeniden sarılacakken elimi uzattım ona. Sevgilisi olduğumu söylediğimde yüzü kıpkırmızı kesildi. Kendini sanki Oykun'un her şeyiymiş gibi tanıttığında onu bozguna uğrattım. Konuşmamın bitmesiyle kahve almaya gittiğimde Oykun'un arkadan geldiğini gördüm. Kahve ısmarlamamı istediğinde tersledim onu. Ardından ' anılarımız ' dediğinde beni delirtti ve kıskandığımı söylemesiyle evet dedim. Ondan saklayacak değildim, sonuçta sevgiliydik ve kimin onu sevdiğini bilmesi gerekiyordu. Otururken Pamir'in sınıfta kalmasından konu açıldığında erkekler şaşırdılar. Aylardır çalışıp duruyordu eski derslerine dönemi geçmek için. Oykun derslere yardım edeceğini söyleyince güldük ona. Dersteyken mesaj attığında gleceğii söyledim. Ardından sihirli mesajlarından birini attı. '' Okyanus dibinde olsa dahi parlayan bir mavi yıldız... '' yazmıştı. Sihirli kelimelerini yine kullanıyordu. Akşam mekana geçtiğimizde Oykun beni sahneye çağırdı. Yanına gittiğimde ellerimden tuttu ve yaptıkları için özür diledi. Ardından cebinden küçük bir kutu çıkarıp bana gösterdi. Ay ve Güneş kolyeleri vardı. '' Giz'in, Güzel Göz'ü olmak ister misin? '' dediğinde mekandan alkış sesleri yükseldi. Şaşkınlıkla ona baktım. Ne yapacağımı şaşırarak kafamı salladığımda bana sarıldı ve etrafımızda döndürdü. Gülerek kahkaha atıyordum. Nihayet durduğunda Güneş kolyesini boynuma taktı. Ay kolyesini ona takacekken durdum. Sürpriz günü yapmak istiyordum. O nasıl özel bir zamanda yaptıysa öyle yapacaktım. '' Şimdilik bu bende kalsın. Ne zaman istersem takarım. '' dediğimde gülerek kafasını salladı. '' O zaman şarkı söyleyelim mi ? '' dediğinde olur dedim. Sahneye sandalye getirdiklerinde oturduk ve şarkıya başladık. '' ...Seni buldum ya başka ne isterim... '' diyerek nakarata girdiğimizde etraftan gelen sesler yükseldi.
Şarkıyı bitirdiğimizde Oykun birkaç tane daha şarkı söyledi. Bu sırada kapıdaki İrem'i farkettim. Durmuş Oykun'u izliyordu. İriz'e söylediğimde baktı ve bana döndü. '' Yanına gidelim mi? '' dedi. '' Hayır, o uzaktan izlerken ben onunlayım. Uzaktan bakarken doyamazsın ama yanındayken kıyamazsın bakmaya. '' dedim ve Oykun'a döndüm. Gülümseyerek bana bakarken şarkıyı bitirdi. Yanımıza geldiğinde beni sürprize götürmek istediğini söyledi. Çocuklara söyleyip mekandan ayrıldıktan sonra demirlere geldik. Burası bizim yerimiz olmuştu. Bize özel gizli yerimiz, ikimizin sığınağı olmuştu burası... Şehir ayaklarımızın altında, ışıklar önümüzde serili ve yanımda sevdiğim vardı. '' Büge, bana bakar mısın? '' Oykun'un seslenmesiyle ona döndüğümde bana bakıyordu. '' Asıl sürpriz bu değil. Mekanda yaptığım o an içimden geçen yapmak istediğimdi. Uzun süredir düşünüyordum sana hediye almayı. Karşıma Güneş ve Ay çıktığında ikimize benzettim onları. Kavuşmak isteyip ayrı zamanlarda doğan iki varlık onlar. '' '' İsteyip de kavuşamayan... Asırlardır birbirlerini kovalayan ama yine de yolları kesişmeyen iki varlık. '' dediğimde gözleri parıldadı. '' Aynen öyle. Birbirlerini kovalıyorlar ama yine de kavuşamıyorlar. Onlar gibi olmayız değil mi Büge? '' tereddütle sorduğunda ona sarıldım. '' Yüce Yaradan bizim yollarımı kesiştirdi. Bizi birbirimize gösterdi ve yine onun izniyle yollarımızın ayrılamayacak. Sen de beni seveceksin tabii ki Oykun Bey. '' dediğimde güldü. Sıkıca sarıldı ve ardından '' Tabii ki seveceğim. Senin gibi güzel bakanı nereden bulacağım değil mi? '' Benim sabah dediğimi bana satıyordu. Sarılırken arkasından sırtına vurduğumda ahladı. Böyle olurdu beni kızdırmanın cezası işte. '' Okyanuslarına düşen yıldızlarını neden göğüme sapladın Güzel Göz? Onlar sana ait değiller mi? '' Sihirli kelimeler zamanı gelmişti anlaşılan. '' Bana ait olan yıldızları kalbimden sen söktün. Kendi kalbine söz geçiremeyince neden bana suç buluyorsun? '' dediğimde saçlarımı öptü. '' O yıldızlar sana aitler dediğin gibi ancak bende hayat bulurlar. İkimiz olmadan o yıldızlar birer hiçler. '' dedi ve ardından araya binip yola koyulduk. Lunaparka geldiğimizde Oykun'a döndüm şaşkınlıkla. '' Gece gece açık mıdır? '' sorumla bana baktı. '' Ben varken kapalı mı olacak Büge Hanım? '' dediğinde indim arabadan ve elini tuttum. Kapıdan içeri girdiğimizde ışıklar birden yandı. Etraf apaydınlık olduğunda Oykun'a döndüm. '' Bunları sen mi yapıyorsun? Sürprizin bu değil mi? '' dediğimde kafasını salladı. Ardından elimi sıkıca tuturak koşmaya başladık. Dönme dolabın önüne geldiğimizde durduk. Elini elimden ayırmadan bana sarıldı. Birkaç dakika öyle durduktan sonra ayrıldığımızda yüzüme baktı. Ardından kulağıma yaklaşarak sihirli kelimelerinden fısıldadı. '' Okyanusuna düşen yıldızları nasıl sakladıysan, yüreğine Giz'ini öyle saklayabilir misin? '' diye sorduğunda ona döndüm. Birbirimize yaklaştıkça ikimizde heyecanlandık. En sonunda dudaklarımız buluştuğunda arkadan bir şarkı çaldı. '' ...Kalbinde bi lunapark varmış... '' |
0% |