@azamet_29_2
|
Selam canlarım. Keyifli okumalar diliyorum. Hatalarım varsa affola canlarım. Yürü hadi yemek faslı bitti." Dedi cebinden bir miktar parayı çıkarıp masaya bırakarak. Sonrada kızı kolundan tutup çıkışa yönlendirdi. " Evin nerde." Diye sordu. " Bu kafayla işe falan gelemezsin. " Çoookkkk uzaklarda. Mars'tan daha, daha uzak. Derken hırsla kolunu Koray'ın elinden çekti. Koray hareketine şaşkın şekilde bakarken, kızın önüne bakan gözlerine yaşlar hücum etti. Elini sıkışan kalbinin üzerine koyarak kazağını sıkarken birden olduğu yere bağdaş kurup oturarak iki gözü iki çeşme bağıra bağıra ağlamaya başladı. Koray kızın yaptığı şeyle bir an ne yapacağını şaşırdı. Durduk yere neden ağlamaya başlamıştı. Eli alnında bıkkın şekilde haline izlerken Çisel, " Hepsi senin suçun." Dedi. Koray elini alnından çekerek şaşkın şekilde kıza baktı ben ne yaptım der gibi. " Hayır. Aslında hepsi benim suçum. Aptalın tekiyim ben." Derken susarak kendini olduğu yere sırt üstü bıraktı. Koray bu son yaptığına inanamaz şekilde baktı bu kez. Ne ıslak yer, nede dışarda olmalarını umursamamıştı. Yanına çöktü. " Ne yapıyorsun? Dedi sinirle. Ama kız hâlâ kıpırdamadan gökyüzüne bakıyordu. Evine, kendi topraklarına olan özlemi her geçen gün dahada artıyordu. Koray kızdan bir hareket görmeyince bir dizinin üzerine çökerek bir eli kızın kolunda diğeri sırtında yerinde doğrulttu kızı. " Sen nasıl bir baş belasısın. Kız gözleri kapalı kollarını adamın boynuna dolarken başı dönmeye başlanmış kendini bir boşlukta hissediyordu. Düşeceğini sanarak kollarını dahada sıkı sardı Koray'ın boynuna. Sanki bir elektirik dalgası kızın dudaklarından boynuna geçmiş, ordan bütün bedenine dağılmıştı. Gözlerinin önüne yine kızın kendine sarıldığı ânın görüntüsü geldi. Gözlerini kızın yüzüne çevirdi. Sızmak üzeriydi kız. Dünyada olduğu süre boyunca hiç alkol almamış hiç sarhoş olmamıştı. Yediği yemeklerde su istediğini belirttiği için alkollü bir içeceğe denk gelmemişti hiç. Bu yüzden hızlı çarpmıştı içtiği şey. Vale arabasını getirdiğinde Koray hâlâ kızı inceliyordu. Yüzü... Bu kız neden tanıdık geliyordu. " Koray bey... " Adam pes edip başını kaldırıp karşısındaki genç çocuğa çevirdi bakışlarını. " Bir sorunmu var efendim? " " Hayır yok. Genç çocuğun açtığı kapıdan ön koltuğa bıraktı sızan kızı, sonrada kapıyı kapattı. Bu kızı o getirmişti şirkete. Tanıyor, " Aradığınız kişiye ulaşamıyor..." Cümlesini duyunca devamını dinlemeden telefonu kapatıp ön göğüse attı. "Hay böyle şansa, arayınca kimse bulunmaz zaten. " Diyerek sürmeye devam etti. " Nasıl bu kadar pervasız olabiliyorsun seni aptal. " Derken gözünün önüne kesik kesik gelen görüntüyü tekrar hatırlandığında zihnine kazımaya çalıştı. Bu kızın kendine sarılması yaşanan bir olaymıydı yoksa aklının bir oyunumuydu. Belkide hafızasından silinen o günle alakalıydı bu görüntüler. Aklı iyice karışmaya başlamıştı. Kızı bir otele görtürse bu haldeyken başına birşey gelebilir diye rahat edemeyecekti. Sonunda pes edip kendi kendine küfürler ederek direksiyonu yalıya kırdı. En emin yer kendi eviydi. Zaten başka seçenekte bulamamıştı. Bir yandan da kıza bakarak, " Küçük baş belası. Derken saniyelik bir görüntü daha geldi zihnine ama anında kayboldu. " İddia." Dedi. " İddia..! Bu kelime tetiklemişti az önce zihnine gelen görüntüyü. " Kahretsin sonunda beynim patlayacak." Dedi homurdanarak. Bir süre daha yol aldıktan sonra araç denize nazır olan yalının önüne gelerek durdu. Baran inerek aracın arkasından yürüyerek kızın olduğu tarafdaki kapıyı açıp kızı yavaşça kucağına aldı. " Şu hale bak! Kızın dudakları kıpırdarken mırıltıyla çıktı cümle ağzından. Varla yol arası çıkan sesiyle, " Ödeştik." Dedi kız kıkırdayarak. Kıza saniyelik bir bakış attıktan sonra kapının önünde durdu. Kapıyı yine evdeki tek çalışan Sevgi hanım açtı. " Hoşgeldiniz Koray bey. " Derken kıza baktı. " Hoş bulduk." " Kötü birşey yoktur umarım." Koray içeriye girerken, " Yok Sevgi Hanım." Diyerek hızlı adımlarla üst kata çıkarken kıza baktı yine kaşları çatık. " Senin yüzünden düştüğümüz hâle bak." Üst kata çıktığında misafir odasına girdi. Kızı odadaki büyük yatağın üzerine bıraktıktan sonra bir süre yüzünü izledi. Gözleri kızın dudaklarına kaydı farkında olmadan. Sonrada eli boynuna gitti. Kızın dokunduğu yere dokunurken o âna döndü. Ama sonra aniden başını iki yana sakladı. Elini alnına bastırarak, " Kendine gel Koray kes saçmalamayı... Sana gelince." Dedi sanki kız duyuyor gibi. " Bakalım uyandığında o deli baş ağrısıyla nasıl baş edeceksin seni aptal. " Yatak örtüsünü yavaşça kızın üzerine örttükten sonra odadan çıkarak kapıyı örttü. Merdivenlerden inerek mutfağa yöneldi. Sevgi Hanım benim çıkmam lazım. Çisel hanım misafir odasında uyuyor. Arada bir kontrol edersiniz. Uyanınca gitmesine izin vermeyin beni beklemesini söyleyin. " " Tamam Koray Bey siz merak etmeyin." Koray hızlı adımlarla evden çıkarken telefonunu çıkarıp yeniden aradı Erdem'i. " Erdem, nerdesin neden ulaşılamıyor telefonuna? " " Kusura bakmayın Koray bey. " Nerdesin şimdi? " Dedi Koray arabaya binerken. " Şirkette Cihan ve Mesut Bey ile birlikteyim. " Davamı? " Tamam efendim." Koray direksiyona geçirdiği yumrukla birlikte gaza bastı. Gökhan' ın Koray'ın emrine uymayarak plan dışına çıkması yüzünde korumalığını üstlendikleri iş adamı vurulmuş ve adam ölümden dönmüştü. Şuan hâlâ hastanede yatıyordu. Tabi koruma işini yapamadıkları için haklı olarak tazminat davası açmasını bekliyordu Koray. " Geri zekalı moron! " Derken bir yumruk daha geçirdi direksiyona. " Senin yüzünden şirketin adı kirlenecek beyinsiz piç. " Koray şirkete gelene kadar kendi kendine söylendi durdu. Bir süre daha yol aldıktan sonra şirkete geldi. Kapalı garajdaki asansöre binerek ofisinin olduğu katın tuşuna bastı. Bir dakika kadar sonra asansör katta durunca iner inmez güvenlik müdürleri olan iki arkadaşını aradı. Alperen ve Hilal... Konuşması bittiğinde telefonu kapatarak ofise daldı direk. Masasının önündeki koltuklarda Cihan, Mesut ve Erdem oturmuş onu bekliyorlardı. Koray içeri girer girmez ayağa kalktılar. Koray masasına geçtiğinde Koray'la birlikte yerlerine oturdular. " Anlatın." " Koray bey. Bugün kağıt geldi. Koray sol elini alnına dayarken sağ yumruğunu masaya geçirdi. " Böyle olacağı belliydi.. Peki neden? " Orasını bilemem Koray bey. " Gereken neyse üçümüz haldedin." " Tamam Koray Bey, o halde bize müsade. " " Mesut. Cihan. Siz çıkabilirsiniz. Erdem sen kal. " Tamam Koray Bey." Mesut, Cihan ile çıkarken kapıdan Hilal ve Alperen girdi. " Gelin çocuklar." Alperen ve Hilal gelip masanın önüne Cihan ve Mesut'un kalktığı yere oturdular. Koray ikiliye bakarken Alperen başladı söze. " Ne söyleyeceğini biliyoruz." " O zaman ne isteyeceğimide biliyorsunuz. Size söylüyorum çünkü önce siz konuşun diye. Ben konuştuğumda hiç biri burda kalamaz. Dönmemek üzere kapı önüne koyarım." " Tamam." Dedi Hilal. " Sende biraz daha sakin olmaya çalış." " Ne sakini Hilal? Alperen: " Haklısın. Ama bir defaya mahsus olan bir durum. " Umarım öyle olur yoksa o Gökhan'ı bulup beynini delerim. Yenilerin eğitimi nasıl gidiyor." " Bizzat ilgileniyoruz. Atıcılıkta ben döğüş eğitiminde Hilal." " Güzel boş bırakmayın. " Bu sabah itibariyle görevlerinin başındalar." " Tamam." " Bu kadarsa biz kalkalım aşağıdakilere uyarımızı çekelim." " Tamam sağolun. Hilal ve Alperen kalkarak ofisten çıktıklarında Erdem' in gözleri Koray'ı buldu. " Evet. Erdem şaşırarak baktı Koray'a. Aniden böyle bir soru beklemiyordu. " Neden birden bire böyle bir şeyi sordunuz. " Koray Erdem'e dönerek kaşları çatık şekilde. " Sabah şirkete geldiğimde senin aptalı B Blokun tepesinde duvarın üzerinde ayaklarını sarkıtmış şekilde otururken buldum." " Ne? " Bende ilk gördüğümde atlamak için falan orda sandım. Ama manyak evimi görmeye çalışıyorum. Diye saçma sapan bir şey söyledi. Yetmedi, üstüne birde ordan inmek için benimle pazarlık yaptı. Öğle yemeğine benimle gel. Dedi." " Sizde kabul mü ettiniz. " Dedi Erdem şaşırarak. " Mecburen kabul ettim. Ama yemekte tepesine diktiği şişeyle sarhoş oldu. Yerden kaldırıp arabaya götürürken kucağımda sızıp kaldı. " Ne? Evinize mi? Ciddi olamazsınız! " " Erdem! " Hayır Koray Bey. Bizim pansiyona geldi iki gün önce. " Anadolu yakasından demek. " Dedi Koray düşünceli sekilde. " Hangi akla hizmet buraya getirdin peki. " " Eşime sekreter bulamamaktan bahsederken bizi duyunca gelmek görüşmek istedi. Koray'ın şaşkınlığı dahada arttı. " Koray Bey, sizi yeterince rahatsız etmiş. İzninizle gidip alıp pansiyona bırakayım." " Daha ayılamaz. " Peki. Siz nasıl isterseniz." " Şu mahkeme konusuna geri dönecek okursak. Sen savunmayı yazıp bana getir. Düzeltilecek yerleri birlikte düzeltiriz. Gerisinide üçünüz halledersiniz. " " Tamam Koray Bey." Erdem ofisten çıkarken Koray saatine baktı. " Ne çabuk 5 olmuş. " Dedikten sonra bakması gereken dosyaları aradı gözü. Gülmesi kesildiğinde eli alnında dirseği masada dişlerinin arasından, " Sekreterim sızmış şekilde benim evimde uyurken ben burda sekreter arıyorum. Sonunda ayağa kalkıp hızlı adımlarla odadan çıkarak karşı kapı olan Çisel'in odasından içeri daldı. Dosya dolabından aldığı dosyalarla tekrar odasına dönerek elindeki dosyaları masaya atıp koltuğuna geçti. 2 saat boyunca başını kaldırmadan dosyadaki metinlerle uğraştı. İşi bittiğinde saat 7 olmuştu. O sırada kapı tıkladı. Elinde kırmızı bir dosya ile gelen Erdem'di. Savunma metnini hazırlamış son kontrol için Koray'a getirmişti. Koray Erdem'in önüne koyduğu dosyayı açıp Erdem'in hazırladığı metni eline alıp okudu. Erdem iyi bir avukattı. Fazlası vardıda eksiği yoktu. " Güzel. " Dedi. " Bu şekilde kalsın." " Tamam Koray Bey." " İşin bittiyse çıkabiliriz." " Bitti Koray Bey çıkabiliriz." Erdem elindeki dosyayı çantasına koyduktan sonra iki adam birlikte çıktılar ofisten. Garaja inerek kendi araçlarına binip birlikte yalının olduğu sente doğru yola çıktılar. Akşam trafiğinde 1 saat kadar sonra ulaşabildiler yalıya. İstanbul'da trafik her zaman sıkıntı olmuştur. Nihayet yalıya geldiklerinde saat 8 i geçmişti. " Sevim hanım Çisel nerde? " Çisel hanım hâlâ uyuyor Koray Bey." " Ne demek hâlâ uyuyor. " Hayır, uyanmadı efendim. " Koray'ın hoşuna gitmedi duyduğu şeyler. Kız o kadar içmemişti çünkü. " Sen otur Erdem. Koray hızlı adımlarla merdivenleri çıkıp, üst kata misafir odasına gelerek kapıyı açıp içeri daldı. Işığı açıp baktı. Kız hâlâ bıraktığı şekilde uyuyordu. " Çisel. Ama kızdan cevap gelmiyor kıpırdamıyordu bile. " Çisel. Çisel uyan. Dedi bir yandanda kollarından tutarak sarsarken. " Kalk artık küçük ayyaş." Kız gözlerini aralayarak önce Koray'a sonra etrafa baktı. " Ne oldu. Dedi eli alnında yerinde doğrulurken.. " Nerde olacak, benim evimdesin." Dedi yataktan kalkarak. " O kadar sarhoştunki evini bile tarif edemedin. Yada pansiyonu. Kız huzursuz ve müthiş bir baş ağrısıyla yavaşça yerinden kalkarak bacaklarını yataktan aşağı sarkıttı. " Başıımmm... Dedi. Kollarını ve bacaklarını dört bir tarafa açarak esnerken, tek olan kanadınıda sonuna kadar açarak gerdi. Koray tam kapıdan çıkacakken saniyelik geri dönüp, " Öyle içersen..." Demiştiki kocaman gözlerle kıza bakarak kala kaldı. Kızın hemen arkasında gördüğü şey kocaman siyah bir kanatmıydı? ****************************** Evet canlarım bölüm sonuuu.
|
0% |