@azamet_29_2
|
Hatalarım varsa affola canlarım. BARAN' DAN Salih'in arkadaşı Ali kapıdan dalıp polislerin geldiğini söyleyince Leyla'ya son bir kez daha bakıp Erol ve Salih ile birlikte odadan çıktım. Kapının önünde polisler bizi bekliyordu. Nevin Demirer'in yanında gelen iki kişiden birini olan Temel'in kendi adamı Tekin'i ağır yaraladığını o zaman öğrendik. Temel kendi adamınıda öldürmeye kalkmıştı. Memo'nun dediği gibi Tekin'in Salih'i aradığını öğrenmiş olmalıydı. İşler kendi kontrolünden çıkınca delirmişti bence. Polis konu ile ilgili ifade için emniyete gelmelisiniz dediğinde Salih'te Memo'ya birlikte gidelim diyince Memo önce Leyla'yı görmek istedi. Leyla annesinin yanında fenalaşınca merak etmişti ne halde olduğunu. Nede olsa kardeşimiz diyorlardı. Memo'nun odaya girmesiyle çıkması bir oldu ama. " Abi Leyla yok! " Dedi panikle. Gördüğüm açık pencereyle bi, " Hassiktir. " Çektim. Koşarak açık pencereden dışarıya uzanarak, " Nerde lan bu kız? Salih: Dediğinde bahçeden hızla çıkan aracı gördüm. Leyla uyanır uyanmaz odadan kaçmış bindiği bizim arabayla son hız bahçeden çıkıyordu. Panikle, " Erol çabuk diğer arabaya! " Dedim odadan çıkarak. Bahçede bekleyen Azad'ın kullandığı diğer arabanın yanına gelerek, hızla bindik. Erol motoru çalıştırıp gaza bastı. Ama tam bahçeden çıkacakken aniden önümüze çıkan ambulansla durmak zorunda kalarak geri geri gittik. Ambulansın geçişinden sonra Erol hızla çıkıp ana yola kırdı direksiyonu. Trafiğe girip makas atarak ilerledik. Bir an önce Leyla'ya yetişmeliydik. " Leyla Temel'i bulmaya gidiyor." " Ama nereye gidiyor abi. Temel'i nerde bulacak? Biz onları nasıl bulacağız. " " İlk iş durağa gidecektir." Erol aniden kocaman gözlerle önüne bakarak, " Kahretsin! " Dedi. Sonrada direksiyona yumruğunu geçirerek, " Abi torpidodaki silahı falan almaz umarım. " Dediğinde Leyla'yı elinde silahla düşündüm. Sinirle kapıya geçirdim yumruğumu. Öyle olmalıydı onun yerinde olsam dünyayı yakardım çünkü. Ve tek suçlu Temel'di. Kıza musallat olmuş annesini resmen rehin almış, kızı kendi pis işlerine âlet etmişti. Benim yaptıklarımda üstüne tüy dikmişti. Bir süre daha yol aldıktan sonra durağı gördük. Ama o manzara ile kocaman gözlerle bi " HASSİKTİR." Daha çektim. Bizim araba duraktaki yazhanenin içine girmiş motorundan dumanlar çıkıyordu. Bir kaç kişi etrafında toplanmış kendi aralarında bir şeyler tartışıryorlardı. " Abi ne olmuş burda? " " Ne olacak. " Belkide başardı." Enkaza dönmüş yazanenin tam önünde durduğumuzda hızla araçtan inip, " Kahretsin! Koşarak adamların yanından geçip açık kapıdan ön koltuğa baktım. Ama yoktu. " Ne oldu burda? " Abi burda oturuyorduk. Sonra bizim şoförlerden Leyla çıktı içinden. Elinde silah Temel'i arıyordu. Bize sordu. " " Ne dediniz? " Dedim adamı tuttuğum yakalarından kendime çekerek. " Nereye gitti Leyla. " Yok abi. " Peki kız... Diyerek adamı geriye savurdum. " Kendi kendine Diyerek gitti. " Ne!? " Dedim bağırarak. " Birde ne? " Ordasın. Gibi birseyler söyledi." " Abi. " Dedi Erol. " Rıhtıma gitmiş. " Hemen gidelim." Dedim koşar adım arabaya doğru giderken. Hizla araca bindik. Erol direksiyona geçerek motoru çalışıp gaza yüklendi. Hızla kalkan araçla trafiğe girerek rıhtımın yolunu tuttuk. Aklıma gelenlerin sınırı yoktu. " Sakın." Dedim. Aklıma gelenler gibi o yolda bitmek bitmedi. Nihayet yarım saat kadar sonra rıhtıma gelmiştik. Arabadan indiğimiz anda kız hızla adamlara doğrulttuğu silahın tetiğine basınca bir kaç saniye yerimde kaldım. Temel'in yanındaki adamın eli omuzunda geriye düştüğünü gördük. Aynı anda Temel'e çevirdi namnuyu. " Leyla! " Diye bağırdım. " Dur! O şerefsizi öldürüp elini kana bulmasını istemiyordum. O an duran Leyla bir kaç saniyeden sonra yavaştan yan tarafa geçti. Bulunduğu yerden hem Temel'i hem bizi görüyor hareketlerimizi izliyordu. Bir bize bir de eli silahla bekleyen Temel'e bakarken gözlerinde hiçbir hayat belirtisi yoktu. Sanki ruhu çekilmiş canı bedeninden ayrılmış gibi bakıyordu. Tekrar seslendim. " Leyla sakın! Başını yana devirerek yine duygusuz bir şekilde baktı bana " Seni orospu." Dedi sinirle. " Leyla." Dedim " Pişman olacağın birşey yapma! " Kızın yüzü ve gözleri bana dönük olmasına rağmen silahı Temel'e dönüktü. Cevap verme gereği bile duymadan bir anda tekrar bastı tetiğe ve bir kez daha. " Leyla..." Dedim dikkatli şekilde bir adım daha yaklaşarak. Ama adama çevirdiği bakışlarla son kez dokundu tetige. Bir yerde yatan adama, bir gözlerinde yaş akan kıza baktım. " Annemi özledim." Dedi varla yok arası çıkan sesiyle, " Yapma!!" Diye bağırdım elimi ona doğru uzatarak ama geç olmuştu tetiğe basmasına engel olamadım. ***** Baran kocaman gözlerle kıza bakarken kız dizlerinin üzerine bıraktı kendini, silah tutan eli yanına düştü. Baran iki adımda yanına gelerek yanına çöktü kızın, kollarından tutup sarsarak bağırdı. " Seni aptal!! Leyla arka arkaya ateş ettiği için silâhtaki son kurşunda az önce Temel'in bedeninde kalmıştı. Baran bütün siniri ve korkusuyla bağırırken Leyla başı önünde boşluğa bakıyordu sadece. " Kahretsin! " Dedi dişlerinin arasından. O sırada duydukları araç sesiyle arkalarına döndüler. Azad ve Fatih yanlarında Batuhan ile birilikte Baran'ın arkasından başka bir arabayla gelmişlerdi. " Erol. " Dedi Baran, yerdeki adamlara bakarak. " Kaybedin şu pislikleri." Erol, Azad ve Fatih'i çağırırken Batuhan koşarak Baran'ın yanına geldi. Bir Baran ve kıza, birde yerde yatan adamlara baktı. " Abi? " Dedi şaşırarak. " Ne oldu burda? Dedi Batuhan elini Baran'ın omuzuna koyarak. " Polisler gelmeden hemen gidelim burdan." Baran başı önde donmuş şekilde öylece bekleyen kızın kollarından tutarak kaldırmaya çalıştı. Ama kız taş kesilmiş kıpırdamıyordu. Kızın yüzüne baktı. Açılan alnından akan kan kızın göz kapağının üzerinden geçerek yanağına inmişti. " Leyla? " Dedi. Ama kızda ne ses nede hareket vardı. Tekrar seslendi Baran. " Leyla! Yine olmadı. Leyla'nın gözleride vücudu gibi donmuş sekilde bakıyordu. " Leyla! " Dedi. " Leyla kendine gel. Leyla!! " " Abi şoka girmiş." Baran bir kaç saniye kızın kendine dönük ama boş bakan gözlerine baktı. Sonra hızlı bir tokat attı kıza. Ama ayakta duracak gücü kalmayan Leyla kararan gözleriyle olduğu yere yığılırken Baran tuttu belinden sarılarak. " Leyla. Ama uyanmadı kız. " Gidelim." Dedi Batuhan'a. Hızlı adımlarla arabaya dönerken, " Erol burayı halledip dönün." Dedikten sonra aracın arka koltuğuna geçip oturarak Leyla'yı kucağına yatırdı. Batuhan direksiyona geçti. Arabayı çalıştırarak gazı kökledi. Rıhtımdan çıkıp trafiğe girdiginde, " Abi nereye gidiyoruz.? " " Mete' nin yanına gidelim. " Derken kızı baştan aşağı inceledi. " Ateşi var." Dedi. " Abi ne oluyor. " Herşey karıştı Batu. Önce hastaneye gidelim, sonra anlatırım." Batuhan aynadan arkadaki Baran'a baktı. Sıkıntılı bir ifadeyle kıza bakıyordu. Elini cebine atarak telefonunu çıkararak Mete'yi aradı. Bir kaç çalıştan sonra Mete telefonu açarak, " Alo Batuhan abi? " " Alo Mete. " Hastanedeyim, çıkıyordum abi. " Çıkma oraya geliyoruz." " Baran abimi? " " Hayır, yine kızıl." " Anladım abi. " Tamam." Dedi Batu kapatırken. Sessizce geçen bir süreden sonra hastaneye gelerek acil girişinden girdikler. Batuhan önden inip arka kapıyı açarken Baran kızı koltuğa bırakıp önden çıktı. Sonrada yavaşça dışarıya doğru çekerek kucağına aldı kızı. Hızlı adımlarla içeriye girerken koridorda Mete karşıladı adamları. " Neyi var? " Diyerek Baran'ın kucağındaki kıza ayak üstü bir baktı. " Annesi öldü. Mete Baran'a bir bakış attıktan sonra, " Odaya alalım. " Diyerek önden yürüdü. Baran'da Mete'nin arkasından girerek kızı yatağa bıraktı. " Alnına ne oldu? " Dedi önce alnındaki yarayla ilgilenirken. " Kaçırdığı arabamla çalıştığı durağa girmiş son hız. Araba haşat olurken, başını direksiyona çarpmış. Bacağındaki yarada da yerinde durmadığı için yine kanama oldu. Mete kızın alnındaki kan birikintisini silerek yaranin durumuna baktı. " Çok kötü değil. Dedikten sonra malzemleri hazırlayarak kendinde olmayan kızın alnındaki yaraya dikiş atmaya başlarken Batuhan, " Abi anlat artık ne oluyor? " Batuhan işler karıştı. Gölge'ye çalışıyormuş. " Nasıl öğrendin bunu. " Hayır.. " Ne? Yani doğruydu şüphemiz. " " Evet. Leyla bir yandan Gölge'nin adamlarından kurtulmak, bir yandan Temel'in annesine zarar vermesini engellemek, bir yandanda beni korumak istemiş." O 2. Gruptaki adamlardan ikisi kapıma dayandı. Her şeyi size ben anlatacağım. Ama önce Leyla'yı annesine götürün. Annesi ölüyor dediler. Megerse annesi fenalaşıp hastaneye kaldırılmış. Leyla'yı alıp geldim. Ama annesinin son anına yetiştik. 1 saat kadar önce kalp yetmezliğinden öldü kadın. Leyla'nın annesinin durumunu öğrenince, kızın annesi ölüyor haber verin demiş. Temel bunu duyunca önce Tekin' i ağır yaralamış sonrada planları bozulduğu için sıvışmış. " Temel'in peşine düşmüş yani. " Temel'i evet ama yanındakini ben vurdum. Ama o an aklının başında olduğunu sanmıyorum. " Gördüm. " Dedi Batuhan kıza bakarak. " Peki şimdi ne olacak." " Önce Tekin'in ameliyattan çıkmasını bekleyeceğiz. Gölge ile ilgili bir şey biliyormu bakalım." " Tabi ölmezse. " " Ölmese iyi olur. Dedi ve durdu Baran. Kıza çevirdi bakışlarını. Bakarak devam etti. " Leyla'nın annesinin cenaze işlemlerini halledeceğiz." Batuhan eli çenesinde, " Ne düşüneceğimi bilemedim. Baran kıza bakarken Mete'nin de işi bitmiş kızın alnına bant yapıştırıyordu. Alnından sonra kızın bacağındaki yaraya baktı. " Dikişin durumu iyi. Ama benim attığım dikiş değil." " Dikiş acılınca bundan önceki hastanede yeniden atıldı." " Yeniden ilaçlayıp sarmak yeterli olacaktır." Dedikten sonra dediği gibi ilaçlayarak yeniden sardı yarayı Mete. " Evet bitti. ***** 10 dakika sonra kız müşahade odasında hâlâ baygın yatarken, Baran saate baktığında sabahın 5 iydi. Ayağa kalkarak, " Batuhan sen çık Erol'la Leyla için kıyafet yolla. Azad'ı da al cenaze işlemleriyle ilgilenin." " Tamamda ben ne anlarım kıyafetten." "Baran kıza baktı. " Valizi kaldığı diğer otelde. Kızlardan birinden yardım alırsın. Bu pijamalarla bu soğukta cenazeye gidemez. " Batuhan bıkkın bir nefes alıp verdi. Sonrada odadan çıktı. Batu'nun ardından koltuğa bıraktı kendini. Bir süre sonra yorgun şekilde uyuya kaldı. Bir saat sonra uyandığında hızla yerinde doğrulurken kıza baktı. Leyla uyanık, kıpırdamadan öylece yatıyordu yatakta. Baran kısa bir süre sessiz şekilde kızı izledi. Bir hareket yada bir söz bekledi kızdan. Ama nefesten başka bir hareketi yoktu. Derin bir nefes aldı Baran. Verdikten sonra, " Annen için üzüldüm başın sağolsun." Dedi. Kız hâlâ sessizdi. " Cenaze işlemlerine başladık. Sende kendini toplamaya çalış. Annene son görevini yaparken ayakta ol." Kızdan yine tepki gelmedi. Baran elini alnına bastırarak sabırla beklerken kapı açılarak Erol girdi içeri. " Abi istediklerini getirdim. " Baran ayağa kalkıp Erol'un elinden çantayı alırken, " Diğer iş ne oldu. " " O işte tamam abi." " Güzel.." " Batu." Dedi Erol sonra kıza bakarak sesini biraz kıstı. " İşlemleri halletmiş. " Tamam. " Tamam abi." Erol dışarıya çıkarken Baran elinde çanta tekrar yatağın yanına geldi. Elindeki çantayı yatağın ayak ucuna bıraktı. " Leyla... Dedi ama devam etmedi. Aynı kelimeyi tekrar ederek daha fazla üzmek istemedi kızı. Leyla yine kıpırdamayınca, " Tamaamm. Ben yardım edeceğim." Baran kolunu sırtının altından geçirerek kalkmasını sağladı. Sonrada bacaklarını yataktan aşağı sarkıttı. Kız cansız bir bebek gibi öylece oturuyordu. Baran üzerindeki pijamanın düğmelerini tek tek açmaya başladı. Bütün düğmelerden sonra kızın kollarından çıkardığı pijamayı omuzlarındanda indirip üzerinden tamamen aldı. Şuan adamın karşısında yarı çıplaktı. Ama buna bile tepki vermedi kız. Baran çantadan aldığı siyah boğazlı kazağı üzerine geçirerek altınada yine siyah olan pantolonunu giydirdi. Kazağın yandaki yırtmaç ayrıntısındaki ipi çıkararak kızın saçlarını arkasına alıp bu iple bağladı. Nereye gidiyoruz abi. " Aşağıya kantine. Asansörden inerek kantinin olduğu bölüme geldiler. Baran kızı sandalyeye oturturken Erol gidip ikisi için çorba alıp geldi. Baran'ın ve kızın önüne bıraktı kaşıklarla birlikte. " Bir kaç kaşık olsun ye." Kız sadece masaya bakıyor yine kıpırdamıyordu. " Leyla.. Kız yine boş boş bakarken Baran'ın sabrı sonunda taştı. " Yeter artık! Kendine gel! Tıpkı... O yüzden aklını başına al artık." Baran kaybettiği annesinin cenazesine katılamamış şuurunu kaybettiği için hastanede kalmış, haftalar sonra gidebilmişti annesinin kabrine. Kızın şuanki hali, kendi halini hatırlatmıştı ona. Leyla'nın donuk bakan gözleri çözülerek Baran'a dikildi. " Pisliğin tekisin." Derken buza dönüşen göz yaşlarıda eridi aktı gözlerinden. Baran'ın dudaklarında sinsi bir gülümseme peydah oldu. " Şimdi çorbanı iç. Kız önündeki çorbaya bakarken kaşığa uzanıp tuttuğu anda kız elini Baran'ın elinin üzerine koydu. Ağlayan gözlerle bir kaşık çorbayı ağzına koyduğunda o bir lokma ağzında çoğaldı sanki, zorlukla yuttu. Kaşığı kenara bıraktığında önüne konan bir bardak sudanda bir yudum aldı. " Hiç yoktan iyidir." Dedi Baran kalkıp kızın yanına gelerek. Hadi derken kucağına aldı yine. " Bırak." Dedi kız mırıltıyla. " Yürürüm. " " Yürürsün biliyorum ama bacağın iyileşmiyor. Bugün üzerine basma. " ***** 2 saatin sonunda hastane morgundan alınan annesinin cenazesi ile mezarlıktaydı herkes. İ. Y 18 İLE DEVAM Asansörden inen adam rugan ayakkabılarının topuk seslerinin eşliğinde ilerledi koridorda. Karanlık odada koltuğunun arkasındaki iki loş ışık altında oturan, yaşını almasına rağmen görüntüsü ve bakışlarıyla insanı korkutabilen kadının olduğu masaya doğru yürüdü Numan. Sâye Hanım çatık kaşlarla bakıyordu kapıdan giren adama. Son olanlarla ilgili az çok birşeyler çalınmıştı kulağına ve canını sıkmıştı. Numan masanın önündeki koltukta oturan Doğan'ın önünde durarak başını önüne eğdi ve ellerini önünde birleştirdi. Korkusunu belli etmemeye çalışarak konuştu. " Efendim. Sâye Mercan ( Gölge ) " Konuş." " Temel işi başaramamış. Dahası herkes her şeyi öğrenmiş bence." Koltukta oturan adam hızla kalktı yerinden. " Ne demek lan başaramamış. Bir kaç gün önce uyarı çekmedin mi.? Bizden zaman istemedimi bu pislik ağası. " " Öyle abi, ama bir anda işler karışmış. Kadın sinirle yumruğunu masaya geçirerek bağırdı. " Kahretsin! " Maalesef bulamıyoruz efendim." " Ne demek bulamıyoruz lan." Dedi Doğan. " Abi arabasını ve çantalarını rıhtımda buldu bizimkiler. Ama adam ortada yok. Aracın etrafında kan lekeleri varmış. Tahminim biri kendisinin diğeride adamının, ama ne ölüleri var ne dirileri. Kadın sinirle derin bir nefes alırken başını iki yana çevirerek kütletti. " Hepiniz birer beceriksizsiniz." Kadın elini alnına bastırıp dişlerini sıkarak başına giren ağrıyı bastırmaya çalışarak konuşmaya devam etti. " Peki son durum ne? " " Baran ve adamlarını adım adım takip ediyoruz. Temel'in kullandığı kızın annesi dün ölmüş. Kız bizle çalışmaz artık. Dahası tuhaf bir şekilde Baran kızın yanından bir dakika ayrılmaz olmuş. " Bu sırada Numan'ın telefonu çaldı. Numan çıkardığı telefona bakarak, " Onur arıyor. " " Aç. " Dedi Doğan. Numan telefonu açarak konuştu. " Söyle." 1-2 dakikalık sessizlikten sonra, " Tamam. Takipte kalın. " Dedi ve kapattı. Kadının bakışları Numan'ı buldu. " Efendim Temel'in adamının durumu kritikmiş yoğun bakımdaymış. Doğan kadına baktı. " Sâye Hanım. Temel bulduğu kızın, annesinin üzerinden bir plan yapıp Baran'ı bize getirecekti. Ama kadının hastanelik olması ve ölmesi plânlarını bozdu. Dahası Temel çakalı ortalıkta yok. Belkide Baran yada adamları işi çözüp yok ettiler. Yâni Temel planımız suya düştü artık." Kadın başını ellerinin arasına aldı. " Kemal'e tedbir al Doğan, benimle olan bağlantısı anlaşılmasın. Baran Kemal üzerinden bana ulaşırsa herşeyi çözer. " " Yani..." " Yani gebertin gitsin. Kaza süsü verin mesela. " " Ama ya şirket." " Doğan dalga mı geçiyorsun. " Peki Dinçer ne olacak. " Kadın güldü. " O aptalın dünyadan haberi yok. Baran'ı adamlarından ayırıp tuzağa düşürmek için onu kullandığımızı hâlâ anlamayacak kadar aptal biri. Bu camiada nasıl ayakta kalıyor hâlâ şaşıyorum. Daha kârlı bir işe gireceğini sanarak Batuhan'ı acil toplantıya çağırıp anlaşmayı iptal etmek istemesi bizim Baran'ı adamlarından ayırma plânınızın bir parçasıydı. Ona teklifimizi geri çektiğimizi söyle. Ama dikkat et. " Merak etmeyin siz. " Eminim Baran'da anlaşmayı bozmuştur. Güvenilmez insanlarla çalışmaz Baran Karamanoğlu. Numan araya girdi. " Baran'la ilgili ne yapmamızı emredersiniz efendim." " Hiç bir sey. " " Nasıl? " Biraz mola verip 1 adım geri çekilelim. Ama sadece bir adım. Bırakalım yaslarını tutsunlar. Derken gülümsedi kadın. " Şimdi gidebilirsin. " Numan başı ile selam vererek oda kapısına yöneldi. Tam çıkacakken. Kadın yeniden seslendi buz gibi sesiyle. " Numan! " Adam geriye dönerek kadına baktı. " Emredin efendim." " Hata istemiyorum Numan! Adam karşısındaki kadının gözlerine bakarak yutkundu. " Emredersiniz efendim. Dedi kendinden emin. Numan kapıdan çıktıktan sonra Doğan, " Sâye Hanım, gerçek planınız nedir." Kadın dalgalı bir bakışla baktıktan sonra, " İnanmadın değilmi? " Dedi delice bir kahkaha atarak geriye yaslanırken. " Hayır. " Ama gerçekten bekleyeceğim Doğan." Kadının yüzü birden asılırken kaşları çatıldı. Gözleri uzaklara daldı. " Haşim Baran Karamanoğlu yüzünden öldü. Baran'ın silahından çıkan kurşunla öldü. " Sâye Hanım eski eşiniz tefecilerden borç alarak kendi sonunu kendi hazırladı. Eğer siz..e.." " Kapa o çeneni Doğan.! " Derken yumruğunu masaya geçirdi. " Borç almasının sebebide Baran değilmiydi bunu bilmiyormusun! Eğer Haşim'in elindeki son şeyi, şirketini elinden almaya kalkmasaydı böyle olmayacaktı. Zaman... " Saye Hanım. Acınıza saygı duyuyorum lakin.. Haşim Bey hata üstüne hata yaptı. En başta sizden boşanması, verdiğiniz şirketi iyi yönetememesi, batarken umursamaması, sizden yardım istemeyip mafyalara gitmesi, borcunu ödemek için uğraşmak yerine gidip Karamanoğlu gibi birinin kapısına pusu kurup silah çekmesi tamamen kendi hatası. Onun hatasını neden siz ödeyesiniz. Bu yaştan sonra cezaevlerinde mi..." Kadın aniden sinirle bağırdı. " Yoksa sen... Sendemi Baran'ın tarafına geçtin! " Aynı anda masasının çekmecesini açarak içinden bir silah çıkararak Doğan'a çevirdi namnuyu. " Sâye Hanım.! " Bana doğruyu söyle Doğan. " Ta- Ta- biki hayır. Dedi adam elleri havada korkuyla. " Sence ben kolayca hapse girermiyim? " " Hayır. Siz çok zeki bir kadınsınız." " Öyleyim. Doğan kadına baktı bir süre. Eski eşi Haşim beyin ölümünden sonra sağlıklı düşünemez olmuştu. Adam artık korkmaya başlamıştı. ***** Leyla'nın bilinci yerine gelmeye başladığında sanki 100 yıldır uyuyormuşum gibi hissediyordu. Neredeyim, neden bu kadar bitkinim. Gözlerim neden bu kadar ağrıyor. Sesler Baran'a, Batuhan'a ve Mete'ye aitti. Duyuyordu ama sesler uzaktan geliyordu. Adamlar Leyla'yı uyandırmamak için odanın hemen dışında konuşuyorlardı. Batuhan: " Dede. Neden hâlâ uyanmadı. İki gündür ölü gibi yatıyor. Hani nefes alıp uykusunda ağlamasa öldü sanacağım, o kadar yani! " " Saçmalama Batu." Dedi Baran. " Öyle abi. Baran: Mete: Duyduklarıyla Leyla'nın kapalı olan gözlerinin aksine zihni birden açılmış aklına annesi gelirken, annesinin ölümü, son nefesini nasıl verdiği sahne sahne geçmeye başlamıştı gözlerinin önünden. Doktorun annesini hayata döndürmek için nasıl çabaladığını, annesinin yataktaki cansız, tepkisiz halinide hatırlayınca ciğerlerine bir ateş düşerken, gözlerine dolan yaşlarla sol yanına öyle bir acı saplandı ki bu acının tarifi yoktu. Sağ elini göğsünün üzerine bastırarak sıkarken, yattığı yerde sol tarafına doğru dönerek dişlerini sıktı ağlarken açmayı başardığı gözleriyle. " Annem.." Dedi inleyerek. Ama annesi yoktu artık. Annesizdi artık. Yalnızdı artık. Elleriyle vermişti soğuk toprağa. Gözlerini gökyüzüne çevirerek tekrar nefes almak istedi. Ama olmuyordu. Dünyada oksijen kalmamış, annesiyle birlikte gitmişti sanki. Bununlada kalmıyor şuan hem içi hem dışı yanıyordu. Bir ateşe düşmüş gibi hissederken, kendini dizlerinin üzerine karın içine bırakarak elleriyle yerden destek alırken başı önüne düştü. Dağılan saçlarının arasından nefes almaya çalıştı yine. İki eliyle üzerindeki pijamanın yakalarından tutarak iki yana çekip koparttı düğmeleri. Yinede soğumadı ciğeri. Üzerinden çekip çıkaracakken onu duydu. " Leyla! " Baran salona inmeden önce kıza son kez bakmak istemiş, yatakta uyurken bıraktığı kızı balkona çıkmış görüncede hemen peşinden balkona çıkmıştı. Hızla Leyla'nın yanına gelerek diz çöktü. " Leyla! Kız kolundan tutan adamın elini sinirle ittirerek zar zor aldığı nefesle, " Defol! " Dedi bağırdığını sandığı sesiyle. Baran yinede bırakmadı. Sinirle soluyarak tekrar tuttu kolundan. " İyi görünmüyorsun. Derken kızı arkasına geçerek kollarından tutup ayağa kaldırdı. Aynı anda kız hırsla Baran'a dönerken kendini adamın kollardan kurtararak bir adım geriledi. " Sana defol dedim." Dişlerinin arasından zorla aldığı nefesi ciğerlerine zorla çekti." Şuanki hâli alerjisinin nüksettiği haline benziyordu. Zor nefesleri Baran'ın dikkatini çekince, " Leyla iyi değilsin. Derken tedirgindi. " Defol git artık başımdan. Sanada. " Dedi bir nefes çekti içine zorla tekrar ağlamaya başlarken, " Artık." Dedi bir nefes daha çekerek. " Rahat.. Derken yine her kelimede nefes alıp verdi. " Leyla saçmalama. " Sen... Baran tek adımda kızın yanına geldi. " Benim sabrımı sınama." Dedi sinirle. Kız hızla çektiği koluyla elini yumruk yaparak Baran'ın çenesine bir yumruk geçirdi. Adam çenesinin solunda hissettiği yumrukla afallarken onları izleyen Batu ve Mete şaşkın kala kaldı. " Hepsi senin yüzünden! Diye bağırırken sendeleyerek geriye adımladı. Öfke dolu gözlerle kıza bakarken, Leyla dizlerini üzerine karlara bıraktı kendini. " Anneme doyamadan." Başı öne düştü kızın. " Son kez göremeden, konuşamadan, özür bile dileyemeden buz gibi toprağa bırakmak nedir bilirmisin. Ha! " Batuhan Baran'ın öfkeyle kıza birşey yapmasından korkarak yanına geldi. " Abi. Bırak ben konuşayım sen.." Demiştiki Baran gözleri kızda soğuk sesiyle, " Aşağı inin." Dedi. Batuhan: " Abi aklı başında değil. Bırak ben konuşayım." Dedi tekrar. Baran bu kez öfkeyle Batuhan'a dönerek, " Başlatma abinden lan! Dediğimi yapın! " Batuhan ve Mete çaresiz içeri girerek aşağı inmek üzere odadan çıkarlarken Baran kızın yanına gelerek yanına çöktü. Baran'ın günlerdir tuttuğu sabrı taşmıştı. " Sen bir aptalsın!" Dedi hırlayarak. " İlk gün bana gelmeliydin. Dedikten sonra kızın açık yakalarından sıkıca tutup kendine çekerek bağırmaya başladı Baran. " Ben, Baran Karamanoğlu!" Derken yüzleri arasında santim mesafe vardı. " Bu ülkenin en iyi iş adamıyım. En zengiyim. En güçlüsüyüm." Bağırarak konuşan Baran'ın nefesi koyu mavilere hüzünle bakan kızın yüzünü yalayıp geçerken devam etti. " Ve anne katiliyim! Kızın gözleri kocaman oldu. " Annesi kendisi yüzünden ölen biriyim! Artistlik yaparak annesine küsüp evden kaçarken peşinden koşan annesine çarpan araba ile ölmesine sebep olan bir çocuk olarak büyümek zorunda kalan biriyim.! Delirmenin eşiğinde hastanede yatarken annesinin cenazesine bile katılamayan, aklı başına geldiğinde her gün ayyaş dayısının evinden kaçarak, kar yağmur demeden annesinin mezarına giden, vicdan azabından ölen ama bir türlü canı çıkmayan, sabaha kadar annesinin ıslak çamura dönmüş toprağına sarılıp karanlık gecelerde mezarlıkta yatan, her sabah polislerin bulup evine götürdüğü biriyim! Annesinin evinden kaçarken, annesinin mezarını görmek için dayısının evinden kaçmaya başlayan biriyim! Sonunda alkol komasından ölen dayısıyla yetimhaneye atılan, yinede annesinin mezarına gidebilmek için yetimhanenin duvarlarından kaçmaya çalışırken düşüp ciğerine demir saplanan biriyim!! " Derken sinirle yırttığı gömleğiyle göğsündeki yarık izini gösterdi kıza. Kızın gözleri koyu mavilerden göğsündeki yara izine kaydı. " Benim boktan canım hiç bir annenin canı etmez! Şerefsizim hiç düşünmeden verirdim! Ağla! Derken sesi kısıldı. Öfkesi duruldu. Bir kaç saniye bekledikten sonra yerinden yavaşça kalkarak kıza bakarken kızda donuk gözlerle boşluğa bakıyordu. " Başka şansın yok. Şimdi inat etmede kalk." Diyerek kızı kollarından tutarak kaldırdı. Kızın sinirleri boşalmış bütün bedeni titremeye başlamıştı. Tabi havadaki soğuğunda etkisi vardı. Baran kızı kucaklarken, " Şu haline bak. Yaprak gibi titriyorsun." Diyerek içeri getirdi kızı. Yatağa bırakarak üzerini örttü. Leyla hâlâ ıslak gözlerle adama bakıyordu. " Kriz çözülmüş." Derken Baran'a baktı sırıtarak. " Nasıl hissediyorsun? " Kız elleriyle gözlerini kapatarak ağlak şekilde cevap verdi. " Kötüyüm. Baran duyduklarıyla şaşkın Mete'ye sonrada Batuhan'a baktı. Mete'yi kolundan tutarak kenara çekti. " Mete, ne oluyor lan! " Mete işaret parmağını kendi şakağına koyup sadece dudaklarını hareket ettirerek, " Hafıza kopukluğu. |
0% |