@azamet_29_2
|
" Neden çalışmak istiyorsun. " İhtiyacım olduğu için değil zaten. Demiştim ki. " Sıçtın kızım Leyla. Al sana rezillik." Leyla daha Batuhan ve Erol şokunu atlatamadan arkasında gördüğü, " Ne oldu kötü birşey mi var? " Diyen Salih ile kocaman gözlerle irkildi. Araya Erol girdi. " Yok birşey Batu'nun sakarlığı tuttu yine. " " E- Evet arada böyle sakarlığım tutuyor." Batuhan durumu bu şekilde toparlamaya çalışırken " Hayırdır çocuklar sabahın körü burda ne işiniz var." Diyince Erol: " Abi konuşacaklarmız vardı. Ama musait değilsen." " Salona geçin geliyoruz bizde." Batuhan yerden aldığı kırık cam parçalarını alıp copr bırakarak Erol ve Salih ile salona geçerken Leyla başını masaya bıraktı. Ellerini saçlarına geçirirken Baran yanına gelip oturdu. " Kaldır başını." Kız başını iki yana salladı. " İstemiyorum." " Başını önüne eğecek birşey yok ortada. Bundan sonra sen benim karımsın. Kimseye bir açıklama yapmak zorunda değiliz. Kimse de sana saygısızlık etmeyecek. Buna izin vermem." Leyla yavaşça başını kaldırıp, yüzünü Baran'a dönerek koyu mavilere baktı. " Hadi gel." Dedi. " Burası daha iyi." " Saçmalama." Derken kızı kolundan tutarak ayağa kaldırdıktan sonra elini elinin içine aldı. Yanında yürüterek salona geldiler. Mutfaktan çıkan ikilinin yüzlerine baktı Batuhan, sonrada ellerine. Baran'ın ciddi olan bakışları Erol'un ve Batuhan'ın gözlerinden geçtiğinde konu anlaşılmıştı. Baran yanında Leyla ile birlikte salona geldiğinde Nergiz, Keko ve Salih, Batuhan ve Erol la birlikte ayakta bekliyorlardı. " Oturun. " Dedi Baran. " Hoşgeldiniz." Herkes koltuklara geçip oturduğunda Leyla'yı yavaşça çekerek yanına oturacak şekilde yönlendirdi. " Hepiniz burda olduğunuza göre haberleriniz var sanırım." Batu: " Evet abi. Batuhan az önceki durum yüzünden Salih'i eve çağırdığına pişman olmuştu. " İyi yapmışsın. " Dedi Baran rahatsız olmadıklarını belli etmek için. " Anlatın bakalım neler buldunuz? " Salih: " Keko ile kaç gündür verdiğin telefondaki numaraların peşindeyiz." " Ee numaralar kimlere ait. " " Ha-ha ha yalet- lere " Dedi Keko kekeleyerek. " Nasıl yani? " Bazı numaralar kurumlar üzerine ve sahte. Bazı numaralar ise ölmüş insanların üzerine. Hatta bir numaranın sahibi alındıktan sonra doğmuş siz düşünün. Diye bitirdi cümleyi Salih. " Yani denize atıp kurtuldular." " Ö- Öyy- le o- olmalı. " " Yani Gölge denen adam işini sağlam yapıyor. Adı gibi geride iz bırakmıyor." " Ya Tekin? " Bizzat ben konuştum kardeşimle. " Emin misin?" " Eminim. " Temel her şeyi sadece kendi bilirdi. Dişlerinin arasından hırlayarak konuştu Leyla. " Biraz hava alsam iyi olacak." Dedi. Eli midesinde hızlı adımlarla salondan çıkış kapısına giderken. Bu sırada Leyla dışarı çıkarak hızlı adımlarla ön bahçeye doğru ilerledi. O an üşüdüğünü hissederek kollarını kendine sardı kız. " Leyla? " Duydugu tanıdık sesle arkasına döndü. Arkadaşı Nergiz arkasında endişeli şekilde onu izliyordu. " İyimisin? " Önceki pozisyonuna dönerek başını önüne eğerek, " Evet." Demekle yetindi kız. Önündeki su birikintisinden yansımasına bakarken yansımasının üzerinden gökyüzünden geçen bulutların izledi bir süre daha. Sonra yere çömelerek rüzgarla savrulup su birikintisinin kenarına düşen küçük dal parçasını eline aldı. Elindeki dal parçasını suyun içinde gezdirirken Nergiz ağır adımlarla yanına kadar gelerek tıpkı Leyla gibi oda yere çömeldi ve sessizce bekledi yanında. Bir süre ikiside ellerindeki küçük dal parçasıyla suyu karıştırıp durdular. Anne ve babasının yokluklarıyla bıraktıkları yaralar yaşamının bir çok noktasında tekrar tekrar sızlayacak kendilerini hatırlayacaklardı. Yanında onunla birlikte sessizce bekleyen Nergiz sessiz bile olsa desteğini belli ediyordu arkadaşına. " Nergiz." " Efendim." " Batu'nun teklifini kabul ettinmi? " Dedi Leyla, biraz daha bu bunalımda kalırsa iyi olmayacak daha kötü hissedecekti. Sonunda ağlamaya başlamak istemiyordu. Bu kez susamazdı çünkü. " Evet. Senindemi haberin vardı? " Dedi kız. " Bir ara konuşurlarken duymuştum." " Bir işe ihtiyacım vardı. Leyla sessiz gülerek, " Yapmıştır. Eee sonra.." " Kapıyı açtığımda bir süre o bana baktı ben ona. Leyla bu kez sesli güldü. " Tam senlik." Gülmesi Nergiz'e de bulaştı. " Ne istediğini sordum. " Sen mi? Alaycı bir gülümseme ile konuştu kız. " Yalandan uydurdum işte bişey. " Bunların hepsi manyak." " Neden?" " Baran'a yedirdiğim menemeni görsen senin kahven zemzem suyu sayılır. Ama oda yedi. " Acı patlıcan hikayesi galiba. Her neyse iyi atıcısın gel bizim acemilere eğitim ver dedi. Gülümsedi Leyla. " İyi yapmışsın." Kısa bir sessizlik oldu. " Ya sen..." " Ben ne? " " Bu adamla. Yani.. " Ben iyiyim. İyiyiz yani." Nergiz dayanamadı. " Leyla." Derken ayağa kalktı. Bu hareketle Leyla da ayağa kalktı. " Gerçekten Baran Karamanoğluyla birliktemisin. Yoksa bizimle gelmemen için mi uydurdu o kalas." Duyduğu şeyle aniden Nergiz'in yüzüne baktı Leyla. " İnanamıyorum. Devam edemedi Nergiz. Arkadan gelen seslerle ikiside arkasını döndü. Üzerine giydiği siyah takım elbise siyah gömlek siyah has deri ayakkabıları, yapılı saçları ve bir kaç günlük sakalı ile çok çekici görünüyordu. Kalp atışlarının hızlanmasına engel olamazken Leyla karşısında ona bakan koyu mavileri gezerken kalbi dahada hızlanıyordu. Neydi şimdi bu. Baran elinde getirdiği siyah şalı kızın arkasından geçirerek omuzlarının üzerinden kollarına sardıktan sonra kollarının arasına çekip arkasında onları izleyen gözlere aldırmadan dudaklarına yapmıştı. Leyla'nın gözleri koca koca açıldı. " Delirdinmi ne yapıyorsun? Diye tısladığında Salih abisinden utancından yer yarılsada içine girsem diye düşündü. Baran geriye doğru kaçmaya çalışan Leyla'ya daha sıkı tutarak izin vermeden kulağına eğildi. " Seni açıklama yapmaktan kurtarıyorum karıcım. Kız alık alık bakarken alnından öptü kızı. Sonrada arkasını dönüp diğerlerine, " Gidebiliriz." Dedi. Salih ve Keko Leyla'yı utandırmamak için çoktan önden gitmişlerdi. Herkes gidip Leyla, Nergiz ile bahçede kalırken Leyla kendine gelip onu izleyen Nergiz'e baktı. " Ne? " " Hiç. Sana bir soru sormuştum ya cevabını kocacın verdi. " " Kocam? " " Adam sana karıcım dedi duyduk. Hatta nerdeyse dudaklarınıda alıp girecekti onuda gördük." Leyla ellerini saçlarına geçirdi. " Adamın ar damarı yırtılmış anam ben ne deyim. " " Bi kahve istiyorum. Aklım başına gelsin. İçeceksen gel." " Geliyorum tabiki." " Yapamasamda içmeyi seviyorum." İki kız birlikte içeri girerek mutfağa geçtiler. Masa hâlâ bıraktıkları gibi duruyordu. Leyla omuzundaki şalı eline alıp sandalyeye bıraktıktan sonra, " Yardım ette önce şu masayı toplayım." " Sizin yardımcınız yokmu? " Leyla olduğu yerde durup düşündü. " Seni çakaaalll... Nergiz Leyla'nın yumruk şeklindeki eline ve çatık kaşlarını görünce, " Ne oldu birden? " Kız kendine gelip, " A yok birşey. " Anladım. Sen kahveleri yap ben masayı toplarım." " İyi madem." Nergiz masayı toplamaya başlarken Büyük tezgahın köşesindeki kahve makinesini görünce evet burda. Diyerek üzerindeki dolaba yöneldi. Kapağı açıp kahve kavanozunuda alarak kahveyi hazırlamaya başladı. Makine ağır ağır kahveleri yaparken Leyla diğer kapakları aça, kapaya fincanları bulup tezgahın üzerine indirirken Nergiz kahvaltılıkları kaldırırken buzdolabında koca bir kutu çikolatayı görünce, " Bak burda ne buldum." Diyerek getirip tezgaha bıraktı. " Sen bunu masaya koy bende kahveleri alıp geliyorum." Nergiz çikolataları masaya bırakıp sandalyeye oturup çikolatalara girişirken kahvelerle geldi Leyla. " Kahveyi güzel yapıyorsun." " Afiyet olsun." " Leyla, sence şimdi ne olacak. Leyla'nın yüzü asıldı. " Gölge her kimse Temel ve benim üzerimden yaptığı plânları fiyasko oldu. Ben olsam bundan sonra bizzat kendim yakalamak isterim ve bunu ben düşünebiliyorsam oda düşünebilir. Bundan sonra bizi daha zor günler bekliyor bence." " Gölge neden Baran Karamanoğlu'nu istiyor anlamıyorum." Baran çok zorlu yollardan geçerek gelmiş bulunduğu yere. Hızlı ve başarılı yükselişi bir çok kişiye dert olmuş. Leyla ve Nergiz kahvelerini içerken 50 yaşlarında daha önce görmediği bir kadın ve genç bir kız içeri girdi. " Pardon rahatsız etmedik umarım. " Leyla elindeki çikolatanın ucu ağzında kadına ve kıza baktı bir süre. " Bizi Baran oğlum çağırdı. " Aa öylemi kusura bakmayın. Dedi kız. " Pardon adınız neydi?" " Şeker.. Dedi kadın gülümseyerek. " Ay çok güzel bir isim." " Buda kardeşimin kızı Figen." " Memnun oldum." Dedi kız. " Bende, size kolay gelsin." ***** Bu sırada Baran yanında Erol ve Batuhan'la şirkete gelmişlerdi. Gelmeden öncede yolda Salih'e gözlerini açmasını ve araştırmaya devam etmelerini söylemişti. Odasına geldiğinde masasının üzerindeki kağıtları ve dosyaları gördüğünde Batuhan'a dönüp baktı. " Hiç bana bakma benim işlerim değiller. Haklıydı. Çoğu zaman şirkette olmamış, olduğu zamanlardada çok duramamıştı. Bir çok işi ve toplantıları ertelemek zorunda kalmış bazı anlaşmalar bozulmuştu. Ceketini çıkarıp masaya yürüdü. Elindeki ceketini koltuğun arkasına takarken kapıdan giren sekreteri elinde iki kahveyle geliyordu. Birini Baran'ın birinide Batuhan'ın masasına bıraktı. İki adam ellerindeki işlere odaklandılar. Bu işlerin bir an önce bitmesi gerekiyordu. " Abi." " Hımm. " " Ne yapmayı planlıyorsun. " " Gece 10 a kadar çıkmazsam burayı temizlerim diye düşünüyorum." " Ondan bahsetmiyorum. " Orası belli birşey." Dedi Baran bir yandanda önündeki anlaşma metinlerinin okuyordu. " Beni neden bu kadar istiyor bilmiyorum ama madem bu kadar istiyor, yeni bir hamle yapmak zorunda. Önce şu işleri bi halledeyim sonrada bir toplantı yapacağız." " Anladım." " Birde..." " Anlaşılan bugün çenen düşmüş. Yada dur! " Dedi Baran geriye yaslanarak. " Seni zahmetten kurtarayım. Batuhan kocaman açtığı gözleriyle adama bakarken, " Anladım. " Aynen koçum." " Ee o halde, hayırlı olsun abicim. Bizede mutluluklar dilemek düşer. " Dicle'nin ne düşündüğü umrumda bile değil. Beni düşündüğünü bile sanmıyorum. 6 aydır bir kere bile aramadıysa çoktan başka birini bulmuş demektir zaten. Kaldı ki Dicle dahil hepsi geçmişte kaldı. An itibariyle tek eşli bir erkeğim. Yakında herkes duyacak bunu. " Tamam tamam." Tam önündeki kağıtlara dönmüşken kapı tıkladı yeniden. " Baran bey bu sizin için geldi." Diyerek bir kağıt getirip bıraktı sekreteri. Kız çıkarken Baran kağıdı eline alıp baktı. Batuhan: " Neymiş o." " Davetiye. " Gidecek misin." " Gideceğiz tabi. Ülkenin en güçlü ve zengin iş adamı olmazsa eksik olur davet." " Çok mütevazi demeyi unuttun." ***** Aradan saatler geçerek nihayet akşam olmuş Baran ve Batuhan'ın işi bekledikleri zamandan daha önce bitmişti. Birlikte çıktılar şirketten. Erol'un çalıştırdığı arabaya bindiklerinde, Baran, " Direk eve." Dedi. " An itibariyla abimiz aile reisi Erol." Erol aynadan Baran'a bakarak gerçekliğini sorgularken Baran, " Batu sana bir tane çarparım feleğin şaşar. O kadar kıskandıysan sende bul bi deli evlen oğlum. " " Buldum abicim merak etme. " Ne? Ciddimisin lan? " " Evet Baran bey. Baran hâlâ Batuhan'a bakıyordu, beklemiyordu çünkü. " Kim miş bu kız tanıyormuyuz." Erol önden atladı lafa. " Nergiz'dir abi. " Ne varmış lan yüzümde. " " Aşık aşık bakıyorsunya onu diyorum." " Güzel, hoş bir kız. Benimde hoşuma gitti. Şu işleri bir rayına sokalım gidip konuşacağım. " " Yani gerçekten Nergiz." " Evet." " Imm... Şöyle bir düşününce, yakışıyorsunuz da ha! Güzel güzel. Hadi hayırlısı. " Evin bahçesine girdi araç. " Sıkıntı varmı? " Azad: " Yok abi. Nergiz akşam gitti. Bizim çocuklar bıraktı. Leyla Hanım Nergiz'i yolcu ettikten sonra hiç çıkmadı." " Bundan sonra Leyla Hanım yok. " Peki abi." Baran direk girişe doğru yürüdü. Kapıyı açarak içeri girdiğinde saat 22:00 olmuştu. Salon boştu. " Bu saatte oturacak hali yok ya sıkılıp erkenden yatmıştır. " Dedi kendi kendine. Direk kendi odasına çıkarak içeri girdi. Ama oda karanlık ve boştu. Baran odadan çıkıp kendi odasına geçerek üzerini değiştirip sadece eşofman altını giyip geri geldi. Leyla'nın yanına gelip eğilerek, " Leyla." Dedi kısık sesle. Kız kıpırdanarak, " Iımm." Dedi gözleri kapalı. " Neden burdasın? " " Uyuyorum." " Onu görüyorum." " O zaman niye soruyorsun? " Baran gözlerini devirerek, " Neden bu odadasın? " " Burası benim odam o yüzden." Derken iyice yayıldı yatağa. Baran aniden yerinde doğrularak kızı tuttuğu gibi sırt üstü çevirerek tek hamlede kucağına aldı. Leyla daha ne olduğunu anlamadan attığı tiz çığlıkla Baran'ın kucağındaydı. " Na-Napıyorsun.? " " Odamıza gidiyoruz." " Ne? " " Karı koca aynı odada uyur. Bunu bilmiyor olamazsın. Derken kızı getirdiği odasındaki yatağına bıraktı. " Kay. " Dedikten sonra kızı ittirerek arkasına yatıp kendine, örtüyü de üzerine çekerek sıkıca sarıldı. Leyla apar topar kendini Baran'ın yatağında bulmanın şaşkınlığını yaşasada hoşuna gitmişti. Arkasındaki adamın nefesi saçlarında dolaşırken kolu belinde sarılıydı. Arkasındaki iri bedeni, atan kalbi ve sıcaklığını duymak iyi hissettiriyordu. Hatta fazla iyi. Bu adam ve bedeni artık Leyla'ya mı aitti gerçekten. Yavaşça arkasındaki adama doğru döndü. Gördüğü şey gözlerine bakan koyu maviler ve heybetli görünen bir vucuttu. Utansada gözlerini çekmedi. Düşündü bu adam bu beden ona aitse keşfetmesindede sakınca yoktu. " Baran." Dedi elini yavaşça kaldırırken. " Efendim." " Dokunabilirmiyim? " Adam kızın havadaki eline bakıp bir kahkaha attı. " Cidden mi soruyorsun? " " Sen bana sormuştun." Adam baktı kız ciddi. Elini eliyle tutarak kaslı göğsüne koydu. " Bu beden sadece sana ait artık. İstediğin gibi dokunabilirsin. Hatta her dakika dokunman beni memnun eder. " Dedi gülümseyerek. Kızın eli adamın göğsünde ve kaslarında gezmeye başlarken gözleri adamın gözleriyle buluştu. " Baran..." " Emret güzelim." Derken her ikisininde nefesleri hızlandı. " Seni keşfetmek istiyorum." |
0% |