Yeni Üyelik
26.
Bölüm

🔥S.V.K 20 Artık sadece benimsin.

@azamet_29_2

Yeni bölüme hoşgeldiniz canlarım.
Bu bölümde+18🔞 Kısımlar olacak. Kantarın topuzu biraz kaçtı 😅 Rahatsız olacaklar ve özellikle yaşı uygun olmayanlar için uygun değildir.

*****

Karaca hissettiği dudakların ve hazzın etkisiyle kollarını adamın omuzlarına attığında geriye itilen bedeni yatağa dayanınca kendini yatakta Pusat'ı üzerinde bulurken hissettiği sertlik yüzünde adamın dudakları arasında yutkundu. Pusat kızın zorlanan haline aldırmadan devam ediyordu öpmeye. Ellerini tutup başının üzerinde birleştirdi. Çilek çiçeğinin balı dediği dudaklarının arasından içeri ittiği dili kızın diliyle sevişirken dudakları dudaklarına yapışıktı hâlâ. Zorlukla ve nefes nefese geri çekildi. Ardından boynuna dayadı burnunu. Derin bir nefes çekti ciğerlerinin en ücra köşelerine kadar.

" Karaca.." Dedi. Sesine yansıyan kıza duyduğu arzu o kadar belliydi ki.

" Karaca.

Benim ol. Benimle ol. Ömrümce kalbimde, yanımda, ruhumda kollarımın arasında ol. Dişi kurdum ol!"

Duyduğu cümleler kızın afallamasına sebep olurken Ne? Dedi ardından kollarını kurtarmaya çalışarak. Ama yapamadı.

Pusat'ın bileklerini sıkıca tutan elleri izin vermedi. Ateş almış gibi bakan gözleri kızın gözlerinin içinde geziyordu.

" Ne dediğimi duydun Karaca."

Diye fısıldayarak yeniden kapandı kızın dolgun dudaklarına. Hunharca öperken kendini kıza bastırıyordu. Çilek dudakları bıraktığında ikiside nefes nefeseydi. Kızın aklı öpülen dudaklarıyla saniyelik gidiyor bırakılınca geri geliyor, Pusat öperken kızın hem dudaklarını hem aklını hem mantığın talan ediyordu.

" Sana." Dedi bir buğse bıraktı kızın dudağına.

" Benim." Diyerek bir buğse daha...

" Karım ol diyorum. "

Karaca Pusat'ın ağırlığı altında ezilirken yeniden hissetti adamı ve kasıklarına baskı yapan sertliğini. Kendini kıza bastıran Pusat'ın bütün damarları alev alev olmuş cayır cayır yanıyordu kıza duyduğu arzu ile.

" Karaca seni istiyorum."

Derken burnu kızın yanağında gezindi. Teninin kadife kokusunu içine çekerken heyecan ve arzu dolu nefesi kızın yüzünü yalayıp geçiyordu.

Kulağına yaklaştırdı dudaklarını. Kulak memesini dilinin ve dudaklarının arasına alıp nazikçe ezerek öperken Karaca'nın tüyleri diken diken oldu. Bedenini ele geçiren bir hoşlukla eridiğini hissederken gözleri kendiliğinden kapandı.

Adamın öpüşleri, dokunuşları Karaca'nın bedenine uyarıcı sinyaller yolluyor bedeni ise o uyarılara teslim olmuş kendinden geçerek karşılık veriyordu.

İyice afallamış adamın altında kıpırdayamaz, aklı başında duramaz olmuştu kızın. Neydi bu kadar karşı koyamadığı bu haz, bu his?

Dudaklarından bir inilti çıktı kendinin dahi inanamadığı. İlk kez olan bir şeydi.

" Karaca..."

Dedi buğulu ses.

" Kanımı kaynatıyorsun. Deli ediyorsun beni. Bütün bedenim seni istiyor seni arzuluyor. Şimdi, burada hemen benim ol istiyorum. Seni istiyorum Karaca. Her zerrene sahip olmak istiyorum.

Ama! "

Dedi sakinleşmeye çalışarak.

" Ama teklifimi kabul etmezsen yapamam. İlki olacağım kıza zorla yada kandırarak sahip olamam.. "

" Ne? " Dedi kız yaşadığı duygu sarhoşluğu arasında.

" Na nasıl!? "

Şaşırmış bakıyordu araladığı gözleri.

" Ateşli silahlarda ne kadar mahirsen ateşli öpüşmelerde o kadar acemisin Karakız."

Dedi Pusat alaycı gülümsemesiyle.

" Karaca Kandemir. Benden önce kimseyi öpmediğin her hareketinden belli. Şuan altımda kıvranan bu kız sen değilsin. Onsekiz yaşındaki Karaca. O kadar acemi o kadar heyecanlı. "

Aniden kaşları çatıldı kızın. Adamın alaycı haline kızmıştı. Kurtardığı ellerini adamın göğsüne dayadı.

" Çekil! İn üstümden! "

Dedi sinirli. Göğsüne bir de yumruk geçirdi. Ama umru değildi Pusat'ın. Adamı üzerinde atmaya hazırlanırken Pusat ağırlığını vererek kızın üzerine doğru eğildi yeniden.

" Kabul et teklifimi Karakız. Döner dönmez basayım nikahı. Benim dişi kurdum ol."

Duyduğu şeyler inanılası değildi.

" Pusat..." Adamı ittirerek konuştu.

" Şuan ne yaptığının farkında değilsin. Şehvet duygusu yüzünden böyle konuşuyorsun. Yarın aklın başına gelir her şeye daha farklı bakarsın. Şimdi kalk üzerimden. Yoksa kötü olacak."

" Ne?
Ne saçmalıyorsun sen? "

Dedi Pusat kızın üzerinden ayağa kalkarak. Kızın serbest kalan kolları iki yanda adamı izliyordu. Duyduğu cümleden nefret eden Pusat'ın kaşları sonuna kadar çatıldı.

" Ben sana, sana tutuldum aşık oldum dedim."

Karaca yataktan ayağa kalktığında devam etti.

" Sende hislerimi kabul ettin.
Yalan söyleyen yada oyun oynamaya çalışan ergen birine mi benziyorum. "

Diyerek kıza doğru bir adım attı sinirli. Sonra bir tane daha. Üzerine doğru gelen Pusat'la kız geri geri yürümekten alıkoyamadı kendini. Sırtı cama dayandı .

" O başka bu başka Pusat Kurtoğlu!
Dün bir bugün iki."

" Orada dur Karakız."

Dedi adam işaret parmağı havada sözünü keserek.

" Dün bir bugün iki değil!

Bu saatten sonra benim senden vazgeçip başka bir kadına bakmak gibi bir niyetim yok! "

Bu ânı bekliyormuşcasına bir şimşek çaktı gökyüzünde. Karadeniz havası yeniden yağmura bürünmüştü.

Pusat tam önünde durup tek elini kızın arkasındaki yağmur damlalarının vurduğu cama dayayarak üzerine doğru eğilirken diğer elinin parmaklarını kızın çenesine koyarak kaldırdı. Gözleri gözlerinde konuştu.

" Senin de öyle bir niyetin olduğunu düşünmüyorum. Ama. Varsa. Ki o adamı ellerimle öldürürüm.. Şimdi söyle Karaca!

Aksi halde söyleyeceğin hiç bir şey seni karım olarak istememe engel olamaz."

Karaca sessiz yüzünü izliyordu. Düşündüğü saniyelerden sonra,

" Benimle evlenmeyi gerçekten istiyor olamazsın Kurtoğlu."

Diyiverdi.

" Pusat! " Dedi adam uyarıcı bir tonda.

" Pusat. Diyeceksin bana. Kocacım da olur. Yada erkeğim. "

Daha da yaklaştı kıza. Dudaklarını dudaklarına hizaladı. Aradaki boşluk bir milim ancaktı. Dudakları bir tüy misali saniyelik dokunuşlar bırakarak daireler çiziyordu kızın dudakları etrafında. Karaca'nın vücudu yeni sinyalleri alırken nefesi değişip hızlanmaya başladı. Adam fısıldayarak konuşurken akıl bağlayan bir tını kattı sesine.

" Seni istiyorum Karaca Kandemir. Karım ol istiyorum.
Herşeyinle benim ol istiyorum.
Daha ne diyeyim ben!?

Sende beni istiyorsun... Biliyorum! Hızlanan nefesinden... Titreyen hârelerinden belli. Aksi hâlde şimdiye kadar çoktan hareketlerimi durdurur, nefesimi keserdin."

" Pusat..."

Dedi kız aynı fısıltıyla.

" Aramızda ne olursa olsun evlenmek başka birşey...

Ben paylaşmayı sevmem!
Benim olanı kimseye vermem! Almaya kalkana acımam... Ve! "

Hoşuna giden cümlelerin ardından adam yüzünde pis bir gülümseme ile bakarken, kızın arkasına dayalı elleri omuzlarına yükseldi.

Kollarını boynuna dolarken parmak uçlarına yükseldi. Dudakları boynunda devam etti.

" Benim adım Karaca Kandemir Pusat Kurtoğlu. Ben senin olursam, sen bana ait kalırsın.

Bir gün başka biri için bana sırtını dönersen... Seni sırtının tam ortasından vururum Kurtoğlu! "

Dişlerini bir anda adamın etine geçirdi kız. Isırdığı yere rağmen kılı kıpırdamadı adamın. Hoşuna gitmişti kızın bu vahşi ve tahrik edici hareketi. Durulan kanı yeniden kaynamaya başladığında,

" Kabul ediyorum."

Diyerek kızı bir anda belinden sarıp kendine bastırdı. Aynı anda dudaklarına kapandı.

*****

KARACA

Pusat Kurtoğlu benimle evlenmek istediğini söylediğinde inanamadım.
Bu doğru olabilirmiydi gerçekten.

Uzun zamandan beri ona karşı olan hislerimi ve onun bana olan hislerini kabul etsemde aklımda evlilik gibi birşey hiç canlanmamıştı. Yani ilerde belki. Oda düşük bir ihtimal.

Evlilik öyle hemen olabilecek birşey değildiki. Hemde bu adamla. Pusat Kurtoğlu ile. Yer altı kralı olan bir adam bana aşık olduğunu söylese de tek bir kadınla hayat geçirmek istermiydi. Bence istemezdi.

Ben bunun farkındalığı ile kabul etmiştim bana olan duygularını. Ama o daha fazlasını istiyordu. Ve bunda gerçekten kararlı ve samimiydi. Dahası bana söylediği sözler...

"Sende beni istiyorsun... Biliyorum! Hızlanan nefesinden... Titreyen hârelerinden belli. Aksi hâlde şimdiye kadar çoktan hareketlerimi durdurur, nefesimi keserdin."

Demişti. Kahretsin ki doğruydu. Yakışıklılığı. Özellikle yıllar önce beni kendine bağlayan gözleri. Güçlü kasları, boyu, duruşu her şeyiyle bir kadını kolayca kendine hayran ve aşık edebilecek bir fiziğe sahipti. Dahası gücü ve karakteri.

Pusat Kurtoğlu!
Bu dünyada bana uygun tek erkek oydu. Ama sınırlarım vardı benimde. Benimle evlenmek ve kadını olmamı istiyorsa oda benim sınırlarımı bilmeli ve uymalıydı. Bu yüzden son bir hatırlatma ve uyarı çekme gereği duydum..

" Aramızda ne olursa olsun evlenmek başka birşey...
Ben paylaşmayı sevmem! "

Dedim. Sevmezdim. Yanımdaki erkeğin Pusat Kurtoğlu olması önemli değildi. Benimle evlendikten sonra yapmak istediği herşeye hakkı olamaya devam etmeyecekti.

Bu güne kadar bir çok kadınla olduğundan emindim. Fakat benimle evlenipte bir gün benimle, bir gün başka bir kadınla olamazdı. Erkek adam çapkın ve özgür olur bahanesini asla kabul etmezdim. Devam ettim.

" Benim olanı kimseye vermem! Almaya kalkana acımam... Ve! "

Diyip uzun boyuna yetişmek için parmak uçlarıma yükselerek boynuna doladım kollarımı. Dudaklarımı boynuna dayadım.

" Benim adım Karaca Kandemir. Ben senin olursam, sen bana ait kalırsın.
Bir gün başka biri için bana sırtını dönersen... Seni sırtının tam ortasından vururum Kurtoğlu! "

Diyerek dişlerini etine geçirdim. Canı yansın ısırdığım yerde izim kalsın istedim. Ama kılı kıpırdamadı. Aksine az önce yüzüne yerleştirdiği gülümseme ile

" Kabul ediyorum."

🔞🔞🔞

Diyerek bir anda belime sardığı kollarıyla beni kendine bastırdı. Aynı anda dudaklarıma kapandı. Arzuyla ve emerek öpmeye başladığında aramızda yazılı olmayan bir anlaşmayı ikimizde karşılıklı kabul etmiştik. Ve ben bu dişi kurdum ol teklifini kabul etmiş olmuştum. Bunun farkındalığını hem dudakları hem elleriyle belli etmeye başladı.

Zira büyük elleri bulduğu kalçalarımı dudakları dudaklarımı yoğuruyordu. Beni aniden kaldırdığı gibi bacaklarımı beline dolayarak arkamdaki cama yasladı. Erkeksi bir inilti ile hâlâ öperken düşmemek için kollarımı boynuna doladım.

Kulağımda arka arkaya gürleyen gökyüzü ve cama vuran yağmur sesi ile öpüşmemiz devam ederken dili dudaklarımın arasından içeriye girip dilimi buldu. O dilimi ve dudaklarımı öptükçe karnımın içinde bir ateş yanmaya, vücudumu bir ısı dalgası sarmaya başladı. Kasıklarımda bir his peydah oldu. İçin için kasılırken damarlarımın ve kadınlığımın zonkladığını hissediyordum. Yönümüzü yatağa çevirdi. Beni yatağın yanına ayaklarımın üzerine bıraktı önce. Sonra bir çırpıda eşofman takımımın üst parçasını uçlarından tutarak başımda çıkarıp kenara attı. Ateşli gözleri çamaşırımdan taşan göğüslerimde hayranlıkla dolaştı saniyelik. Ardından kollarımın altından sırtıma dolaşan elleriyle açıp çıkardı siyah sudyenimi. Karşısında yarı çıplak kalırken ellerimi tutarak yatağın üzerine doğru yatmamı sağladı. Bu kez eşofman altıma uzadı elleri. Kenarlarından tutup çamaşırımla birlikte çıkardı aramızdaki son engeli.

Alev alev olmuş gözleri üzerimde dolaşmaya başladığında yumruklarımı sıkarak başımı yağan yağmurun vurduğu pencereye çevirdim. Kendim kabul etmiştim olacak şeyi ama bu gözlerimi kaçırmama engel değildi.

Pusat haklıydı. Şuan ki Karaca ben değildim. Onsekiz yaşındaki genç Karaca gibiydi hâlim.

Ellerini üzerindeki tişörte attığını görünce gözlerimi kapadım. Az sonra yatağın üzerindeki ağırlığını kendi üzerimde hissettim. Sıcak teni bir yorgan gibi tenimi örttüğünde içimde bir titreme duydum. Sonra üzerimize çekti örtüyü. Aynı anda hissettiğim sertlik ve ummadığım büyüklükle kaşlarım havada gözlerimi kocaman açarak Pusat'a döndüm. Onun yüzündeki gülümseme gurur yüklüyken ben resmen yutkundum. Dirseklerini iki yanıma dayayıp önce burnuma ardından dudaklarıma bir öpücük bıraktı. Kulağıma doğru kavis aldı sonra.

" Şşiişşt. Çok...
Heyecanlısın...
Tenin titriyor Karaca.
Sakin ol. Kendini bana bırak."


Geri gelip yeniden dudaklarımı buldu dudakları. Çok güzel öpüyordu bu kez. Yavaş, nazik ve yumuşak... Sakinleştirmeye yada beni hazırlamaya çalışıyordu sanki. Dudaklarımın arasından,

" Karşılık bekliyorum." diyince aynı şekilde öpmeye başladım. Dakikalar boyu sadece öptü. Sonunda dudaklarımdan ayrılan dudakları boynuma doğru kavis aldı. Islak öpücükleri önce boynumda dolaştı bir süre. Aşağılara doğru ilerlerken göğüslerimde dolaştı bir bir. Dudaklarının arasına alıp emerek öptüğü göğsüm dişleri arasına geçince bir inleme koptu dudaklarımdan haz yüklü. Diğer göğsüm elinde okşarken öpmeye devam etti. Sonra yer değiştirdi. Bir süre de diğer göğsümü emerek öpmeye devam etti. Bu hisler çok güzeldi. Dudaklarının ardından burnunu göğüs oluğuma dayadı. Derin bir nefes çekti içine.

" Ömrüm boyunca duymak istediğim tek koku bu olacak."

Dedikten sonra aşağılara kayarken geçtiği her noktamda diliyle ıslak izler bıraktı tenime. Pusat! Derken ellerim saçlarına gitti.

Hangi noktam nasıl tepki verecek çok iyi biliyordu bu adam. Vücudumu ezbere biliyordu. Nasıl yapıyordu. Nasıl almıştı hükmü altına bedenimi. Nasıl böyle acı bir zevkle kıvrandırıyordu beni.

Islak dili daha da aşağılara kaydığında belim bir yay gibi yukarıya esnerken ellerim saçlarından ayrılıp yatak örtüsünü buldu. Beynimin içinde kıvılcımlar oluşmaya başlarken örtüyü sıkıyordu parmaklarım. Hızlı ve derin nefesler alırken en hassas yerimde hissettim dilini ve dudaklarını. Aynı anda parmakları girdi devreye. Bir süre haz dolu işkencesine devam etti. Sonra bir anda yer değiştirip dudaklarıma kapandı yeniden. Kendi tadımı alırken parmakları daha da hızlandı. Allah'ım delirmek üzereydim. Dudaklarımdan ayrılıp kulağıma fısıldadı.

" Seni böyle görmek beni daha da azdırıyor Karakız."

Pusat'ı duyuyor ama cevap veremiyordum. Cevap verecek hâlde değildim ki. Gidip gelen uyuşuk bilincim hızlı hızlı aldığım nefesler yüzünden dilim damağım kurumuş haz uçurumunun sınırlarında dolaşıyordum. Hissettiğim duygu patlaması ile derin bir inleme bırakırken Pusat yeniden dudaklarıma kapandı. Bir anda kocaman bir aah! Çıktı dudaklarımın arasından Pusat'ın dudaklarının arasında kaybolan. Bütün bedenim sarsıntı geçirirken en yükseklere çıkıp en derinlere düştüm sanki. İlk kez yaşadığım bu duydu ile bütün vücudun pelte olmuş aynı zamanda titriyordu. Hâlâ devam eden artçılarla nefes nefese araladım gözlerimi. Tükenmişlik hissi ile sanki sarhoş olmuş sızmak üzere gibiydim. Karşımdaki bu halimin sebebi olan adam ise keyifle izliyordu beni. Yine kulağıma doğru eğilerek,

" Demek ilkti."

Dedi arsızca.

Başımı yana çevirip gözlerimi kapattım. Ne konuşacak ne hırlayacak halim vardı. Yorgun ve uyumak istiyordum.

" Hooop! " diyen Pusat'ın elini hissettim yüzünde.

" Öyle sızıp kalmak yok Karakız."

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

" Daha bitmedi."

" Yoruldum. Uyumak istiyorum biraz."

" Yoruldun mu? Daha bu ne ki.
Asıl birazdan yorulacaksın. "

Dedi hin bir gülümseme ile.

" Uykunu toptan alırsın artık."

Derken üzerime çıkıp bacaklarıyla bacaklarımı aralayarak kendine yer açtığında daha net hatırladım kabul ettiğim şeyi. Üzerime uzanıp bir dirseği üzerinde dururken bir eli ile göğsümü okşayarak yoğurmaya başladı. Dudaklarıma kapandı yeniden. Dilini ağzıma itip dilimle buluşurken emerek sömürüyordu. Bir süre sonra dudaklarımdan ayrılıp az önce öptüğü sevdiği her noktamı yeniden uyarmaya başladığında daha bir hırs yüklüydü. Bir an önce ulaşmak istiyordu arzuladığı şeye sanki. Her dokunuşu vücudumun yeniden harekete geçmesine, en baştan aynı şeyi istemesine sebep oluyordu.

" Sende sarıl!" Kollarımı kaldırıp omuzuna attı. Kuklası olmuş gibi dediğini yaparken bir yandan öpüyor bir yandan kendini bana sürtüyordu. Hissettiğim büyüklük ve sertlik ile kendimi duyacağım acıya hazırlamaya çalışırken kulağımda duydum sesini yeniden.

" Vücudun kaslı ve ilk olduğu için biraz zor olacak. O yüzden gevşe biraz güzelim."

Güzelim...
İlk kez duyduğum kelime hoşuma gitmişti nedense. Bir anlığına kendimi KARACA dan ve KARA dan uzaklaşmış normal bir kız gibi hissetmiştim.

Pusat haklıydı. Yıllarca güçlü olmak ve güçlü kalmak için o kadar çok baskı yapmıştım ki kendime o lâ*et gecede bıraktığım kadınlığıma geriye dönüp bir kez bile bakmamıştım.

" Karaca'm.." Duyduğum yumuşak sesle tam karşımdaki turkuaz grilere çevirdim gözlerimi bana kadınlığımı yeniden hatırlatan adama. Kollarının altından sırtına sardım kollarımı. Ellerimi beline doğru indirirken,

" Köprüden önceki son çıkış Kurtoğlu. Birazdan özgürlüğünü kaybedeceksin. Yapmak istediğin şeyden emin misin?" Dedim.

Beklemediği erkeksi sözlerime başını öne eğip gülerken,

" Kurdun dişisi senin gibi oluyor işte."

Diyip dudağıma bir öpücük bıraktı.

" Ben o özgürlüğümü çoktan kaybettim Karaca'm. Bundan sonra bir ömür sen bana ben sana mahkumuz."

Üzerime yayılıp elleriyle omuzlarımı kavrayarak beni yatağa sabitlerken olacak şeye hazırladım kendimi. Bu arada kulağıma doğru fısıldadı yeniden.

" Yavaş mı olsun tek seferde mi sen seç? " Dedi.

" Tek" Dedim net bir şekilde. Ellerimi iyice bastırarak belini kavradım. Canım yanacaktı biliyordum ama tek olmayacaktım.

" Güçlü tarafıma laf dedirtmem Kurtum."

" Kurtum... Ha. " Kıkırdadı.

" Bunu sevdim." Diyerek bir anda kendini bana ittiğinde dişlerimi sıkarak bir inilti bıraktım gözlerimi sımsıkı kapatırken. Aynı anda etine geçirdiğim tırnaklarımı iki yana çektim , ama gık bile demedi. Şuan tamamen içimde ve çok kötü zorluyordu beni. O kadar ki soluksuz kalmıştım resmen. İlk seferimdi ve o tam bir erkekti. Adının da cüssesinin hakkını fazlasıyla veren biriydi. Derin bir nefes bıraktım.

" İyi misin?"

Kulağımın dibindeki sesiyle başımı salladım sadece. Konuşmaya çalışsam sesim titretecekti çünkü.

" İyi dayandın." Dedi arsızca. Gözlerimi açtığım gibi yumruğumu omzuna geçirdim.

" Birazdan geçecek." Dedi beklerken.

Az sonra geri çekilerek hareket etmeye başladı. Hareketleri yavaştı ama doluluğumdan taviz vermiyordu. Yavaş yavaş hızlanmaya başlarken,

" Canın yanarsa söyle."

Dedi. Dişlerini sıkarak konuşmuştu. Hareketleri daha da hızlanırken üzerime bıraktı kendini, yüzünü boynuma gömdü.

" Karaca'm." Dedi.

" Çok darsın. Öldüreceksin beni."

İnleyerek konuşurken acı çekiyor gibiydi hâli. Hızlanmaya başladı sonra. İkimizin de iniltileri odayı dolduruyordu.

" Nasıl birşeysin sen? "

Dahada hızlandı. En baştaki haline dönüşen bedenimle ikimiz birden yükseldik en tepeye. Ardından erkeksi bir inleme ve birlikte düştük en derinlere. Kendini üzerime bıraktığında ikimizde nefes nefese ve kanter içindeydik. Kendini geriye çekip yan tarafıma bıraktı. Başımı yana çevirip kapalı gözlerle hızlı nefes alış verişlerini izlerken kolunun altına alıp kendine çekti beni.

" Bundan sonra sadece benimsin Karaca'm. "

Alnımı göğsüne dayayıp gözlerimi kapattım. Dediği gibi daha beter yorulmuş şuan belden altım uyuşuk hissetmiyordum. Kolumu kıpırdatacak hâlim kalmamıştı. Çatıya ve cama vuran yağmur seslerini dinleyerek kapattım gözlerimi. Saniyeler sonra karanlığa doğru kayıp giderken bildiğim tek şey kabus görmeyecektim bu kollar arasında.

*****

Kasıklarımda hissettiğim ağrıyla dağılmaya başlayan uykumla araladım gözlerimi. Yanı başım boş, hava kararmış, yağmur yağmaya devam ediyordu.

Akşam olmuş bu saate kadar uyumuşmuydum. Evet öyleydi. Üzerimden bir adet Pusat Kurtoğlu geçmişti. Kendi mi pert olmuş hissediyordum. Yavaşça yerimde doğrulmak isterken hissettiğim ağrıyla kasılıp kaldım. Koduğumun ağrısı dedim inleyerek. Bu kadarını da beklemiyordum doğrusu. Amına koyayım. Kurşun yarası oldun başıma. Dedim sinirle. Zorlukla yataktan inip ayağa kalktım. Derin bir nefes bıraktım.

" Uyanmışsın."

Duyduğum ses ile merdivenlere döndüm. Üzerinde bir tek şort ile gelen Pusat'ı gördüm.

" Evet. " dedim ama bacaklarımdan kısmen uyuşukluk vardı. Bir kaç adımda yanıma gelip çıplak bedenime sarıldı arkamdan. Boynuma bir öpücük bıraktı.

" Canın yanıyor mu? "

Üzerimdeki ve yataktaki izlere bakıp,

" Duşa gitmek istiyorum." Dedim.

" Tamam. " Dedi bir anda kucağına kaldırarak. Basamaklardan aşağı kucağında indirirken, oturma bölümünün ışıkları yanıyordu.

Bari perdeleri kapatsaymış diye düşünürken,

" Birlikte giriyoruz. "

Diyince yüzüne baktım.

" Birlikte demedim yalnız dedim."

" Şşiişşt. Söz veriyorum uslu duracağım. Zor olacak ama ne yapalım. "

Banyonun yanına gelip karşısındaki kapıdan içeri girdik. İkinci bir banyo ve büyük bir jakuzi vardı. Ve şuan sıcak,köpüklü su ile dolu ve kullanılmaya hazırdı. Kucağında benimle birlikte büyük jakuziye doğru ilerleyip içine girerek yavaşça otururken hissettiğim sıcak su ve sızı ile bir anda irkildim.

"Biraz dayan. Sıcak su iyi gelecek, birazdan daha rahat hissedeceksin. "

Suyun içine oturup beni kucağına çekti. Sırtımı kaslı göğsüne yasladığında gözlerimi devirerek konuştum.

" Uslu duracağım dedin. "

" Söz verdim ya.
Seni zorladığımın farkındayım Karaca'm. Bu gün izinlisin. Rahatla dinlen, iyileş biraz."

Sıcak suya biraz daha alışmış bütün kaşlarım gevşemeye başlayınca arkadaki sert bedene bıraktım kendimi.

"Daha iyisin değil mi?"

Başımı aşağı yukarı salladım sessiz. Gerçekten rahatlatıcı bir şeydi.

" Söylemiştim."

" Bakıyorum da bu konularda baya tecrüben var. "

" Öyledir."

Diyince suyun içinden bir dirsek geçirdim kaburgasına.

" Sadece şakaydı Karaca'm."

Dedikten sonra elini yüzüme koyup yana doğru, kendine çevirdi.

Dudağıma bir öpücük bıraktı en yumuşağından.

" İlk kez bakire biriyle birlikte oldum ve karı kız defterini kapattım."

Ellerini suyun içinden çıkardı önce. Sonrada parmağındaki kurt başlı yüzüğü. Ardından sağ elimi tutup yüzüğü baş parmağıma geçirdi. Çünkü diğerleri için büyüktü.

" Bundan sonra tek eşli bir kurtum.

Sana en güzelini alana kadar şimdilik bunu tak."

Parmağımdaki kurt başlı yüzükte kaldı gözlerim. Ne diyeceğimi bilemedim.

" Döner dönmez ilk olarak ailemle tanışırsın sonrada nikâh işlemlerine başlarız."

" Ne!" Dedim yerimde dönerek.

" Ailenle tanışmak mı?"

" Evet. Gelinlerini görmek tanımak isteyecektir anne ve babam. "

*****************************

Evet canlarım bölüm sonu.
Gelecek bölümde görüşmek üzere sağlıcakla kalın 🤗 🌺 ❤️

 

Loading...
0%