@b_kara.melek
|
Kendime geldiğimde etrafıma baktım . Herşey bir rüya diye geçirdim içimden bu olamazdı nasıl olabilirdi ki . Ayağa kalktığımda az kalsın düşüyordum . Bu nasıl bir kıyafet böyle üstü geçirmeli beyaz bir bluza benziyordu eteği tüllü uzun bir şeydi. Yürümek için biraz üstünden kesmeye karar verdim. Nasıl bu kadar sağlam olabilir lanet etmeye başladım Derken içeriye birileri girdi bu kadın hiç tekin gelmedi gözüme.
-İyi misin tatlım ? Sizin için çok endişelendim umarım biraz toparlandın . Baban seni görmek istiyor. Hazırlan da gidelim .
- Siz de kimsiniz ? Beni nerden tanıyorsunuz?diye sorunca kadın aval aval yüzüme baktı .
- Ben senin annenim canım beni nasıl unutursun diye sitem de bulundu. Ayağa kalktım kadının etrafında bir tur döndükten sonra
- Annem olduğuna eminmisin ?hiç bir benzerlik yok bana hiç benzemiyorsun.
- aaa şey babana benziyorsun hadi gidelim dedi ve önümden yürümeye başladı. Bende onu takip ettim ilk dikkatimi çeken karşımdaki küçük gölet oldu üstünden süslü bir köprü yardımıyla geçiliyordu. Ağaçlar ve çiçeklerle süslenmişti. Bir rüya gibiydi ben kadınla birlikte oldukça şaşalı bir dairenin önüne geldik. Gir komutunu alınca içeriye girdik. Babam beni görünce çok kızdı
- bu ne hal buraya bu kıyafetlerle nasıl gelirsin hadsiz anlamaz gözlerle onu izliyordum ben ne yaptım diye soracakken
- Beyim bağışlayın hatırlamıyor kızmayın sizde biliyorsunuz Zümrüt çok dikkatlidir.
-Zümrüt mü benim adım Zümrüt mü?diye baktım kadına bu nasıl birşey böyle adım bile değişmemiş umarım akıl sağlığımı koruya bilirim herşey bittiğinde.
- Gördünüzmü efendim adını bile hatırlamıyor kuralları nasıl hatırlasın.
- Seni ilk ve son defa af ediyorum bir daha odandan bu kılıkla çıkmayacaksın . Bunu söyleyen adama baktım evet benim babama benziyordu ama hiç o gibi değildi . Odasından ayrıl madan önce ona kocaman sarıldım bunu beklemiyordu . Ama oda bana sarıldı onu ne kadar özlediğimi anlatamam kokusunu içime çektim sanki hiçbirşey değişmemişti. Ama bir o kadarda değişmişti onu bu kadar sert yapan birşey olmalıydı ama ne ?
Aradan bir hafta geçti öğrendiğim kadarıyla babamın yanındaki kadın onun ikinci eşiymiş. Annemiz ölmeden önce onunla evlenmiş ikimiz bu evliliğe karşı geldiğimiz için babamız bize karşı onu savunmuş. Onun adı Zahter ' miş ve oldukça değişik bir kadınmış bunu zaten onu görünce hemen anlamıştım . Kralın kuzeniymiş bütün bu bilgiler kitapta yoktu ben yazmamıştım bunları peki bu nasıl olabilirdi. Yazar yazmamışsa kitaptaki karakterler nasıl kendiliğinden gelişebilir bunları çözmeliydim .
- Hanımım yine ne düşünüyorsunuz?diye sordu Eslem burda olduğumdan beri benimle o ilgileniyordu oldukça güzel bir kız olmasına rağmen hala evlenmemiş olmasından yakınıyordu hep.Küçük yaşta buraya satılmış bir köle söylediğine göre onu yıllar önce ben ve Roza azad etmişiz . O da bize minnetini göstermek için burda kalmaya karar vermiş bizimle gelmesine izin verilmemiş. Onun sayesinde bilmediklerimi ögreniyorum iyi bir kız umarım sonradan kötü bir karaktere dönüşmez.
- İyiyim sadece olanları düşünüyorum biraz hava almam lazım gide bileceğimiz biryer varmı ?diye sorduğumda yüzünde çok hoş bir gülümseme oluştu .
- Tabiki de var kardeşinizle her zaman gittiğiniz bir yer var isterseniz oraya gidebiliriz dedi bunu duyunca ayağa fırladım Eslem 'in ödü koptu böyle birşey beklemiyordu .
- Sizin bu ani hareketleriniz beni öldürecek diye yakındı. Onu kolundan tutup çekiştirdim
- Hadi gidelim artık nefes alamıyorum gidelim buradan hem sen de anlatmadıklarını anlatırsın dedim . Geçen gün antrenman yapmak istediğimde izin vermedi . Koskoca Savaş bakanı kızlarına dövüşmeyi yasaklamış . Nedeni ne peki biliyormusunuz ? Burada ki kadın ve kızlardan yüzü ve vücudu yaralı olanlar insan içine çıkamaz çok uzak bir yere gönderilirmiş. Neyse daha öğreneceğim ćok şey var bildiklerim yetmiyor zaten nezaman yetti ki.
Ben ata binelim dediysem de beni ata bindirmediler asil olmak çok sıkıcı neyseki Eslem ' in söz ettiği yer çokta uzkta değildi. Burayı çizdigimi hatırlıyorum burası sonsuz bir güzelliğe sahip olması içi büyü yapılmış bir yer . Küçük bir gölet etrafın da binbir çiçek göletin etrafında taştan yapılmış süslü bir duvar. Duvar dediysem de öyle sıradan bir duvar değil oymalı bir duvar biraz yaklaşınca taşlarda bir takım yazılar gördüm.
- Bu yazılarda ne anlatılıyor ? Bana anlatsana Eslem
- Ne yazısı sadece oyma var orda yazı yok iyimisiniz isterseniz geri dönelim dedi. Peki bunasıl olur ben yazıları görüyorum ama o göremiyor bu işte bir terslik var.
- Bana öyle geldi herhalde neyse burası çok güzelmiş . Buraya sık gelirmiydik?diye sordum .
- Evet dedi ve sustu sakladıgı bir şey vardı ama ne? Zaten burda herkes birşey saklıyordu bakalım nolcak böyle.
Bir süre bütün bu güzellikleri seyrettikten sonra ayrılma vakti geldi diye düşünüp
- Artık gidelim mi?diye sordum Eslem ' e oda buranın büyüsüne kapılmış olacak ki beni duymadı bile bende fırsattan istifade edip biraz dolaşmaya karar verdim. Biraz uzaklaştıktan sonra çok uzaktan bana bakan karanlık bir silüet gördüm ama tekrar baktığımda orada değildi . Bana öyle geldi herhalde diye düşünürken ormandan bir ses geldi . Daha doğrusu bir inleme ve can çekişme sesiydi bumerakıma yenik düşüp o tarafa doğru gittim birde ne göreyim !! Bembeyaz bir tek boynuzlu at ağır bir şekilde yaralanmış can çekişiyor . Yardım edebilir miyim diye hemen yanına gittim . Hayvancağız okadar ağır yaralanmasına rağmen kendini korumak için ayağa kalkmaya çabalıyor ama başaramayıp yere yığıldı. Ellerimi yarasına bastırdım sanki işe yararmış gibi iyleşmesini diledim. Tek boynuz debeleniyor hala onu sakinleştirmek için onunla konuşmaya karar verdim.
- Tamam güzelim herşey yolunda iyi olacaksın sana zarar vermiycem biraz sakin ol ben konuştuktan sonra beni anlamış olacak ki biraz sakinleşti. Ben elimi yarasından çektiğim de gözlerime inanamadım yara tamamen iyileşti . Bu nasıl oldu bilmiyorum ama buna çok sevindim. Tam ona sarılacak ken arkamdan korkunç bir ses geldi . Arkamı döndüğümde devasa bir yaratık tam karşımda duruyordu. Keşke arkamı hiç dönmeseydim bacaklarım tutmuyor şimdi ne halt edicem ben diye aklımdan geçirirken, tek boynuz önüm de eğildi. Hiç vakit kaybetmeden üstüne atladım oda vakit kaybetmeden dörtnala koşmaya başladı. Yirmi otuz dakika falan hiç durmadan ilerledik popom acımaya başladı artık dur desem de durmadı. Şimdi yeni bir sorunum vardı tek boynuzlular sadece kendileri istediklerinde dururdu . Ben avazım çıktığı kadar bağırmaya ve yardım istemeye başladım. Tabi bu ormanda beni kim duyacaksa artık derken arkadan birinin geldiğini gördüm . Uzun bir uğraşın ardından önümüze geçip tek boynuzu korkuttu tek boynuzu şahlanmasıyla kendimi yerde iki seksen yatarken buldum. Kahramanım beni kontrol etmeye geldiğinde yüzünde şok bir ifade vardı . Bir insan nasıl bu kadar yakışıklı olabilir allahım kaslı vücudu kumral saçları yosun yeşili gözleri ve esmer teniyle her kadını kendine hayran bıraka bilecek bir adam bu umarım ona tutulmam diye geçirdim aklımdan yoksa çoktan tutuldum mu?
|
0% |