Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@bahar_bzk

Başımdaki ağrıyla gözlerimi açarken burda geçen bir günüme daha lanet etmiştim. Tam yine gözlerimi kapatacakken duyduğum çığlıklarla ayağa fırlamıştım. Bu sesler de neydi böyle. Üzerimdeki pijama takımıyla ranza dan atlarken rahatsızlığım gittikçe artıyordu. Aniden kaçmak için koşan bir kadını son anda yakalayabilmiştim.

-ne oluyor bu bağrışmalar da neyin nesi

Endişeyle ellerimden kurtulurken bağırarak koşmaya başladı.

-Yangın çıkmış kaç bacım ateş iyice büyümüş.

Yangın demesiyle peşinden koşmaya başlamıştım. Ne oluyordu bu lanet yerde. Kapıya vardığımda koluma çarpan kadınla yere düşmem bir olmuştu. Öfkeyle beni yere iten kadına doğru döndüğümde karşımda gördüğüm kişiyle öfkem kat kat artıyordu.

-Ne Bu Bakış FERİZE hanım bizi mi dövüceksin gülerek gitmeye başlayan kadınla daha fazla kendime hakim olamayarak etrafımda döndüğüm gibi ayağına çelme takmam bir olmuştu kafası yere öyle bir çarpmıştı ki kanamaya başlamıştı. Yattığım yerden hızla kalkarken karnının üzerinde oturdum aynı anda saçından tutarak kendime doğru yaklaştırdığım kadına tiksinerek bakıyordum.

-Bir daha bana yanlışlıkla bile bakarsan gözlerini oyar seni liğme liğme doğrarım. Kendimden bile beklemediğim bu öfke karşısında korkarak kafasını salayan kadınla işim bittiği için ayağa kalkarak koşmaya devam ettim. Dışarı vardığımda gardiyanlar dahil herkes kaçışıp duruyordu birbirini umursamadan kendi canları için endişeyle kaçan insanlar hiçte umrumda değildi. Kendine gelen bir çok polisin mahkumları bir araya getirmek için uğraştığını gördüğümde gülerek onların tersine doğru koşmaya başladım. Olduğumuz yer sesiz sakin kimsenin gelip geçmediği bir yerdi. Burda genelde ağır suçlardan yargılanan insanlar vardı. Ormanlık alana saptığım gibi koşmam daha da hızlanmıştı. İlerledikçe uzaktan görülen kulübe daha da görünür hale gelmişti. Kapısında durduğum kulübeye bakarken içeri girip girmemekte kararsızdım. Daha fazla düşünmeden kapıyı çalmaya başladığımda tedirginliğim artmaya başlamıştı. Kapı yavaşça açıldığında karşımda gördüğüm yüzle şaşkınlığım boyut atlamıştı resmen

-Senin burda ne işin var

Karşımdaki kızıl saçlı kadın geçen sefer hapiste anlaşma yaptığım kadındı. Şaşkın bir şekilde bana cevap vermesini beklerken bir anda gülmeye başlaması sinir bozucuydu. Kapıdan çekilip içeri geçmem için yer açtığında halâ şaşkınlığım geçmemişti. Aniden konuşmasıyla kafamı salayıp içeri doğru yürümeye başladım.

-Bakma öyle suratıma alık alık. Anlatacağım içeri geç.

-Anlatsan iyi ol-ur içerde gördüklerimle konuşmam kekeme şeklinde çıkmıştı. Kaldığım koğuş tan bir kaç tane daha kadın burdaydı.

-Neler oluyor burda.

Şaşkınlıkla sorduğum soruyla karşımdaki kızıl kafalı kadın konuşmaya başlamıştı.

-Yangını Biz Çıkardık.

-Neee! Ağzımdan kaçan çığlıkla yüzündeki şeytani gülümseme büyümeye başlamıştı.

-Neden şaşırdın! Sana para için her şeyi yapabilecek gardiyanlar tanıdığımı söylemiştim.

Kaşlarımı çatarak konuşmaya başlamamla beni onaylamaya başlamaları bir olmuştu.

-Her şeyi en başından anlatın

-Geç bakalım uzun sürecek konuşma

Kızıl saçlı kadının dediğiyle sandalyeye doğru yürüyüp oturmaya başladım.

★★★★★★★★★★★★

Elimdeki viski'yi içerken aklımda dönüp dolaşan tek bir soru vardı acaba o şimdi nasıldı. Döneceğimi söylerken daha yeni 18 yaşına girmişti. Bu gün onun doğum günüydü yani 26. Yaş günüydü ve ben bir kez daha kaçırmıştım onu. Ne olursa olsun bana dön dediğinde gözlerindeki o buğuya inat bir ışık vardı ama artık oda yoktur. Sinirle viski'yi içerken onu bu sefer kaybettiğimin farkındaydım. Oysa ki gitmeyi ben istemiştim. Şimdi neden bukadar çok merak ediyordum ki onu. Sıkıntılı bir şekilde fotoğraflarına bakarken odaya giren Sahir'le istifimi bozmadan beklemeye başladım.

-Hâlâ sır gibi saklıyorsun bu kızı. Madem bukadar seviyorsun çıksana karşısına.

 

Gülerek beni destekleyen adam halla herşeyden habersiz bir şekilde yanımda duruyordu. Gerçekleri öğrense acaba halla yanımda durabilir miydi.

 

Aklıma gelenle ayağa kalktım böyle olmazdı artık onu görme zamanım gelmişti. Biraz daha onu görmezden gelirsem vicdanıma yük olacakmış gibi.

 

Ayağa kalktığım gibi kolumdan tutup konuşan Sahir'le durup dinlemeye başladım.

 

-Bugün onu gördüm Efruz içimi titreten gözlerinde yaşlarla yardım istiyordu benden. Yapamadım bu sefer onu koruyamadım.

 

-Belki de kurtarılmaya hiç bir zaman ihtiyacı olmadı.

-Ne demek istiyorsun

-Diyorum ki haberlere bak

 

Gülerek yanından ayrılırken birazdan yaşayacağı korkuyu en iyi ben biliyordum. Öldü sanacak arayacak ama bulamayacak.

 

★*★*★*★*★*★*★*★*★*★

 

Kadınların konuşması bittikten sonra bakışlarım tekrar yanımdaki kızıla kaydı sonunda adını da öğrenebilmiştim. Lalin Saral kırmızı anlamına geliyormuş bence saçına eş bir isim olsun diye koydular. Soy adı Saral dikkatimden kaçmamıştı bu soy adını bir yerden duymuşum gibi geliyordu.

 

Kendimi toparlayıp ayağa kalktım gittme vakti gelmişti.

 

-O zaman dağılalım dikkatleri üzerimize çekmeden teker teker çıkalım. Burda yollarımız ayrılıyor. Hepinize teşekkürler.

 

Arkamı dönüp kapı kulpunu tutmuşken lalin'in sesiyle durmak zorunda kaldım.

 

-Hapishaneden benim sayemde kurtuldun. Bana borçlandın. Zamanı gelince bende senden bir şey alacağım kabul mü.

 

Ona doğru dönüp minnettar bir şekilde gülümseyerek elini sıktım.

 

-Anlaştık zamanı geldiğinde istediğin şey neyse sana vereceğim.

 

Evden dışarı çıkmadan önce yanıma aldığım telefonla yaptığım küçük çaplı bir araştırma sonucu Sahir'in evinin yerini bulabilmiştim.

 

Lalin'in dediğine uyarak ormanın çıkışında beni bekleyen arabaya binerek burdan uzaklaşmıştım.

Pencereyi açıp içime derin bir nefes çekerken aklımda olan tek şey özgür olmanın ne kadar da güzel olduğuydu.

₹₹₹₹₹₹₹₹₹₹₹₹₹₹₹₹

Sahir'den

Odadadn çıkan Efruz'dan sonra telefonu elime alıp son dakika haberlerine bakmaya başladım. Aniden karşıma çıkan yangın haberiyle nevrim dönmeye başlamıştı. Ne demek ceza evi yanıyor. Hızlı adımlarla ofisten çıktıktan sonra koşar adımlarla arabama doğru ilerledim. Bindiğim arabada son sürat ilerlerken kısa süre içerisinde ceza evinin önüne gelmiştim. Arabadan inerken üzerinde kapatmadan bıraktığım anahtar hiç te umrumda değildi.

 

İlerde gördüğüm ceza evi müdürünün yanına vardığım gibi kravatından tutup kendime doğru çektim.

 

-Ferize Nerde!!

-bi-bilmiyorum

Birazdaha bu adama katlanamayacğımı anladığım için itip yanından geçerek içeriye girdim. Dumandan dolayı nefes almakta zorlansam dahi umrumda değildi.

 

Ferize'nin olduğu koğuşa geldiğimde boş olduğunu gördüğümde arkamı dönüp ilerleyecekken. Yatağın yanında yüzü tanınmayacak kadar yanmış kadınla kanım dondu ya oysa.

 

Yerdeki kadını kucağıma aldığım gibi dışarı çıkarken gelen ambulansla direkt o tarafa doğru ilerlemeye başladım.

 

Aklım başıma yeni gelmiş gibi etrafıma bakmayı akıl edebilmiştim. Okadar kadının arasında aradığım. Mavi gözlümü bulamamıştım. Öfkeyle arabaya bindiğimde önümdeki ambulansı takip etmeye başladım. Tek temennim yanan kadının o olmamasıydı

 

Geldiğimiz hastanede beklemem gerktiği söylenirken yerimde duramıyordum. Ya oysa

 

Birazdaha bekledikten sonra gelen doktorla sinirlerim artmaya başlamıştı.

 

-Sahir bey test sonuçları yarına anca çıkar yandığı için parmak izi eşleşmiyor DNA sonuçları da yarın elinizde olur.

 

Yanımdan ayrılan doktorla beklemenin anlamsız olduğunu anlayarak eve doğru yol almaya başladım.

 

Öfkeyle yumruklarımı sıkarken bir müvekkilimi daha kaybedemezdim.

Eve geldiğimde kapıyı açıp hızlı adımlarla odama doğru yol almaya başladım içeri geçip ışığı açtığımda ise şokla ağzım açılmıştı.

-Bana yardım etmen gereken konular var SAVCIM

 

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Merhaba abi bugünde senin için yazmak istiyorum.

Aslında sana anlatmam gereken şeyler var. Sanırım çok müşkül bir durumdayım. Çünkü bugün benim mezuniyet törenim vardı. Belki diyeceksin ki ne saçma bir konu ama değil. Abiiii herkes orda annesine babasına sarılırken kendimi kimsesiz gibi hissettim. Böyle içimde çok kırıldım sana çünkü annem ile babam gelmese de sen hep gelirdin bana. Aslında bu kırgınlığım gelmeyeceğinizi bilmeme rağmen yolunuzu gözleyen kendime ama ne yaparsam yapayım vazgeçemiyorum. Eve giderken yolda hıçkıra hıçkıra ağladığımda insanlar bana acıyarak bakmaya başladı. Kimi yetim dedi kimi öksüz bazense hak etmeseydi bu durumda olmazdı dediler. Oysaki kimse bilmiyor kimsesizliğin ne kadar acı verici olduğunu. Hepsine söylemek istediğim şeyler vardı ama dilim varmadı demeye. Onlar nereden bilsin eve gittiklerinde kapıyı açan birinin asla olmayacağını. Ve ya nasıl anlarlar hastayken bir kase çorba yapanımın olmadığını. Hepinize okadar kırgınım ki bir gün yazdıklarımı okursanız diye söylüyorum. Ben Sizi Affetmiyorum Allah Ta Affetmesin. Ben geceleri soğuk ayazda ellerimde senin kazağınla ağlarken göz yaşım kazağına gelecekte kirlenecek kokun geçecek diye dertlenerek ağlarken sen gittiğin gün unutmuşsun beni... Abii bu sefer yüreğim yetmez yaptıklarınızı sineye çekmeye çünkü hiç biriniz saçımı okşamadınız. Hiç bir şey zoruma gitmiyor ama o yumuşak ellerinle saçımı karıştırmanı ve beni çok sevdiğini hiç bir zaman söylememen asıl o benim zoruma gidiyor da itiraf edemiyordum....

Bilinmeyen Kişi

★ Ellipsism★

 

 

İsterseniz Medyaya Bıraktığım Şarkıyla Okuyabilirsiniz★

Oy Ve Yorum Yapmayı Unutmayalım 😘

Instagram: _bahar_bzk_

 

Loading...
0%