Yeni Üyelik
16.
Bölüm

15. Bölüm

@bercestederler

Multi Media: Sezen Aksu- İhanetten Geri Kalan

Mustafa: Elif, iyi misin?

Mustafa: Bak yanına gelebilirim, ya da istediğin bir yere.

Mustafa: Neredesin iyi misin, bari onu söyle.

Mustafa: Haber vermeden çıkıp gitmişsin.

Mustafa: Ne oldu da çıktın.

Mustafa: Aramalarıma da cevap vermiyorsun.

Mustafa: Kötü bir şey mi oldu?

Mustafa: Çıldıracağım, bir şey söyle.

***

Ozan: Neredesin güzelim?

Ozan: Çok merak ediyorum bak, söyle yanına geleyim?

Ozan: Ağzımı açıp bir şey söylemem, yanında otururum.

Ozan: Hadi güzelim söyle neredesin?

***

Hayat, planlanmış yaratıcı tarafından yönetilen bir film gibiydi. Bizler oyuncu, kaderimiz seneryo, vereceğimiz kararlar ise oyunun kaderini değiştirecek en büyük etkendi.

Elif kendine gelir gelmez olduğu yerden çıkıp, ayaklarının onu götürdüğü yere gelmişti. Neresi olduğu önemli değildi, önemli olan içindeki o küçük kızın kandırılmış olmasını kaldıramadığı gerçeğini yaşıyordu.

Küçücük yaşında annesinin ihanete uğradığını bilmeden, kendisine babasını anlatmasını istediği zamanları düşünüyordu. Ne kadar da aptalım diye düşündü. Annesi ihanetin acısını yaşarken, ihaneti yaşatan adamı anlattırmıştı.

Ah.. bilseydi hiç anlattırır mıydı? Bilseydi hiç annesine babama gidelim diye tutturur muydu?

O zamanlar annesi üzülüyor diye babasının kabrine gitmediğini düşünür, kendisi içinse o ortamın doğru olmadığını söyleyerek susturuyorlardı.

Ne kadar zordu Elif için babasız kalmak. Üstelik babası hayattayken babasız kalmak ihanetin en acı tarafıydı.

Mustafa aklına gelince yüzünde acı bir tebessüm peydahladı. Kendisinden ay farkı olarak büyük olan ağabeyi...

Küçükken etrafındaki ağabeyleri olan arkadaşlarına gıpta ederek bakardı. Sınıflarına gelip, kardeşleriyle konuşup; onlara çikolata alan ağabeyleri görünce kendisinin niye ağabeyi olmadığını düşünürdü. Lâkin Ozan bu açığı kapatıyor, bir ağabey gibi onunla konuşup, çikolata alıyordu.

Ancak Elif ona ağabey olarak yaklaşmasını hiçbir zaman istememişti. Ağabeyi olursa başka kızlara da çikolata alırdı. Sadece Elif'in olursa o zaman kimseye almaz, sadece Elif'e alırdı.

İçindeki hüzün denizinden, omuzlarına koyulan ceketle sıyrıldı. Kokusu buram buram Ozan kokuyor, denizin kokusuyla beraber soluduğu sevdiğinin kokusu kasılan bedenini gevşetmişti. Omuzlarından kavranıp, güçlü göğüse çekildiğinde itirazsız kabul edip sığındı güven dolu bedene.

"Neredeydin? Aklımı kaçıracaktım burada da bulamasaydım."

"Bilmiyorum. Ayaklarım beni buraya getirdi."

"İyisin, önemli olan da bu." derken, elleri rüzgârın savurduğu saçları yatıştırıyordu.

İyi miydi gerçekten? Yaşadığı hayatın aslında koca bir yalandan ibaret olduğunu öğrendiğinden beri iyi değildi. Ama bunu yansıtmaya da hiç niyetli değildi.

"İyiyim, sadece okul beni fazla boğdu." diyerek açıklamasını yaptı.

"Söyleseydin ya seni kaçırırdım, bir Burger yapardık." dedi. Gerginliği gözle görülür derecedeydi.

"Burger yiye yiye kilo alacağım Ozan. Ara verelim artık." dedi durgun bir sesle.

"Kilo mu? Üflersem denize uçacaksın Elif, ne kilosu."

"Dene istersen"

"Yok, şimdi suya düşersin, ben de peşinden atlarım. Sana yiyecek gibi bakacaklar, kan çıkar Elif." Ruhsuz bir kıkırtı firar etti Elif'in dudaklarından. Genç adam o kıkırtıda kaybetti kendini, ve iki genç denize bıraktılar dertlerini ve ikisi de tek bir şeyi dilediler;

"Ne olur bu an bitmesin!"

***

Elif hakkında neler düşünüyorsunuz? Benimle paylaşmayı unutmayın.

Sizi seviyorum...❤

Loading...
0%