Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.Bölüm: Gökyüzü

@birbakipcikiyorumm

⭐️Bölümümüzü yıldızlamayı ve yorum yapmayı unutmayınız⭐️

 

.

.

.

 

 

Günümüz, Akay Konağı

 

Feray'ın anlatımıyla;

 

Gökyüzü.

Gökyüzü neydi? Başka dünyalara açılan bir kapı mıydı? Aslında gökyüzü sonsuzluk demekti. Gökyüzünü gerçekten hissetmek, sonsuzluğa ulaşmaktı.

 

Yıldızlara bakmak değil, onları görmek bizi hakikate ulaştırırdı. Görmek ve bakmak. aslında bu farka bakış açısıda diyebiliriz.

 

Mesela çevremdeki herkesin bana her zaman bakması ama beni hiç bir zaman görmemesi gibi.

 

Kapının tıklatılmasıyla malikanemin çalışanı Sonay'a gir komutu verdim.

 

"Feray Hanım, Handan Hanım geldiler efendim."

 

"Müsait olmadığımı söyle Sonay."

 

"Tabii ki de efendim." Tam odadan çıkacakken durdurdum.

 

"Beklemesin ve evine dönsün."

 

"İletiyorum Feray Hanım." dedi ve odadan çıktı. Odadan çıkmasıyla kapımı kilitledim, ışığı ve perdeleri kapattım. Sadece çalışma masamın arkasındaki büyük pencereyi açık bıraktım.

 

Sandalyeme oturdum ve arkama doğru döndüm. Masamdaki masa lambası dışında hiç ışık yoktu. Gökyüzünü izlemeye başladım. Uzunca bir süre sadece gökyüzünü seyrettim.

 

"Ben buraya ait değilim değil mi?" diye mırıldandım.

 

Kapım bir anda açılmaya çalıştı. Bakışlarımı kapıya çevirdim. Zorlandı, zorlandı. En sonunda bir küfür duyunca sandalyemden kalktım ve kapıya doğru sakin adımlarla yürüdüm. Kilidi çevirmemle Alaz abimin odaya dalması bir oldu.

 

"Feray! Sen ne yaptığını zannediyorsun! Annemi nasıl bu konağa almazsın!" diye bağırdı.

 

"Ah bu gerçekten kaba bir davranış, abicim." dedim ve ona arkamı dönüp çalışma masama doğru ilerledim. Kibarca oturdum ve bacak bacak üzerine attım. Başımı dikleştirdim. Saçlarımı iki parmağımın arasına alarak arkama attım ve abime bakmaya başladım.

 

"Otursana abicim. Ayakta kaldın." dedim ve gülümsedim.

 

"Sen beni delirtmeye mi çalışıyorsun!" dedi ve masama yumruğunu geçirdi.

 

"Bu deminkinden de kaba bir davranış." dedim sakinlikle.

 

"Feray!" Bağırmasıyla ayağa kalktım.

 

"Sen ne hakla benim konağıma gelip, odama girip bana bağırabilirsin." dedim, sakin kalmaya devam ediyordum.

 

"Burası senin konağın değil! Burası tüm ailemizin konağı!" diye bağırdı. Tekrar ve tekrar. Bu çocuk sesini kontrol etmeyi bilmiyordu galiba.

 

"Babamın bu konağı bana bıraktığını unuttun sanırım." dedim ve yerime geri oturdum. Elimle koltuğu işaret ettim. İşaret etmemele karşıma oturdu.

 

"Bak, bundan böyle şirketimdeki hissedarlardan birisin sadece. Böyle olmamızı sen istemedin mi abi?" diye sordum.

 

"Ben bunu istemedim Feray! Kardeşimi geri istiyorum!" dedi. Sesi güzünlü çıkmıştı.

 

"Bunu onu yapmadan önce söyleyecektin abi. Oysa ben seni ne çok severdim."

 

"Şimdi sevmiyor musun prensesim ?" 2,5 yıl sonra ilk kez abimin sevgi dolu sesini duyunca yutkundum, gözlerim dolmuştu. Gözyaşlarımı gizlemek için gülüyormuş gibi başımı havaya kaldırdım.

Ve bir kahkaha attım.

 

"Ben senin prensesin değilim!" dedim en sonunda sesimi yükselterek.

 

"Ben senin hiç bir şeyin değilim! Duydun mu beni! Sen o gün benim için bittin!" diye bağırdım. Masamdaki telefonumu aldım. Sonay'ı aradım.

 

"Alo Sonay, 2 güvenlik görevlisi yollayabilir misin odama?"

 

"Tabii ki de Feray Hanım, yönlendiriyorum." dedi ve bende telefonu kapattım.

 

"Üzgün fakat işlerim var, seni dışarı almak durumundayım."

 

"Yine kendini odana kapatıp bizi görmezden gelceksin değil mi?"diye sormasıyla ayağa kalktım. Yanına adımladım ve karşısındaki koltuğa oturdum.

 

"Sizi görmezden gelmiyorum! Artık sizi görmek istemiyorum! Bugün bağırma kotamı doldurdum. Lütfen seni dışarı alalım aksi taktir-" dememe kalmadan iki güvenlik görevlisi içeriye girdi.

 

"Buyrun Feray Hanım bizi çağırtmışsınız?" dedi sağdaki Hüseyin.

 

"Beyfendiye çıkışa kadar eşlik edelim lütfen." dememle Alaz abimi kollarından tutmaya çalıştılar.

 

"Sakın!" diye bağırdı ve devam etti. "Ben kendim giderim." dedi. Bunun üzerine güvenliklerin bakışları bana döndü. Onları başımla onayladığımdaysa kapıyı kapatıp dışarıya çıktılar.

 

Abim oturduğu koltuktan kalktı ve önümde durdu. Bende ayağa kalktım.

 

"Seni tanıyamıyorum Feray, benim biricik prensesime ne yaptın böyle?" diye fısıldadı.

 

"Ben değil, siz yaptınız." dedim ve başımı sağ tarafa eğerek kafamla kapıyı gösterdim. Son kez yüzüme bakıp odadan çıktı.

 

 

 

10 yıl önce, Akay Konağı

 

Göksel'in anlatımıyla;

 

"Abi!" diye bağıran Feray'a çevirdim bakışlarımı.

 

"Hangimize diyorsun ay ışığım?" dedim ve saçlarını karıştırdım.

 

"Gediz abim, Alaz abim, Kuzey abim bizi kovaladığına göre senden yardım istiyorum!" diye bağırdı ve konağın bahçesinde koşturmaya devam etti. Sitem etmesiyle güldüm.

 

Kafasına gelen dal parçasıyla durdu. Dal parçasına saçından çıkarttı ve bağırdı.

 

"Bu çok kaba bir davranış!" diye bağırdı. Dalı Gediz'e doğru fırlattı.

 

Kafasına dal gelen Gediz meteor çarpmış gibi yere düştü. Numara yapıyordu kerata. Karmen ve Feray Gediz'in başına dikildi.

 

"Abla?"

 

"Efendim Karmen?"

 

"A-abim öldü mü?" dedi ve ağlamaya başladı.

 

"Seni şapşal! Numara yapıyor! Oyunu kaybedeceğiz! Koş ve bayrağı al!"

 

"Seni neden bayrakçı seçtim ki!" diye isyanına devam etti.

 

"Ne-nerden anladın?" diye sordu umutlu güzel Karmenim. Arkalarından Kuzey ve Alaz gülmelerini zar zor tutarak yaklaşıyordu. Kardeşlerimin oyunlarını izlemek benim en büyük hobimdi.

 

Feray gözlerini kapattı. Kafasını dikleştirdi. Arkasında birilerinin olduğunu anlamıştı. Sakince arkasına döndü. İlk önce Kuzey'in önüne yürüdü. Gözlerinin içine baktı.

 

"Gülmeyi bırak ve geri çekil, abi." demesiyle Kuzey bir adım geriledi. İfadesiz bir şekilde Feray'ın yüzüne bakıyordu. Daha sonrasında Feray Alaz'ın önüne geldi.

 

Göz teması kurdu. Gözlerinin içine baktı. Ve konuştu.

 

"Bir adım geri çık ve sakın konuşma." dedi. Alaz bir anda ciddileşti, geriye doğru gitti. Feray Karmen'e döndü.

 

"Hadi! Bu senin görevin! Gediz gülmemek için kendiniz zor tutuyor şuna bak! Hadi ablacım, yapabilirsin!" demesiyle Karmen ağaca doğru koştu.

 

Feray'ın bu yönü beni korkutuyordu. Göz teması kurduğu kişiye istediğini yaptırabiliyordu. Fakat Karmen'e, bana ve Gediz'e hiç bir şey yapmıyordu ya da yapamıyordu. Bunu bilmiyorduk. Feray bunun farkında değildi bence. Bu fazlasıyla değişikti.

 

Fazla sevimliydi ve diğerleri karşı koyamıyordu bence.

 

Başka bir açıklaması yoktu.

 

Ne olabilirdi ki?

 

 

 

20 yıl önce, Akay Konağı

 

Yazarın Anlatımıyla;

 

"Baba!" diye bağırdı küçük kız. Babası kollarını açtı. Feray babasına doğru koşup sıkıca sarıldı.

 

"Baba! Seni çok özledim." diye küçük kıza küskünce baktı annesi.

 

"Aşk olsun Feray, anneyi özlemek yok mu?" diye soran annesine çevirdi bakışlarını.

 

"Anne, sen her gün abimin telefonunu aradın, ordan konuştuk ya?" dedi küçük kız tatlı tatlı.

 

"Ee?" dedi annesi.

 

"Ama babam hiç aramadı." dedi ve küskünce kollarını önünde bağladı Feray.

 

"Ah Feray'ım, benim güzel kızım. Gel annenin kollarına. Boş ver babanı. Gel sen." Diyen annesine çevirdi bakışlarını Feray. Kollarını annesine doğru uzattı. Bunun üzerine annesi kollarını açtı ve Ferayda annesinin kucağına gitti.

 

"Anne, Alaz ve Kuzey abim Karmen'i gıdıklıyorlardı. Ben kardeşimi korudum ve onlara gizlice tuzak yaptık abinle biliyo musun?" diye sordu küçük Feray. Bu sırada annesi evin içine doğru yürüyordu.

 

"Aferin benim güzel kızıma, hep kardeşlerini koru olur mu? Sen çok güçlüsün güzel kızım."

 

"Tabii ki onları koruyacağım anne. Oyunda abilerim düşmandı ve biz Karmen'i kurtarmak için tuzak yaptık!"

 

"Kimle yaptınız tuzağı annecim."

 

"Sonayla yaptık anne! Sonay benim en en en yakın arkadaşım! İyi ki Yağmur Teyze Sonay'ı doğurmuş!" dedi ve kollarını annesinin boynuna doladı.

 

Annesi yaptıkları antlaşma için sustu.

Kızlarından ve oğullarından tüm gerçekleri gizledi.

 

 

Günümüz, Akay Konağı

 

Feray'ın anlatımıyla;

 

Alaz abim gideli yarım saate yakın olmuştu. Her zaman yaptığım gibi yıldızları seyrediyordum. O sırada kapım çalındı.

 

"Gelebilirsiniz," dememle kapı hemen açıldı. Sonay bana doğru yaklaştı.

 

"Feray, nasılsın."

 

"İyiyim güzellik, otur hadi." dedim. Sonayda benim gibi 24 yaşındaydı. Küçüklüğümüzden beri en yakın arkadaştık. Annesi bizim Konakta çalışıyordu ve Babasıda öyle. Sonay burada büyümüştü. Kardeş gibi büyümüştük. Şu an yeni mezun bir ilkokul öğretmeniydi fakat daha atanamamıştı. Bu yüzden burada çalışmaya devam ediyordu. Her ne kadar ısrar etsemde eğer burada çalışmazsa konaktan taşınmakla beni tehtid ediyordu.

 

"Alaz abim geldi, bağırma sesleri duydum. Ne oldu kuşum?" diye sordu.

 

"Ah, bir şeyler zırvaladı işte, boş versene. Ee geçen gün ne olmuş öyle?" dedim.

 

"Ne oldu?" diye sordu merakla. Bu konuyu şu an konuşmak istemediğimi hemen anlamıştı. Ne okursa olsun ona anlatacağımı bildiği için bu kadar rahattı. Elindeki kahvelerden birini kendi önüne koydu, birini benim önüme.

 

"Hazır mısın?" dedim heyecanla.

 

"Kafana yapıştırmamı istemiyorsan söyle artık! Meraktan çatlayacağım."

 

"Bu çok kaba bir davranış olurdu." dedim ve güldüm. Oda güldü.

 

"Selinle Ozan evlenmiş!" dedim.

 

"Ne!" diye bağırdı.

 

"Nasıl, Selin Ozanı aldatmıştı?" diye ekledi.

 

"Bilmiyorum, yurt dışında gizlice evlenmişler! Çok iyi değil mi?"

 

"Geçen ay Selin beni aradı tamam mı, işte dedi Ozan bundan sonra yok benim için falan dedi. Şimdide gitmiş evlenmiş! Yok artık." dedi Sonay.

 

Yaklaşık bir saat kadar sohbet ettikten sonra Sonay'ın uykusu geldi ve odasına gitti. Bende çalışma odamdan çıktım ve odama doğru yürümeye başladım.

 

Tam odama gireceğim sırada koridorun sonundan bir ses duydum. Birisi fısıldıyordu.

 

"Bütün varisler bu evde, bu nasıl mümkün olabilir?" diye sordu biri. Başka bir ses onu yanıtladı.

 

"Kadının ve adamın çocuğu olmuyormuş, Tanrılar ve tanrıçalarda en önemli ölümsüzleri, yani varisleri bu çifte emanet etmiş olmalı."

 

Seslerin geldiği yöne doğru yürümeye başladım. Sesler lavabodan geliyordu. Kapı aralıktı ve iki karaltı görüyordum. Sağdaki karaltıyla bir anda göz göze geldik. Gözleri kıpkırmızydı, köpek dişleri çok uzundu fakat bunun dışında insana benziyordu. Diğer karaltıyı göremiyordum. Bir anda yok oldu.

 

Kapıyı ittirerek açtım. İçeride kimse yoktu. İkisi birden yok olmuştu.

 

"Bir süre Karmenle fantastik film izlememeliyim." dedim kendi kendime ve odama doğru yürüdüm.

 

Dün gece çalışmak için neredeyse hiç uyumamıştım.

Ondan dolayı saçma sapan şeyler görüyordum. En iyisi uyumaktı.

 

Odama doğru yürüdüm ve kapıyı açtım. Kapıyı açmamla sertçe yutkunarak karşıma bakmam bir oldu.

 

.

.

.

 

 

 

~ 1433 kelime ~

 

 

İlk bölümden herkese selamlar!

 

İlk bölümü nasıl buldunuz? fikirlerinizi yorumlarda belirtirseniz çok sevinirim.

 

 

2. Bölüm en kısa süre içersinde sizlerle olacak.

 

 

Kendinize iyi bakın, sağlıcakla kalın.

Loading...
0%