3. Gün sonra...

Bir gün kendini duan'ı yaşarken bulucaksın.

Elhamdülillah evlilik yönünden çok güzel hayallerim vardı. Ve dua ederdim. Bugüne baktığım da Zübeyir hayal ettiğim gibi bir eş adayıydı.

Ertuğrul askere gideceği misafirler bir geliyir bir gidiyordu. Eğitimine devam ettiği için askere gitmemişti. Ve beklenen an geldi askere gidiyordu. Asker tıraşı olmuş saçlarına ellerimi değdirdim. Bu saç stili çok hoşuma gidiyor. Ne o diğer türlü yandan bırakıyorlar.

Bugün ertuğrulu asker' e yolculayacaktık. Özlicektim ertuğrul'u her ne kadar atışsak da beni sinir etsede onu çok seviyordum.

"Niye yüzüme öyle bakıyorsun?" Demesiyle gülümsedim.

"Tüh bıyıksız oldun gördün mü? Naime seni ya almazsa?"

"İnciiii." Dedi gözleriyle tehdit ediyordu.

"Şaka şaka gül diye." Dedim yüzüme hafif bir tebessüm kondurup.

Odayı tekrar bir seszizlik kapladı. Telefomun ışığı yanıp sönünce elime aldım.

Ay Zübeyiri'm mesaj atmış! Sakin inci sakin... Daha mesaja bakamadan ekrana araması düştü. Boğazımı temizleyip telefonu açtım.

"Efendim."

"Selamünaleyküm. nasılsın napıyorsun?"

"Aleykümselam. Amcamla oturuyoruz bugün gidiyor biliyorsun. Elhamdülillah iyiyim Allah razı olsun sen nasılsın?"

"Amin ecmain olsun. Elhamdülillah bende iyiyim.İnci seninle konuşmak istedim ilk önce. Ertuğrul gelmeden düğün yapmayalım diyorum. Ertuğrul geldikten bir hafta sonra düğünümüzü yaparız inşallah. Hem bu arada bizde evimizi dizeriz inşallah olurmu?" Diye sorunca ince düşünüşüyle vuruldum yiaa!

"Allah daha iyi etsin. Öncelikle ince düşünüşün için Allah razı olsun bana uyar da ailerimiz de soralım bir onlarında rızası olsun."

"Amin ecmain olsun. Sen merak etme Allah'ın izniyle ben hâl edicem o işi."

"Tamam." Dedim yüzümü tebessüm konudurup. Ertuğrul elini bana sallıyordu yani bu demek oluyor ki selam söyle benden.

"Ertuğrul'un selamı var sana."

"Aleykümselamm sende selam söyle bir isteğin varmı?" Diye sorunca aklıma geleni söyledim.

"Evet var. Canı'nın sağlığı. Kendine iyi bak Rabbime emanet."

"Allah razı olsun teşekkür ederim. Bu arada WhatsApp'tan attığım renklere bakmayı unutma evin hangi renge boyanacağını da karar verelim." Dedi Zübeyir sevinçle gülümsedim.

"Ayy tamam heyecanlandım yaa mis gibi olucak inşallah!" Dedim sevincim dışa vuruyordum.

Odanın kapısı açılınca kafasını içeri uzatan abim anlamlıca gülümseyip ertuğrulcuma baktı.

"Ertuğrul Naime geldi!" Demesiyle Ertuğrul gözlerini belertip abime baktı.

"Hani nerde?!"

"Merdivendeler tahminen aa kapı çaldı!" Dedi abim kapıyı örtüp gitti.

.

.

.

.

"Naime sen sanki sakinsin?" Dedim çayımı içip.

"Öylemiyim?" Dedi çay bardağını iki eliyle sıkı sıkı kavramıştı.

"Yani öyle gibi geldi bana." Dedim tebessüm edip.

Hafifçe gülümseyip arkasına yaslandı.

"İnci müsaitse içerisi görebilirmiyim. Ve sana zahmet kapıyı açarmısın?" Dedi Ertuğrul. Yerimden kalkıp mutfağın kapısını açtım.

Elinde demlerin ve bardakların olduğu tepsiyiyle içeri girdi. Bizim sülale çayı çok sever babam da gitmiş kocaman demlik almış. Birkeresinde doldurmaya kalktım ellerim titredi. Maşallah o kadar çayı nasıl içiyorlar?

Telfonumun sesi kulağıma gelince arkamı dönüp masanın üstünden telefonumu aldım.

"Selamünaleyküm!"

"Aleykümselamm elif hanım!"

"Nasılsın inci konuşamadık ya bugün de izin almışsın. Ertuğrul askere gidiyormuş?" Demesiyle burukça gülümsedim.

"Evet. Okuduğu için ertelemişti vakti geldi."

"Bende gelmek isterdim yanına ama kemoterapi dolayı halim yok." Dedi tebessüm ettim kendi acısını bırakıp gelemedi diye hüzünleniyordu. Canım ya...

"Olsun üzülme hem dur görümce'cim senle daha ev temizliğine İstanbul'a gidicez?" Dedim sesimde ki neşeyi de dışarı vurup.

"Hahaha tabikii yengecim memnuniyetle gelirim! Yanlız ben etli yemek isterim acıkınca ona göre?"

"Olur gülüm." Dedim gülümseyip.

"O zaman ben kapatayım canım selametle gidip gelsin Ertuğrul inşallah. Allah'a emanet öptüm."

"Amin Allah razı olsun canım Allah'a emanet." Dedim tebessüm edip.

"Amin ecmain olsun canım." Dedi elif ve telefon kapatıp masaya geri endirdim.

"Birazdan herkes uğurlamak için aşşağı inicek orda rahat rahat konuşmam diye burda söylemek istiyorum sana Naime. Belki uzunca konuşamıcağız ama seni arayacağım. Kendine iyi bak seni seviyorum ve Allahın izniyle iki cihanda sevicem. Hakkını helal et." Dedi Ertuğrul bakışlarını ellerine sabitlenmiş sakin bir tonda anlatıyordu.

"T-tamam. Bende seni seviyorum. Helali hoş olsun sende helal et." Dedi Naime yanımızda olduğu müddetçe normalmiş gibi davranmıştı. Ama şimdi sesi titriyor ve ağlıyordu. Ertuğrul onun ağladığını anlamış olacak ki bakışlarını tavana dikip eliyle gözlerini sildi.

Ya sulu göz benim yanımda böyle yapmayın al işte gözüm bulanık oldu.

"Gelince diyorum evlensek mi?" Dedi Ertu

ğrul ay bu çocuk şapşik ya!

"Evnelelim." Dedi Naime hem ağlıyor hemde gülümsüyordu.

Çar,13.11.2024