@birfanikul_
|
"Söyle de çek." Dedim elimi kalp işareti yapıp gülümsedim.
"Çektim." Dedi Sevde gülümseyip.
İlkbahar bizi tarihi taş evlere getirmişti. Balkonlarına bayılmıştım. Küçükken izlediğim Sıla dizinin sahneleri geliyordu aklıma. Şehrin karla beyaza bürünmesi ise çok güzeldi.
"Hadi gidiyoruz!" Dedi beni üst kata doğru iten ilkbahar.
"Ya dur sana kız yukarıya çıkmıştık ya!?"
"Olsun birdaha çıkalım demi kızlar?" Dedi göz kırpıp.
"Siz niye öyle gülüyorsunuz?"
Ellerini iki yana açıp dudaklarını büzdüler. Aha bunlar bir dolap çeviriyor Allah bilir.
"Öyle olsun." Dedim gülümseyip.
Merdivenden çıkıp döndüm. Toprağı burda görmeyi beklemiyordum.
"Toprak?" Dedim yanına gidip aramızda mesafe bırakıp durdum.
"Selamünaleyküm fulya." Dedi.
"Aleykümselamm." Dedim gülümsediğim sesime bile yansıyordu.
"Seninle konuşmak isteğim şeyler var."
"Dinliyorum?" Dedim.
"Söze nasıl başlıcağımı kestiredimedim. Ben artık nişanlı kalmak istemiyorum."
"Ne..." Dediğinde burnum sızladı gözlerim doldu.
"Ben artık helalim olmanı istiyorum inşallah. Benim sevdiğimsin şimdi ise Yoldaşı'm olurmusun?" Demesiyle
"Korktum ya!" Dedim elimle gözlerimi silip.
Gülüşü kulaklarıma geldi.
"Kabul mü?"
"Kabul." Dedim gülüp.
"Ozaman en yakın tarihe gün alıyoruz?" Diye sordu.
"Alalım inşallah." Tebessüm ederek.
. . . .
Bugün İstanbul'a dönüyorduk. Amcamdan şikayetçi olmamıştım. Karakola gelip işlemleri hâl edip otele dönmüştük.
İlkbahar da bizimle gelmişti. Sevde ve nisa içerde oturuyor benle ilkbahar ise balkondaydık. Zaten valiz falan da yoktu. Onun için toparlanma gibi bir durum yoktu.
"Eskisi gibi değilsin sanki?" Diye sordum ilkbahara.
"Ne yönden mesela?" Diye sordu burnunu çekip. Hafiften tekrardan kar yağışı başlamıştı.
"Gülüşlerin, bakışların?"
"Evet öyle değişti. Düzeldi gibi eskisi gibi değiliz kavga etmek yerine konuşarak anlaşıyoruz. Sevdiğim için ona olan buzdan dağlarım eridi."
"Peki nasıl his ediyorsun?"
"Her anlamda evine ulaşmış varmış gibi." Dedi gülümseyerek.
"İnan ki çok mutlu oldum birtanem." Dedim sarılıp.
"Allah razı olsun teşekkürler canım." Dedi oda kollarını dolayıp sarıldı.
Hayat zordu daha doğrusu imtihanlar zordu. İşin sırrı zorluklarla mücadele ederek elinde olanlar için Allah'a şükredip olmayanlar içinde şükredip yola devam etmekti.
Çünkü başkasının elinde olan bişey bizde olsaydı ozaman aynı şeyler olmaya bilirdi Allah bilir.
Sabret, şükret, dua et. Çünkü dua eden insan bilirki onu işiten bilen dertlerinden kurtaran bir Rabbi var.
Belkide bizim en büyük zenginliğimiz Allah'a iman ve peygamberimizin ümmetinden olma şerefine nail olmaktı? :)
"Burnum üşüdü." Dedi ilkbahar gülerek.
"Benimde üşüdü. İçeri geçelim hadi." Dedim.
İçeri geçtikten sonra hep beraber kahve içtik. Gitme vakti gelince sıkı sıkı ilkbahara sarıldım. Düğüne gelmesi için ufak tehditler bulunup gülümsedim. Herkes arabaya binince kapalı olan camın ardından el salladım. Toprak kornaya basıp arabayı sürdü.
Geçen yol boyunca camdan dışarıyı izlemiştim. Karlı yollar arada durdurğumuz tesislerin sonunda eve varmıştık.
"Allah razı olsun herşey için çok teşekkür ederim size hakkınızı helal edin." Dedim.
"Amin ecmain olsun. Ne demek bir daha olsa yine Allahın izniyle arardım seni ve aradık değil mi?"
"Aynen öyle katılıyorum yenge toprağa." Dedi asım abi.
"Bende katılıyorum." Dedi nisa sırtımı sıvazlayıp.
"Allah razı olsun Teşekür ederim. Allah'a emanet." Dedim Gülümseyip.
Nisaya sarılıp arabadan indim. Sevde de teşekkür edip nisayla sarılıp inmişti. Etrafa göz atıp sevde'ye döndüm.
"İlk Hatice teyzeme uğrayalım uyanıklardır umarım." Dedim arkamı dönüp topraklar gittimi diye baktım.
Araba hâlâ aynı yerdeydi. Telefonum bildirim sesi gelince bakışlarımı ordan çekip cebimden telefonu aldım.
Yoldaşı'm: içeri geçmeni bekliyor um:) göreyim girdiğini gideceğim.
Yüzümde gülümseme belirirken klavyeye tıkladım.
Siz: :)
Per,7.11.2024 🤍🇵🇸 |
0% |