@blackcatandcats
|
Kendine geleli birkaç dakika olmuştu. Henüz yattığı zeminden kalkamamıştı çünkü patisi acıyordu. Dışarıda değil, bir evin içerisindeydi. Olanları hatırlamaya çalıştı. Kaçarken pencereden atladığını hatırladı. Gücünü toparlayarak yerinden kalktı. Yaralı patisinin üzerine fazla basmayarak yavaşça ilerledi. Hissettiği acı ile geri savruldu. Başını sert bir şeye çarpmıştı. Dikkatli bakınca çarptığı şeyin demir parmaklıklar olduğunu gördü. Etrafına bakınca bir kafeste olduğunu anladı. Biraz büyük bir kafesti. Kafesten çıkmak için parmaklıkların arasından geçmeye karar verdi ancak dar olduğu için sadece patisi çıkabiliyordu. Birileri gelene kadar oturup beklemeye karar verdi.
Yaralı patisini temizliyordu. Patisinin altı yara olmuş ve kurumuş kan lekesi vardı. Gözüne ilerisinde duran bir ip takıldı. Yanına ilerliyerek patisi ile dokundu. Her dokunduğunda ip kımıldıyordu, bu Panter'in hoşuna gidiyordu. İpi ağzı ile tutup çekiştirdiği sırada başından aşağı dökülen bir kova soğuk su ile neye uğradığını şaşırdı. Suyun soğuk olması Panter'in titremesine neden olmuştu. Önceki halinden daha bakımsız görünüyordu. Duvarın kenarına giderek yere uzandı. İçi sıkılmaya başlamıştı.
"Sıçana dönmüşsün."
Duyduğu cümle ile sesin geldiği yöne baktı. Merdivenlerin başında tasması parıldayan Smokin kedi duruyordu. Ağır adımlarla merdivenlerden inerek kafesin önüne geldi. İlk karşılaştığı gibi öfkeli bakıyordu. Panter tereddüt ederek birkaç adım geri gitti.
"Lider bunu duyunca acaba sana ne yapar? Ben onun misafiriyim ve bu onun hoşuna gitmeyecek."
Sisi'nin kendisinden hoşlanmadığını biliyordu. Belki onu kurtarmak istemeyecekti ama yine de liderin adını kullanarak karşısındaki kedinin korkmasını istedi. Panter'in konuşması karşısında Smokin kedi sinirlenmişti."Liderin her şeyden haberi var!" Sesi o kadar yüksek çıkmıştı ki evin pencerelerini titretmişti, parkeler çatırdamıştı. Panter korkudan patileri ile gözlerini kapamıştı. Sarsıntı durduğunda yavaşca patilerini gözlerinden çekti. Karşısındaki kedinin gözleri mor bir hal almıştı. Tasması gibi gözlerinden de mor bir ışık saçıyordu. Yavaş yavaş ışıltı kayboldu ve eski halini aldı. Panter ise konuşmaya cesaret edemedi. Smokin kedi hiçbir şey olmamış gibi Panter'e soru yöneltti.
"Benden istediğin bir şey var mı?"
Buradan çıkarmasını istese çıkarmayacağını biliyordu. İsteyebileceği en yararlı şeyi istedi.
"Biraz yemek istiyorum."
Smokin kedi gözlerini devirerek ilerledi. Panter arkasından seslensede dönüp bakmadı. Birkaç dakika sonra Smokin kedi bir ipin ucundan çekistirirek geliyordu. İpin ucunda ise bir kap vardı. Kafese doğru yaklaştırıp patisi ile parmaklıkların arasından içeriye itti. Panter kapta bulunan yemeği yemeğe başlamıştı. Kedi giderken Panter arkasından seslendi.
"Teşekkür ederim."
**
Zaman akıyordu. Aradan üç gün geçmişti. Panter oturmaktan, beklemekten sıkılmıştı. Ne olacağını merak ediyordu. Etrafına tekrar göz atarak çıkış yolu aradı. Birkaç gölge farketti. Salona gelen iki kedi birbiri ile şakalaşıyordu. Biri sarı beyaz renginde erkek diğeri ise Panter gibi siyah bir dişi kediydi. Panter kendini belli etmek istercesine"Merhaba."diye seslendi. Sesi kısık çıkmıştı. Kendi gibi olan kara kedi ile göz göze geldi. Smokin kedi gelenlerin yanına inerken yüzü gülüyordu.
"Hallettiniz mi?"
Panter belli etmesede dinlemeye başladı.
"Liderin yüzünü görmen lazımdı, Hele diğer hayvanların. Neredeyse herkes birbirine düşecekti."
"Düşecekti deme bana düşecekler."diye söyledi Smokin kedi. Panter'e yandan bir bakış attı.
"Boncuk bir de senden dinleyeyim."diyerek öbür kediye döndü.
"Lider çok öfkeliydi, Milka. Afro işini biliyor. Yani Panter'i artık salabiliriz."
Panter konuşmalarından hiçbir şey anlayamamıştı. Milka kafese doğru yaklaştı. Afro getirdiği küçük kumandayı Milka'nın önüne bıraktı. Kumandanın üzerindeki tuşa basarak kafesin kapısının açılmasını sağladı. Panter kendisine zarar vereceği düşüncesi ile geri adım atmıştı.
"Seninle işim kalmadı. Gitme vaktin."diyerek patilerini yere vurdu. Önce mavi bir ışık çıktı ortaya, büyüdü ve girdabı oluşturdu. Afro ve Boncuk, Panter'i korkutarak girdaba girmesini sağladı.
*
Şiddetli bir baş ağrısı ile gözlerini araladı. Etrafına birçok kedi ve köpek toplanmıştı. Hepsi kendi arasında fısıldaşıyor, Panter'i izliyordu. İçlerinden birisi kedinin uyandığını görünce"Yaşıyor işte! "diyerek uzaklaştı. Diğer hayvanlarda dağılınca sadece üç hayvan kalmıştı. Gold, Pongo ve Çiko.
"İyi misin?"diye sordu, Gold. Panter hiçbir şey söylemeden ayağa kalktı. Yaralı olan patisi titriyordu. "Ben bir yerde tutuluyordum."diyebildi. Pongo inanmamışcasına bakıyordu.
"Yalanların bitti mi?"diye sordu Pongo. Panter kendisine neden böyle davrandıklarını anlamamıştı. Çiko'da onu umursamıyordu. Genç köpek, Çiko'dan lidere haber vermesini söyledi. Kedi lidere gitmek istemiyordu. Panter'e öfke duyuyordu. "Ben bu kedi için liderin yanına gidemem."diye söyledi. Arkadaşı da ondan yanaydı. İkisi genç köpeğe veda edip ilerledi. Panter olanları anlamakta zorlanıyordu. Genç köpek, kendi evine gitmekten vazgeçip kara kedi ile birlikte liderin evine gitmeye karar verdi. Çağırdığı patibüse binip liderin evinin yolunu tuttular.
Patibüsten inince karşı sokağa geçip büyük bahçeye girdiler. Eve gelmişlerdi. Pencereye tırmandı, Panter. Ama Gold tırmanamıyordu. Panter gülümseyerek"Kedi olmanın avantajı"diye söyledi. Ona bahçede beklemesini söyledikten sonra içeriye girerek salonun ortasında durdu.
"Neredesiniz!"
İki kedi merdivenlerden inerek Panter'in yanına geldiler.
"Özür dilemeye mi geldin?"diye lafa girdi, Sleeper. Sisi'ye patisi ile dokunarak"Biz güzelce ağırlayalım, evindeymiş gibi hissettirelim onun yaptığına bak."diye yakındı. Panter, Sleeper'ı hayranlıkla izliyordu.
"Oyunculuğun süper."
Duyduğu cümle Sleeper'ı kızdırmıştı. Sevimli kedi bir anda ciddileşmişti.
"Günlerdir yapmadığını bırakmadın. Şimdi özür dileyeceğine yine mi tartışacağız?"
Panter duyduklarını idrak etmeye çalışırken Sisi lafa atladı.
"Neden şaşırmış gibi duruyorsun? Hakkımda olur olmadık şeyler söyledin. Lider olmamı mı istemiyorsun? Sen çok değiştin. Ayrıca yavru kedileri korkutacak kadar alçalmışsın."
Panter de olanları anlatacaktı. Susarsa haklıyken haksız duruma düşecekti.
"Beni hem kafese kapattırıyorsun hem yalan söylüyorsun."
Sisi duyduğu ses ile konuşmamalarını işaret etti. Pencereye tırmanıp aşağı baktı. Zıplayan genç köpeği gördü."Ne yapmaya çalışıyorsun? Arkadan dolaş oradan gel."diye söyledi. Ardından kedilerin yanına geri döndü. Panter'i dinlemek istedi. Arka bahçenin kapısından genç köpek içeriye girdikten sonra Panter olanları anlatmaya başladı. Duydukları karşısında şaşıran iki kedi birbirine bakıyordu. Gold ise Panter'in son anlattığını doğrulamıştı. Konuşması bitince Sisi başını yerden kaldırdı ve sorgulayıcı bakışları ile Panter'e döndü.
"Diyelim ki doğru söylüyorsun, peki sen oradaysan buradaki kimdi?"diye sordu. Panter kendisinin tutsak olduğunu söylesede iki kedi inanacağa benzemiyordu. Panter dayanamayarak"Beni kafese kapatan kedi senin de haberin olduğunu söyledi. Yani beni sen kapatmak istedin!"diye çıkıştı. Ardından Gold ile birlikte dışarıya çıktı. Yolda ilerlerken ne yapacağını düşünüyordu. Gold aklına parlak bir fikir gelmiş gibi heyecanla Panter'e döndü.
"Ben sana inanıyorum. Ortada bir yalan var, o kedi sen değildin. Sen asla bana bağırarak konuşmazsın. Birlikte o kediyi bulup her şeyi itiraf ettirebiliriz. Ama bunun için birinin yardımına ihtiyacımız var."diye söyledi. Panter de dediğini kabul edip Gold'a döndü.
"İyi ki varsın." |
0% |