@blackcatandcats
|
Sera kaybolduğu sandığı kedilerinin geri dönmesine sevinmişti. Kedilerini severken gözleri dolmuştu. Onlara her zaman sahip çıkacağını söylüyordu. Onların ortadan kaybolmasından dolayı kendine kızmıştı. Sleeper ve Panter'i kucağına aldı. Sisi'nin peşinden geldiğine emin olduktan sonra evine girdi. Salonun ortasına oturup sırası ile kedilerinin yaralı olup olmadığını kontrol etti. Uykucu ve asi kedisinde herhangi bir yaraya rastlamamıştı. Panter'i kucağına aldığında tüylerinin arasını yokladı. Kulaklarının, ağzının etrafını kontrol etti. Son olarak patisini kontrol ettiğinde yarası olduğunu gördü. Canını yakmadan incelemeye başladı."Seni veterinere götürmek lazım."diye söylendi. Ardından Panter'i taşıma pusetine koydu. Panter taşıma pusetinde olmayı sevmiyordu. Miyavlaya başlamıştı. Sera, diğer iki kedisinin evden çıkmamasını sağlamak için açık pencereleri ve odaların kapısını kapadı. Üzerine mavi çeketini alan Sera puseti de alarak evden ayrıldı. Telefondan taksi çağırmıştı. On dakika sonra taksi sokağın başında görünmüştü. Taksiye binip puseti yanına koydu. Kendisine gideceği yeri söylemesini bekleyen taksiciye"Pati Dostu Veteriner Kliniğine gitmek istiyorum." deyip telefonundan arkadaşı Yasmin'i aradı.
"Evden çıktın mı?"
"Henüz değil."Sera bunu duyduğuna sevinmişti.
"Biliyorsun kedilerim ortada yoktu. Ama bugün geldiler. Birini veterinere götürüyorum. Bu yüzden evde olamayacağım. Veterinerin aşağısındaki kafede buluşalım." Yasmin ile dışarıda buluşmaya anlaşan Sera telefonu kapadı.
Veterinerin önüne geldiklerinde taksi ücretini ödeyip araçtan indi. Puseti de alarak veterinere girdi. İçeride hayvanları ile bekleyen birkaç insan vardı. Sera derin bir nefes alarak boş koltuğa oturdu. Puseti ise kenara koydu. Veteriner adam ile en son görüşecekti. Panter etrafındaki hayvanlara ve sahiplerine bakıyordu. Buraya önceden Aytekin ile gelirdi. Kontrolleri düzenli bir şekilde yapılırdı. Şimdi ise yanında Sera vardı. Labrador cinsi bir köpek pusetin yanına yaklaşmıştı. Genç kız, köpeğin kediye saldırmaması için dikkat ediyordu. Panter yanına yaklaşan köpeğe baktı. Onu tanıyordu.
"Bir sahibin olduğunu bilmiyordum."diye söyledi, Panter. Pongo sahibine dönüp baktı.
"Onun gibi biri beni sahiplendiği için şanslıyım." Sera köpeğin başını okşadı. Bakımlıydı ve yumuşak tüyleri vardı. Pongo'nun sahibi yanına gelip elindeki tasmayı köpeğine taktı. "Köpeğinizin adı nedir?diye sordu, Sera. Genç adam bakışlarını karşısındaki kıza çevirdi. Gülümseyerek köpeğinin adını söyledi.
"Pongo."
Sera köpeği sevmeye devam ediyordu. Bir yandan da veteriner adamı kontrol ediyordu. Genç adam ilk kez gördüğü kıza karşı bir şeyler hissetmişti. Kızdan biraz uzaklaşarak köpeğini yanına aldı. Onun kendisini yanlış anlamasından korkuyordu. Pongo ise sahibinin neden Sera'ya baktığını anlamaya çalışıyordu. Sahibinin ilk kez gülümsediğini görmüştü. Onun dalgınlığından faydalanıp Sera'nın yanına gitti. Genç adam köpeğini çağırıyordu.
"Buraya gel."
Pongo gitmemekte ısrarcıydı. Panter onun ne yaptığına bakıyordu. Veteriner adam odadan çıkıp sıradaki hastanın getirilmesini istedi. Sırada Pongo ve sahibi vardı ancak genç adam sırasını Sera'ya vermişti. Sera teşekkür ederek puseti aldı ve odaya girdi. Panter'i pusetten çıkarıp sedyeye koydu. "Patisinin altı yara olmuş." diyerek kenara geçti. Veteriner adam kedinin patisini kontrol ederken Sera, genç adamı düşünüyordu. İlk kez böyle hissediyordu. Bunun anlamını biliyordu, ondan hoşlanmıştı. Ama yine de kendini fazla kaptırmak istemiyordu. 'Sonuçta onu tanımıyorum ve bu sadece bir hoşlantı. Daha fazlası olamaz.'
"Ben gerekli müdahaleyi yaptım. Patisinin üzerine fazla üzerine basmasın yeter."
Düşüncelerinden sıyrılan Sera veterinere döndü. Ona teşekkür edip ücretini ödedi. Panter ise kontrolun çabucak bittiği için sevinçliydi. Kedisini taşıma pusetine koyup odadan çıktı. Kapıda genç adam ile karşılaştı. Yanından geçip veterinerden çıktı. Caddenin karşısına geçerek sokağın başındaki kafeye girdi. Yasmin telefonun kamerası ile masanın altındaki kedinin resmini çekiyordu. Sera sandalyeyi çekip oturmuştu.
"Çok beklettim mi?"
"Hayır, az önce geldim."
İki arkadaş kafede bir şeyler atıştırıp kalktılar. Sera'nın evine doğru yürümeye başladılar. Panter de pusetin içerisinde uyuyakalmıştı. Eve girdiklerinde Sisi ve Sleeper onları kapıda karşılamıştı. Yasmin, Sisi'yi görünce telefonunu cebine koyup ona doğru yaklaştı. Beyaz kedi tam kaçmaya yelteniyorduki Yasmin onu yakalamıştı. Genç kız, pusetin kapısını açınca Panter de uykusundan uyanmıştı. Pusetten çıkarak sahibinin ayaklarına dolandı. Tüyleri bakımsızdı. Bu yüzden Sera onu yıkamaya karar vermişti. Yasmin kediyi kucağından indirip mutfağa yöneldi, çay demleyecekti. Sera ise banyoda suyu ılık olarak ayarlamıştı. Kedi şampuanını da çıkarıp Panter'i aldı. Panter diğer kedilerin aksine sudan korkmuyordu. Kedisini ılık suda yıkadıktan sonra yavaşça havlu ile kurulamaya çalıştı. "Geri kalan yerlerini de kendin kurut."diyerek tüylerini okşadı. Önceki gibi bakımsız görünmüyordu, tüyleri yumuşacıktı. Sera banyodan çıkarak odasına gitti.
Sera üzerini değiştirdikten sonra mutfağa geçti. Bardağını alarak arkadaşının demlediği çaydan doldurdu. Masadaki şeker tabağından çayına iki adet şeker attı. Ardından sandalyeye oturdu. Arkadaşı ile sohbet etmeye başladı. Ona bugünkü adamdan bahsetmek istiyordu ama kararsız kalıyordu. Yasmin onun bir şeyler söyleyeceğini anlamıştı. Derin bir nefes alarak bakışlarını Yasmin'e çevirdi. Ona bugün olanları anlattı. Yasmin arada duyduklarına ufak kahkahalar atıyordu.
Panter de tamamen kurulanmıştı. Mutfağa gidip Sera'nın kucağına çıktı. Tatlı homurtularını açmış, sevgi istiyordu. Yasmin, Sera'yı sıkıştırmaya devam ediyordu. Panter ise onu dinliyordu.
"Demedi deme bu çocuk senin kısmetin."
"Abartma istersen."diye söyledi.
"Yasmin bana Sleeper'ı bulup getirir misin?"
Yasmin çayından bir yudum alıp kediyi bulmaya gitti. Birkaç dakika sonra kucağında uykucu kedi ile gelmişti. "Kitaplığın arasında uyuyordu." diye söyledi. Onu kucağına alarak sevdi. Sisi de çok özlediği tüylü yer yatağında uyuyordu. Akşam olmak üzereydi. Arkadaşı ile masayı toparladı. Ardından arkadaşını kapıdan yolcu etti.
**
Ertesi sabah Sera erkenden uyanmıştı. Kedileri döndüğü için içinde ayrı bir mutluluk vardı. Güzel bir kahvaltı için bahçedeki masayı hazırlamaya başladı. Panter de bahçede diğer iki kedi ile oturuyordu.
"Dışarısı sabahları ne kadar da güzel." Sisi, Sleeper'in söylediklerine gözlerini devirdi. Yine bulaşacağı tutmuştu.
"İlk defa erken kalktın ya ondan değişik geliyordur." Panter gülmeye başlamıştı. Sleeper söylediklerini umursamayarak bahçe kapısına doğru yöneldi. Diğer iki kedi peşinden ilerledi. Kapıya tırmanıp bahçenin duvarına çıktılar. İlerideki sokakta köpeğini gezdirmek için dışarıya çıkmış, genç bir adam geliyordu. Elindeki telefona odaklanmıştı. Bu Pongo ve sahibiydi. Pongo duvarın üzerindeki kedileri farketmişti. "Günaydın."
"Sanada günaydın Sisi." Pongo bahçede kahvaltı masası hazırlayan Sera'yı gördü. Tasmadan kurtularak bahçeye doğru koştu. Sahibi de peşinden koşturdu. Panter hariç diğer iki kedi onun ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştı. Pongo masanın yanında durup oturdu. Sera genç adamı karşısında görünce heyecanlanmıştı. Genç çocuk ne diyeceğini bilemiyordu. "Günaydın." diyebildi. Kızda aynı şekilde karşılık verdi. Genç adam köpeğini götürmek istedi ama Pongo milim kıpırdamadı. Zorla çekiştirmek istemiyordu. Sera köpeğin gitmeye niyeti olmadığını anlamıştı.
"İsterseniz kahvaltıya kalın."
Genç adam kalmak, onu tanımak istiyordu. Sera ile kahvaltı yapmayı kabul etti. İçinden geldiği gibi yaptı ve ona adını sordu. Sera gülümseyerek yanıtladı.
"Sera. Ya senin ki?"
"Ateş."
Sera, Ateş için tabak ve bardak getirmeye gitti. Zihninde onun adı yankılanıyordu. Ateş Onları izleyen iki kedi Panter'e döndü.
"Sanırım Pongo ile açıklamanız gereken şeyler var."
Panter açıklayacak bir şeyin olmadığını söyledi. Sleeper ve Sisi sahibi için mutluydular. O günden sonra Sera ve Ateş uzun bir süre görüştüler. İlişkileri ilerleyince evlenmeye karar verdiler. Aileleri tanıştı ve bir süre sonra nişanlandılar.
İki kedi Panter'i arkadaşı gibi gördüler. Moddy yaşlı bir adamla birlikte kalıyor, ona arkadaşlık ediyordu. Yasmin ise kafede gördüğü Milka'yı sahiplenmişti. Panter artık eskisi gibi dışlanmıyordu. Onu seven bir sahibi ve arkadaşları vardı. |
0% |