@bu2r3ci4n
|
Biraz daha böyle kaldık... Birbirimize yaslı... Gerçekten de evleniyorduk haa. Aklıma gelen şeyle "Demir..." Dedim. "Efendim güzelim" dedi beni daha çok sarmalıyarak. "O kadın nolucak peki" diye sordum. Bu dediğimle derin bir nefes alıp. "Benim kalbimde sen varken o evlilik ona da haram olucaktı güzelim. En iyisi bu herkes için." Dedi. "Peki...." dedim sadece. "Bu arada bu kurul ne zaman toplanır" diye sordum.Bu dediğimle gülüp "Demek bu kadar hızlı evlenmek istiyorsun benimle ah biliyorum karşıkonulmaz bir cazibem var." dedi alayla. Ona bir tane geçirince yüzünü buruşturudu. "İyimisin!!! Sert mi vurdum" diye sordum. Bu dediğimle güldü. "İyiyim güzelim iyiyim" dedi.Ona sinirle baktım Daha sonra bir süre sakalıyla oynadım. Galiba ilk kez onu bugün sakalla görüyordum.Ama gerçekten de çok yakışmıştı ona. O da benim saçımla oynuyordu. Bir anda kurdeleyi saçımdan çekip açtı. "Böyle daha iyi" dedi.Ona tebessüm ettim. Hızla onu yanağından öptüm.Bu yaptığımla erkeksi bir kıkırdama yolladı. "Ama şimdide diğer yerlerimi öpmen gerek" dedi fısıltıyla. "Hımm demek öyle." Dedim ben de fısıltıyla beni yavaşça onayladı. Yavaşça ona doğru yaklaştım dudağımı dudağına sürtüp tam onu öpücektim ki benden önce davranıp hızla dudaklarıma atıldı. Sanki yılların hasretiyle yanıp tutuşuyormuş gibi öpüyordu. İkimizde bu 1 yılın acısını çıkarmak ister gibiydik ama o sanki 9 yılın acısını çıkarmak ister gibiydi... Sert ama yumuşak bir şekilde. Bağımlılık yapıcıydı onu öpmek. Alt dudağımı sertçe emince bir inleme koptu dudaklarımdan. Kaç dakikadır böyleydik bilmiyorum ama Tam o sırada kapı çaldı. "Komutanlarım albay çağırıyo diyo ki hasretlerini biraz da düğünden sonraya bıraksınlar diyor." Dedi Niyazi. Ama Demir homurtulu bir şekilde dudaklarımdan ayrıldı yavaşça sanki hiç ayrılmak istemez gibi. Demir boğuk ve sert bir sesle "Siktir git Niyazi geliyoruz" dedi. Bu dediğiyle arkadan bir kahakaha sesi yükseldi. "Komutanım ayıptır sorması sesiniz niye boğuk çıktı yani nefessiz kalmış gibi sanki ha" diye sordu alayla. Bu defa devreye ben girdim "Niyazi siktir git!!" Dedim hızla.Sesimin boğuk çıktığı belli olmuyordu hızlı söylediğim den. Daha sonra uzaklaşan ayak sesi geldi. Gözümü kapıdan hızla ayırıp demire baktım.Zaten o da bana bakıyordu. Bakışları çok derindi. Bu bakışını görmüştüm daha önce ama anlam verememiştim. Ama şimdi anlayabiliyordum bu bakışları... Nasıl baktığını... Aşkla bakıyordu bana... Hemde o kadar derin bir aşklaki... Yanında başka duygularda vardı... "Seni çok seviyorum Menzil kızı hem de hiç tahmin edemediğin kadar.Bu sert, asi hallerini bile özlemişim" dedi özlemle bakarken. "Bende seni özlemişim sis... Hem de hiç tahmin edemediğin kadar... Ben çok düşündüm bu bir yılda... O mektupları onlarca kez okudum... Özür dilerim seni o gün o an suçladığım için, keşke o an sizden de dinleyebilseydim.." dedim hüzünle. Bu dediğime buruk bir tebessümle."Keşke bana çok haksızlık etseydin de gitmeseydin be sayem..Ama iyi ki geldin, iyi ki o gün o çarpışmayı yaşamışız... " dedi. Çarpışmayla mı karşılaşmışız ilk. "Çarpışmayla mı" diye sordum merakla. "Hımmm" diyerek onayladı Merakla "Anlatsana o günü" dedim.hevesle. Bu dediğime tebessüm etti saçımı kulağımın arkasına atıp "Belki bir gün anlatırım ama şimdi olmaz menzil kızı... Belki ilerde çocuklarımıza anlatırken dinlersin." Dedi. Çocuklarımız... Benim çocuğum olmuyordu ki... Benim elimden çocuğuk olma ihtimali de alınmıştı... Önüme dönmüştüm gözlerim dolu dolu olduğu için... Benim çocuğum olmuyordu!! Allah kahretsin ki o iki pislik bunu da elimden almış!! Demir kafamı tutup kendine çevirdi yanaklarıma koyduğu elleriyle. Gözlerime bakıp sakince "Noldu bakayım.." diye sordu. Gözümden bir yaş geldi "Demir..." Dedim çatallı bir sesle. "Efendim güzelim" dedi tebessümle. "Demir ben anne olamam... Olamıyorum... Demir bunu elimden almış onlar..." Dedim. Bu dediğimle beni kendine çekip sıkıca sardı "Sen ol yeter yanımda... Hem koruyucu aile oluruz olmaz mı??" Diye sordu. Bu dediğiyle ona daha sıkı sarıldım. Keşke... Keşke seninle o gün... O çay bahçesinde beraber çıkabilseydim be güzel adam... O gün oradan el ele çıksaydık belki şimdiyeli kendi çocuğumuz olmuş olurdu... "Seni çok seviyorum" dedim gözyaşlarımın arasında. "Ağlama Sayem sen ağlama bak sen ağlayınca benim kalbim sıkışıyor" dedi. Omzundan ayrılıp onun gözlerine baktım "Biliyor musun sen o mektubu yazdıktan sonra gerçekten de araştırma yapmıştım müziki çok dinleyen insanlar kendini yalnız mı hisseder diye." Dedim bana devam et der gibi baktı. "Gerçekten de öyleymiş... Ben gerçekten de kendimi çok yalnız hissediyormuşum" dedim. Beni kendine daha çok sardı. "Şimdi ben varım... Ailen var, timin var menzil kızı hem sana ağlamak yakışmıyor bak bundan sonra sana sümüklü kız dememi istemiyorsan gel elini yüzünü yıkayalım sonra albayın yanına gidelim" dedi onu onayladım. Daha sonra benim belime ve sırtıma ellerini dolayıp kucağına aldı. Bu yaptığıyla kıkırdadım. Kendi odasında lavabo olduğu için oraya götürdü. Daha sonra yere indirip yüzümü yıkadı ve havluyla kuruladı. Eliyle tekrar saçlarımı kulaklarımın arkasına aldı. Dikkatle yapıyordu bunu. Ve bende dikkatle onun yüzünü izliyordum. Daha sonra belime elini koyup lavabodan dışarı yönlendirdi. Daha sonra elini uzattı bana bakarak. Daha sonra uzattığı eli tuttum. "Ali komutanın dedikleri birbir çıkıyor." Dedi ona anlamaz bakışlar attım. Beni kendine çekip sarıldı "Belki bir gün anlatırım mavi gözlü kadın" dedi. Bana mektuptaki hitabıyla seslenmişti. "Peki mektupcu adam.Ama o bir gün çabuk gelsin lütfen" Deyip elini sıkı sıkı tuttum. _________________________________ __________________________________ Yıllar önce Demirden "Oğlum çok yoruldum lan" dedi Kubilay. Kendisi benim koğuş ve şuan da eğitim aldığım askerlerden arkadaşımdı. Ona göz devirdim "Evet bu gün bilmem kaçıncı deyişin" dedim. "Kıdemli Astsubay Demir Kandemir!!!" Diye bir ses geldi.Baktğımda Ali komutandı. Hayır ya kesin konuştuk diye ceza vericekti Allah cezanı vermesin kubilay. Komutana yalvaran gözlerle "Komutanım valla özür dileriz.Gıkımız çıkmaz" dedim yalvaran gözlerle.Kubilayda onayladı beni. Bu dediğime güldü "Merak etme ceza değil benim bir kaç saatlik işim var az sonra kadın subaylar gelecek onlara eğitimi kubilayla sen ver diyecektim" dedi. Kubilay malı hemen atlayıp "Kadın mı!!!" Diye sordu gözlerini pörtletip. Salak bu herif vallahi.Ensesine yapıştırıp fısıltıyla "Mal komutan var karşında." Ali komutan ona tek kaşını kaldırıp"Anlamadım??" Diye sordu ona doğru adımlar atıp. "Komutanım diyor ki bize bu görevi vermeniz bizim için bir onur dedi" dedim. Bu dediğimle kubilayın yüzünü biraz inceledikten sonra "Peki o zaman subaylar arka bahçede eğitim için gidebilirsiniz zaten size yaptırdığım ilk ayın eğitimlerinden vericeksiniz" dedi onu onayladık. Daha sonra o gittikten sonra Kubilay derin bir nefes alıp "Allahım sana şükürler olsun kurtuldum" deyip bana dönüp"Demir Allah razı olsun" dedi onu onayladım. "Hadi gidelim" dedim beni onayladı hızla arka bahçeye doğru ilerledik. Ben yolu izlerken Kubilay "Oha!! Amk sanarsın dünya güzelleri" dedi salyalarinı akıtarak. Diyorum mal bu çocuk!! Ona hızla dönüp "Oğlum sussana millet bizi yanlış anlayacak" dedim sinirle. Sanki hayatımda hiç kadın görmedi pezeveng herif!! "Off iyi be!! hadi gel de eğitimleri verelim" dedi onu onayladım.Ben tam ilerliyordum ki biri bana çarptı. "Pardon komutanım görmedim" dedi bir kadın sesi.Arkama dönüp "Önemli değil asker" dedim. Kadınının yüzüne baktığımda ilk dikkatimi çeken şey masmavi gözleri oldu. Gece gibiydi... "Daldın gittin kadına bana diyorsun ama" dedi Kubilay alayla. Hızla ona dönüp "Sus Lan pezeveng herif" dedim.Bu dediğimle "Ah kalbim biz bu günleri de mi görecektik.Resmen üzerimize kuma gelicek.Ah Demir ağa Ah" dedi yapmacık bir üzüntüyle.bu dediğiyle güldüm. Komik herifti vesselam. Ama aklımda hâla o kadın vardı, o mavi gözleri... Nereden bilebilirdim o mavi gözlerin bizim kaderimizi çizeceğini... ______________________________________ O öpüşme sahnesini ben yazmadım.Zaten orayı hiç yazmak istemiyordum.Abi ben ne anlarım smutdan. Bazı kitaplardan bakıp kopyala yapıştır yaptım bir kaç ekleme dışında kötüyse söyleyin silem. Bana göre değil o sahneler 🙅♀️ Tövbe estağfurullah. Hadi benim sayemde bir estağfurullah demiş oldunuz. Demir??? Asena??? Niyazi??? Kubilay??? Tim??? Haluk Albay?? BEEEEN?? Bu bolüm biraz saçma oldu biliyrım aklıma bir şey gelemdi ama napabilirim. Bu arada 1061 kelime.
|
0% |