@busrauyanik
|
İyi okumalar. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın... Her şeyin bir zamanı vardır. Hiçbir olay zamanı gelmeden ortaya çıkmaz. Gerçeklerin elbet bir gün bir şekilde ortaya çıkma gibi bir huyu vardır. Yağmur ve ailesi içinde bu gerçek değişmemiş geçmişte yapılanlar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyordu. Yağmur buluşma adresine giderken aklında birçok düşünce vardı. Bir yandan abisinin gerçekten yaşayıp yaşamadığını düşünüyordu. Bir yandan da Devran’ı göreceği ve konuşacakları için heyecanlıydı. ……. Buluşma adresine ulaştığında arabayı park ederek aşağı indi. Adres yıllar önce yine aynı kişiyle buluşmak için geldiği ormandı. Buraya bu saatte gelmek onu tedirgin etmek yerine bir dinginlik verdi. Aklındaki sorunlardan biraz olsun uzaklaştı. Ayakları kendinden bağımsız hareket ediyor gibi gideceği yere doğru ilerledi. Sanki her zaman bu ormana geliyor tüm yolları biliyor gibi adımları onu yönlendiriyordu. Aslında içindeki gücün sahibine doğru çekildiğini biliyordu. bu duyguları yıllar öncede tecrübe etmişti. Bir kaç dakikalık yürüyüşün ardından ileride yanan kamp ateşini gördü. “ merhaba çok bekletmedim umarım ” Devran oturduğu yerden kalkarak arkasını döndüğünde kollarını iki yana açarak Yağmur’un gelmesini bekledi. Yağmur çok düşünmeden kollarının arasına girerek ona sıkıca sarıldı. İçindeki sıkıntılardan arındığını kuş gibi hafiflediğini hissediyordu. Devran’ın onun üzerindeki etkisini artık sorgulamıyordu. “ hayır, bekletmedin tam zamanında geldin ” İkisi de sarılmaya son verdiklerinde karşılıklı kamp sandalyesine oturdu. Yağmur karşısındaki adamı incelerken onunda kendisine baktığını fark etti. “ bir süredir operasyon ile ilgilendiğim için konuşamadık seninle iş yerindeki sorunu çözebildin mi? ” “ çözdüm merak etme, asıl sen anlat o gün ben gittikten sonra neler oldu. Aklım sende kaldı sorun çıkar diye telefonda da soramadım ” Yağmur gelen soru ile sıkıntılı bir nefes verirken ateşin ısısını daha çok hissetmek için oturduğu yerde biraz öne kaydı. Ellerini ateşe uzatırken gözlerini de ellerinden ayırmadan anlatmaya başladı. “ sen gittikten sonra hastanede doğum yapan birçok kişinin odasına baktım. Görüde ki gece doğum yapan hastaları kayıtlara bakmadan bulmak biraz zor oldu. İlk odadaki kadın sarışındı. Diğer üç odadakilerin ise saatleri tutmuyordu. Son iki oda da aradığım kişiyi bulduğumda şok oldum Devran, böyle bir olayın bir anne ve babanın başına gelmesi kötüyken tanığım insanların başına gelmesi daha kötü.” “ bir dakika tanığım kişi derken, yani bu olay bir akrabanın başına mı geldi ” “ akrabam değil ama üç senedir tanıyorum. Hatta bu konuyu anlattıktan sonra sana birkaç soru sormam lazım. Anlatmaya devam ediyorum. ” Yağmur, Devran’ın tamam anlamındaki baş hareketi ile anlatmaya devam etti. “ üç sene önce öngörülerim sayesinde kurtardığım ilk kişiydiler. Orhan abiye anlattım durumu başta inanmadı ama içine şüphe düştüğü için DNA testi yaptırmış. Sonuç negatif çıkınca suç duyurusunda bulundu. Ondan sonra zaten her şey hızlı gelişti. Hastane personelinin tamamı gözaltına alındı. Kayıtlar inlendi suçlular yargılandı. Haftalardır bu mesele ile uğraşıyoruz ve hala baştaki adam ya da adamlara ulaşamadığımızı düşünüyorum. Böyle işte ” Devran öğrendikleri karşısında çok şaşkındı. Olayın büyük olduğunu biliyordu ancak daha da büyüyecek gibi görünüyordu. Yağmur için endişelenmeden duramıyordu. “Dediğin gibi baştaki kişiler hala yakalanmadıysa ki öyle görünüyor böyle büyük bir olayın basına çok kısa bir süreliğine de olsa yansımaması en azından ben böyle bir haber görmedim. Böyle bir durumda olayı kapatmaya çalıştıklarını düşünmeye başlıyorum. Senin için endişeleniyorum. Bu olayın ortaya çıkmasını senin sağladığını bu kişi veya kişiler öğrenilirse olacakları düşünmek bile istemiyorum. Çok dikkatli olman lazım” Yağmur onun söylediklerinde haklı olduğunu biliyordu. Aynı olasılıkları kendisi de düşünmüştü. Ama bu olaya çoktan dâhil olmuştu. Artık olacaklardan korkarak geri duramazdı. Ailesini, abisini düşündükçe dolan gözlerinden bir damla yaş düşerken karşısında kendisine endişe ile bakan Devran’a döndü. “ ben bu işe yıllar önce dâhil olmuşum zaten şimdi olacaklardan korkup kaçamam. Ayrıca bunu yapanları yakalamadan ben rahat nefes alamam” Devran kendisine gözleri dolu dolu bakan Yağmur’a baktıkça içine sıkıntı çöküyordu. Onu hep mutlu görmek isterken böyle görmek canını sıktı. Yerinden kalkarak sandalyesini Yağmur’un yaklaştırdı. Tekrar oturduğunda uzanarak elinden tuttu. Hala kendisine dolu gözlerle bakan Yağmur’a baktı. “ şimdi bana seni böyle ağlatan sorunu anlatmanı istiyorum. Sorun her ne ise seni böyle görmek istemiyorum ” “ o gün hastanedeki personeli tutukladığımız gün başhekimin odasına yerleştirdiğim dinleme cihazını almaya girdiğimde bir defter buldum. Karakola teslim etmemin doğru olmadığını hissettiğimde incelemek için eve götürdüm. Haftalardır bakamadım dün dinlenmek için eve gittiğimde kontrol etme fırsatım oldu. Sayfalarca yaptıklarını kayıt altına almış, Devran o sayfaların birinde anne ve babamın ismi vardı. ” “ ne ” Devran her şeyi beklerdi ama Yağmur’un ailesinin de başına böyle bir olayın gelmiş olmasını beklemezdi. Soru soracakken Yağmur’un tekrar konuşması ile susarak dinlemeye devam etti. “ yıllar önce annemin doğumda kaybettiği oğlu yaşıyormuş Devran, benim abim yaşıyormuş ” Devran son söylediklerinden sonra içli içli ağlamaya başlayan Yağmur’u kendine çekerek sarıldı. Aralarındaki güç bağından mı? Yoksa Yağmur’a çok alışmış olmasından mı bilmiyordu ama o böyle içli içli ağladıkça kalbi sıkışıyordu. Yağmur sarıldığı adamın göğsünde rahatça ağladı. Saatler önce anne ve babasına söyleyemediği için kendisini çok sıktığı için şuan ağlama krizi geçiriyordu. Abisini bir an önce bulmak için önce kendisine gelmesi gerektiğini bildiği için Devran’ın beline sarılı olan kollarını gevşetti ardından bir adım uzaklaşarak gözlerini silerken toparlanmaya çalıştı. Devran onun toparlanmasını ve az ön kaldırdığı sandalyeye oturmasını beklerken kendisi de yerine geçti. “ ailene durumdan bahsettin mi ?” “ hayır söyleyemedim abimi doğumda kaybetmediğimizi öğrendim ancak şuan nerede bilmiyorum diyemezdim. Her ne kadar söylemek istemesem de yaşıyor mu? Onu bile bilmiyorum. Ben yıllarca bir abim ya da bir kardeşim olmasını çok istedim. Şimdi öğreniyorum ki abimi bizden çalmışlar. Bunu kaldırmakta zorlanıyorum. Öğrendiğimden bu yana kaç kez ağlama krizine girdim saymadım. Devran sadece abimi değil benim hayalimi de çalmışlar ” Devran’ın söyleyecek söz bulamıyordu. Yağmur ona burukça gülümsedi. “ bunları anlatabileceğim bir tek sen varsın ” “ bana her zaman her şeyi anlatabilirsin aynı benim sana anlatacağım gibi ” “ teşekkür ederim iyi ki varsın” “ sende iyi ki varsın. Şimdi bu kötü olayları bir süreliğine bir kenara bırakalım. Başka bir konu açalım sen bana bir şey soracağını söylemiştin konuşmanın başında ne soracaktın ” “ haklısın bunları sonra konuşalım. Ben Orhan abi ve Leyla Abla ile ilgili üç defa öngörü gördüm. Bun sebebini merak ediyorum. Neden sürekli onlar ” Devran, Yağmur’un söyledikleri ile ailesinden kalan günlüklerdeki okuduklarını beyin süzgecinden geçirmeye başladı. Birkaç dakikalık sessizliğin ardından Yağmur’un sorusunu cevapladı. “ benim başıma hiç gelmedi ama günlüklerde okuduğumu hatırlıyorum. Onlar ile tanışman ilk öngörün sayesinde olduğunu söylemiştin. Onları kurtarırken veya daha sonrasında aranızda bir bağ oluşmuş olmalı. Güçlerin ile onların zor durumunu hissediyorsun ve bu yüzden yardıma ihtiyaçları olduğunda onlar hakkında öngörüler görüyorsun. Ama bu göründüğü kadar iyi bir şey değil ” “ nasıl yani ” “ şöyle ki onlara sürekli yardım ediyor olman iyi bir şey evet ama her zor durumda kaldıklarında onları görmeye devam edersen bu seni yıpratır. Hayatın onlara bağımlı hale gelir aynı zamanda onlarda sana bağımlı hale gelecek. Bunu isteyerek yapmayacaklar elbette, her sorunda seni gördükleri için aklılarına sürekli sen geleceksin. Bazı olayların yaşanması gerekiyor ki bu olaylardan ders çıkarılsın. Ayrıca sürekli onlara yardım eli uzatırsan bir süre sonra akıllarında soru işaretleri oluşmaya başlamasına engel olmazsın. Bu durum güçlerinin açığa çıkmasına bile yol açabilir. Çok üzgünüm ama o bağdan kurtulmalısın. Kendin içinde, onlar içinde güçlerin yüzünden oluşan o bağı kesmelisin. İşte o zaman onlar ile normal bir şekilde hayatına devam edebilirsin ” Yağmur, Devran’ın anlattıklarını uzunca bir süre düşündükten sonra haklı olduğu kanısına vardı. “ haklısın, aramızdaki bu bağı nasıl kesmem gerekiyor ” “ hemen şimdi yapmamız mümkün derdim ancak kafan o kadar dolu ki bunu yaparken zarar görebilirsin. Önce biraz dinlenmeli ve kafanı boşaltmalısın ” Yağmur onun yine haklı açıklamaları karşısında gülümseyerek arkasına yaslandı. “ beni benden çok düşünüyorsun ” Devran’da onun gibi arkasına yaslanırken Yağmur’un az önceki üzgün bakan gözlerinin aksine şuan parlayan gözlerine bakarak cevapladı. “ eminim bu durumda ben olsam sende beni düşünürdün ” Yağmur başını sallayarak onu onayladı. Uzun zaman sonra ikisi de biri ile sohbet ettiği için çok mutluydu. Rahatlamış hissediyorlardı. Bir süre daha günlük konulardan konuştular. Gecenin geç saatlerinde bu sohbeti tekrar yapma konusunda sözleşerek ormandan ayrıldılar. |
0% |