@busrauyanik
|
İyi okumalar. Yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayın.... Yağmur sabah uyandığında kendisini tamamen dinlenmiş hissediyordu. Artık uyumadan önce yapamadığı konuşmayı yapmaya hazırdı. Yataktan kalkarak hazırlandı. Giydiği üniformasını son bir kez daha düzelterek hazır olduğuna emin oldu. Odadan çıktığında Devran’ın uyanıp uyanmadığını merak ediyordu. Mutfağa geçerek çay suyu koydu. Masayı hazırlamaya başladığında Devran’ın kendisine seslendiğini duydu. “ mutfaktayım Devran ” Devran gece boyunca deliksiz bir uyku çekti. Dün stresten tüm kasları gerildiği için rahat bir uyku çekerek yorgunluğunu atmıştı. Mutfağa girdiğinde Yağmur’un kahvaltı hazırladığını gördü. ‘ seni ilk defa üniforma ile görüyorum. Gerçekten çok yakışıyor ’ Yağmur onun bu iltifatı karşında kocaman gülümseyerek teşekkür etmeyi ihmal etmedi. Devran aldığı teşekkür sonrası ona yardım etmeye başladığında kısa sürede her şey hazırdı. Beraber sessizce kahvaltı yaptıktan sonra masayı hızlıca topladılar. İkisi de bir an önce konuşmak istiyordu. Salondaki koltuklara yan yana oturarak birbirlerine döndüler. Söze ilk Yağmur başladı. Dün yaşananları ve gördüklerini bir bir anlattıktan sonra asıl konuya geldi. “ dün bu kadar erken olacağını düşünememiştim dedin. Ne demek istedin Devran ” Devran sıranın kendine gelmesi ile dün fark ettiği durumu anlatmaya başladı. ‘ sen dün normalde en fazla iki veya üç dakika öngörü gördüğünü söyledin. Aynı durum benim içinde geçerli çok nadir dört dakika olur. Bu kadar uzun süren bir öngörü görmenin iki sebebi olur. İlki sık karşılaşacağın ve normal olanı kolyendeki taşın aşırı güç sonucu kırılması ya da çatlaması yere düşerek kırılması bu gibi sonuçlara etki etmez. İkincisi ve en önemlisi ise kalbi gerçekten kararmış artık kötülüğün timsali olan bir insan ile karşılaşmak ya da öngörümüzde görmek bizi kötü etkileyebilir. Anladığım kadarıyla bu kişi Başhekim oluyor. O adamın olduğu her öngörü uzun sürecek diye bir kaide yok ancak kendini buna hazırlarsan bu durumu önleye bilirsin. Seninle bu konulara pek çalışamadık ne senin zamanın oldu ne de benim. Sana sadece güçlerini kullanma konusunda yardımcı olabildim. Seni en azından önceden bu konuda uyarabilirdim. Özür dilerim’ Yağmur anlattıklarını dikkatlice dinledi her ayrıntıyı aklına hiç silinmemek üzere not etti. Devran’ın son söylediklerini idrak ettiğinde ona ters ters baktı. “ saçmalama Devran sen elinden gelen her konuda bana yardımcı oluyorsun zaten, böyle bir durumun olabileceğini düşünmediğin için anlatmamanı anlıyorum. Bir daha böyle bir söz duymayacağım senden” Devran kendisine ters bir şekilde bakarak kızın Yağmur’u gülümseyerek baktı. ‘ tamam bir daha öyle bir cümle kurmayacağım. Ama bu tarz durumlar tekrar yaşanmaması için senin çalışmamız gerekiyor ’ Yağmur’da onayladığında şimdilik konuyu kapattılar. Yağmur artık işe gitmesi gerektiği için evden çıkarken Devran’da ona eşlik etti. Yağmur ve Devran arabaya bindiklerinde Yağmur evden çıkarken yanına aldığı dizüstü bilgisayarının çantasını arka koltuğa bıraktı. Ardından arabayı çalıştırarak yola çıktı. Yağmur genç adamı araba kiralayabileceği bir yere bıraktıktan sonra dün gittiği hastaneye doğru sürmeye başladı. Mesai arkadaşları onun karakola gitmeden önce hastaneye uğraması gerektiğini dün öğrendikleri için tekrar geç gideceğini söylemeye gerek duymadı. Kısa sürede hastaneye ulaşarak arabasını park etti. Hastaneye girdiğinde dün yapılan tahlillerin sonuçlarını almaya geldiğini söyledi. Kimliğini vererek kayıt yaptırdıktan sonra danışmanın tarif ettiği yöne doğru yürüyerek doktorun odasını buldu. Kapının önünde birkaç hasta vardı. Biraz beklemesi gerektiğini anlayarak boş bir yere oturdu. Üzerindeki üniforma insanların dikkatini çekmiş olmalı ki birkaç kişinin kendisine baktığını hissediyordu. Hastane de bir polisin dolaşması insanları tedirgin etmiş olmalı diye düşünüyordu. İnsanların bakışları arasında dakikalarca kaldıktan sonra nihayet doktorun odasına girebildi. Dün kendisine bakan doktoru karşısında gördüğünde hafifçe gülümseyerek gösterilen yere oturdu. Doktor bilgisayardan sonuçları açarken Yağmur’da doktoru inceliyordu. Doktorun otuzlarının sonunda olduğunu düşünüyordu. Hafif kırlaşmış saçlarına rağmen daha genç bile gösterdiğini düşünüyordu. Yağmur insanları incelemeyi severdi. Çoğu zaman bir banka oturur onların düşüncelerini dinler etraflarına yaydıkları enerjileri izlerdi. Bunu genellikle güçlerini kullanma konusunda ustalaşmak için yaptığını düşünse de aslında insanları izlemeyi sevdiği içinde yapıyordu. Şimdide karşısındaki iyi enerji yayan doktora bakarken içinin ferahladığını hissetti. Kendisine seslenen doktorunun sesi ile yine düşüncelere daldığını fark etti. “ kusura bakmayın dalmışsım. Bir şey mi söylediniz? ” Doktor karşısındaki hastasının dalgınlığının sebebinin aklının tahlil sonuçlarında olduğunu düşünerek tebessüm etti. “ sonuçlarınızı kontrol ettim. Endişelenecek herhangi bir şey yok sadece vitamin değerleriniz biraz düşük beslenmenize dikkat etmeniz yeterli olacaktır. Yine de takviye olarak vitamin yazıyorum kullanmayı ihmal etmeyin. ” Yağmur doktoru dinledikten sonra uyarılarını dikkate alacağını söyleyerek kendisine uzatılan reçeteyi alarak odadan ayrıldı. Hastaneden çıktığında en yakın eczaneye giderek ilaçlarını aldı. Ardından karakola doğru yola çıktı. Hastanede fazla oyalandığı için biraz geciktiğinin farkındaydı. Karakola ulaştığında merdivenleri hızlıca çıkarak mesai arkadaşlarının bulunduğu odaya girdi. Hafif bir baş selamı vererek masasına doğru yöneldi. Masasına ulaştığında arabadan inmeden önce yanına aldığı çantasından dizüstü bilgisayarını çıkardı. Oda da bulunun Halil ve Derya onun durumunu merak ettikleri için iyi olup olmadığını sormak için yanına gelmişlerdi. Yağmur odaya girdiği andan itibaren ikisinin de ne düşündüklerini bildiği için yanına gelmelerini bekledi. İşe koyulmadan önce bu konuşmanın bitmiş olması kendisi içinde çok iyi olacaktı. “ iyi misin dün bizi çok korktun” Yağmur kendisi ile samimi bir şekilde konuşan Halil’e sıcak bir şekilde gülümsedi. Genç adamın yanında onun kadar samimi bir şekilde ondan gelecek cevabı bekleyen Derya’ya da aynı şekilde bakarak ikisine hitaben konuştu. “ çok iyiyim merak etmeyin. Tahlillerim temiz çıktı. Dün dediğim gibi yorgunluk ve açlıktan kaynaklıymış ” Halil ve Derya anladıklarını belirtir şekilde kafasını sallayarak işlerinin başına geri döndü. Aslında dünkü genç adamın kim olduğunu merak ediyorlardı. Yağmur yakın arkadaşım demişti ama arkadaştan daha fazlası gibi göründükleri için merak ediyorlardı. Yine de bunları soracak kadar yakın olmadıkları için soramadılar. İkisi yerlerine geçtiğinde Yağmur kendi işine dönerek işyerinde kullandığı bilgisayarı açtı. Bir yandan da kişisel bilgisayarından arama motoruna Başhekimin adını girdi. Bu tarz aramaları genellikle kişisel bilgisayarından yapardı. Bu yüzden iş yerine neden bilgisayarını getirdiğini soran olmadı. Birkaç aydır bu karakolda çalışıyordu ve birçok kişi onun bu davranışına artık alışmış sorgulamıyordu. Başhekim hakkında bilgileri not alırken diğer bilgisayardan sabıka kaydına bakmak için sistemi açtı. İsim kısmına tıklayarak başhekimin adını yazmak üzere iken odaya giren Tayfun ile bilgisayarının ekranını dikkat çekmeden kapatarak not defterini ters çevirdi. Tayfun’da diğer arkadaşları gibi aynı soruları sorarak Yağmur’un nasıl olduğunu öğrenerek işinin başına döndü. Genç kıza diğer mesai arkadaşları da geçmiş olsun dileklerini sundular. Onlara biraz daha yakın hissetmesine rağmen hala o ekip sıcaklığını hissedemiyordu. Yakın zamanda bu şehirden ayrılarak başka bir şehre tayinini istemeyi planlıyordu. Uzun zamandır bu şehirde yaşıyordu ve yıllardır başka bir yerde yaşamayı hayal ediyordu. Bunun zamanının da geldiğini emindi. Ailesinden uzak olmayı düşünmek onu üzüyordu ama birazda kendi başına yaşamanın heyecanı içindeydi. Aslında şimdide ailesi ile yaşamıyor olsa da aynı şehirde olmak ayrı yaşamak gibi değildi. Biliyordu uzak olmak çok farlı bir deneyim olacaktı. Gün içerisinde gelen ihbarlara gitmek dışında araştırmalara devam ederek plan yapmaya başladı. Mesai bitiminde eşyalarını toplayarak çıkışa yöneldiğinde diğerleri de bir an önce çıkmak için acele ettikleri için Yağmur’un içinde olduğu telaşın farkında değillerdi. Yağmur bir an önce çocukların kaçırıldığı o hastaneye gitmek için arabasını çalıştırdı. Devran ile sabah bu konuda anlaşmış oldukları için onunla orada buluşacaklardı. ….. Devran Antalya’ya ani bir şekilde gelmiş olsa da burada bulunan ortakları ve iş yaptığı birçok firmaya ziyaret yapmak istemişti. Bu yüzden genç adam gün boyu iş ve ziyaretlerle ilgilenmek zorunda olduğu için ikisi de akşam saatlerinde buluşmaya karar vermişlerdi. Devran ailesinden kalan şirketi yönetmek tek başına zor olsa da üstesinden geliyordu. İşini seviyordu. Takı tasarımı yapmak onu rahatlatıyor bir şeyler çizmeyi çok seviyordu. Konu takı tasarımı ise bu konuda sektörde en iyilerindendi. Şirketinin adı “ Denge Holding’di ” . Bugün çok yorulmuş olmasına rağmen hastaneye gitmek zorunda olduğunu biliyordu. Yağmur’a yardım edeceğine söz vermişti. Ve onun görüsündeki olayın henüz gerçekleşmemiş olması kısa bir süre içinde gerçekleşmeyeceği anlamına gelmediğini biliyordu. Planının ilk aşaması hastaneye giderek başhekimin düşüncelerini okumak ve odasında bir ipucu bulmaktı. Devran yeni kiraladığı aracı ile Yağmur’un mesaj attığı hastane adresine doğru yola çıktı. ……… Yağmur’da hastaneye geçmeden önce üniformasını değiştirmek için bir alışveriş merkezine girdi. Kendisine uygun birkaç parça kıyafet seçerek kasada ödemesini yaptı. Giyinme kabinine girerek üzerini değiştirdi. Tekrar arabasına döndüğünde hastaneye doğru sürmeye başladı. Sabah yanına kıyafet almayı akıl edemediği için zaman kaybetmişti. Bu konuda kendisine kızgındı. Hastaneye ulaştığında Devran’ı arayarak nerede olduğunu sordu. Arabasını park ettikten sonra Devran ile hastane kapısında buluşarak bir dakika ara ile içeri girdiler. Kısa süre sonra ikisi de birbirinden ayrı başhekim ile karşılaşacakları en uygun yerde beklemeye başladı. Bir süre sonra odasından çıkan Başhekim Salih Avcıoğlu’nu gördü. Yağmur göz teması kurmamak için elinde çevirdiği telefonda önemli bir şey varmış gibi bakarken planladıkları gibi Devran’da bulunduğu yerden ayrıldı. Başhekime doğru yürüyerek yanından geçip yakındaki bir bekleme koltuğuna oturdu. Bir yandan da biraz ilerisinde olan başhekimin düşüncelerini okuyordu. Etraftaki birkaç kişinin daha düşünceleri beynine sızmaya başladığında daha çok odaklanmaya çalıştı. Adamı takip etmeye devam ederken yeni doğan bebeklerin bulunduğu yere doğru gittiğini gördü. Görüdeki anın şuan gerçekleşeceği tahmin ettiler. Hiçbir durum kesin olmamakla birlikte en fazla yirmi dört saat sürerdi. Yağmur adamı takip etmeyi bırakarak geldiği yöne doğru geri döndü. Olayın bu kadar çabuk gerçekleşebileceğini düşünmüşlerdi. Suçüstü yakalamadıkça hiçbir şey yapılamayacağını biliyordu. Böyle bir suç için suçüstü yapmanın kolay olmayacaktı. Artık Devranın yardımına daha çok ihtiyacı vardı. Hiç kullanmak istemese de son çaresi olduğu için arabadan inmeden önce yanına aldığı dinleme cihazını çantasından çıkararak elinin içine aldı. Başhekimin odasına yaklaştığında etrafa bakarak kapıya yöneldi. Devran çoktan Başhekimin peşinden gittiği için etrafta kimse yoktu. Kimsenin onu görmediğine emin olduğunda kapıyı açarak içeri girdi. Birkaç saniyesi olduğunu biliyordu. Hızlı adımlarla elindeki cihazı en uygun yere yapıştırdı. Odadan çıktığında biraz uzaklaşarak derin bir nefes aldı. Bu yaptığının yasa dışı olduğunu biliyordu. Sadece bilgi almak için yaptığına kendisini inandırdı. Biraz ileride kendisine bakan danışmanı gördüğünde yüzüne mahcup bir ifade yerleştirerek genç adama doğru yürüdü. “ merhaba başhekime bakmıştım. Burada kimseyi göremeyince odaya girdim umarım sizi zor durumda bırakmadım” Genç adam karşısındaki Yağmur’u baştan aşağı süzerek yüzüne çapkın bir gülümseme yerleştirdi. “ başhekimin bir işi var. Size ben yardımcı olayım” Yağmur adamın konuşması ve tavrı karşısında yüzünü buruşturmamak için kendisini zor tuttu. Bir an önce adamın yanından ayrılmak için acelesi varmış gibi davranarak konuştu. “ anladım ben başka zaman gelirim. Çok önemli bir işim vardı. Gitmem gerekiyor iyi çalışmalar” Adamın konuşmasına fırsat vermeden merdivenlere doğru yöneldi. Hızlı hareketlerle hastaneden çıktığında arabasına bindi. Devran onun aksine olacakları izlemek için içerde kalarak adamı takip ediyordu. Bilgisayarını çıkararak dinleme cihazı için kullanılan programı açtı. Kısa bir süre önce bu gibi durumlar için birkaç tane almış olsa da şimdiye kadar hiç kullanmaya fırsatı olmadı. Bu güne kısmetmiş diye düşündü. Kulaklığını taktığında dinlemek için her şey hazırdı. Bir süre bekledikten sonra kapı açılma sesini duydu. Birazdan yapacağı konuşmayı zaten biliyordu. Bir ihtimal devamının da bir ipucu olacağını umuyordu. Görüsündeki konuşmayı tekrar duymasının ardından konuşmaya devam edip etmeyeceklerini beklerken nefesini tuttu. “ merhaba efendim, tüm ayarlamalar tamamlandı. Yarın çıkış işlemini başlatabilirsiniz” Telefonu kapatan Başhekim alacağı büyük miktardaki parayı düşünerek ellerini ovuştururken yarın başına geleceklerden habersizdi. Yağmur bildiği konuşmayı tekrar dinledikten sonra aklında ki soru işaretleri daha da çoğaldı. Çıkış işlemlerinin ne olduğunu az çok anlıyordu. Ama bebeği alacak kişinin hastanede yatıyor olmasını mantıklı bulmuyordu. Başhekimin bu işi titizlikle yaptığından artık emin oldu. Böyle insanların bir yerlerde yaptığı işlemlerin kayıtlarını tuttuğunu biliyordu. Eğer böyle bir kayıt varsa bu zamana kadar kaçırılan ya da değiştirilen tüm bebekleri bulabilirlerdi. Bu olay çok büyüktü ve tek başına üstesinden nasıl geleceğini bilmiyordu. Bazı insanlar için kötü olmak, duygusuz olmak çok kolaydır. Asıl zor olan içindeki kötülüğe karşı gelmek olduğunu birçok insan bilmez. Belki de içindeki kötülüğe teslim olmak onlar için en kolay yol olduğundandır. Biraz savaşsalar o kötülük ile çok şey kazanacaklarını bilseler yinede kötü olmayı seçerler miydi? Büyük ihtimalle bu insanların birçoğu yine seçerdi. Çünkü onlarda iyi olmak için savaşacak cesaret olsa ilk başta kötülük yapmayı düşünmezlerdi. Hastanenin otoparkında sabah olmasını beklerken Yağmur’un aklından bunlar geçiyordu. Bir bebeği anne ve babasından ayırmak o kadar kolay olmamalıydı. Üstelik o kişinin de bir çocuğu varsa bunun nasıl bir duygu olduğunu anlaması gerekiyordu. Başhekim Salih Avcıoğlu’nun da bir çocuğu vardı. Yağmur adamı araştırırken birkaç fotoğrafta görmüştü. Adamın kızına nasıl sevgiyle baktığını bir fotoğraftan dahi anlayabiliyordu. Yağmur dakikalarca bunları düşünmüştü. Devran adamı işten çıkana kadar göz hapsinde tuttu. Başhekim hastaneden çıktığında ise Yağmur’un arabasına binerek ön koltukta yerini aldı. Yağmur yorgunluktan uykuya daldığında rüyasında genç bir adam gördü. Yüzünü göremese de onun yabancı biri olmadığını hissetmişti. Adam birkaç adım ilerisinde ilerlerken durması için seslenmek istese de sesi çıkmadı. Yavaş adımlarla onu takip ederken hiç huzursuz değildi. Sanki her zaman bunu yapıyormuş gibi doğal geliyordu. Rüyası ne kadar sürdü o adamı ne kadar o şekilde takip etti bilmiyordu. Sabahın erken saatlerde otoparka giriş yapan arabaların sesi ile uykusundan uyanmıştı. Gördüğü rüyaya bir anlam veremese de çokta üzerinde durmadı. Oysa bu rüya hayatında yeni bir başlangıç olacaktı. |
0% |