Yeni Üyelik
6.
Bölüm

4. Bölüm

@ceylinsucuk

4.BÖLÜM

4 yıl sonra ilk defa bu hücreye karşı gözlerimi mutlu bir şekilde açmıştım. Nedenini bilmiyordum ama mutluydum. Hatta öyle ki günlerdir aç bırakılmış olmama rağmen açlık hissetmiyordum. Hücredeki yataktan kalktım ve tek gözlü çekmeceyi açıp ezberlemeye çalıştığım şiir kitabını çıkarttım. Bana bu kitabı Barlas vermişti ve bende ezberlemeye çalışıyordum. Kitap,Sabahattin Ali’nin “Dağlar ve Rüzgar” adlı kitabıydı. Kitabı açtım ve elimi sayfalarda dolaştırırken hücrenin kapısı açıldı. Kafamı çevirdim ve gördüm ki büyük cüsseli iki gardiyan gelmiş bana doğru yürüyorlardı. Ne olduğunu anlamamıştım. Adamlar yaralı kollarımdan tuttular ve beni iterek bir odaya soktular. Odaya girdiğimde karşımda gördüğüm manzara karşısında şaşırmıştım çünkü karşımdaki kişi Barlas’tı. Bir sandalyede oturuyordu karşısında bir masa vardı. “Neler oluyor?” diye bağırdım titreyen sesimle. Korkuyordum cidden korkuyordum çünkü Barlas’ın bir elinde silah bir elinde makas vardı. Adamlar beni bir sandalyeye oturtup bağlamaya başladılar. “Ya ne oluyor?” Kahretsin sesim ilk defa titriyordu ve ilk defa korkuyordum. Karşındakinin Barlas olması beni daha çok korkutuyordu. Barlas’a baktım kaşı patlamıştı ve gözünün altı mordu. Yüzünde korku vardı. Neyden korkuyordu? Bana yapacaklarından mı? Adamlar beni bağlamayı bitirdiklerinde karşıma geçtiler. Adamlardan biri bana doğru eğilip “Şimdi merak ediyorsun neden burada olduğunu tabi. Anlatayım hemen,Barlas’ın bir elinde makas,diğerinde silah var bu da demek oluyor ki iki seçeneğin var. Silah’ı seçersen Barlas kendini vuracak. Makası seçersen saçlarını kesecek.” dedi. Bu kadar kolay bir soru olamazdı “Tamam saçlarımı kessin.” diye karşılık verdim. Barlas “Hayır yapamam. Kesemem saçlarını. Silahı seç lütfen Mehlika.” diye bağırdığı sırada adam eliyle masaya vurdu ve “Mehlika değil. Ahenk Ateş.” dedi.

“Hayır saçlarımı keseceksin Barlas kendini vurmana izin veremem.”

“Olmaz bana bunu yapma lütfen.”

“Barlas saçlarımı kes.” dedikten sonra adama doğru dönüp “Makası seçiyorum saçlarımı kessin.” diye devam ettim. “Kızı duydun Barlas, onun saçlarını keseceksin. Travmanı tekrar yaşayacak olman ne kadar acı verici ama değil mi?” dedi adam. Ne travmasından bahsediyordu bu adam? Neler oluyordu anlayamıyordum. “Ne travmasından bahsediyorsunuz? Barlas ne travması anlat bana bileyim lütfen.” diye bağırdım.

O ise sadece ve sadece bana yalvaran bakışlarla bakmaya devam etti. Adam “Çok konuştunuz yeter artık. Hadi Barlas kalk ve kes şu kızın saçlarını.” dedi. Saçlarımı kesmesini umursamıyordum önemli olan ona travmasını yaşatacak olmamdı.

“Hayır yapamam lütfen silahı seç.” Ne yapacaktım ben? Ya kendini vuracaktı ve ölecekti ya da saçlarımı kesip travmasını yaşayacaktı.

“Barlas ölmene izin veremem lütfen beni affe-“ derken bir anda bir kurşun sesi ile odanın içi doldu. Kafamı kaldırdım ve gördüğüm manzara karşısında çığlık atmaya başladım. Barlas kendini sakağından vurmuştu ve masaya tutunuyordu. “Çözün beni çabuk.” diye bağırdım ama adamlar hareket bile etmedi. Barlas’ın kendisini vurmasına bile şaşırmamışlardı. “Size beni çözün dedim.” diye bağırmaya devam ettiğimde adamlardan biri yaklaştı ve beni çözdü. Barlas’ın yanına koştum yere düşmeden tutttum.

“Barlas hayır,hayır ölemezsin yaşa lütfen.”dedim gözyaşlarımın ardından

“Bana sormuştun ya Mehlika’nın ne demek olduğunu. Sana söyleyeyim.”

“Hayır, anlamını öğrenmek istemiyorum. Hem sen demedin mi, ölmeden önce söyleyeceğim sana anlamını diye?”

“Şu anda ölüyorum Mehlika,sana anlamını söyleyeceğim.”

“Hayır istemiyorum yapma lütfen.” ağlamam şiddetlenmişti.

“Mehlika’nın anlamı “güzel yüzlü” demek.”

“Hayır duymak istemiyorum sus lütfen sus.” desem de dinlemedi ve anlatmaya devam etti. “Seni ilk gördüğümde o lanet olası yüzün o kadar güzeldi ki.”

Ağlamamı durduramıyordum. Barlas ölüyordu. Barlas gözlerimin önünde ölüyordu ve benim elimden hiç bir şey gelmiyordu.

 

 

Loading...
0%