@cilekkolik
|
Her insanın hayatında biraz klişelik vardır. Ama benim hayatım klişeden oluşuyor.
Evet bu kitap yeni okula yazılan bir kız ile başlıyor.
Eski okulumu sevmiyordum. Çünkü öğrencileri fazla iğrenç insanlardı? Mesela birini giydiği kıyafetten bir özelliğe kadar zorbalarlardı ve herkesin birbirinin arkasından konuştuğu bir ortamdı.Bende krizi fırsata çevirmiş ve babama bunlardan bahsedip sınav senemde beni olumsuz etkileyeceğini bahsetmiştim.
Eğer ilerideki kızım bana böyle bir bahane sunsa ona saçmaladığını söylerdim fakat babam hemen ikna olmuştu.
Şanslı bir insandım galiba.
Galiba.
"Çilay Neva gel artık!" Size girişi yaptığıma göre artık karakter tanıma kısmına geçebiliriz.
İsmim Çilay Neva. Çilay'ı babam, Neva'yı annem koydu. Gerçi 5 erkek çocuğunun üstüne kız doğunca her telden çaldıkları için ,eğer annem olmasaydı babam hepsini kabul edebilecek potansiyeldeydi, şuan 5 ismim falan olabilirdi. Abilerimin sırasıyla Tuğrul(25), Göktuğ(23), Bertuğ (22), Oğuz Han(20) ve Çetin(19).
Annemle babam üniversiteyi bitirip iş bulur bulmaz evlenmişler.
Annemin hayalleri...
Annem, anneanneme çok düşkünmüş ve hep ona özenirmiş. İleride hep bir kızı olmasını ve bu kızı prensesler gibi büyütmekmiş.
O kız ben oluyorum normal olarak.
Bu hikayede hep merak ettiğim birşey vardı. Annem 6. çocuğu kız olmasaydı olana kadar devam eder miydi?
Korkunç.
"Çilay ilk günden geç kalacaksın!" Saçlarıma son bir kez daha göz attım ve hemen sonra odadan çıktım.
"Günaydın." dedim. Yerime oturur oturmaz saçlarımı bozan Bertuğ abime baktım ters ters.
Oysa beni umursamadan kahvaltısına devam etti.
"Çetin hâlâ uyanmadı mı?"
"O yine mi bana abi demedi?" Yüksek sesi odayı doldurduğunda yüzümü buruşturdum. Böyle bir ortamda sağır kalmadığım için tebrik edilmeliydim.
"Şuraya oturur ağlarım bak! Bende abimin, bana ne?"
"Kızım." dedi babam uyarır bir tonda.
Ses etmeden kahvaltıma devam ettim.
**
2-3 gün önce okula gelip sınıfımı falan öğrenmiş ve hocadan okul kurallarını dinlemiştim.
Şimdiyse sınıf kapısının önündeydim. Hocayı bekleyecektim ama gelmediğini fark edince ve nöbetçi öğretmen tarafından uyarılınca sınıfa girmek zorunda kaldım.
Herkesin bakışları bana dönünce utanmıştım ve bakışlarım hemen yere indi. Sessizlik saçma bir şekilde sürerken bir kız ayağa kalkıp yanıma geldi.
"Yeni mi geldin?" Kafamı salladım.
"Merhaba. Ben sınıf başkanıyım ismim Fatma." Hafifçe tebesüm ettim.
"Neva." dedim kısık sesimle. İki ismimi de kullanıyordum ama ilk tanıştığım insanlada direkt Neva derdim.
"Oturabileceğim boş yer var mı?"
"Var." derken bir ses "Yok." dedi.
"Sen sus Olcay!"
"Sen sus asıl kezban. Tek oturacağım ben." Biri Olcay denen çocuğun kafasına kalemlik fırlattı.
"Senin isteklerin kimsenin umrunda değil!" Onlar kendi arasında kavga ederken köşede durarak onları dinliyordum.
Yeni okulum burası mıydı?
Eski okulumu istiyorum.
Nedir bu çektiğim çile.
Bir süre sonra kendimi en arka sırada buldum. Olcay denen çocuğun yanında. Ayrıca çoğu kişi etrafa toplanmıştı.
"Adın ne?"
"Hangi okuldan geldin?"
"Neden okuldan ayrıldın?" Gibi sorular sormaya başladılar.
"Neva ismim." Diğer sorulara cevap vermeye üşenmiştim.
"Ay kız sana kelimeleri sayıyla mı veriyorlar konuşsana az biraz."
"İlk günden başını şişirdiniz çünkü kızın. Nasıl kaçacağını planlıyor şuan." Herkes ters ters Fatmaya baktı.
"Eski okulumdaki insanlarla pek barışık değildim, bende sınav senemi bahane ederek kaydımı aldırdım."
"Oha cidden mi, annenle babanı nasıl ikna ettin?" Alo egom mu? Kalkabilir misin?
Önümde oturan kız "Ders boş bu arada. Hocanın eşi yeni doğum yaptığı için bir haftalık izin aldı." dedi. Harika.
"Anladım."
"Herhangi bir hobin var mı? Okulda Resim, yazılım ve robotik kodlama, spor ve müzik olmak üzere 4 farklı klüp var. Birine gitmek zorundasın."
"Voleybol var ama yeteneğim yok. Yani küçükken oynayanlara özenmiştim, bir hırsla çalışıyorum."
"Ay bende voleybol takımındayım." diye atladı bir kız.
"Zümra ben." diyerek elini uzattı. "Umay da voleybol takımında." Uzattığı eli sıkarken Umay diye işaret ettiği kıza baktım. Oha çok güzel.
"Acaba hepiniz isimlerinizi söyleyebilir misiniz?"
"Çok kolay ezberlersin bence okulun en küçük sınıfıyız." diyerek sınıftaki herkesi saymaya başladı. Cidden çok azdı ,benimle beraber 16 kişi, sınıf.
İlk ders bitmiş hatta ikinci ders başlamıştı. Olcaya döndüm, öylesine defterini karalıyordu.
"Olcay."
"Hı?"
"Cam kenarına ben oturabilir miyim?"
"Hayır."
"Tamam." Evet memur bey, bana cam kenarını vermeyen şahıs bu.
"Bir gün sen bir gün ben otursak?"
"Yok."
"Tamam." Sınıfa hocanın girmesiyle daha fazla konuşmayıp derse odaklandım.
** Herkese iyi akşamlar! Bu kitabı arkadaşımın gazıyla yayınlamaya karar verdim. Umarım hoşunuza gider. Hoş ve sağlıcakla kalın. |
0% |