@cvdnderl
|
Sarı loş ışığın aydınlattığı, uzun bir masada Tim ile içiyorduk. Daha doğrusu ben ve Yüzbaşı dışında herkes içiyordu. Kafamı masaya koymuş bir şekilde, Çin işkencesi gibi gelen içki bardaklarının oradan oraya vururken çıkardıkları sesi dinliyordum. Bir yandan tabak çanak sesi, bir yandan timin koyu muhabbeti derken Kafamın şiştiğini fark etmem ile hızla kafamı masadan kaldırdım. Biraz fazla hızlı davranmış olmalıyım ki herkesin bakışı beni buldu. Gülümseyerek onlara baktım. "Müsaadenizle ben bir hava almaya çıkayım." Diyerek masadan ayaklandım ve hızla dışarıya çıktım. Meyhaneden biraz uzaklaştım ve gördüğüm bir banka oturdum. "Oh be, dünya varmış ya. Sabahtan beri Kafamın etini siktiler resmen!" Kendi kendime söylenirken sinirimi yatıştırmak için bir dal sigara çıkardım kendime. İyice etrafı kontrol ettim ve hızla sigaramı yaktım. Kontrol ettim çünkü sonrasında olan benim sigara paketlerine oluyordu. Sigaramdan derin bir nefes çektim ve etrafa bakmaya başladım. Bir süre sonra arkamda bir beden ve nefes hissettim. Hızla Arkamı döndüm ve Yüzbaşı ile gözgöze geldik. Sertçe yutkundum ve elimde duran sigarayı hızla fırlattım. Bu ani hareketime gülümsedi. Suçluluk ifadesi ile ona döndüm. "Yüzbaşım?" O ise beni suç üstü yakalamış gibi bana baktı. "Üsteğmenim?" Tekrar yutkundum ve konuştum. "Birşey mi istemiştiniz?" Sesim anlamadığım bir şekilde detone çıkmıştı. Boğazımı temizledim. Yüzbaşı hâlâ yüzünde bir gülümseme ile bana bakıyordu. "Yok bişey istemedim de, seni merak ettim." Rahatlamış gibi bir nefes verdim ve ona baktım. "Valla çok başım ağrıdı tabak çanak seslerinden, ondan biraz kafa dinleyeyim dediydim." Yüzbaşı bedenini banka bıraktı ve elini boşta olan yanına vurarak oturmamı işaret etti. Başımı hafifçe sallayarak yanına oturdum. Uzun bir süre ardından sessizliği Yüzbaşının telefonunun melodisi bozdu. Hızla elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Ekranda yazan isim ile gözleri bana döndü. Ona bakıyordum ve bana bakması ile ekrana döndüm. Albay yazısını görünce bende aynı şekilde ona baktım. Hızla kendimize geldik. Yüzbaşı aramayı cevapladı ve telefonu hoparlöre aldı. Bende duyabilmek için biraz daha yaklaştım. "Çağan nerdesiniz!?" Albayın endişeli sesi ile biraz gerildim. Yüzbaşı Hızla cevap verdi. "Buyrun komutanım." Hızla yerimde kıpırdadım ve telefona bakmaya devam ettim. "Hemen alaya geliyorsunuz! Tubanur Esir düşmüş!" Yüzbaşı Hızla ayağa kalktı. "Tamam komutanım hemen geliyoruz!" Bende hızla ayaklandım ve yüzbaşıya döndüm. "Bizim çocuklar çok sarhoş, ne yapacağız!?" Yüzbaşı eli ile yüzünü sıvazladı. "Kahretsin bilmiyorum" Hızla meyhaneye koştum ve bizimkilerin masasına yöneldim. "Kalkın lan kalkın!" Tim üyelerinin bana anlamsız bakışlar attığını gördüğümde daha çok sinirlendim. "3 saniye içinde kalkıp arabaya koşmayanı mermiye dizerim lan!* Aniden herkes ayaklandı ve hızla arabaya koştular. Bende hemen hesabı ödeyip peşlerinden koştum. Hızla şoför koltuğuna oturdum ve oturmam ile arabayı çalıştırdım. "Komutanım ne oluyor ya?" Arkadan Alp'in sarhoş sesini işitince sinirle arkama döndüm. Arkadakilere sert bur tokat attım. "Uyanmadınız mi lan hâlâ!?" Sinir ile onlara bağırdım. "Oğlum yemin ederim alaya varana kadar ayılmayanı ters yatırıp düz sikerim! Operasyonda 'Ay elim, ay götüm' sızlanırsınız sonra!" Herkesin ağzından tek bir kelime çıktı. "Operasyon mu!!?" "Hee operasyon!" Son sürat ile arabayı sürüyorken aklıma bir soru geldi ve Yüzbaşıya döndüm. Endişe ile konuştum. "Rütbede miyiz?!" Yüzbaşı kafasını olumsuz salladı. "Ali, bu Tubanur'un soy adı ne?!" Yüzbaşı şaşkınca bana baktı. "Çalık, Tubanur Çalık." Gaza daha fazla yüklendim. "Allah kahretsin böyle işi!" "Ne oluyor Hilal!" Tarık endişe içinde bana döndü. "Tuba diyorum Tarık, Tuba!" Tarık şok içinde bana döndü. "Kuzenin Tuba mi lan!" "Çok büyük ihtimal ile o!" Herkes şok içinde bana baktı. Ben ise hiçbirini umursamayarak, alayın önünde durdum. Arabayı stop edip hızla alayın kapısına koştum. bölüm sonuu Yapmanı, gerekenleri biliyorsunuz aşklar. öpüldünüz 🤓💗🫶🏻😘
|
0% |