Alayın bankında oturmuş sigara içiyorduk.

Bakışlarım Tuba'ya döndü.

"Bana niye haber vermedin?"

"Senin burda olduğunu ne bilebilirdim?"

Gözlerim bedenin de gezindi.

"Bişeyin yok dimi, eminsin?"

Sıkkınca bir nefes verdi.

"Abi yemin ederim geldiğimizden beri aynı tantana, yok diyorum."

Gülerek içime çektiğim sigara dumanını yüzüne üfledim.

Kısa bir süre sonra aramızda oluşan sessizliği o bozdu.

"Şey, şu boğazına bıçak dayadığım asker kimdi?"

Şaşkınca ona baktım.

"Boğazına dayandığına emin misin Tuba?"

Utanç ile gözlerini kaçırdı.

"Ya tamam, belki münasip bir yerlerine dayamış olabilirim- Her neyse kimdi o?"

Ona Sırıtarak baktım.

"Ne oldu lan? Hoşlaştın mı yoksa?"

Şok içinde bana baktı.

"Y-yok be saçmalama, merak ettim sadece, ayıp oldu adama."

Alayla güldüm ve sönmeye yüz tutan sigaramı söndürdüm.

"Musti'yi unutamadın mı lan yoksa?"

Bir an ne dediğimi düşündü ve anlayınca bana pis pis baktı.

"Oha yani sende artık Hilal, kaç seneler geçti üzerinden!"

Gözlerimi devirdim.

"Ayrıca hâlâ cevap vermedin, kim o?"

Derince bir of çektim.

"Alp Tubiş, Alp. Bide terörist sanmışsın çocuğu, ay ne güldüm."

Gözlerini kısarak kınar gibi bana baktı.

"Ha ha ha çok komik! Terörist kıyafetiyle girerse avukat mı sansaydım, ne sansaydım!?"

Elimi karnıma koyarak gülmemi bastırdım.

"Sen hiç benim kardeşim kadar kalıplı, iri yarı, aslan parçası bir terörist gördün mü amına koyayım."

Bunları söylerken bıyık altından sırıtıyordum.

Bana durup ters ters bakmaya başladı.

"Gülme!"

Dilimi ağzımın içinde dolaştırarak gülmemi engellemeye çalıştım.

"Gülme Hilal, gülmesene!"

Kendimi dizginledikten sonra elimi dizime vurdum ve bedenimin yönünü ona döndürdüm.

Ciddi ciddi bir şey söylememi bekliyor gibiydi.

Anı bir şekilde sırıttım ve konuştum.

"Çok hoşlaştıysan ayarlarım sana."

Hızla ayağında ki postala davrandığında banktan kalktım ve koşmaya başladım.

Sonrasında postalı atmaktan vazgeçince ona Sırıtarak baktım.

Oda aynı şekilde bana sırıtınca, benim hakkımda bir şey söyleyeceğini anladım.

Ellerini ağzının yanına koyup sesli bir şekilde gülerek bağırdı.

"Sen önce Yüzbaşıyı kendine ayarla!"

Gözlerim bahçe kapısına dönünce yüzbaşıyla gözgöze geldik.

Yüzüm kızarmaya başlayınca Tuba'ya bir küfür ederek arkamı döndüm ve söylene söylene hızla motoruma yürüdüm.

Kaskımı kafama geçirince sesli bir şekilde kendimce konuştum.

"Gerizekalı! İnşallah duymamıştır ya."

Utançla yüzümü buruşturdum ve motorumu çalıştırarak hızla lojmana sürdüm.

"Bide adamla aynı evde kalıyorum! Aptal şey, alayın bahçesinde bağırmak nedir ya.!"

Yol boyu Yüzbaşının duymamış olması için dua etmiştim.

bölüm sonuu

mirabalaar

oyları, yorumları, takipleri unutmayın!!

Emek var emeek 😌🫶🏻

öpüldünüz 😘❤️‍🩹