Yeni Üyelik
20.
Bölüm

Unutulan izmarit.

@cvdnderl

Gözlerimi yavaşça açtım ve damak tadımda sigara isteğinin sızladığını anında fark ettim.

Yataktan doğruldum, tembel bir insan olarak yorganı gelişi güzel bir şekilde yatağa örttüm.

Üzerime dar bir tişört ve gri bir eşofman giyerek, üzerimden çıkardığım pijamalarımı yorganın altına tıktım.

Yatağımın hemen ayak ucunda ki giysi dolabının aynasında kendimi süzdüm ve saçımın başımın birbirine girdiğini gördüm.

Geceleri uyurken yatakta tepinerek uyuyan anormal bir insandım.

Dolabın tekli kapağını açtım ve tarağıma uzandım.

Uyurken birbirine girmiş saçlarımı Allah ne verdiyse taramaya başladım. Kolumda olan siyah tokam ile saçımı dağınık bir ev topuzu yaptım ve yüzbaşının hala uyanmamış olabileceği düşüncesi ile sessizce odamın kapısını açtım.

Ben odanın kapısını açtığımda aynı anda evin kapısı da açıldı.

Elinde pastane poşetleri olan yüzbaşıya baktım ve istemsizce kaşlarımı çattım.

Bana yüzünde tatlı bir gülümseme ile baktı.

"Pastaneden poğaça, açma falan aldım."

Diye kısa ve öz bir bilgilendirme yaptığında başımı salladım, esneyerek gözlerimi ovuşturdum.

Ayakkabılarını çıkarıp, eve girdi ve nazikçe kapıyı kapattı.

"Ciğerlerinin iyi olduğundan emin misin, Hilal?"

Şaşkınca ellerimi gözlerimden çekip ona baktım.

"Ha?"

Elinde ki poşetleri gelişigüzel masaya bıraktı, deri ceketini çıkararak yanda ki askılığa astı ve bana döndü. Kısa bir süre bedenime göz gezdirdi ve konuştu.

"Ciğerlerin diyorum, iyi olduklarına emin misin? Gece aklımı aldın, marş'ı basmayan araba gibi ses çıkarıyorsun uyurken."

Söylediği şey yüzümü buruşturmama sebebiyet verdi.

"Bu nasıl bir benzetme böyle? Ayrıca o kadar kötü olmuş mu ki yaa?"

"Benzetme böyle bir benzetme, ciddiyim gece eve araba soktun sandım."

"Deliyim falan ama o kadar da değil."

Bir süre ikimizden de ses çıkmayınca sanki önceden planlamış gibi ikimiz de aynı anda hareketlendik.

Ben ne yapacağımı unuttuğum için bir iki adım atmakla yetindim, o ise mutfağa girdi.

Bir süre avel avel olduğum yerde dikildim, ne yapacağım tekrar aklıma gelmeyince bende peşinden mutfağa girdim.

Arkasında duran bedenimi fark edince kısa bir bakış attı ve konuştu.

"Albay aradı sabah."

Kaşlarımı çattım ve 'ne olmuş' der gibi kafamı salladım.

"Senin timin ve benim timimi konuşmak için alaya çağırdı."

"Ne oldu ki acaba."

'Bilmiyorum' der gibi alt dudağını sarkıttı.

Konudan bağımsız olarak boyunun benden ne kadar yüksek olduğunu bir kere daha fark ettim.

Benden uzun olan herhangi bir insan görünce istemsizce kuduruyordum. Ve bu adam benim sinirlerim ile oynuyordu.

Tarık'ta benden uzundu fakat bu adam ile aramızda dağlar kadar fark vardı.

Aramızda oluşan saçma salak sessizliği o bozdu.

"Vay be, demek senin kuzenin benim timimin göz bebeği, öyle mi?"

Sonra ne dediğini biraz düşündüğümü fark edince söylediği cümleyi biraz daha açtı.

"Yani şey maksadında, bizim çocuklar Tubanur'u çok severler. Tubiş bizim kız kardeşimiz gibidir."

Tuba'ya 'Tubiş' dediğinde bu adamlara gerçekten değer verdiğini anlamıştım.

"Tubiş, ha?"

Hafif gülümser ifademde şaşkınlıkta mevcuttu. Bunu fark ettiği gibi kaşlarını çattı.

"Niye şaşırdın ki?"

Elimi kafama götürdüm ve kısa bir şekilde saçımı kaşıdım.

"Tuba öyle herkese kolay kolay 'Tubiş' dedirtmez. Size gerçekten değer veriyor belli ki."

Sessiz kaldı ama söylediğim şeyin onun içine bir kurt düşürerek, meraklandırdığını anlamıştım.

Bende merakını gidermek için konuyu biraz daha açtım.

"Tubiş'in dedesi, onu çok severdi. Ona sürekli Tubişim derdi. Dedesi küçük yaşta vefat edince sadece değer verdiği kişilerin o lakabı kullanmasına müsade etti."

Dudaklarını birbirine bastırıp kaşlarını kaldırdı.

"Bu konunun bu kadar derin olduğunu düşünmemiştim."

Aklıma aniden ne yapacağım geldiğinde kendime şaşırdım.

Sigara içecektim.

Çağan yüzünden sigara içmeyi unutmuştum.

Kendimi sigara içmeyi unuttuğum için garipsemiştim. Ben ve sigara içmeyi unutmak?

İmkansızdı.

Resmen şuan imkansızı başarmış gibi birşey olmuştu.

Kısa bir süre sessizliğimi garipseyerek bana baktı.

Sonra sanki gözlerimden zihnime ulaşıp, zihnimi okumuş gibi konuştu.

"Sigara içmeyi unuttun?"

Hâlâ kendime şaşırırken, onaylayan bir mırıltı çıkardım.

Kaşlarını hafifçe kaldırarak alayla gülümsedi.

"Sana sigara içmeyi unutturmakta varmış."

Şaşkınlımı sonra devam ettirmek maksatlı kenara bıraktım.

"Neyse ben bir sigara içeyim."

Bölüm sonuu

helüü

merhaba

Babayyss

💗❤️‍🩹🫶🏻

 

 

 

 

 

Loading...
0%