Yeni Üyelik
7.
Bölüm

7. Bölüm

@damladeniz.1903

Rüya, sabahın erken saatlerinde hamakta uzanmış, güneşin doğuşunu izliyordu. Dağların ardında yavaşça beliren turuncu ve pembe renkler, gökyüzünü büyüleyici bir tabloya dönüştürmüştü. Hafif bir rüzgar yüzüne vuruyor, etrafındaki orman yavaş yavaş uyanıyordu.Bu manzaranın huzuruyla derin bir nefes aldı. Hamakta uzanırken, doğanın bu sessizliğinde kendini tüm dünyadan uzak, bambaşka bir yerde hissediyordu.

Evin yan tarafında bir hareketlenme fark etti. Başını çevirdiğinde, Ateş ve Noir'in koşu için hazırlandıklarını gördü. Ateş, spor kıyafetlerini giymiş, Noir ise enerjik bir şekilde etrafında dolaşıyordu. Rüya, bir an onları izledi. Ateş’in sabahları spor yapma alışkanlığı olduğunu biliyordu ama kendisi hiçbir zaman bu kadar aktif bir sabah geçirmemişti. Rüya'nın günleri genellikle kitabını okumak, yazı yazmak ve doğanın tadını çıkarmakla geçiyordu. Spor, özellikle koşu, onun için oldukça yabancı bir kavramdı.

Tam o sırada Ateş, Rüya’yı fark etti ve ona doğru gülümseyerek el salladı. "Günaydın Rüya!" diye seslendi. "Koşuya gidiyoruz, bize katılmak ister misin?"

Rüya, bir an tereddüt etti. Spor yapmak konusunda pek deneyimli değildi ve özellikle de sabahın erken saatlerinde koşuya çıkmak, ona oldukça zorlayıcı geliyordu. Ama Ateş’in dostane tavrı ve Noir’in heyecanlı hali onu cesaretlendirdi. Hem belki de bu deneyim, güne daha enerjik başlamasına yardımcı olabilirdi. Derin bir nefes aldı ve gülümseyerek yanıt verdi. "Tamam, neden olmasın? Ama uyarayım, pek hızlı değilimdir."

Ateş, hafif bir gülümsemeyle başını salladı. "Merak etme, tempoyu ayarlarız. Önemli olan keyif almak."

Rüya, hamağından kalktı, spor için uygun bir şeyler giymek üzere eve girdi. Geri döndüğünde Ateş ve Noir onu bekliyordu. Köpek sabırsızca kuyruğunu sallıyor ve ileri geri hareket ediyordu. Rüya, köpeğin enerjisine hayran kaldı. "Noir her zamanki gibi koşmak için sabırsız görünüyor," dedi gülümseyerek.

"Kesinlikle," dedi Ateş. "Onunla adım uydurmak zor olabilir, ama biz kendi tempomuzda koşarız."

Rüya, derin bir nefes alarak kendini koşuya hazırladı. Ateş’in yanında Noir ile birlikte patikaya doğru yürümeye başladılar. Başlangıçta hafif bir tempoyla yürüdüler, bu Rüya’ya oldukça rahat geldi. Ancak kısa süre sonra Ateş tempoyu artırdı, Noir da önden koşmaya başladı. Rüya, bir süre onlara ayak uydurmaya çalıştı, ancak kısa bir süre sonra nefesinin kesilmeye başladığını hissetti.

Ateş ve Noir önde hızla ilerlerken Rüya geride kalıyordu. Koşu konusunda hiç tecrübesi olmadığı için adımlarını nasıl ayarlayacağını bilmiyordu. Kalbi hızla çarpmaya başladı, nefes almakta zorlanıyordu. "Bunu nasıl bu kadar kolay yapabiliyorlar?" diye düşündü. Ormanın içinde ilerledikçe nefesi iyice daralmaya başladı, bacakları ise ağırlaştı. Yine de pes etmek istemiyordu. Ateş ve Noir çoktan ileride gözden kaybolmuştu, Rüya adımlarını ağırlaştırıp koşmaya devam etti.

Bir süre sonra, Ateş arkasına dönüp Rüya’nın geride kaldığını fark etti. Yavaşlayıp ona doğru geri geldi. "Rüya, iyi misin?" diye sordu, yüzünde endişeli ama anlayışlı bir ifade vardı. "Sanırım biraz fazla hızlı başladık."

Rüya, nefes nefese kalmış halde ona gülümsemeye çalıştı. "Evet, pek koşu deneyimim yok," dedi, nefesini toparlamaya çalışarak. "Ama sorun değil, ben biraz daha yavaş gidip sizinle ilerlemeye çalışırım."

Ateş, Rüya’nın yüzündeki zorlanmayı fark etti ve başını iki yana salladı. "Hiç önemli değil, bu bir yarış değil. İstediğin tempoda git. Yavaşlayalım, birlikte yürüyebiliriz."

Rüya, Ateş’in bu nazik tavrına içten bir rahatlık hissetti. Onunla ilk tanıştığında onun umursamaz ve alaycı biri olarak görmüştü, ama şimdi onun aslında oldukça düşünceli biri olduğunu fark ediyordu. Ateş, Rüya’nın yanında yürümeye başladı. Noir ise onlara eşlik ederek çevrede dolaşıyordu.

"Bu ilk koşu için oldukça iyi başladın," dedi Ateş, gülümseyerek. "Herkes bir anda hızlı koşamaz, önemli olan pes etmemek. Zamanla alışırsın."

Rüya, onun bu cesaret verici sözleri karşısında hafifçe gülümsedi. "Teşekkür ederim. Açıkçası, bu kadar zorlanacağımı düşünmemiştim ama spor yapmaya alışkın değilim. Sen her sabah koşar mısın?"

Ateş başını salladı. "Evet, bu benim sabah ritüelim. Özellikle burada, dağlarda koşmak bana iyi geliyor. Noir’le birlikte koşmak ise daha da keyifli. Senin de alışman zaman alır ama eminim hoşuna gider."

Rüya, onun sözleri üzerine derin bir nefes aldı. Ateş’in sabahları spor yapmaya olan bağlılığına hayran kalmıştı. Kendisi ise daha önce böyle bir alışkanlık geliştirmemişti, bu deneyim ona aslında ne kadar iyi gelebileceğini düşündürmeye başlamıştı.

Bir süre daha yürüdüler, bu Rüya için daha rahat bir tempo olmuştu. Patika boyunca doğanın güzellikleri onları sarmıştı. Ağaçlar, kuşların cıvıltıları ve hafif esen rüzgar, Rüya’ya içsel bir huzur veriyordu. Ateş’le birlikte yavaş bir tempoda yürümek, onun bu sabahı daha keyifli hale getirmişti. Koşamadığı için biraz hayal kırıklığı yaşamış olsa da, Ateş’in ona gösterdiği sabır ve anlayış, bu deneyimi güzel kılıyordu.

Bir süre sonra, Ateş, Rüya’ya dönüp gülümsedi. "Bir dahaki sefere biraz daha yavaş başlarız. Hem böylece Noir’le daha fazla vakit geçirme şansın olur."

Rüya, onun bu sözleri üzerine gülümseyerek başını salladı. "Evet, sanırım bu sabah biraz acele ettim. Ama yine de keyifliydi. Sizinle daha fazla vakit geçirebilmek için daha fazla pratik yapmam gerekecek."

Ateş hafif bir kahkaha attı. "Zamanla senin de Noir gibi hızlı koştuğunu görürsem şaşırmam," dedi şakayla karışık.

Rüya, bu şakaya karşılık gülümseyerek omuzlarını silkti. "Bilemiyorum, Noir kadar hızlı olabilir miyim, denemeye değer."

Koşu, Rüya için fiziksel olarak zorlayıcı olsa da, Ateş’in desteği ve Noir’in neşesi bu deneyimi tatlı bir anıya dönüştürmüştü. Rüya, Ateş ve Noir’le birlikte vakit geçirdikçe kendini daha rahat ve keyifli hissetmeye başlamıştı. Onlarla olan bu küçük macera, Noir’in dağ evindeki yalnızlığına yeni bir renk katmıştı.

Loading...
0%