Onu pusuya düşürmek için iyice tünediğim köşeye sindim. Bu sefer benden kaçmasının imkanı yoktu. Eğer ona zarar verirsem yeraltındaki irtibatım artacaktı ve amacım uğrunda iyi bir hamle yapmış olacaktım. Aslında onu mekanında yaralamak gibi bir risk almak sıkıntılıydı. Ama yakalanacağımı düşünmüyorum,hiç yakalanmadım yakalanmamda. Tünediğim köşeden başımı hafifçe dışarı çıkardım. Yamaç Barkın Kara,yeraltında Yamaç olarak geçinen bir mafya,normalde ise Barkın Kara büyük club zincirinin sahibi. Derin düşüncelere dalmışken gözüme ilişti,sonunda. Elimi belimdeki silahıma attım, biraz daha yaklaşması gerekiyordu. Hadi ama biraz daha gel. Belimden silahı çıkardım ve sol bacağını nişan aldım. Tetikte duran elimi indirdim. Tahmin ettiğim gibi kurşun yerini buldu. Tünediğim yerden arabama doğru koşmaya başladım. "Seni lanet kadın buraya gel!" Adım seslerinden peşimde oldukları anlaşılıyordu. O halde yiyorsa yakalasınlar. Beklenmedik bir şekilde kendimi ara sokağa attım. "Kaçacak bir yerin yok!" Sen öyle san ahmak. Bu sokağın çıkmaz sokak olduğunu gayet iyi biliyordum. Elimle duvarı yoklamaya başladım. "Sol bacağına sıkmıştın değil mi? Ama sen o kadar şanslı olmayacaksın." En nefret ettiğim ahmak erkek tipi. Evet aradığım taşı bulmuştum,yavaşça üstüne bastırdım. Duvarın yana kaymasıyla hemen öbür tarafa geçtim. "Gel buraya seni pislik!" Gülerek arkama döndüm. "Seninde icabına bakacağım ahmak herif!" Kahkaha atarak oradan uzaklaştım. Arabamla aramda üç sokak var,ama şuan kendimi riske atamam. Kendimi yol üstünde bir çorbacıya attım. "Abi bir mercimek alabilir miyim?!" "Tabi ablam hemen geliyor!" Ama iyi nişan almışım ki isabet etti. Iskalamam imkansızdı zaten. Garsonun çorbayı önüme bırakmasıyla herşeyi boşverip sıcak çorbayı içtim,borcumu ödeyip dükkandan çıktım. Saat bayağı geçmişti. Beni yakalamayı çoktan akıllarından çıkarmışlardır. Üç sokak ötedeki arabama gitmek için yola koyuldum. Dışarıda tek tük insan vardı. Çoğunun kafasının yerinde olduğu konusunda büyük şüphelerim var. Soğuktan donmamak için adımlarımı hızlandırdım. İleride iri cüsseli bir karartı farkettim. Olamaz,anlaşılan peşimi kolay kolay bırakmayacaklardı. Arabaya giden yolu uzatmak zorundaydım. Sağa döndüğüm sıra karartının hareket ettiğini hissettim. Boş sokakta koşmaya başladım. Ben koşunca arkamdaki karartı da peşimden koşmaya başladı. "Ne istiyorsun benden?" "İNTİKAM!" Derin bir nefes aldım. "Ama neden,ne yaptım ki?" "Patronu vurdun ya yetmez mi?!" Sesinin hiddetlendiğini anlayınca iyice hızlandım. "Ama ben vurmadım ki." Adam sinirleri bozulmuş şekilde güldü." Ben vurdum zaten." "Bak kendin itiraf ettin sen vurmuşsun." "Kadın senin aklın kıt mı?!" Bu gece resmen sabrım sınanıyordu. Mesafeyi açtıktan sonra olduğum yerde durdum." Hadi ama sende yoruldun,uslu bir kız ol ve teslim ol." Adamın yavaş yavaş bana yaklaşmasını bekledim. Doğru zamanı beklemem gerekiyordu ama elim kaşınıyordu işte. İşte şimdi tam sırasıydı,geriye doğru tekme savurarak döndüm. Tekmemin hızıyla adam yere savruldu. "Teslim olacak kadar zayıf biri gibi mi duruyorum seni ahmak?!" Üzerine doğru yürüdüm. "Keşke kaçacak kadar vaktin olsaydı vah vah." Yerde yatan adamın yüzüne bir tane yumruk geçirdim,çok geçmeden bayıldı. "Seni zavallı ahmak." Burada daha fazla oyalanmasam iyi olacaktı. Koşarak arabamın olduğu sokağa girdim. Park ettiğim yerde duruyordu,ne bekliyordum ki uçacak hali yokya. Arabanın kilidini açıp bindim ve çalıştırdım. Elimden geldiğince ara sokaklardan gittim. Evin önüne geldiğimde babamın çalışma odasının lambası yanıyordu. Arabayı garaja çektim ve bahçeye çıktım. Babam Yamaç Karayı vurduğum için eminim benimle gurur duyacaktır. Daha fazla vakit kaybetmeden eve girdim. "Ben geldim baba!" Babam ses vermedi. Anlaşılan derin bir çalışma yapıyordu. Merdivenleri hızlıca çıkarak babamın çalışma odasının önünde durdum. Derin bir nefes alıp kapıyı çaldım. "Gel Şara!" Sakince içeri girdim. Tahmin ettiğim gibi bir sürü kağıt masanın üstünü kaplamış vaziyetteydi. "Anlaşılan yoğun bir gece geçiriyorsun." Babam başını kaldırdı ve bana baktı. "Evet,sende öyle gözüküyorsun." Anlık bir afallama yaşadım. "Anlaşılan haberler uçmuş. Ablam mı söyledi?" "Başka kim olabilir?" Arkamı dönüp sesin geldiği yöne baktım. Ablam kapının önünde durmuş bize bakıyordu. "Bak Şara bu çok tehlikeli bir girişimdi. Bu tarz girişimler yaparken önce bana danış. Ayrıca seni keskin nişancılığından dolayı tebrik ederim." Ablamın yüzündeki şaşkın ifadeyi görünce sırıttım. "Baba sen dalga mı geçiyorsun?" "Hayır kızım gayet ciddiyim." Tekrardan babama döndüm." Teşekkürler baba sana layık olmaya çalışıyorum. " " Fakat ufak bir pürüz var,yarın öğreneceksin." Kaşlarım yavaş yavaş çatıldı." Ufak bir pürüz derken?" "Dedim ya yarın öğreneceksin." Onaylamaktan başka çarem olmadığı için başımı salladım. "İzninizle çıkıyorum." Babamda aynı şekilde başıyla onayladı ve odasından çıktım.

...

Evettt ilk bölüm içime sindi ve memnun kaldım. Umarım sizde beğenirsiniz,takip edip beğenmeyi unutmayın seviliyorsunuz🤍