4. Bölüm

3. Bölüm (Düzenlendi)

Asel Demirhan
demirhan_asel

 

 

 

Bir yanım seni unutmak isterken diğer yanım varlığınla yaşıyordu.

 

 

 

Acı…

Bir adamın çektiği en büyük acı neydi?

En çok ne için acı çekerdi bir adam?

Bir ihaleyi kaybettiği için mi? Yoksa bir arkadaşı ona ihanet ettiğinde mi?

Hiç biriydi…

Bir adamın en büyük acısı sevdiklerinin canı yanmasıydı.

Genç adamın canı ise karısına kötü bir şey olduğunda yanardı.

Yedi yıl neredeyse olmuştu genç çift evleneli. Hatta oğulları Ömer Ali altı yaşına girecekti evlilik yıldönümlerinde. Ve genç adam yedi yıl sonra en büyük acının ne olduğunu öğrendi.

Barkın Yıldıray. Kendisi oldukça güçlü bir iş adamıydı. Eskiden canını yakan tek şey şirketinde yaşanan sorunlardı. Şimdi ise asıl acının âşık olduğu kadının başına bir şey gelmesi, onu kaybetmesi olduğunu anlamıştı.

Hastane yatağında dinlenen genç kadına baktı. Oğluyla tanıştıktan hemen sonra uyumuştu. İlaçlar onu fazlasıyla yoruyordu. Gözleri bu defa tekli koltukta kıvrılarak uyumuş oğluna kaydı. Oğlu annesiyle konuşurken dolu gözlerini görmüştü. Canının nasıl yandığını, annesine yanlış bir kelime ederse onu üzme ihtimalini hepsini görmüştü. Yinede de oğlu güçlü bir şekilde durmuştu annesinin karşısında.

Başını eğerek yere odaklandı bu defa. Derin bir iç çekerken nasıl bu hale geldiklerini düşünmeden edemiyordu. Daha birkaç gün önce normal yaşamlarındayken şimdi ise her şey tepe taklak olmuştu.

Her şerde bir hayır vardır derler. Belki de bu acıyla sınanmasaydı halen daha iş kolik bir adam olmaya devam edecekti.

Genç adam düşüncelerinde sağa omzuna konan elle ayrıldı. Kızarmış gözleriyle elin sahibine doğru baktı.

Orta yaşlı adam oğlunun bu haline dayanamayarak yanına gitti. Oğlunun omzuna elini koyduğunda ona bakmasını sağlamış oldu. Başıyla dışarıyı işaret ederken, “Hadi gel seninle biraz konuşalım.”

Genç adam derin bir nefes alarak başını tekrar eğdi. “Konuşacak bir şey var mı baba?”

Orta yaşlı adam sıkıntıyla nefes verirken “Hadi evlat beni yorma ve bahçeye gel.”

Genç adam usulca başını sallarken, sessizce “Olur baba. Olur…” Orta yaşlı adam hastane odasından çıkarken, genç adam karısına son kez bakarak ayağa kalktı. Önce oğluna doğru ilerleyerek ceketini üzerine örttü. Oğlunun anlına dökülmüş saçlarını kenara çekerken küçük bir öpücük kondurdu. “Sana hiç iyi bir baba olamadım.” Diye mırıldanırken üzgün gözleri oğlunun kıpırdanan bedenindeydi. Yerinde doğrulurken “Artık her şey değişecek oğlum. Söz veriyorum…”

Bu defa adımlarının hastane yatağına yatan karısına doğru attı.

Oğluna yaptığının aynısını yaparak karısının da anlıdan öptü. Gözleri karısının kapalı gözlerine değerken, “Üzgün bakan gözlerine dayanamıyorum… Sen üzüldüğün zaman bu kalbimin sıkışmasına dayanamıyorum… Lütfen sevgilim yeşillerinden tek bir gözyaşı düşmesin.” Son kez genç kadını öperken “Seni seviyorum.”

Adımları bu defa odanın çıkışına doğru atarken oldukça zorlanıyordu. Eğer babası onu çağırmasaydı karısının yanından asla ayrılmazdı. Belli ki babası önemli bir şeyler konuşacaktı.

Odadan çıktığında gözleri korumalarını aradı. İki koruma ciddiyetle kapının iki yanında dikeliyordu. İkisine de bakan genç adam “Buradan ayrılmıyorsunuz. Eğer karım ya da oğlum uyanırsa hemen beni haberdar ediyorsunuz anlaşıldı mı?”

Genç olan iki koruma başlarını sallayarak patronlarını onayladı. Genç adam arkasını dönerek bahçeye çıkmaya devam etti. Sonunda bahçeye çıktığında gözleri babasını aramıştı. Telefonuna gelen bildirimle gözlerini telefonuna çevirirken, babasının ‘Arka bahçeye gel.’ Yazdığını görmüştü. Hiçbir şey yazmadan arka bahçeye doğru adımladı. Sonunda arka bahçeye vardığında babasının duvara yakın olan kaldırım taşına oturduğunu gördüğünde yanına giderek oturdu. Alayla güldü kendisine. Eskiden olsa bırakın yerdeki taşa oturmayı yere düşürdüğü bir çöpü bile almazdı.

Orta yaşlı adam oğlunun yanına oturmasıyla güldü. “Sen eskiden oturmazdın yere.”

Genç adam aklına gelen karısıyla içten bir gülümseme kapladı yüzünü. Lakin bu gülümseme buruktu. “Sende öyle.”

Orta yaşlı adam başını ağır ağır sallarken, önüne döndü. “Öyle.” Öyleydi de. Gelinini tanıdıktan sonra bakış açısı hep değişmişti. Yaptığı hatalar, sinirli halleri geçmişti. Gelini ona gerçek hayatı göstermiş, gözlerindeki perdeyi kaldırmıştı. Torunu Ömer Ali doğduktan sonrada tamamen değişmişti. Bu yüzden Kardelen’i gelini olarak değil de kızı olarak görürdü.

Genç adam babasının konuşmayacağını anladığında derin bir nefes aldı. “Beni neden çağırdın baba?”

Orta yaşlı adam gömleğinin iki düğmesini açarken derin nefes aldı. Yüz ifadesi ciddileşirken sesi de oldukça katıydı. “Artık eskisi gibi olamazsın Barkın.” Kaşları çatılırken “Karınla çocuğunla ilgilenmelisin.”

Genç adam serçe yutkunurken başını salladı. O da babası gibi bahçenin en uzak köşesine bakarken “Biliyorum baba. Artık eski Barkın yok. Bundan sonra karım nasıl biri olmamı isterse öyle olacak.”

Orta yaşlı adam ilk defa oğluna güvenmek istedi. Derin bir nefes alırken ayağa kalkmadan önce oğlunun omzuna elini koydu “Eğer kızımı üzecek bir şey yaparsan evlat. Bu defa kanımdan olan oğlum demem yapacaklarımdan ben bile emin değilim.” Oğlunun omzundan destek alarak ayağa kalktı. “Şimdi git ve kızıma anlatman gereken her şeyi anlat. Eğer seni buna rağmen isterse ben karışmayacağım.”

Genç adam hızla yerinden kalkarken “Baba…”

Orta yaşlı adam sol elini havaya kaldırarak oğlunu susturdu. “Ne dediysem o Barkın.” Bakışları yumuşarken “Bir evlilikte yalan olmaz oğlum.” Bakışları donuklaşırken, “Eğer bir evlilikte yalan olursa o evlilik ince bir ip üzerinde kalır. Her an kopmaya hazır bir ip.”

Genç adamın bakışları durgunlaşırken, “Tamam baba…” Gözlerini sıkıca yumarken dişlerini sıktı. “Ne bilmesi gerekiyorsa anlatacağım ama biraz iyi olmasını beklemeliyim.” Gözlerini açarak babasının gözlerine baktı. “Eğer şimdi anlatırsam kötü olabilir. Bunu isteniyorum. Onun zarar görmesini istemiyorum…”

Orta yaşlı adam bakışlarını değiştirmezken gözlerinde hafif bir anlayış vardı. “Sana kısa bir süre müsaade Barkın. Sen söylemezsen ben söyleyeceğim.”

Genç adam dişlerini sıkarken başını salladı. “Tamam.” Derin bir nefes alırken “Şimdi izin verirsen karıma bakacağım baba.”

Orta yaşlı adam gülümseyerek oğlunun sağ koluna iki kez vurdu. “Git ve sevdiğin kadına bak.”

Genç adam babasına içten bir gülümseme sunarken hızlı adımlarla sevdiğinin yanına doğru gitmeye başladı. Hızlı adımlarla karısının kaldığı odaya geldiğinde sessiz bir şekilde kapıyı açmıştı. O daya girdiği anda gördüğü manzarayla içi ısındı. Oğlu ve karısı sarılarak uykularına devam ediyordu. Bir anda kendisine seslenen birinin sesini duyduğunda, sese doğru söndü. “Barkın Bey.”

Genç adam doktoru dinlemek ve içeriye ses gitmemesi adına kapıyı kapatmıştı. Endişeyle doktora bakarken, “Bir sorun mu var Doktor Bey?”

Doktor başını olumsuz anlamda sallarken, “Hayır kötü bir şey yok. Sadece Kardelen Hanım artık eve gidebilir.”

Genç adam derin bir nefes verirken rahatladığını hissetti. Karısına tekrar bir şey olma korkusunu altlatabilecek gibi değildi anlaşılan. “Tamam, haber verdiğiniz için teşekkür ederim doktor.” Doktorun gülümseyerek uzaklaşmasıyla genç adam çıkış işlemlerini halletmek için gitmeye başladı. O anda yanına gelen biriyle adımları duraksadı. “Biraz konuşalım mı evlat?”

Genç adam ne konuşacaklarını düşünürken başını salladı.

Genç kadın gözlerini aralarken kendisine sarılan küçük kolları hissetmişti. Bu küçük kolların sahibinin kim olduğunu düşünmeye bile gerek yoktu. Zira oğlu olduğunu öğrendiği çocuk olduğuna emindi.

Birkaç dakika sonra kapı açılırken genç adam içeriye girerek karısının uyandığını gördü. “Sevgilim uyandın mı?”

Genç kadın kuruyan dudaklarını ıslatırken “Evet.” Diye mırıldandı.

Genç adam karısının bu soğuk haline üzülse de bir süre böyle olmaya devam edeceğini biliyordu.

Küçük çocuk gözlerini açtığında annesine sarılarak uyuduğunu fark etti. Aslında sade onu izleyerek uykuya dalmak isterken annesine sarıldığının farkında bile değildi. Çekinerek annesinden uzaklaşırken “Ben özür dilerim seni rahatsız etmek istemedim anne.”

Genç kadın sesin sahibi küçük çocuğa dönerken, içten bir gülümseme sundu. “Ben rahatsız olmadım Ömer. Sorun yok.”

Küçük çocuk kendisini sıkarken annesinin yanından indi. Annesinin ona Ali’m yerine Ömer demesi canını yakıyordu.

Genç adam karısına bakarken “Artık eve gidebiliriz istersen sevgilim?”

Genç kadın karşısındaki adama boş bakışlar attı. Zira onun hatırladığı bir ev yoktu. Gerçi o kendi ismini bile henüz bilmiyordu. Doktorun söylemesiyle öğrenmişti.

Genç adam eşinin bu haline üzüntüyle baktı. Eskiye döneceklerini düşünerek kendisini rahatlatmaya çalışsa da karısının bu halleri canını yakıyordu. Genç kadının bu boş bakışlarına dayanamayan genç adam eşinin omzuna hafif bir şekilde temas etti. “ Hadi sevgilim eve gidelim artık orası hem sana hem de bize iyi gelecek.” Genç adamın anne ve babası onları rahatsız etmemek için çoktan hastaneden ayrılmıştı.

Genç kadın kocası olduğunu söyleyen adamın söyledikleriyle kendisini rahatsız hissetmekten kendisini alamadı. Sonuçta Barkın onun kocası olsa da tam olarak tanımıyordu. Lakin polisler bile ifade almak için geldiklerinde kocası olduğunu söylemişlerdi.

Bir insan en azından kocasına güvenmeliydi.

Genç kadın zorlukla yutkunurken kendisini gülümsemek için zorlamak bile istemedi. Durgun sesiyle “Tamam, gidelim.”

Genç adam karısının onaylayan cümlesiyle heyecanlı bir ifadeye büründü. “Tamam, o halde ben eşyalar arabaya koyacağım sonrada seni alırım tamam mı? Ömer annenin yanından ayrılma bir şeye ihtiyacı olabilir”

Genç kadın gülümsediğini hissetmişti genç adamın. Sesinden ise mutlu olduğu belliydi zaten.

Genç kadın, genç adamı onaylayarak “Tamam, bir yere ayrılmayacağım. Ömer’de benimle olacak”

Genç adam karısına doğru eğildiğinde, genç kadının bütün vücudu anında gerilirken kalbi hızla atmaya başlamıştı.

Genç adam karısının anlından öperek, kısa bir süre gözlerini kapattı. “ O zaman hemen geliyorum sevgilim” diyerek, kapalı gözlerini araladı yavaşça karısından ayrılarak odadan çıktı.

Küçük çocuk bu sıralar fazlası ile sessizdi. Kardelen’de bunu fark ettiğinde şaşırmıştı. Nedeni ise oğlu bu hastanede kaldıklarından beri hiç susmamıştı. Lakin şimdi tek bir kelime bile etmiyordu.

“ Ömer?” oğlundan herhangi bir ses gelmeyince tekrar etti. “ Ömer iyi misin” Endişelenmeye başlamıştı.

Genç kadın bir burun çekme sesi duyduğunda küçük çocuğun ağladığını anlamıştı. Yerinden zorlukla kalkarken hala ağrılarını hissediyordu. Küçük çocuğa doğru gitmeye çalışıyordu ancak göremediği için oğlunun nerede olduğunu sadece seslerden bulmaya çalışıyordu.

Genç kadın küçük çocuğun sesi daha yakından geldiğinde, doğru yolda olduğunu anlamıştı Sakin olmaya çalışarak “ Neyin var Ali? Anlat bana…”

Ömer Ali ne zamandır içinde tutuklarını annesinin onu göremeyen gözlerinin içine bakarak “ Beni hatırlamıyorsun! Hiç hatırlamayacaksın! Hiçbir zaman sevgiyle baktığın gibi bakmayacaksın! Bana Ali’m de demeyeceksin!” Tüm söyleyecekleri bitiğinde hızla hastane odasından çıktı.

O an genç kadın neyine güvendi bilmiyordu ancak hızla odadan çıkarak, oğlunun peşinden gitmeye çalıştı. Lakin daha bir kaç adımda sert bir şeye çarptığını hisseti.

Kafasını kaldırarak sanki baksa görecekmiş gibi çarptığı şeyi görmeye çalıştı.

Çarptığı şey ise bir insandı. Karşısındaki adam ona endişeyle ve şaşkınlıkla bakarak “ Hanımefendi iyi misiniz?” Sesi oldukça telaşlıydı.

Genç kadın tam cevap vermek için dudaklarını araladığında, karşısındaki adamın ne zaman tutuğunu bilmediği kolu biri anında sertçe çekerek kurtardı.

Genç adam karısını gördüğü anda hızla yanına gelerek, genç kadının kolunu tutan adamdan kurtardı. Sert sesiyle “Sevgilim sana odada beklemeni söylemiştim. Bir yerine bir şey olabilirdi.” Endişelenmişti karısı için ve bunu sesinde de belli etmekten çekinmiyordu.

Genç kadın kaşlarını çatarak, sağ tarafa çevirdi kafasını. İlk defa bu kadar sert konuşmuştu genç adam onunla. Ne kadar sesinden endişelendiği anlaşılsa da afallamadan edememişti. Sanırım gerçekten de genç adamı endişelendirmişti.

Genç adam sakinleşmek adına derin bir nefes aldı, karısının kollarını nazikçe tutarak “ iyi misin? Ömer Ali nerde yanında olmalıydı.”

Genç kadın hatırladığı küçük çocukla endişesini tekrar hissetmeye başlamıştı. Akmak için direnen gözyaşlarını tutamayarak, “ Bilmiyorum, aniden odadan çıktı. Barkın onu bulmalıyız başına bir şey gelebilir”

Genç adam karısının akan gözyaşlarıyla ne yapacağını bilemeyerek, hızla kucağına aldı. “ Eminin oğlumuz iyidir. Onu getireceğim. Oğlumuz çok akılı bir çocuk sevgilim. Önce seni arabaya bırakalım sonra oğlumuz getireceğim” diyerek karısının saçlarından öptü.

Genç kadın ise hala daha telaşlıydı. Ömer Ali daha küçük bir çocuktu sonuçta. Başına bir şey gelmesinden korkuyordu. Ancak genç adam oğullarını daha iyi tanıyordu ve şu an sadece ayak bağı olacağını düşünüyordu.

İçi yanarak genç adamı başıyla onayladı, çarptığı adama döndü. Adam ise başından beri sessizdi. Ancak genç kadın adamın bakışlarının üstünde olduğunu hissediyordu. Mahcup bir ifadeyle, “ Kusura bakmayın lütfen. Sizi göremedim.”

Karşısındaki adam ise gerçekten yardım etmek ister gibi “ Önemli değil yardıma ihtiyacınız varsa” sertçe yutkunarak devam etti “ oğlunuzu bulmakta yardım edebilirim” Sanki kelimeler zor çıkıyordu adamın dudakları arasından.

Genç adam kaşlarını çatarak hızla karısını diğer tarafa çevirdiğinde, genç kadın düşmemek için kollarını genç adamın boynuna sarmak zorunda kalmıştı.

Genç adam sert bir üslupla “ Hiç gerek yok beyefendi, oğlumuzu biz bulabiliriz! Eşim adına bende özür dilerim sizi fark edemedi” Her bir kelimenin üstüne basarak söylemişti.

Adam bir şey söylemedi durduğu yerde durmaya devam etti. Ancak genç adam kucağındaki karısıyla yürümeye başlamıştı.

Genç kadın kendisini arabaya doğru götüren genç adama doğru, endişeli bir şekilde ” O iyidir değil mi?”

Genç adam ise sanki az önce sinirlenen o değilmiş gibi sakin bir şekilde “ Eminim hastanenin arka bahçesindedir. Hemen alıp geleceğim sevgilim ama sende bu sefer sözümü dinleyerek arabada bekleyeceksin. Anlaştık mı?”

Genç kadın bir nebze olsa da rahatlayarak “ Tamam, ama ona kızma.”

Genç adam eşini kucağından arabanın koltuğuna doğru bırakırken “ Merak etme sevgilim. Sadece oğlumuzu uyaracağım ki bir daha seni yalnız bırakmasın.”

Genç adam, genç kadının gözünde çok iyi bir babaydı. Aynı zaman da iyi bir eş. Uyandığından beri bunu fark etmişti. Kocası ailesi için elinden gelen her şeyi yapıyordu.

Gülümseye çalışarak başını salladı.

 

Genç adam karısını arabaya bırakıp gitmesi üzerinden dakikalar geçmişti ki sonunda oğluyla birlikte gelmişlerdi.

Küçük çocuk hızla kapıyı açtı ve annesinin yanına bindi.

Dolu gözleriyle suçlu bir çocuk gibi “ özür dilerim anne bir daha seni üzmeyeceğim”

Genç adam ön koltuğa çoktan oturmuş arabayı çalıştırırken, oğluna dikiz aynasından baktı. " Ve?”

Küçük çocuk babasına dikiz aynasından kaçamak bir bakış atmış, başını eğerek elleriyle oynamaya başlamıştı. “ Ve seni yalnız bırakmayacağım”

Genç kadın sol elini uzatarak oğluna temas etmeye çalıştı. “ Hadi gel” Sarılmak istediğini belli ederek.

Küçük çocuk ise sanki bu anı bekliyormuş gibi hızla annesine sarıldı.

Genç kadın oğlunun kendisine ani sarılmasıyla vücudundaki kemikler acımıştı. Ancak belli etmemeye çalışarak gülümsemeye zorladı kendisini. Normalde iyileşmiş sayılırdı ancak yine de vücudu düşmenin etkisiyle hala acıyordu.

Genç adam karısına bir şey oldu endişesiyle oğlunu uyardı. “Yavaş!”

Genç kadın, genç adamın olduğu tarafına bakmaya çalışarak “Sorun yok.” Diyerek, sıkıca küçük çocuğa sarılmaya devam etti.

Genç adam dudaklarını büzerek baktı bu güzel manzaraya. İma dolu sesiyle “Kıskanıyorum ama sevgilim. Kesinlikle bende istiyorum!”

Genç kadın yanaklarının yandığını hissettiğinde yüzünü küçük çocuğun saçlarına gömdü. Bunu yapmasıyla birlikte genç adamın kahkahası arabayı doldurdu. Ve Kardelen’i daha çok utandırmıştı.

Aradan dakikalar geçmişti ki küçük çocuk hala annesine sarılıyordu. Genç kadın küçük çocuğun düzenli nefes alıp verişiyle çoktan uykuya daldığını anlamıştı. Onunda pek farkı yoktu aslında pek. Nerdeyse uyudu uyuyacak durumdaydım.

Genç adam arabayı durdurduğunda, hızla indi ve eşinin tarafına gelerek kapıyı açtı. Düşünceli bir gülümsemeyle “Sevgilim uyu hadi. Ben seni taşırım odamıza kadar”

Genç kadın, genç adamın bu düşünceli tavrıyla, başını sallayarak reddetti. Küçük çocuğun uyanmasından korktuğu için sessizce, “Gerek yok, ben yürürüm. Sen Ali’yi al yeter.”

Genç adam daha fazla uzatmayarak genç kadını onayladı.“ Tamam, oğlumuzu odasına götürüp, geliyorum. Sonrasında seni ben götüreceğim bekle tamam mı?”

Genç kadın uykulu bir halde başını sallayarak onayladı.

Genç adam dikkatli şekilde küçük çocuğu aldı ve eve doğru gitmeye başladı.

Genç adam oğlunu dikkat bir şekilde odasındaki yatağına yatırdı, üstünü örtü. Gece lambasının ışığının kapalı olduğunu görünce açtı, kapısını kapatarak, odadan çıktı.

Hızla merdivenleri inerek sevdiği kadının yanına geldi ancak genç kadın çoktan kendini uykunun kollarına bırakmıştı.

Arabanın koltuğuna yasladığı kafasını rahatsız olduğu çok belliydi. Ancak genç adamın dikkatini çeken şey ise yüzüne dökülmüş olan saçlar güzelliğini saklayamamıştı.

O çok güzeldi ve sadece onundu. Çok şanslı bir adam olduğunun farkındaydı. Ve bu şansını berbat etmeyecekti.

Sakince uyanmamasına dikkat ederek kucağına aldığında, eve doğru yürümeye başladı. Evin etrafında bulunan korumalardan birine işaret vererek arabayı halletmelerini söyledi.

Temkinli adımlarla üst kata çıkarak, odalarına girdiğinde sevdiği kadını yataklarına yatırdı.

Üstündeki kıyafetlerle rahat edemeyeceğini bildiği için odalarında bulunan diğer kapıdan girerek, hemen onun tarafındaki kıyafetlerden geceliklerinden birini alarak dikkatlice üstünü değiştirdi.

Genç kadın huysuzlansa da genç adam çoktan üstünü değiştirmişti. Şimdi ise sıra kendisindeydi. Lavaboya giderek kendisi için aldığı kıyafetleri giydi. Aynı zamanda işlerini halledecek tüm kirli kıyafetleri kirli sepetine attı.

Koyu sarı saçlarını aynada bakarak dağıldığını gördü. Duşta alması gerekiyordu ancak sevdiği kadınla uyumak ona daha cazip geldiği için ilk defa bu kadar kirliyken uyumak için odasına geri döndü.

Hızla yatağa gelerek yorganı kaldırdı sevdiği kadını kendisine çekerek sarıldığında uykuya dalmadan önceki son sözleri “ her şey eskisinden de güzel olacak sevgilim” demek oldu.

Bölüm sonu.

Bölüm nasıldı?

Barkın?

Kardelen?

Ömer Ali?

İkinci kez düzenlenmiş bölüm.

 

 

 

Bölüm : 11.09.2024 09:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...