Yeni Üyelik
10.
Bölüm

Evlenir Misin?

@demirinasyasi

Fotoğraf; Demir..

 

 

"Usağu bogacaksunuz hele durun nefes alsın" dedi asiye anne ona döndüm..

 

"Zayıflamış ama anne baksana" dedim mısır ekmeğini ağzına sokarak..

 

"Goyot oyom" agzindakilerle konuşmaya çalışıyordu.. kalkıp asiye annenin yanına oturdu..

 

"Heh kaçırdınız usagu" dedi asiye anne bize bakarak..

 

"Sen var ya çok fenasın" dedi Azra gözlerini kısarak.

 

"Siz bugün izinli misiniz?" Dedi elif bize dönerek..

 

"Evet izinliyiz.. ama bi akşam üzeri avmye uğrayalım Kemal ve hande de seni görmek istiyor çünkü" drdim Başara bakarak..

 

"Olur hatta ben doydum şimdi gidelim.. müsaden var mıdır asiye teyzem"

 

"Vardur oğlum vardur.. gezin eglenmenize bakun" dedi Başar eğilip asiye annenin elini öptü..

 

"Abimler aşağıda ben çağırıp da geleyim" dedi elif ayağa kalkarak..

 

"Sen bekle ben giderim" dedi Başar aşağıya yönelerek..

 

 

...

 

 

Poyraz..

 

Kapi tıkladı..

 

"Gel"

 

"Müsade var mıdır?" Dedi Başar kafasını içeri uzatarak..

 

'Gel kardeşim gel musade neymiş" Dedim yana kayarak...

 

"Eyvallah" dedi koltuğa oturarak ve sigara yaktı..

 

"Nasıl kaçtın ellerinden?" Dedi Tufan gülerek.

 

"Sorma kardeşim valla catlicaktim az kalsın asiye teyze sagolsun kurtardı.. sizde bir sıkıntı var"

 

"Başar.." dedi Demir..

 

"Dinliyorum"

 

"Sıkıntı büyük"

 

Başar toplandı..

 

"Ne yapmayı düşünüyorsun?" Başar her şeyi biliyordu.. Mustafa Çetin'in Asya'nın anne babasını öldüren herif olduğuna kadar..

 

"Abim Asyayla evlenmeyi düşünüyor.. Doruk un topuğuna sıktı ya" dedi Tufan..

 

"Asya ya sordun mu peki?" Dedi Başar.. demire bakarak... kafasını hayır anlamında salladı..

 

"Kabul eder ya neden etmesin sonuçta evlilik yüzüğü takıyor ve sözlüler" dedi Tufan..

 

"Söz konusu Asya olunca güvenemiyoruz" Dedim gülerek.. doğruydu..

 

"Neyime güvenemiyorsunuz pardon.." dedi asya odaya girerek..

 

"Kapı çalmak nedir bilir misin arkadaşım yada insanları dinlemenin kötü bir şey olduğunu bilmiyor musun?" Dedi Başar arkasını dönerek..

 

"Size bakmaya geldim ayrıca kapı ardına kadar açık.."

 

'Olabilir" dedi Başar..

 

"Ne diye yukseldin onu anlamadım?" Demir ayağa kalkti ve asyanin yanına gitti..

 

"Evleniyoruz" dedi direk..Asya algilayamadi tabi..

 

"Ne evlenmesi Ne diyorsun Demir?"

 

'Yarın ilk işimiz Evleniyoruz"

 

'Hayır" dediğinde şaşırmadım..

 

"Evet"

 

'Hayır Demir sırf iki tane adam yüzünden apar topar evlenmeyecegim" dedi ve odadan çıktı.. Demir de arkasından.. bizde peşlerinden tabi..

 

"Asya delirtme adamı Evleniyoruz Dedim o kadar"

 

'Bende istemiyorum dedim"

 

"Neden?"

 

"Cunku sırf benimle zarar görmeyeyim diye evlenmek isteyen bir adamla evlenmek istemiyorum" dedi gözlerine bakarak.. Ah be Asya öyle olsaydı.. sana evlilik teklifi etmeyi düşünmezdi diyemedim.. tabi oda vardı ama abim gerçekten de evlenmek istiyordu asyayla.. Bu yüzden yüzüğü bile almıştı Asya dan tamir bahanesi ile.. asyanin parmagindaki yüzüğün aynısınin sahtesini almıştım taşı düşmüştü.. Bu yüzden de Demir alıp yaptırırım bahanesiyle tekrar evlilik teklifi etmeyi düşünüyordu..

 

"Salak salak konuşup canımı sıkma.."

 

"Alla alla yalan mı vazgeçmeyi bile düşünmemiş miydin sen? Şimdi ne oldu da evlenmek istedin çünkü kolayına geldi.. çünkü korumak zor geldi.. çünkü neden sen istiyorsun Asya nin fikrinin bir onemi yok.. çünkü istediğini aldın kırsın kıçını otursun evde dedin çünkü-" Demir elini duvara vurdu ve cevap vermeden salondan çıkıp gittiğinde Asya gözlerini kapattı.. Ne dediklerini şimdi idrak edebiliyordu çünkü.. arkasından gittik hemen Tufan ben ve Başar...

 

"Demir bekle.." diye bağırdım..

 

"Sonra!!" Dedi ve arabaya binip gitti..

 

...

 

"Asya çok ağır oldu bu" Dedim bahçeye çıkarak...

 

"Farkında" dedi Azra..

 

"Sen naptigini sanıyorsun ya" dedi Başar karşına dikilerek..

 

"Başar tamam o da farkında bak ağlıyor lütfen" dedi Mercan başarın önüne geçerek...

 

'Çekil Mercan" dedi ve tekrar Asya nin önünde durdu..

 

"Lan şöyle dik başlılık yapmak yerine bi dinlesen.. adam Evleniyoruz diyor salak neden de ya da huyuna git belli ki atmış kafası ama yok Asya hanım sever böyle dik başlılık yapmayı sadece o haklıdır onun hayatıdır hayatına kimse karışamaz dimi.."

 

"Başar.. lütfen.." dedi Asya hickiriklarinin ardından..

 

"Ne lütfen doğruları duymak zor mu geldi küçük hanım.. Sen demire pat pat söylerken zor değildi tabi"

 

Asya bir şey demeden bahceden koşarak çıktı..

 

"Ya pişman diyorum farkında diyorum afferim şimdi ne olacak" dedi Azra bize bakarak..

 

Başar Asya nin arkasından gidecekken Elif kolundan tuttu..

 

"Siz abimi bulun biz Asyayla ilgileniriz merak etmeyin adamlardan alırım yanıma" dedi ve bahce kapısına yöneldiler..

 

...

 

"Bardaymis bara sür" dedi Başar..

 

"Nereden biliyorsun?"

 

"Vedat söyledi.. Demir bey burada herkesi çıkardı bardan diye"

 

"Su kız şarkı söylemiyor dimi?"

 

"Yok yok öyle tek başına takılıyormuş"

 

Barın önüne geldiğimizde indik ve bardan içeri girdik..

 

Demirin önünde bir sürü şişe vardı.. komalık olacaktı salak herif..

 

"Nasil?" Dedi Asyayi soruyordu..

 

"Bilmiyorum oda gitti senden sonra, kızlar da gitti peşinden ama adam aldı yanına elif merak etme"

 

Cevap vermedi..

 

"Pişman.. çok üzgün" dedi Başar..

 

"Hissediyorum" dedi kalbini göstererek.

 

"Abi aslında konuşsanız yani böyle yapmak yerine" dedi Tufan.. haklıydı.. konusamiyorlardi..

 

"Tufan haklı bak Demir yani böyle olması gerekmiyor"

 

"Ondan vazgecebilcegimi düşünecek bir kadınla ne konuşayım he söyle bana ben şerefsiz itin tekiyim ya istediğim olunca dönüp arkasını gidecek bir adamım ya hani böyle bir adamla evlenmek istemiyor işte açıkça belirtti daha ne konuşayım" dediğinde ona da hak veriyordum.. zoruna gitmişti sevdigi kadından bunları duymak..

 

"Kardeşim bak ne dersen haklısın.. Asya'nın dilinin kemiği olmuyor bazen.. ama sende şimdi geçip kızın karşısına öyle Evleniyoruz diye geçtin.. geçilir mi amina koyayım.. teklif etmeyi düşünüyordun ilk başta edecektin teklifini ne güzel şimdi oh mis gibi dip dibeydiniz" dedi Başar..

 

"Neyse olan oldu artık ne yapacaksın bundan sonra?" Dedim ona bakarak..

 

"Dinleyin.." dediğinde birinin telefonu çalıyordu.. adı Vedat miydi neydi?

 

..

 

Mercan...

 

"Cidden bulduğun yöntem bu mu?" Dedi Azra..

 

"Aklıma gelen en iyisi bu.." dedi asya.. ofladim..

 

"Abim bayılacak" dedi elif gülerek..

 

"Dalga geçme elif serenat yapmak ne demek ya"

 

"Şş Asya sarhoş baksana.. eğlenicez hem abim asyaya kıyamaz zaten gece gelir eve o asyaya kızamaz ki bilmiyor musunuz ne kadar sevdiğini çocuk degil ki küssün"

 

"Doğru söylüyorsun ama çok kırıcı şeyler söyledi Asya sende duydun"

 

"Biliyorum abim parcalanmistir ama onların tabiatı da bu Mercan her kes romantik romantik sevmiyor birbirini siz gibi azrayla Poyraz gibi.. Asya deli abim Ondan daha deli bilmiyor musun?"

 

"Biliyorum.. ikisi de birbirinden inat sonra böyle pişman oluyorlar salaklar birbirimizi affettircegiz diye ellerini yüzlerine bulastiriyorlar"

 

"Siz ne konuşuyorsunuz orada fısır fısır" dedi Asya..

 

'Hicc şu işi nasıl halledebiliriz diyorduk" Dedim elife bakarak..

 

"Asiye teyzeyle Hanife abla ne olacak vallahi bak çok kızarlar ya"

 

"Ben halledeceğim onları dedim size Hanife abla bizden zaten onunla konuştum.. annemi alıp halamlara götürdü"

 

"Bu saatte?" Dedim.. Demir in halası burada yaşıyordu.. yaklaşık 20 sene önce kocasıyla gelmişler buraya üç sene öncede eşini kaybetmiş bazen kafa dinlemek için oraya giderdi asiye teyze daha doğrusu bizden kaçmak için

 

"Yok yaklaşık iki saat önce gittiler Hanife abla beni aradı söylemedim size o sırada malum Asya ağlamakla ve içmekle meşguldü.. Dedim ki annemi götür şimdi abim sarhoş gelir zaten sinirli bide annemin gözü önünde kavga ettiler kadın daha fena olmasın falan filan"

 

"Sağol ya hatırlattığın için" dedi asya tekrar ağlayarak.. akşam saat 9 dan beri ağlıyor ve içiyordu eve döndüğümüzden beri yani.. içtiği şeyin haddi hesabı olmadığından tabi kafa iyice gitmişti..

 

"Neyse ne yapıyorsak yapalım kalkiyorlarmis Poyraz söyledi" dedi Azra telefonu sallayarak..

 

Telefona baktığımda Tufan da mesaj atmıştı..

 

"Ne dedin?"

 

"Evde değiliz dedim şu Korkut mu ne bi çağırın pot kırmasın"

 

"O iş bende.. KORKUTTTT ABIIIII!!!"

 

...

 

 

"Abiler ağzıma sicacak yemin ederim"

 

"Yardım etmezsen de biz" dedi elif..

 

"Yoklar dimi?" Dedim vedata bakarak..

 

"Seni bilmem de abi benim patron benim ağzıma büyük sicacak valla siz delirdiniz ya kızım insan eski çalıştığı yerden anfi ve ses kutusu çalar mı ya"

 

"Konuşma vedat yardım istediğinde ara diyen sendin" dedi asya..

 

"Bir şeyler çalalım demedim ama"

 

"Susun yakalanacagiz şimdi Kemal nerede konuştun mu Mercan?" Dedi Azra bana bakarak..

 

"Konuştum 2 dakikaya buradaymış.. Her şeyi anladım da Asya biz seyyar miyiz kızım neden pikapa biniyoruz ya sanki soğan satacağız"

 

"Bu kadar şeyi nereye sigdircaksin?" Dedi Asya kafama vurarak.

 

"Abim evdeymiş" dedi elif bize dönerek..

 

"Sen nereden biliyorsun?" Dedim pis pis sırıtarak.

 

"Mercan sus istersen"

 

"İyi be aman"

 

Kemal arabadan inip yanımıza geldi..

 

"Kızlar gece gece ne oluyor hiç bir bok anlamadım" dedi bize bakarak.. sonra malzemeleri gördü..

 

"Bunlar ne çaldınız mı?"

 

"Salak salak konuşma Kemal hırsız miyiz biz ödünç aldık" dedi Azra..

 

"Hee iyi ne yapacaksınız peki"

 

"Sünnet düğünü yapacağız Allah aşkına sıkıldım artık yüklenelim şunları da gidelim ne olur" dedi Azra.. huysuz aksi ne olacak..

 

"Yenge araba neyine yetmedi ya?"

 

"Bunun imajı bu" dedi Asya..

 

"Senin ne işin var" Dedim hande arabadan inip yanımıza gelmişti..

 

"Eğlenceyi kaciramazdim" dedi gülerek.. sonra bana eğildi..

 

"Asya'nın neyi var ayakta duramıyor"

 

"Şşs sarhoş o boşver" Dedim gülerek..

 

"Yükledik biz arabaya malzemeleri" dedi Korkut yanımıza gelerek..

 

"Heh iyi hadi gidelim" dediği sırada adım atar atmaz yere düştü.. salak ayakta kalacak hali yok hala serenat diyordu.. zaten şu halini görse çocuk affederdi kesin..

 

...

 

"Saka yapıyorsun.. cidden Demir beye serenat mi yapacak" dedi hande gülerek..

 

"Şş sessiz olun duyacak şimdi" Dedim gülerek..

 

"Size de eğlence çıktı he" dedi Kemal de yanımıza gelerek..

 

"Asya düşmese bari kasadan" dedi Azra..

 

"Bırak aklı belki başına gelir" Dedim...

 

"Asya hazır mısın?" Dedi elif

 

"Ver müziği akto" dediğinde kahkaha attım acaba ne söyleyecekti... müziğin sesini duyan Tufan, Poyraz ve Başar yanımıza gelmişti..

 

"Ne oluyor?" Dedi Tufan bana eğilerek..

 

"Asya serenat yapacakmış Demir e" Dedim gülerek..

 

Demir on bahçeye çıkan sürgülü cam kapının orada durmuş Asya ya bakıyordu..

 

"Beni affet...

Kaybetmek için çok erken..

Sevmek içinde çok geç..

Beni affet..

Bir adım kalmalı geriye..

Kırılmış şeylerin nihayetinde..

Yalnızlığın eşiğinde..

Beni affet..

Ben seni sevdiğim zaman bu şehirde..

Yağmurlar yağardı..

Ben seni sevdiğim zaman bu şehirde..

Ayrılık kurşun gibi ağırdı..

Beni affet...

Kaybetmek için çok erken..

Sevmek içinde çok geç..

Beni affet..

Bir adım kalmalı geriye..

Kırılmış şeylerin nihayetinde..

Yalnızlığın eşiğinde..

Beni affet..

Ben seni sevdiğim zaman bu şehirde..

Yağmurlar yağardı..

Ben seni sevdiğim zaman bu şehirde..

Ayrılık kurşun gibi ağırdı..

Beni affet..

Kaybetmek için çok erken..

Sevmek için çok geç..

Beni affet.."

 

Şarkı bittiğinde Demir içeri girdi ve perdeyi kapattı.. kesin içeride gülüyordu adım kadar eminim..

 

"Ne oldu ya?" Dedi Asya bize bakarak..

 

Tufan gülmemek için dudaklarını bastırdı..

 

"Ebenin ami oldu Asya çocuk böyle mi affedecek seni aklına sıçayım in şuradan" dedi Başar ve gidip pikapın kasasından Asyayi aşağıya indirdi..

 

"DEMIR NE OLUR AFFET YA!!" Diye bağırdı..

 

"Mahalleyi ayağa kaldırdın pis sarhoş sus" dedi Başar yüzünü buluşturarak..

 

"Çıkmıyor musun?" Dedi Asya eve baktı sonra etrafına.. Ne arıyor bu?

 

"Yenge dur-" Tufan tam hamle yapmıştı ki.. Asya elindeki koca taşı cama attı.. salonun sürgülü cami tuzla buz olup parcalinirlen.. kahkaha atıyorduk..

 

"Manyak kırdı cami" dedi Azra da gülerek..

 

"Annem belamızı okuyacak" dedi elif de gülerek..

 

Demire baktığımda kırılan camdan çıktı ve bize doğru geldi..

 

"Delirdin herhalde?" Dedi asyaya kaşlarını catip bakarken..

 

"Delirttin sayende delirdim.."

 

"Allahım sabır" dedi Demir gözlerini kapatarak..

 

"Özür dilerim.." dedi asya tekrar ağlayarak..

 

"Ağlama" dedi Demir.. şuan o kadar güzellerdi ki.. Demir ne kadar kızarsa kızsın Asyaya kiyamiyordu resmen.. Asya kollarını demirin beline doladiginda Demir bir süre kaldı öyle sonra kollarını oda doladı asyaya..

 

...

 

"Uyumuş mu?" Dedi Azra gülerek..

 

"Sızdı diyecektin herhalde" dedi Başar..

 

"Yaptılar cami bizim çocuklar temizlediler" dedi Poyraz..

 

"Ya hadi bizim bu yukarıda ki sarhoş deli siz nasıl uyarsanız ona " dedi Başar tekrar bize dönerek..

 

"Doğru söyleyelim eğlenmek için" Dedim gülerek.. Tufan bana kaşlarını catmis bakıyordu..

 

"Eğlence anlayışınız bu mu gülüm sizin?"

 

"Abi haklısınız da işte yani Demir abim zaten Asyaya kıyamaz.. Asya da o kafayla bunu buldu.. benim şarkılarım Demir ben ne söylesem dinler dedi.. çok uzgundu yani bizde dedik ki belki böyle üzüntüsü geçer.."

 

"Bak Demir kızgın elif kizginligindan öncesi Asya ya kırgın.. siz sadece Asya nin yanında durabilirsiniz ilişkilerine karışmayız evet Demir Asya'ya asla kıyamaz ama biraz da Asyanin üzüntüsü kadar Demir in kırgınlığını düşünün" dedi Poyraz.. haklıydı..

 

"Neyse sabah ola hayrola kalkalım artık" dedi Azra ayağa kalkarak.. sonra Poyraz a dönüp sarıldı..

 

"Eve geçince ararım uyuma olur mu?"

 

"Seranat mi yapacaksın sende?" Dedi gülerek..

 

"Poyraz.."

 

"Saka yapıyorum güzelim bekliyorum" dedi ve alnından öptü..

 

Tufana baktım..

 

"Bakma öyle bak" dedi ve sarıldı.. kızmıştı ki haksız da değildi yani.. parmak uclarimda yukseldim ve yanağını öptüm..

 

"İyi uykular" Dedim..

 

Gülümsedi ve burnumdan öptü.. seviyordum ya bu şapşalı..

 

'Hadi hadi yürüyün eve yemin ederim yoruldum sizin peşinizde koşmaktan" dedi Başar.. haklıydı adamı kırk yıl yaslandirmistik resmen..

 

..

 

Asya..

 

Sabah uyandığımda Demir yanımda yoktu ve kendi odamdaydim.. anlaşılan dün gece onunla onun odasında uyuduktan sonra beni buraya taşımıştı peki o neredeydi? Merdivenlerden indim..

 

Kızlar kahvaltı yapıyordu..

 

"Demir gitti mi?" Dedim yanlarına oturarak..

 

"Evet sabaha karşı getirdi seni.. bizde sorduk nereye diye ama cevap vermedi Tufana sordum sonra işleri varmış" dedi Mercan..

 

"Telefonu kapalı" Dedim göz yaşlarım gözümün önüne tekrar gelmişti..

 

Azra kalkıp yanıma geldi..

 

"Asya.. yapma böyle ona da hak ver biraz kafasını dinlesin bırak kırılmış baya baksana"

 

"Beni de o mahvediyor Azra onu benim kırdığımı bilmek kendime o kadar çok kızıyorum ki o kadar nefret ettiriyor ki bu his" Dedim ona sarılarak..

 

"Kemal sana 2 gün kafa izni vermiş"

 

"İyi yapmış çünkü ise gidebilecek durumda değilim." Dedim ayağa kalarak.. şuan iş vs hiç bir şey umurumda değildi.. Demir in yanında olmak istiyordum.. kollarında..

 

"Nereye gidiyorsun?" Dedi Mercan..

 

"Demiri bulmaya" Dedim ve odama döndüm.. üzerime ne bulduysam geçirdim resmen ve cep çantama cüzdanımı vs koyup odadan çıktım..

 

"Nerede arayacaksın yani işi varmış belki toplantidadir" dedi Azra.. ayakkabılarımı giyerken başımda dikiliyordu..

 

"Bilmiyorum ama kalbini alana kadar burada böyle oturmayacagim" Dedim

 

"Asya korkutma bizi" dedi Mercan..

 

"Başımı belaya sokmayacagim söz" Dedim ve yanağını öpüp evden çıktım.. Korkutu gördüğümde yanına ilerledim..

 

"Anahtar" Dedim elimi uzatarak..

 

"Nereye gideceksen yenge ben götüreyim"

 

"Bir daha söyletme anahtar Dedim" iç çekip anahtarı uzattı ve arkadaki arabaya yöneldi.. kafasıyla bir kaç adama daha isaret ederek alışmıştım artık ben Nereye 3 4 tane adam oraya o yüzden sorgulamiyordum..

 

"Asya.. gel kizum seninle biraz konuşalum hele" dedi asiye anne eve girerken anahtarı da korkutun elinden alıp arkasından gittim..

 

"Otur şöyle kizum" dediğinde kafam önde oturdum..

 

"Niye eydin o başıni kaldur bakalum.." Gözümden akan yaşı sildim hemen..

 

"Çok kırdım onu"

 

"Evet.."

 

"Beni asla affetmeyecek.. hoş o affetse ben affetmem"

 

"Demir in sana bir edepsizlugunu gördün mü?" Dediğinde kafamı kaldırıp ona baktım ve hayır anlamında salladım..

 

"Sana saygizlik sevgisizlik ettu mu?"

 

"Hayır.." Dedim burnumu çekerek..

 

"Kalp kırmak Kabe yıkmaktan daha kötüdür derler neden bileymisun?"

 

"Neden? Bilmiyorum.."

 

"Kabe Hazer oğlu İbrahim in yaptığı bir bina..kalp ise yüce Allahın nazergahıdır yani evidir.. gönül yıkmak kırmak..bin kabeyi yıkmaktan daha kötüdür.. Sen demirin seni seven kalbini kırdın kizum onun kırgınlığı ha bunadur.. içinde sen varken yaptin bunu.. o bu yüzden kızgın kırgın sana... içinde sen olan bir kalbi kirdugun için" dediğinde ellerimi yüzüme kapattım ve ağlamaya başladım.. ben beni böyle seven bir adamı kırmıştım..

 

"Şş ağlama bakayum her şeyin bir affı vardur.. o gönlü kiranda alanda sensun.. Demir boludadur nerden bileysun deme bilirum oglumdur benum o kaçtığı yerleru iyi bilurum onun" dediğinde gidip kollarımı asiye anneye doladim..

 

"Teşekkür ederim.. Bu şansı bana verdiğiniz için" Dedim burnumu çekerek..

 

"Bu şansi siz verdunuz birbirinize kizum ben aracı oldum.. Demir i nasıl sevduguni ha gözlerinden görüyorum ben.. gözleri Demir bakan sesiyle neşe bulan bir kizsun sen.. senden iyisinide o bulamaz" dediğinde yanağını öpüp kalktım ve evden çıktım

Arabaya binip çalıştırdım.. ve telefonu çıkarıp poyrazi aradım hoparlörlere aldım..

 

"Efendim Asya?"

 

"Ben boluya gidiyorum"

 

"Bolu mu? Ne alaka"

 

"Demirin yanına gidiyorum haberi yok söylemeyin.. bizimkilere söyle merak etmesinler diye aradım"

 

"Tek gidemezsin"

 

"Tek değilim.. Korkut falan arkamda şuan 3 araba adam dolu"

 

"Bizde geliyoruz"

 

"Poyraz.."

 

"Asya sağa çek bekle geliyoruz dedim tamam mı bak yanınıza gelmeyeceğiz ama seni tek yollama mıda isteme benden"

 

"Nerdesiniz?"

 

"Avm de sen?"

 

"Çevre yolunda hızlı olun" Dedim ve sağa çekip beklemeye başladım...

 

...

 

7 buçuk saat yol gelmiştik..

 

"Neresi?" Dedim Tufan a dönerek..

 

Parmağı ile bir bungalov evi gösterdiğinde derin bir nefes alıp ilerledim.. kapıyı çaldığımda bir süre sonra açtı..

 

"Asya?" Gülümsemeye çalıştım..

 

"Geldim" Dediğimde etrafına bakındı ve beni içeri çekti..

 

"Nereden buldun"

 

"Ben seni hep bulurum" Dediğimde iç çekip sominenin karşısına oturdu..

 

"Aç mısın?" Dedi bana bakmadan..

 

"Değilim" dünden beri hiç bir şey yememiştim.. karnım gurudayınca alaycı şekilde güldü.. ve ayağa kalkıp telefonu eline aldi.. yanına gidip elinden aldım..

 

"Mutfakta bir şeyler var mı dolu mu?" Dediğimde bana bakmadan mutfağa yöneldi ve buzdolabını açtı..

 

"Tavuk?" Kafa salladım ve dolaplara bakmaya başladığımda makarna buldum..

 

"Makarna?" Dedim onun gibi.. cevap vermeden üst mutfak dolabını açtı ve bir tencere birde wok tava çıkarıp tezgaha koydu.. gidip tencereye su koydum ilk başta ve elime kesme tahtası ve bıçağı alıp tavukları doğramaya başladım..

 

Nereden başlayacağımı bilmiyordum.. Karşımdaki adam suratıma bile bakamiyordu..

 

"Bizimkilerle eve çıkınca ilk yaptığım yemek tavuklu makarnaydı.. tadı o kadar guzel olmuştu ki hepsini yemiştik.. İlk yaptığın yemeğin tadı unutulmazmış" Dedim omuz silkerek.. yalandı.. çok kötü olmuştu..

 

"Yalan soylemeyi beceremiyorsun" dedi Demir.. güldüm..

 

"Evet.. kötüydü ama sonra güzel yaptım merak etme zehirlenmezsin"

 

"Neden geldin?"

 

"Kıyafetlerimi değiştirmek istiyorum.. burada giyeceğim bir şey var mı?" Dedim onu duymayarak..

 

Ayağa kalkıp üst kata yöneldi yani merdivenlerden çıkınca sadece bir yatak vardı zaten.. birde küçük bir dolapla iki küçük komidin..

 

Elindeki siyah kısakollu ve siyah pijamayı bana uzattı.. aldım yatağın üzerine koydum ve uzerimdekileri çıkarmaya başladığımda aşağıya indi..

 

Pijama belimde durmuyordu bile hoş tişört de elbise gibi olmuştu bu yüzden pijamayı geri çıkardım ve tişörtle indim aşağıya.. saçlarımı bilegimdeki toka ile topladım..

 

Pür dikkat beni izliyordu..

 

"Üşürsün" dediğinde omzumun üzerinden ona kısa bakış attım..

 

"O zaman somineyi daha fazla yak.. çünkü o pijama belimde durmuyor" Dedim.. ayağa kalktı ve somineye odun attığında gülümsedim..

 

..

 

"Açsana ağzını bi tadına bak" dedim catali uzatarak.. Derin bir nefes alıp ağzını açtı..

 

"Tamam bak ölmedin korkma ye hadi" Dedim tabağı ona uzatarak.. yedikçe yedim resmen bende..

 

"Eee içecek bir şeyler var mı? Yada dur surda bir şarap görmüştüm getiriyorum" Dediğimde bilegimden tuttu..

 

"Daha fazla içme"

 

"Peki.. su?" Dediğimde ayağa kalktı ve mutfağa gidip elinde bir su bardağı ile geri döndü bana uzattı..

 

"Teşekkür ederim" Dedim ve elinden alıp içtim..

 

"Kiminle geldin?"

 

'Poyraz Tufan Başar ve Kızlar" Dedim ona bakmadan..

 

"İyi.. şimdi gidin" dediğinde çatalı elimden bıraktım..

 

"Gidemem" Dedim..

 

"Asya.. ikiletme git"

 

"İstemiyorum Demir.. görmek istemiyorsan kafanı çevir çünkü bir yere gitmeyeceğim"

 

Sinirden gözlerini kapatıp açtı ve üst kata yöneldi.. sanırım yatmaya gitmişti.. tabakları toplayıp yıkadım ve koltuğa geçip yattım.. gözlerim yavaş yavaş kapaniyordu.. Ne kadar kaldım o koltukta bilmiyorum ama en son ayak sesleri duyunca gözlerimi kapattım..

 

Demirin kokusu burnuma dolmuştu.. Beni kucağına alıp üst kata götürdü ve yatağa yatırıp yanıma yattı.. Ne sariliyordu Ne başka bir şey.. kollarımı ona doladim..

 

"Uyumadığını biliyorum"

 

"Yakalandım desene"

 

"Neden gitmiyorsun küçük kız.. istediğin bu değil mi? Özgür olmak"

 

"Bu.." dediğimde kasılmıstı vücudu.. ama benden ayrılmadı..

 

"Benim özgürlüğüm senmişsin.. hapis olduğum kendimmis bunu anladım bu yüzden gidemiyorum bu yüzden geldim.." Cevap vermedi..

 

"İçinde bulunduğum kalbi tekrar tamir etmeye geldim.. senin dünyamı ettiğin gibi..ruhuma, bedenime, kalbime geldim ben Demir.. Asya ya geldim sana değil..seninde Demir e ihtiyacın olduğu için geldim"

 

"Bulabilecek misin o küçük kızı.. o kadar derinlerde ki" dediğinde gülümsedim..

 

"Deseler ki gideceğin yerde ölüm var.. derim ki ölümün olduğu yerde canım var.. boynunun kokusuna gülüşüne sesine yüreğinin güzelliğine ömrümü heba edeceğim bir adam var.. son nefesime kadar o derinlikte kaybolurum" Dediğimde uzanıp alnımı öptü..

 

"Hoştur bana senden gelen ya hil'at ü yahut kefen.. ya taze gül yahut diken kahrın da hoş lutfunda hoş.."

 

Dudaklarına yapistigimda.. o soğuktan titreyen içim alev aldı.. dudaklarım yerini buldu.. kalbim sahibini buldu... Ben kendimi buldum.. o kendini buldu..

 

...

 

Hayatında hiç bu kadar rahat uyudun mu Asya.. Demirin göğsünde uyuduğun uyuduğun kadar rahat uyudun mu? Uyumadım.. ondan ayrı geçen tüm gecelerim bedenime ağırlıkmış..

 

Dün gece çıkardığım tisortu yerden aldım ve üzerime giydim.. çıplak tenime deyen o güzel kokuku tişörtünü kokladım ilk önce.. daha sonra aşağıya indim..

 

Demir yoktu yine.. kaşlarımı çattım.. kapıya yöneldim ve açtığım sırada anahtarla eve girmeye çalışıyordu..

 

Kollarımı boynuna doladim direk..

 

"Nerdeydin?" Dedim ona bakarak.. kaşlarını çatıp üzerime bakti ve beni eve soktu..

 

"Sana giyeceğin bir şeyler aldım" dedi poşetleri uzatarak..

 

"Yaaa gerçekten mi?"

 

"Hadi giyin gidiyoruz" dedi ve salona yöneldi..

 

"Nereye gidiyoruz hayatım?" Bana dönüp baktı.. hayatım mi demiştim az önce ben?

 

"Hayatım?" Dedi kaşlarını havaya kaldırarak..

 

"Ben giyineyim" Dedim yukarı çıkarken belimden tutup kendine çekti..

 

"Bir daha söylesene" dedi kulağıma eğilerek..

 

"Ya Demir yapma.." Bana arkadan sariliyordu.. birden kendine döndürdü ve kalcamdan tutup kendine bastırdı..

 

"Çok güzelsin.." dedi dudaklarıma tekrar yapışarak..karşılık verdiğimde kalcami sıktırdı ve beni tutup havaya kaldırdı.. bacaklarımı beline doladim.. üst kata çıkarken öpüşüyorduk.. aşağıda telefon çalıyordu ve bu umurumda bile değildi.. arayan birazdan tekrar arasın..

 

Beni yatağa yatırıp hızla uzerindekilerden kurtuldu.. telefon ısrarla çalıyordu..

 

Demir boynumdan öperek aşağıya indi önce göğüslerime oradan karnıma oradan... vajinama..

 

Inlemelerimiz odayı doldururken beni kendine çekti ve içime girdi..

 

İkimizde rahatladigimizda.. Telefon çalmaya devam ediyordu..

 

"Yok susmayacak ben inip bakıyorum" Dedim ve yataktan kalkıp üzerime çarşafı doladim aşağıya indim..

 

Arayan Mercandi..

 

"Asya Allah aşkına öldük meraktan ne diye açmıyorsunuz? Az daha geliyorduk"

 

"Müsait değildik Mercan" Dedim Demir üzerini giyinmiş yanıma gelmişti.. utanç yanaklarıma dolmuştu yine..

 

"Hee o zaman normal ne bilelim Demir 15 dakika ya geliyoruz biz diyince merak ettik..şimdi müsait misiniz? Çünkü biz kurt gibi acıktık da sizi bekliyoruz"

 

"Bizi mi bekliyorsunuz?" Dedim Demire bakarak kafa salladı..

 

"Geliyoruz" Dedim ve kapattım..

 

"Nereye gidiyoruz?"

 

"Kahvaltıya hadi giyin de çıkalım" dediğinde üst kata yöneldim arkamdan geldi.. yatağa oturdu..

 

"İn aşağıya ya ben giyinip gelirim" Dediğimde pis pis sırıttı..

 

"Soyunurken bir şey yok giyinirken mi utaniyorsun" dediğinde yataktan yastığı alıp ona fırlattım.. o da fırlattığım yastığı alıp bana geri fırlattı..

 

"Sen görürsün şimdi" Dedim ve sırtına atladım.. sırtından kolayca beni yatağa yatırdı.

 

'Ama bu hiç adil değil sen benden büyüksün" Dedim üzerimde bana bakarken..

 

"Degil.. Sende beni yeniyorsun ben bir şey diyor muyum?" Diyince yutkundum.. dudaklarıma minik bir öpücük kondurup üzerimden kalktı.. Beni de kaldırdı..

 

"Hadi bir şeyler yemen lazım giyinde çıkalım" dedi ve aşağıya indi... Bu adamın her zerresine aşıktım ben.. hemde her zerresine..

 

...

 

"Günaydın" Dedim.. kahvaltı salonuna girerken daha doğrusu ahşap bir binaydı ve göl ayaklarımızın altındaydı.. etraf sonbahar renkleri hafif yağmurlu bir hava.. mis gibiydi burası ömür boyu kalabilirim..

 

'Günaydın"

 

"Günaydın"

 

Demir elimi bırakmadan masaya oturdu..

 

"Oh be sonunda biz sizi böyle görmek istiyoruz" dedi elif uzanıp elini sivazladim..

 

"Hep de böyle göreceksin zaten" Dedim Demire bakarak.. bana gülümsedi..

 

"Aaa asya yüzüğün yok" dedi tekrar..

 

"Evet ya taşı düştü durduk yere bende demir e verdim yaptırsın diye ama.." Dedim.. daha yüzüğümü geri vermemişti..

 

"Eskişehire gidince alırız" dedi bana bakmadan ve kahvaltısını yapmaya devam etti..

 

...

 

"Eee kalkalım mi artık görülecek çok güzel yerler var dönmeden bi gezelim" dedi Tufan ayağa kalkarak..

 

"Evet hem basara da değişiklik olur" Mercan da ayağa kalktı..

 

Demir elimden tutup önden önden gitmeye başladı..

 

"Kaçıyor muyuz anlamadım?" Dedim gülerek..

 

"Gel" dedi bana gülümseyerek..

 

Bir iskelenin ucuna durduk. Elini bırakıp biraz daha suya yaklaştım. Burası buyuleyiciydi resmen etraf turuncuyla kaplı suyun ışıltısı vuruyordu her yere..

 

"Çok güzel.."

 

"Evet" dediğinde ona döndüm.. Bana bakıyordu.. gidip kollarımı ona doladim ve uzanıp dudağına bir öpücük kondurdum.. Benden ayrıldı ve gözlerime baktı..

 

"Öyle süslü kalpli balonlar yapamam güzelim.. ama belki bunu yapabilirim" dedi diz cokerek.. göz yaşlarım kendini gün yüzüne çıkarmıştı ama bu sefer mutluluktan..

 

"Demir.."

 

"Benimle evlenir misin Asya?"

 

"Evet..EVET!!" Diye bağırdım.. ayağa kalktı..

 

Önce sağ elimden alyansimi çıkardı. Daha sonra kutudaki yüzüğü çıkarıp sol elime üzerine de alyansimi taktı.. kendi yüzüğünü de çıkarıp sol parmağına taktı.. kollarımı boynuna doladım..

 

"Seni çok seviyorum adam çok"

 

"Bende çok seviyorum kadın" dedi alnını alnıma dayadı.. dudaklarımı öpmeye başladığında karşılık verdim..

 

..

 

El ele tutuşup bizimkilerin yanlarına gidiyorduk.. orman havası o kadar güzeldi ki.. Demir gibi..

 

"Biraz geç mi oldu ne?" Dedim gülerek..

 

"Farkediyor mu?" Şaşırmıştı.. Ne kadar da böyle şeylerden habersiz..

 

"Aslında sen bana ikinci kez evlilik teklifi ettin.. ee ne demişler her erkeği diz çöktüren bir kadın vardır" Dedim gülerek..

 

"Alla alla bana bak küçük kız.. aramızda kalacak"

 

"Aman karizman çizilir" Dediğimde beni durdurdu..

 

"Ondan değil.. Bir gün güzelim kalbimizi burada bulacağız bana söz ver.. ölürsem beni burda bekleyeceksin.. burası benim senin ayaklarına kapandigim yer olacak.."

 

"Demir.. lütfen ölümden bahsetme" Dedim yanağını okşayarak..

 

"Söz ver.."

 

"Söz.. peki ben ölürsem.. sende burada bekleyecek misin?"

 

"Hayır.. yanında olacağım" dedi bana sarılarak.. çok büyük söz verdirmisti bana.. Allahim sen bana Demir in acısını yaşatma ondan önce öleyim ben...

 

 

..

 

 

"Vay vay vay" dedi Mercan.. elimi kaldırıp onlara gösterdim..

 

"Evlilik teklifi mi etti?" Dedi Azra yanıma gelerek..

 

"Yani.." Dedim Demire bakarak.. gülerek masaya oturdu..

 

"Hayırlı olsun abim" dedi Tufan Demirin sırtına vurarak..

 

"Darısı başınıza" Dedim..

 

"Eyvallah kardeşim Eyvallah"

 

"Sonunda valla en çok barışmanıza sevindim" dedi Poyraz...

 

"Barışmak? Küs değildik ki" Dedim demirin yanına oturarak.. omzuma elini koyup beni kendine çekti..

 

"Eee düğün tarihi ne zaman?" Basara döndüm..

 

"Yani asiye annenleyde konuşmak lazım" Dedim Demire bakarak.. gülümsemesi yüzünde büyüdü..

 

"Neye gülüyorsun?" Dedim karnına yavaşça vurarak..

 

"Hiç.. Ona kalsa yarın evlenelim" dedi..

 

"Aslında yaza yapabiliriz şöyle güzel bir kır düğünü. Ohh" dedi elif..

 

"Olabilir.." Dedim..

 

"2 gün sonra müzikal var ve sen hiç çalışmadın Asya ne söyleyeceksin ona karar verdin mi?" Dedi Mercan.. suratım düşmüştü.. 2 gün sonra İstanbula gidecektik..

 

"Heart Black soylemeyi düşünüyorum" Dedim..

 

"Beni yanlış anlama güzelim de o sarki zor değil mi? Nefesin yetecek mi?"

 

'Bakicaz" Dedim azraya dönerek..

 

...

 

"Dükkanı bir günlüğüne kapatmak çok iyi bir fikirdi ya hepimiz gelmek istiyorduk" dedi Hande..

 

"Asya heyecanlı misin?" Dedi Mehmet..

 

"Aslında yalan söylemeyeceğim evet çok" Dedim derin bir nefes alarak..

 

"Asya panik yapma lütfen bak biz sana inanıyoruz tamam mı sen başaracaksın eminim ben" dedi Kemal kolumu sivazlayarak.. elimi elinin üzerine koydum.. sagolsun 2 gündür yanımdan bir an olsun ayrılmamıştı..

 

"Desteğin için teşekkür ederim Kemal iyi ki varsın" Dedim gözüm kapıdayı..

 

"Sanırım gelmişler çünkü Tufan ve Poyraz i gördüm... On koltuklarda oturuyorlar" dedi Mercan.. ama bu içimi ferahlatmaya yetmemisti iki saattir içimde anlamsız bir acı vardı kalbimin orta yerine saplanmış kalmıştı korkuyla birlikte..

 

"Emin misin?" Dedim mercana dönerek..

 

"Evet biz geldik yazdı Tufan" dediğinde gülümsemeye çalıştım.. zaten biliyordum geleceğini bana geleceğim dediyse gelirdi..

 

 

Azra...

 

"Nerede kaldınız az kalsın kaciracaktiniz?" Dedim poyraza eğilerek..

 

"Azra... Demir vuruldu kurşun içeride hemde göğsünün orasindan vuruldu inat ediyor Asya bilmicek sahneden inene kadar duracağım diyor.. Ne kadar dayanabilir"

 

"Ne delirdi mi bu?" Dedim Demir e bakarak..

 

"Sorduğun soruya bak gülüm ne kadar dayanabilir?"

 

"Ne zaman vuruldu?"

 

"Yaklaşık 1 saat önce"

 

"En fazla yarım saat daha dayanabilir kan kaybını önleyebilirsek oda"

 

"Hallettik orasını başka bir şey olur mu?"

 

'Hemen ameliyat olması lazım kurşunun çıkarılması lazım.. Demir bana bak.." Dedim ona eğilerek..

 

"Bak bu şekilde çok dayanamazsın.. lütfen bir hastaneye gidelim.. Asya seni baygın mi görsün daha mı iyi?"

 

"İyim ben.." dedi sesi boğuk ve terliyordu.. vücuduna direniyordu resmen..

 

"Çıkıyor" dedi hande bana eğilerek.. alkışlamaya başlamıştı salon..

 

 

Asya şarkıya girdiğinde jüriye baktım.. kendi aralarında bir şeyler konuşuyordu ama anlamiyordum bile.. duyamiyordum..

 

Yapabilirsin güzelim başarabilirsin işte o Asyayi hep zorlayan çıkış geliyordu.. aksanı güzeldi Asya nin bu yüzden şaşırmadım söyleyebiliyordu..

 

Tek nefeste söylemişti.. demi lovato görse kıskanırdı herhalde.. ayağa kalkıp alkisladim.. sadece Demir e bakıyordu.. ondan alıyordu gücünü.. Demir e baktığımda gözleri seyriyordu.. kurşun yarasından ölmese bile şimdi kan kaybından ölecekti.. şarkı bittiğinde salon komple ayağa kalkıp alkışladı.. Poyraz in ayak ucundan geçip Demir in önünde durdum..

 

"Bak en fazla 15 dakika daha dayanabilirsin Demir lütfen-"

 

"Asya'ya gotur beni"

 

"Abi inat etme bak Azra haklı" dedi Poyraz..

 

"Asya" dedi ayağa kalkarak ve yavaş adımlarla da olsa asyanin kulisine yöneldi..

 

Asya kapıda ufuk beyle konuşuyordu.. bizi görünce gülümsemesi yüzünde büyüdü.. sonra Demir i görünce o gülümseme silindi yüzünde.. ve Demir en son dayanamayıp dizlerinin üzerine çöktü.. Asya hızla bize doğru koşuyordu ki Demir in önünde diz çöktü.. Demir Asya'nın göğsüne doğru yıkıldı..

 

"Demir.. sevgilim lütfen hayır sakın"

 

"Ambulansı ara hemen" Dedim Poyraza..

 

"Abi abi sakin bak sen yaparsın abim sakın" dedi Tufan da yere çökerek..

 

"Beni sevdiğini söylesene" dedi nefesi kesik kesik asyaya.. Asya kafasını havaya kaldırdı..

 

"Gözünü açınca söylerim bir tek" dedi goz yaşlarının ardından gülümsemeye çalışarak..

 

"Ya aça-açamazsam"

 

"Beni bırakmazsın ki sen.. bırakamazsın Demir söz verdin.."

 

Elini Asya'nın yanağına koydu ve baş parmağı ile göz yaşını sildi..

 

"Ağlama"

 

"Ben mi ağlıyorum.. Sen yanlış görüyorsun.. Demir Ateşoğlu'nun eşi olacağım ben ağlamak neymiş"

 

"Hala kötü bir yalancısın küçük kız" dedi gülümseyerek.. gözleri kapanmaya basladiginda.. Asya elini demirin yanağına koydu..

 

"Demir bana bak lütfen bana bak.. seni seviyorum seni çok seviyorum adam lütfen aç gözlerini bana bak" Diye bagiriyordu.. gözümden akan yaşı sildim.. Demir'in gözleri çoktan kapanmıştı...

 

 

 

İyi okumalar...

 

Loading...
0%