Yeni Üyelik
16.
Bölüm

16. Bölüm

@denisinmumu

"Babama borcun mu var?" dedim, Anıl bana baktı, "Babana değil buna borcum var." dedi.

"Niye borç yaptın ki?" dedim.

"Sağ kıç kenarım öyle istedi Derya!" dedi bıkkınca, "Peder bir halta yaramayınca mecburen yaptım."

Pavel bize sırtı dönük bir şekilde telefonla konuşuyordu, "Biz buradan nasıl kurtulacağız?" dedim Anıl'a tekrardan bakarken, iç geçirdi, "Şu iplerden kurtulup, telefonla bizimkilere haber etmemiz lazım." dedi.

"Niye polisi aramıyoruz lan?" dedim, başını bana çevirdi, "Fidyeyi polis mi verecek Derya?" dedi, "Bu yavşak her şeyi yapar, buranın vatandaşı değil polisi bile vurur o derece bir psikopat!"

Etrafıma bakındım, eski yıkık dökük bir depoydu burası, "Neredeyiz acaba?" dedim kendi kendime, başını bana çevirdi Anıl, "Daha önce de getirdilee beni buraya, son bir şans vermek için." dedi, "Ee?" dedim.

"Eski bir yağ fabrikasının deposu, Sherwood'un dışında." dedi.

"Şu an şehrin sınırlarına yakınız."

Anıl etrafını inceledi, Pavel bizim karşımıza durup, "Haldun borç için görüşmeye geliyor, Anıl'ı bırakırız ama Derya'yla hesaplaşmamız gereken konular var." dedi.

Kalbim kaburgalarımı tekmeliyordu neredeyse, benimle ne hesbaı olabilirdi ki, evet; babam onun annesini terk edip benim annemle evlenmiş olabilir, ikisini aynı anda idare edip abimle aynı yaşta olmasını sağlayabilir ama bu benimle hesaplaşması için bir sebep değil.

Ben bu olayların masum tarafıyım.

Yerimde kımıldanmaya çalıştım, Pavel gözlerimin içine bakarak, "Seni öyle bir yere satacağım ki; Erman ya da Arman her ne kimse yıllarca arayacak ama bulamayacak." dedi.

"Öyle bir adam alacak ki seni, Japonya'da bile sana dair bir iz bırakıp seni başka yerlerde saklayacak."

Anıl bana baktı, Pavel gözlerimin içine bakmaya devam ederken, "Onunla ne hesabın var?" dedi. Pavel sakince başını Anıl'a çevirdi, gözlerinde anlatöaya kelime bulamadığım ama nefretten kaynaklanan bir parlaklık vardı, "Sen kendi hesabını düşün." dedi.

Pavel'in gözlerine baktım, "Baş söyle yapalım, bizi bırak, borcunu ödeyelim polise de gitmeyelim." dedim.

"Sen fazla mı film izliyorsun?" dedi. Gözlerimi devirdim. Pavel gözlerini kısıp bana bakmaya devam ederken, "Onun canı içinazarlık yapamazsın, zaten ondan istediğim şey de pis canı değil zaten." dedi.

Başımı iki yana salladım, düşünmem lazımdı. Derin derin nefeslar alıp, "Tamam ne istiyorsun, bana izin ver onu ayarlayayım." dedim. Ellerini beline koydu, "Paramı." dedi. Başımı salladım, "Tamam, telefon numaranı gizleyip babamızı ara, sonra da telefonu kulağıma koy." dedim.

Bana baktı, anlam vermeye çalıştı; "Hadi."dedim. Kaşlarını kaldırıp sakince telefonunu çıkardı, "Neden onun borcu için çabalıyorsun ki?" dedi. Göz ucuyla beni izleyen Anıl'a baktım, "Çünkü o benim dostum, hastalığımı anlayıp beni koruyan ve yanımdan kaçmayan tek kişi. Hayatımda ilk defa arkadaş edindim ben. Zamanında senin aile sahibi olmaya çalıştığın gibiydim." dedim. "Bir arkadaş arıyordum kendime, sonra buldum. Babam seni terk ettiyse bu onun sorunu Pavel, seni sevmediyse bu onun kötülüğü."

"Kendim adına konuşmuyorum ama babamın senden sonraki çocklarını sevmesinde bizim de suçumuz yok." dedim, "Hem senin de annen var, seni terk etmeyen."

"Hayatta her şey olur." dedim. Bir şey söylemeden telefonu kulağıma koydu. Karşı taraf telefonu açıp, "Kimsiniz?é dediği an sesimi çıkardım, "Baba, Pavel'e borcun var." dedim.

"Pavel?" dedi, "Ne borcuymuş?"

Pavel'in gözüne baktım, "Biraz babalık biraz da Yüz elli bin dolarcık." dedim.

"Derya, sen bu işe karışma."

"Benim yaşamamı istiyorsan parayı getir bari" dedim.

"Sen neredesin?" dediğinde Pavel telefonu kendi kulağına götürdü,"Çok sevgili Arman Bey, canınızdan çok sevdiğiniz oğlunuz ve yanındaki şahsiyetin yaşamasını istiyorsanız bir pazarlık yapmanız gerekecek." dedi.

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%