@denizindibindekiay
|
"Herkes evlerinin kapılarını ve pencerelerini kitlemeyi unutmasın! Dışarı çıkma yasağı yarım saat içinde başlayarak. Evlerinizdeki bütün mum ve gaz lambalarını söndürmeyi unutmayın." Dört bir yanı ormanlarla kaplı olan küçük kasabanın reisi boğazını yırtarcasına insanları uyarmaya devam ediyordu. Bu gece Parlayan Ay zamanı başlayacaktı. Kasabanın etrafından bir kaç kilometre ilerisinde yasaklı ormanlar başlıyordu. Ancak Parlayan Ay zamanında bütün ormanlar yasaklı ormandı. Bu küçük kasaba yüz yıllardır ayaktaydı. Parlayan Ay zamanına sözde alışmışlardı ancak herkesin içindeki korku ve huzursuzluk kasabanın havasından anlaşıyordu. ••• Kasaba gecenin karanlığı ile bir olmuştu. Ormandan yankılanan huzursuzluk veren küçük sesler evlerinin içinde nöbette olan bir kaç kasabalıyı rahatsız ediyordu. Aradan geçen saatlerden sonra Geceye karışan bir çığlık ile uyanık olan insanların ruhlarını korkuya teslim ettiler. Ama kimse evinden çıkmaya yada pencereden bakmaya yeltendi. Bu bazıları için korkaklık bazıları için ise yapılması gereken. Çünkü geçmişte bunun gibi olaylar yaşanmıştı. Pencereden bakanlar yada yardıma gidenlerin hem kendileri hemde bulundukları evlerindeki insanlar öldürülmüştü. Kimse Yasaklı Ormanı tehlikeli yapan canlıları ya da Parlayan Ay zamanında saklandıkları canlıları görmemişlerdi. Bilinmeyen tehlike bilinen tehlikeden daha fazla korku salar. Ancak bu gece merakına yenilen küçük bir kız için o kadar tehlikeli gelmiyordu. Duyduğu çığlık ile uyanmıştı. Yatağında doğruldu ve hemen yatağının yanındaki pencereye yaklaştı. Abisi ve babası, onu ve ikizini yüzlerce kez uyarmıştı ama küçük bir çocuk için merakını engelleyecek bir neden yoktu. Odanın diğer yanındaki kız kardeşini yatağından kontrol ettikten sonra pencerenin perdesini hafif araladı ama gördüğü tek şey babasının pencereye çaktığım tahtalardı. Bu pencereli sonradan yapılmıştı. Küçük kızının isteğine göz yumamayan adam kızlarının odasına bir pencere yapmıştı. Ancak pencer için demirciye sipariş ettiği büyük kapaklar gelmemişti. Bu yüzden adamda kapak gelene kadar Parlayan Ay zamanı yüzünden pençeye tahta çalmıştı. Küçük kız cama daha fazla yaklaştı. Tahta parçalarının aralarındaki boşluklardan büyük olanına yaklaştı ve gözlerini kısmasına gerek kalmadan dıraşıyı görebiliyordu. Gördüğü görüntü ile gözleri şaşkınlık ve korku ile genişlemişti. Yerde yatan kanlar içindeki kadın onu fazlası ile korkutmuştu. Gözlerini sonunda cesetten çektiğinde hemen penceresinin önündeki evin duvarına yaslanmış gence görmesi ile bütün vücudu donmultu. Gözünü kırpmadan gence bakıyordu ve gözünü çekmiyordu. Çünkü gençde ona bakıyordu. |
0% |