Cinayet
Elimde kanlı bir bıçak, yanımda ikizim , tam karşımda ise ölü bedeniyle yerde duran babam vardı. Ben o adama, tam yirmi üç sene katlanmıştım.
İkimizin de her yeri kan içindeydi. Ama yine de, içim rahat değildi. Çünkü biz ona işkence çektirirken bile gülüyordu, psikopat bir insandan başka bir şey değildi. Uyuşturucu bağımlısıydı. Ona işkence yaparken ikimizinde en keyif aldığı şey, onun acı çekerek ölmesiydi.
Hiç tereddüt bile etmedik. Çünkü o annem öldükten sonra bize sayamıcağımız kadar dövmüş ve bize eziyet ettirmişti. Babamın arkadaşı yoktu, zaten onu annemin cenazesinden sonra görenler o günden sonra hiç kimse ona bir şey demedi veya konuşmadı yanına bile yaklaşmadılar. Çünkü herkes onun o günkü tavrından sonra korkmuşlardı. Annemin cenazesine biz yalvardığımız için getirmişti.
Yoksa ona sorsak bizi hiç getirmezdi. Biz annem öldüğü için ağlarken, o tek bir göz yaşı bile dökmemişti. Çünkü bunu kardeşim ve bende biliyorduk annemi hiç sevmiyordu. Anneme babamla boşanmasını onu hiç sevmediğini söylüyorduk. Ama buna inanmıyordu. Çünkü o adamdan o kadar hoşlanıyorduki, gözü hiç bir şey görmüyordu.
Anneannemin söylediğine göre annem biz doğmadan ve babamla evlenmeden önce başka bir adamla birlikteymiş. O yüzden anneannem hep bizim babam dediğimiz kişi değilde annemin o zaman takıldığı adamın çocuğu olduğumuzu söylemişti. Ama annem tam tersine, öz babamızın şuan öldürdüğümüz adam olduğunu söylüyordu.
O bize bir babaymış gibi gelmediği için Doğan dedik hep, ama annem bize ona baba dememizi istiyordu ama asla demedik. Tam o sırada bunları düşünürken arkamızda ki kapı açıldı ve tanıdık bir ses duyuldu.
"Biz bu adamın cesedini nereye götürücez? " dedi Gece.
"Biz neyseki onun gibi vicdansız değiliz. Ormanlık bir alanda, kimsenin gitmiceği bir yere gömmeliyiz. En azından onu böyle bir yerde bırakmıyorum. Onun gibi bir vicdansız değilim. Yoksa, onu burda çürümeye bırakırdım" dedim.
O sırada yanımda olan ikizim İklim söze girdi. "Bari onu koymak için bir çanta filan bir şey getirinde, üzerini kapatalım. Yüzüne artık hiç bakmak istemiyorum." dedi İklim. Sonra bir spor çantasının içine koyduk. O sırada İklim yine konuşmaya başladı. "Beni kan tutuyor unuttunuz mu siz burayı halledin sonra şunu gömelim."
Yerdeki kanları temizledik ve arabaya doğru yol almaya başladık. Birkaç dakika arabada kimseden ses çıkmadı en sonunda Gece söze girdi."Silahla kolayca öldürmek yerine neden bıçakla öldürdün, acaba Kardelen." "Nedeni," diye söze girdim. "Silahla öldürseydim acı çekmezdi bıçakla öldürdüm ve bize yaptığı gibi, acı çektirip öldürdüm." O sırada İklim de aramıza katıldı.
"Unuttun mu yoksa Gece?" dedi
"Neyi unuttum mu İklim?"
İklim o sırada yine konuşmaya başladı. "Bazı geceler gizlice senin yanına geliyorduk. Yüzümüzün nasıl bir hal aldığını, nasıl acı çektiğimizi sen de çok iyi biliyorsun." Gece bunu duyunca sarsıldı bir dakika sonra kendine biraz gelince konuşmaya tekrardan başladı.
"O günleri hiç unutmadım yanıma her geldiğiniz de sizin kadar ben de acı çekiyordum. Bunun için ilk yardım dersleri aldım. Sizi onun elinden alamadım ama yaralarınızı sarabildim. Her şeyi denedim ama sadece yaralarınıza çare olabildim."
O sırada ortamı ıstmak için söze ben atladım. "Senin elinden bir şey gelemezdi, bunu denediğinide biliyoruz. Ama sen vücudumuzda ki yaralara çözüm oldun. Bunu bizde hiç unutmıcaz." dedim. Sonrasında ise büyük bir sessizlik çöktü yine.
Arabanın sürücü koltuğunda ben vardım, yanımda da ikizim vardı, arkada ise Gece oturuyordu. Babamın cesedini bagaja koymuştuk ama nasıl olduysa yolu yarılamışken, kan kokusu arabanın içine yayıldı. Bu yüzden hemen arabayı durdurdum.
Arabayı durdurduğum anda İklim arabadan hızlı bir şekilde indi. O indikten sonra bizde hemen arabadan indik.
Tam o anda Gece ile aynı anda "İyi misin?" diye sorduk yüzünü göremiyordum çünkü arkası dönüktü ama şuan çok kötü bir durumda olduğunu biliyordum. Sonra ben konuşmaya devam ettim.
"Miden bulanıyorsa kusa bilirsin." İklim yüzünü bize çevirdi ve hayır anlamında başını salladı beş dakika sonra kendini toparladı ve konuşmaya başladı.
"Biraz burda duralım. O sırada sizde torpido gözünde yanımda hep taşıdığım parfüm var. Cesedi çıkardıp parfümü sıkın sonra da buradan defolup gidelim." dedi.
İlk önce Gece ile birbirimize baktık sonra tamam anlamında başımızı salladık ve İklimin dediği gibi arabayı resmen parfüme boğduk.
İşimiz bitince İklimin yanına geçtik o sırada ben de cebimden bir tane sigara paketi çıkardım ve çakmakla yaktım. Gece de bunu görüp "Banada verir misin?" diye sordu.
"Sen normalde içmezdin Gece, yine neyin derdine düştünde içmek istiyorsun?" dedim.
Çünkü Gece ya çok güzel bir şey olduğunda sigara içerdi ya da bir şeyin derdinde olunca içerdi ama çoğunlukla dertli olduğu için sigara içerdi.
O sırada cevap verdi. "Bir şeyin derdine düşmedim bu sefer bu şerefsiz herif öldüğü için sigar istedim. Şimdi sigara vericek misin, soruna cevap verdiğim için." dedi. Bende sözünü tekrar ettirmeden, sigarayı ona verdim.
Aradan en fazla beş dakika filan geçti ve bir ses duyuldu. "Sesi duydunuz mu? Nereden geldi bu ses?" dedi İklim. Üçümüz de birbirimize baktık ve sesi dinlemeye devam ettik. Sesi anlamaya çalışırken Gece hızlıca konuştu.
"Araba sesi gibi bu şu sağ tarafta ki ağaçların arka tarafından geliyor gibi." dedi sessizce. İkisine hızlıca sus işareti yaptım.
O sırada İklim'e sessizce fısıldadım. "Ben Gece'yle ne olduğuna bakıcam, sen de etrafa bak başka birisi var mı diye yanında zaten silahın var, bir şey olursa silahınla havaya iki kere sık." dedim.
"Ama size bir şey olursa Kardelen, o zaman ne olucak?" hızlı şekilde cevap verdim.
"Bize bir şey olmayacak. Bizimde silahımız var, bir şey olursa bizde havaya iki kere sıkıp seni uyarırız." dedim ve o bir şey demeden Gece'yi kolundan sürekliyip sesin geldiği tarafa gittik.
Gece o sırada tam bir şey diyecekken elimle ağzını kapattım. İkimizde ağacın arkasından arabanın olduğu yere baktık.
Arabanın yanıda arkaları dönük iki adam vardı, ve arabanın bagajı açıktı.
Sonra arabadan iki kişi daha indi, dördünün de yüzünü görmemiştim. Ama sanki içlerinden birisini hatırlıyor gibiydim, yüzünü görmediğim için kim olduğunu çıkaramadım. İçlerinden birisi bir şey söyledi, ama çok uzakta olduğumuz için ne dediğini ikimizde hiç bir şey anlamadık. Oradaki bir tane adam ise açık olan bagaj'dan, bir insan şeklini almış çöp poşeti aldı, ve önlerinde çukurun içine attı.
O sırada Gece ile birbirimize baktık, ve ikimizde o poşetin içinde birisinin cesedi olduğunu o an anladık. Cesedi gömdükten sonra görebiliceğimiz şekilde yüzlerini çevirdiler, bizim olduğumuz tarafa bakmıyorlardı ama bir kişinin yüzü beni hayrete uğrattı, çünkü karşımda Can Günay yani benim eski sevgilim vardı.
O sırada hiç olmıcak bir şey oldu, bizim arabamızın olduğu taraftan iki kere silah sesi duyuldu ve dördünün de yüzü bizim olduğumuz tarfa döndü, ama biz o sırada arabanın olduğu tarafa doğru koşmaya başladık.
Ben ise ikizim İklim'in başına ne geldiğini düşünüyordum, tam o sırada İklim'i gördük ve konuşmaya başladı. "İki saattir sizi bekliyorum, öldünüz zannettim!" dedi. Ama daha büyük bir sıkıntımız vardı.
Bizim bulunduğumuz yere gelen ayak sesleri vardı. "İklim şuan bunu tartışamam şimdi arabaya bin yoksa, o zaman üçümüzde ölücez." dedim bağırmamaya çalışmıştım ama İklim'in yaptığı bu şekilden dolayı sesim yüksek çıkmıştı. Üçümüzde hızlı bir şekilde araba bindik ve gazı fulledim.
Arkamızdan ise silah sesleri duyuldu, ama arabaya denk getiremediler. Beş dakika boyunca hiç bir şey demeden durduk ve babamın cesedini gömüceğimiz yere geldik. İklim tam bir şey diyecekken sözünü kestim.
"Sakın İklim! Benden özür dileme seninle evde görşücez tek kelimeni bile şuan duymak istemiyorum!" İklim bu lafımın üstüne sustu.
🥀
Eve geldiğimizden beri kimseden ses gelmiyordu. Gece ve İklim üçlü koltukda televizyon izliyorlardı, ben ise ayakta bir plan düşünüyordum.
"İklim senin yüzünden yakalanıcaktık, yakalansak neler yapabilceklerini düşün." dedim.
"Kardelen bir şey söylemek istiyorum, onlardan birisi eski sevgilin Can değil miydi?" dedi Gece.
İklim şaşırmış bir şekilde bana baktı sonra hızlı bir şekilde söze girdi. "Nasıl yani, Can Günay mı? Eski sevgilin olan Can orada ne yapıyorlardı?" İklim'in neden bu kadar soru sorduğunu anlıyordum, çünkü benimde aklımda çok soru vardı.
"Evet, eski sevgilim olan Can oradadaydı ve en önemli konu ise dört kişi birlikte birisini gömüyorlardı, Gece de gördü. Muhtemelen onlarda bir cinayet işlediler. Şimdi bir planım var beni iyi dinleyin o yüzden." planı anlattıktan sonra yaklaşık bir buçuk saat boyunca oturduk saat gece yarısına gelirken, telefonumun mesaj sesi duyuldu.
Kimden mesaj geldiğine baktığımda ise çok şaşırmadım, mesaj Can'dan gelmişti.
Can:Kardelen merhaba, seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum yarın saat birde bir kafede buluşma şansımız var mı?
Kardelen: Merhaba Can eğer tekrardan sevgili olmak istiyorsan cevabım hayır, ama başka bir konuysa olabilir.
Can: Yok tekrardan sevgili olmak için değil, başka bir konu ile ilgili.
Kardelen: Tamam o zaman, yarın görüşürüz.
Can: Görüşürüz
Büyük bir savaşa başlamıştık ve bunun sonu nereye gidicekti hiç bilinmezdi.
Sonumuz ya kötü bir şekilde olucak ya da iyi bir sonumuz olucaktı bunu ise gelecek göstericekti.
🥀
Saat bir'e yaklaşıyordu, üçümüzde hazırlandık. İklim ve ben aynı şeyleri giymiştik ve aynı saç modelini yaptık. Ev'den çıktık, ve buluşucağımız kafeye doğru gittik.
Ama Gece ve ben içeriye geçtik, İklim ise dışarıya oturdu. Yaklaşık on dakika sonra, üç kişi dışarıda İklim'in oturduğu yerin biraz yakınına oturdular.
Üçü de, dün gördüğümüz adamlardı. O sırada Gece'den kahve getirmesini söyledim.
Birkaç dakika sonra Can da geldi ve İklim'in karşısına oturdu. Gece o sırada kahveleri getirdi ve İklim de evde dediğim gibi, Canla bir şeyler konuştu.
Bizde Gece'yle birkaç dakika bekledikten sonra dışarı çıkıp, Can ve İklim'in yanına gittik. Can beni görünce şaşırdı ve yakınlara oturan üç kişi de şaşırdı o sırada Can söze girdi.
"İklim sen ve Gece niye geldiniz?" diye sordu
"Sen beni salak mı sanıyorsun Can, bu arada ben İklim değilim karşında otuşan kişi İklim, ben Kardelen'im. Sen beni hiç bir konu hakkında çağırmıcağını bildiğim için şüpelendim sen beni yine salak yerine koydun heralde. Seni biraz da salak olduğun için ayrıldım. Bu arada..." dedim ve üç kişinin oturduğu yere doğru dödüm ve sözüme devam ettim.
"Bu üçününde senin arkadaşın olduğumu biliyorum, yani sıradan insanlar gibi davranmayı bırakın. Nasıl mı anladım çünkü normal bir insan, uzaklara bir yere oturur."
Bu dediğimden sonra içlerinden birisi konuştu. "Kız zeka küpü bu nasıl bir şey, bir de bu ikisi nasıl bu kadar birbirlerine benziyorlar, bir ikizilerin bu kadar benzemesine normal mi?" soru sormaya devam ediceği sıra yine içlerinden birisi konuştu.
"Alp ya sus ya da eve gidince seni bir güzel döviyim, nasıl fikir?" kimse bir şey demeden konuşmaya devam edicekken Can sözümü kesti.
"Kardelen sadece bir soru sorucam, her şeyinizin aynı olmasının nedeni benim aklımı bulandırmak için mi, yoksa sen yine İklim'e kızgınsında yine aynı giyindiniz?" dedi. "İklim dün muhteşem akşamımızı berbat ettiği için kızdım, ve bugün de yine bu cezayı yaptım. Ayrıca, ne ile ilgili soru sorucaksan da hızlı sor, yoksa burdan defolup giderim."
Can bunun üstüne direk konuya girdi. "Dün akşam bir yere gitmiştim on gibi sana benzeyen birisini gördüm de, ben ona bakamadan koşup gitti. O kişi sen miydin?" tabiki de böyle bir şey yapıcaktı ama benim de böyle bir şey düşünüceğimi unutmuştu, buradan sonra bir işim olduğu için sorusunu hemen cevapladım.
"Dün akşam dokuz gibi Gecelere gittik. İklim'e kızgın olma sebebim bardak kırması ve gece boyu, kırık parçaları toplamamız ama bu olay olmadan önce on gibi fotoraf çekmiştik istersen onu gösteriyim." dedim ve telefonumu çıkartıp, dün çekilmiş olduğumuz ama saatini değiştirdiğimiz fotorafı açıp gün, ay, yıl ve saat'ini gösterdim yanında ki arkadaşları da baktı.
"Eğer cevabını aldıysan yeni sevgilim'in yanına gidicem." Can şaşırmış bir yüzle bana baktı.
"Sen hemen beni bıraktıktan sonra başkasını mı buldun?" dedi.
"Evet. Neden bu kadar şaşırdın, neyse beni bekliyor görüşürüz." dedim ve üçümüzde hemen arabaya doğru giderken, Alp denilen çocuk arkamızdan onlara şunu söyledi. "Kız sevgilisinden ayrıldıkan sonra nasıl bu kadar hızlı bir sevgili bulmuş lan, benim yanıma ise hiç kız yaklaşmıyor." diye arkamızdan söylenmeye başladı.
Arabaya bindik ben, İklim ve Gece'yi eve bıraktım ve oradan sevgilimle buluşucağımız yere geldim, yarım saat önce gelmiştim ama bekliye bilirdim. Araba'dan indim ve tam yürürken durdum, ve içimde bir nefret duygusu büyümeye başladı.
Çünkü sevgilim Mert başka bir kızla öpüşüyordu. Hızlıca onlara gözükmeden arabaya doğru giderken ona mesaj attım.
Kardelen: Mert merhaba benim işim çıktığı için gelemicem, ama akşam bir konu hakkında konuşmak istiyorum o yüzden akşam sekiz'e doğru attığım konuma gelir misin?
Beş dakika sonra mesajıma cevap verdi.
Mert: Sorun değil bebeğim, akşamda işim yok gelirim.
Kardelen: O zaman tamam, akşam görüşürüz.
Mert: Görüşürüz.
Hiç bir şey yanıtsız kalmayacaktı. İşin içinde kendi ölümüm olsa bile, ama söz konusu ihanet ise o zaman gözüm hiç bir şey görmezdi.