@dikisinizleri
|
salep ve yıldızlar İnsanın kendisini bir konuda boşlukta hissetmesi kadar kötü bir şey yoktu sanırım.Eskileri özlüyordum babamın bana masal anlattığı,babam ve annemle akşam sahile indiğimiz,babamla kitap okuduğumuz,babamla salep yapmamızı ve yağmur eşliğinde içtiğimizi.. Babamla ilgili herşeyi özlüyordum.Artık babamı sadece gece görebiliyordum. Alarmın cızırtılı sesiyle uyanmak tabii ki isteyeceğim son şeydi.Zar zor uyanıp telefonu elime aldım ve gelen bildirimlere baktım.Her zaman ki gibi hiç yazmadığım sınıf grubundan ve İremden mesaj gelmişti.Kahvaltıdan sonra bakarım diye düşünüp telefonu komodinime koyucaktım ki,bir şey dikkatimi çekti.Tarihe baktım hemen.Bu gün 7 kasımdı.Bu gün benim babamın doğum günüydü.Bu gün bana her şeyi öğreten kişinin doğum günüydü. Üstümde belli belirsiz bi durgunluk vardı.Bu durum İremin gözünden kaçmamıştı tabii ki.Ona dönük değildim, ama bana baktığını fark edebiliyordum "Neyin var Hazal? İyi görünmüyorsun." Her ne kadar yalan söylemek istemesem de söylemek zorundaydım. İreme babamın eve gelmediğini söylemiyordum.Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirerek ona cevap verdim. "İyiyim.Kışa yaklaştığımız için soğuklar yoruyor sadece." Ne kadar inandırıcı oldu bilmiyordum ama İremin yüzünde bana inanmadığını gösteren o ifadeyi gördüm.Kahretsin beni çok iyi tanıyordu! "Hazal ben senin içini biliyorum.Ne olduysa dökül hadi." Ne söyleyebilirdim ki? "Babam son zamanlarda geç geliyor ve bu gün onun doğum günü,ama ben gelip gelmeyeceğini bile bilmediğim için,ona sürpriz hazırlayamıyorum." Bir an gerçekten herşeyi İreme anlatmak istedi bi yanım. Ona bir şeyi anlatmayınca iyi hissetmiyordum.İrem beni rahatlatan kişiydi.O benim yeri geldiğinde psikoloğumda oluyordu" "Bu gün babamın doğum günü." Şaşırmıştı.Neden böyle bir günde durgun olduğumu sorguluyordu büyük ihtimalle. "O zaman okul çıkışı avmye gidelim. Babana bir şeyler bakarız hem bende alırım Onur amcaya." Hiç gitme hevesim yoktu ama akşam babam gelirse çok mutlu olurdu.Bir ümit diye düşündüm.Bir ümit belki bu gün erken gelir."Bu gün erken gelir misin baba? Seni çok özledim de. Eski bizi çok özledim baba.." "Tamamdır." Konuşmamızın bitişinin üstüne kapıda beliren Borayı gördüm.Siyah saçlarını taramış,saçlarıyla aynı renk olan bir hırka giymişti.Yerine oturdu ve defterlerini çıkarttıktan sonra bize gülümseyerek konuşmaya başladı. "Günaydın.Nasılsınız?" Bora sınıfa yeni geldiği için çoğu kişiyle yakınlık kurmamıştı.Tahminlerime göre öyle çokta arkadaş edinmek ister gibi bi hali yoktu. "Günaydın Bora. İyiyim sen?" dedi İrem. "İyiyim bende." dedikten sonra bana döndü. "Sen nasılsın Hazal?Durgun gibisin." "İyi." dedim.Gerçekten çok ruhsuzdum bu gün ve onunda dikkatini çekmiştim. Dersler çok hızlı geçiyordu.Hiç bir derse kendimi verememiştim,sadece başımı sıraya yaslayıp düşünmüştüm.Babama ne alabilirim? Acaba bu gün eve erken döner mi? Beynim bulanmıştı artık.Biraz hava almaya ihtiyacım vardı sanırım.Sıradan kalkıp hızlıca kendimi okulun arka bahçesine attım.Bu bahçede ki çiçekler,yeşillikler insanın içini rahatlatıyordu.Arkamdan gelen ayak sesleriyle bir an irkildim.Arkamı döndüm ve Borayı gördüm.Bana yaklaştı ve elini omzuma koydu. "Bir anda sınıftan çıktın gittin,kaç derstir de sadece yatıyorsun.Bir sorun mu var?" Beni merak etmesi istemsizce hoşuma gitmişti.Yüzüme iyi olduğumu hissedebileceği bir gülümseme yerleştirdim.Her şey dış görünüşte görünen o ifade değildi. "İyiyim.Babamın doğum günü bu gün ona ne alabilirim diye düşünüyordum." dedim. Bu sefer o yüzüne bir gülümseme ekledi. "Gerçekten iyi misin Hazal?" Beni merak etmişti.Ve beni daha önce İrem ve annemler dışında kimse merak etmemişti.Hoşuma gitmişti.Ona aynı samimiyette cevap verdim. "Gerçekten iyiyim Bora."dedim.Elini omzumdan çekti.Gülümsemeye devam ediyordu.Hayır gerçekten içten gülümsüyordu ve bu bana ait olduğun yerdesin hissi veriyordu.Birbirimizle konuşurken sadece gülümsüyorduk ve bu içten bir gülümsemeydi. "İyi olmana sevindim." sanki ne diyeceğini bilemiyor gibiydi ama devam etti. "Kantinde oturalım mı biraz? Canım sıkılıyordu benimde hem.Son bir ders kaldı zaten." Bir yanım oturmak istiyordu.Bir yanımsa yalnız kalıp kafa dinlemek istiyordu.İkinci düşüncem daha baskın gelmişti.Gerçekten biraz yalnızlığa ihtiyacım vardı. "Teşekkürler ama ben biraz yalnız kalsam iyi olucak Bora.Buna biraz ihtiyacım var gerçekten." dedim. Kaşlarını çattı.Sanırım gerçekten iyi olmadığımı düşünüyordu.Buna daha ben bile emin değildim.Israr etmedi ve elini kaldırarak arkasını döndü.O sırada ona teşekkür etmem gerektiğini düşündüm ve arkasından bağırdım. "Bora! Teşekkür ederim." Bana döndü. "Ne için?" diye sordu.Gözlerinin içine baktım tüm samimiyetimle.Şuan gülümserken yanağımdaki gamzemin ortaya çıktığını düşünmüştüm. "Beni merak ettiğin ve nasıl olduğumu sorduğun için." dedim. Ne diyeceğini bilememişti.Kelimeleri seçmeye çalışıyordu fakat bir şey demedi.O da bana gülümsedi ve gitti. İnsan geçmişi özlerdi.Geçmişteki kötü,iyi ne varsa özlerdi.Yaş ilerledikçe,insan daha çok kopuyordu hayattan sanki.Eski neşesi,eski heyecanları,eski hevesleri yok oluyordu birden.Birde geçmişte takılı kalmışlar vardı.Geçmişi hala aşamamışlar.Ben onlardandım işte. Kafamdaki düşünceler asla susmuyordu.Okuldan çıktıktan sonra İremle eve uğramadan avmye geçmiştik.Annem anneannem hastalandığı için bu günlük onlarda kalacağını haber vermişti.Bu gün tektim. Babama bir kol saati almıştım.İrem de, polo yaka bir tişört almıştı.Saat neredeyse altıya geliyordu ve ben umudum olmadığı halde salonu süslemiştim.Babama çilekli bir pasta almıştım.Kendime bir salep yapıp balkona geçtim.Kafamı gökyüzüne çevirdim ve yıldızları izlemeye başladım.Sizce babam gelicek mi? O ama doğum günlerini hep bizimle kutlar hep.. İkinci salepimi de bitirmiştim.Saat dokuza yaklaşmıştı.İrem aramıştı,babamın gelmediğini söyleyince o da bize gelmemişti.Evde tektim.Gerçekten yalnızdım. Gökyüzündeki yıldızları izlemek bana huzur veriyordu. Saat on ikiye yaklaşıyordu.On iki olmasına sadece üç dakika kalmıştı.Pastayı alıp balkona geçtim.Yıldızlar ışıl ışıldı.Gökyüzü kapkaranlıktı.Benim içimde karanlıktı ve beni aydınlatacak bir yıldızım bile yoktu.Dakikalar bitmişti. Saat on ikiydi. Pastanın üzerindeki mumları yaktım ve üfledim.İyi ki doğdun baba.İyi ki doğmuşsun baba. Babam gelmemişti. Babam asla doğum günlerini Ailesi olmadan geçirmezdi. Babam bana huzuru,güvenmeyi,beraberliği öğretmişti. Şimdi nerdesin baba? Neden yoksun yanımda? Nerde olduğunu bile bilmiyorum..
|
0% |