
(Oğuz'un Anlatımıyla)
Gözlerim hala Sevda'nın üzerindeydi ama kulağımda bir söz vardı:
"Aynı Oğuz gibi"
Bu söz kulağımda tekrarlana tekrarlana dolaşıyordu. Sevda yaptığım askerliği iyi mi bulmuştu? Gerçekten kendimi ilk defa bu kadar gururlu bir yüzbaşı olarak hissetmiştim. Sevda ile benim grup hala konuşuyordu. Aslında benim arkadaşlar bir üst rütbeyi Sevda'dan öğrenmeye çalışıyordu. Bir yarım saat konuştular, ve benim arkadaşlar sohbeti sonlandırdı. Ellerine düşmüştüm ama Sevda izin vermişti buna. O isterse bizimkilerin elinde oyuncak bile olurum. Sonra telefonumu bana uzattı. Ben de yerime geçtim.
"Arkadaşların çok tatlılar" dedi hafif gülerek
Bu sözüne şaşkın şaşkın bakıyordum. Çünkü Sevda ile konuşurken hepsi kendilerini toparladılar.
"Bir de gerçek konuşmalarını gör sen Sevda. Medeniyete geçtiler seninle tanışacaklar diye."
"O zaman sen diyorsun ki bunları yaşam alanında aniden gör" dedi aklında bir plan varmış gibi.
"Aynen öyle diyorum!" dedim.
O sırada aklında bir plan varmış gibi bana baktı ve hafif gülümsedi. Bende ona bunu nasıl yapacağız bakışı attım
"Zamanı gelince yapacağız Oğuz, zamanı gelince!" dedi Sevda
Sonra ona tamam anlamında başımı salladım. Sevda'nın yanımdaki diğer sandalyeye baktığını gördüm. Resim vardı orada ona verecektim.
"O ney?" dedi Sevda merakla.
"Resim." Biraz duraksadıktan sonra tekrar devam ettim. "Senin için çizdim."
"Bakabilir miyim?" dedi heyecanla ve tatlı bir sesle
"Hemen değil!" dedim dedim biraz kalın bir ses tonuyla
"Neden?" dedi son iki harfi uzatarak ve yüzü asılarak
"Çünkü ilk önce ne olabileceğini tahmin etmen lazım!" dedim gülerek.
"Tamam! Eski sarı bir kağıda çizilmiş. Portre mi çizdin?" dedi merakı gözlerle. Merak ela gözlerine ne kadar yakışıyordu.
"Doğru tahmin asker hanım" deyip çizdiğim resmin arkasını döndürerek ona verdim. Sonra benden resmi aldı ve kendine çevirdi. Sonra mutlu oldu ve gözleri biraz yaşardı.
"Çok, çok güzel çizmişsin teşekkür ederim" dedi ağlamalı bir sesle
"Sensin ama senin kendi halin çizim halinden bin kat daha güzel" dedim onun o dolmuş gözlerine bakarak.
"Bana hiç kimse beni bu kadar değerli hissettirmemişti." dedi gözleri hala doluydu.
"Sen değer verilmeyi hak eden tek kişisin! Hem de çok güzelsin!" dedim onun dolu ela gözlerine bakarak. Gözleri biraz daha dolmuştu. Sonra onun yanındaki sandalyeye oturdum ve yüzünü bana çevirdim. Ela rengi dolu gözlerine baktım ve gözlerinin yaşını elimle sildim. İkimizinde yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Sonra Sevda saçlarını sağına alarak başını omzuma yasladı. Bende hiç karışmadım yaslamasına izin verdim. Belliydi ailesiyle sorun yaşadığı. Çok yalnız bırakılmış büyük ihtimalle. Sana söz veriyorum Sevda ben seni hiç yalnız bırakmayacağım. Tekrar aynı hisleri yaşamak zorunda kalmayacaksın. Omzumdan başını kaldırmasına izin vermeden şunu sordum:
"Çok mu yalnızdın?" dedim duygulanmış bir sesle.
"Evet. Hiç arkadaşım olmadı hep içime kapanıktım. Konuşacak kimsem yoktu. Birazda bu yüzden asker olmak istedim. Yalnız hissetmemek için."Dedi duygusal bir sesle
"O yüzden insanlara karşı biraz kaba yaklaşıyorsun." dedim hafif bir üzüntüyle.
"Aynen öyle, sana da o yüzden görevin ilk günleri ve ilk karşılaştığımız gün biraz kaba ve çok bilmiş bir şekilde konuştum." Üzülmüş bir sesle demişti bunu. Başı hala omzumdaydı.
"Sonra?" dedim onun konuşmasını devam ettirmesini ister bir halde
"Sonra senden bir zarar gelmeyeceğini, senin iyi biri olduğunu ve ikimizinde aynı yerden, yalnız bırakılmaktan yara aldığımızı fark ettim. O yüzden sana daha nazik bir şekilde yaklaştım. Senin kaldığın yere ilk geldiğim güzü hatırlıyor musun?" dedi başını omzumdan kaldırmayarak ve ela gözleriyle bana bakarak
"Hatırlıyorum. Hatta dışarısı çok soğuktu seni içeriye davet etmiştim."
"Bende biran hiç söylemeyeceğini dile getirmiştim" dedi gözleriyle bakmayı sürdürüp gülerek.
"Sonra bana saçma sapan sorular sormak için izin almıştın. Sonra bende kabul etmiştim." dedim ona bakarak ve gülerek
"İşte o gün aslında niyetim seni daha iyi tanımaktı."
Biraz daha ela gözleriyle bana baktıktan sonra hızla başını omzumdan çekerek bana baktı. Ben ise o olayla şaşkınlıkla Sevda'nın ne diyeceğini bekliyordum
"Peki sen benim hakkımda ne düşündün?" dedi benden olumlu bir cevap beklermiş gibi.
Senin hakkında ne mi düşündüm? Ne düşünmedim ki? Ben senin hakkında senin çok güzel olduğunu, çok güzel bir kalbe sahip olduğunu ve çok iyi bir asker olduğunu düşünmüştüm. Sonra bu düşüncelerimin arasına sana aşık olduğum geldi. Artık sana bunu nasıl itiraf ederim diyede düşünüyorum. Aklımdan hiç çıkmıyorsun ki hep seni düşünüyorum.
"Senin alanında çok iyi ve cesur bir asker olduğunu, ne kadar güzel olduğunu ve ne kadar güzel,iyi bir kalbinin olduğunu düşündüm Sevda. Sadece sen bana bazen değişik davranınca ben de sana öyle davrandım ama aslında en başından beridir sana bu dediklerimi düşünüyordum."
"Sen çok iyi birisin Oğuz. Keşke bu dünyada ki diğer insanlarda senin gibi olsa. Aynı senin gibi."
"Sen de çok iyisin Sevda. Bu dünyada gördüğüm en yardımsever ve iyi yürekli kişisin. Keşke tüm insanlar seni örnek alsa. Aynı senin gibi."
Bunun üzerine yaklaşık bir saat daha sohbet ettik ve hava soğuduğu için ikimizde kaldığımız yere geçtik. Üzerimde ki siyah uzun kollu ceketi çıkartarak bir sandalyenin üzerine bıraktım ve yatağa uzandım. Onu düşünmeye başladım. Onun ela rengi gözlerini, saçlarının güzelliğini, dudaklarının güzelliğini,asi duruşunu ve baştan aşağıya olan güzelliğini düşündüm. er haliyle mükemmel olan bir kadındı Sevda. Gerçi her Türk kadını öyle değil miydi? Her haliyle güçlü ve güzel kadınlar Türkler'den çıkmaz mıydı? Tüm kadınlarımız çok güzeldir ama Sevda benim için farklıdır. O bana dünya güzeli gibi gelir. O gözleri beni öyle bir etkisi altına alır ki başka bir şey düşünemez hale gelirim. O güzel saçları rüzgarda öyle savrulur ki hayranlıktan odaklanamam etrafıma. Ben bir Sevda'ya sevdalıyım her parçamla, benliğimle.
(Yazardan Not)
Kadınlarımızın hepsi çok güzeldir ve sevilmeyi hak ederler şiddeti değil. Hepsi her istediğini yapabilir çünkü biz kadınlarda birer insanız. Bizim de yaşama hakkımız ve düşüncemizi açıklama hakkımız var ve biz hiç kimseye ihtiyaç duymayız, sadece konuşmak isteriz.
Unutmayın ki hiçbir insan hiçbir insandan yaptığı iyilikler ve güzel şeyler hariç üstte değildir. Her insan eşittir.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 9.33k Okunma |
4.47k Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |