18. Bölüm

TÜRKLER SİZİ BULUR!

Saliha Dilaranur Özdemir
dilarad070512

(Oğuz'un Anlatımıyla)

Ben ona tekrar demiştim çok güzel olduğunu. O ise her zaman ki gibi şu cevabı verdi

"Sizin yakışıklılığınız unutulmamalı."

Sonra lokantaya girmek için sağ kolumu açtım. Sevda'da durumu hızlı anlayarak koluma girdi ve yürümeye başladık. Tabii ben yürürken ona bakmayı çok seviyorum. Sonra içeri girdik sanki bir sevgiliymiş gibi. Garsonlar geldi sipariş aldı.

"Fatih'sin şimdi sen değil mi?" Dedi Sevda gülerek.

"Sen de Seren'sin asker hanım" dedim kışık sesle.

"Fatih o zaman ben bir lavaboya kadar gideyim"

"Tabii"

Anlamıştım ne yapmak istediğini. İnsanları inceleyecek ve şüpheli listesi ayarlayacaktı. Bu kızın bu yönünü çok seviyorum ya. Bu benim için Binbaşı Sevda Yalçın yeteneğiydi. Böyle konularda hep onu örnek alacağım. Bende oturduğum yerden insanları inceliyordum. Gireni çıkanı,oturanı sohbet edeni hepsini izliyordum. Bir süre sonra Sevda geldi. Pardon şimdi Seren'di. Seren geldi.

"Şüpheli bir durum yok şuanlık"dedi fısıldayarak.

"Ben de görmedim şüpheli bir durum" diye ekledim. Normal iki kişi gibi oturmuş sohbet ediyorduk. Ama bizim vazifemiz burada ki hiçbir sivile zarar gelmeden kötü kişileri yok etmekti. Bir süre sonra yemekler geldi. Normal iki insan gibi yemek yedikten sonra Sevad aynı şeyi yapmak için ayaklandı. Bu sefer bir haberle döneceğini umut ediyordum. Umarım en kısa sürede buluruz o vatanımıza zarar vermek isteyenleri. Ben yine etrafı gözlemliyoruz, şüpheli konuşma varsa onu duymaya çalışıyordum. O sırada kapıdan giren benim muhteşem arkadaşlarımı gördüm. Tam kadro, Serkan, Ali, Murat ve Mert. Planda umarım bir aksaklık olmaz! Bizim göz hizamızda olan boş bir masaya oturdular. Evet, Yüzbaşı Oğuz Aydın dillerine düşmeye hazır mısın? O anda Sevda'nın geri geldiğini gördüm. Ama bu sefer yüzünde bir hırs vardı. O gelince ayağa kalktım aceleyle. Eliyle otur işareti yaptı hızlıca. Ne güzel emir veriyordu ya!

"Ne oldu Sevda?" dedim kısık bir sesle ve merakla. Çünkü her ne olduysa Sevda öfkelenmişti.

"Adamları buldum!" dedi kısık ve öfkeli bir sesle

"Ne konuşuyorlardı?" dedim kısık ve meraklı bir sesle

"Prenses kod adlı birinden emir aldıklarını ve buraya canlı bombayla saldırı düzenleyeceklerini!" dedi kısık ve hırslı bir sesle. O anda kendimi tutamdan biraz yüksek sesle:

"Ne!" Rezalet diz boyu!

"Fatih biraz sakin mi olsan acaba?" dedi Sevda benim tepkimi yatıştırmak istercesine. Durumu toparlamamız lazımdı.

"Sen öyle deyince çok heyecanlandım da o yüzden!" dedim sakin bir sesle

"Şimdi sakin oluyoruz tamam mı canım?" dedi sanki sevgiliymişiz gibi.

"Sakin oluyoruz tamam bir tanem" dedim ona ayak uydurarak. Sonra Sevda kulaklığına çaktırmadan dokunup kısık sesle

"Derya, adamları bulduk. Prenses kod adlı birinden ve canlı bombayla saldırıdan konuşuyorlardı" Derya Hanım'ın diyeceğini duymak için bende kulaklığımı aktif hale getirdim.

"Sevda! Engel olmalısınız. Tek bir sivilin bile burnu bile kanamadan bu işi halledin!"

"Tamamdır Derya Hanım" İkimizde bunu kısık sesle söyledik. Sonra bağlantıyı kestik.

Şuan gayet iyiydik diyebilirim ama yüzde elli şekilde. Çünkü daha benim arkadaşlar beni fark etmemişti.

"Sevda ne zaman yapacaklarını dediler mi?" dedim kısık bir sesle

"Hayır, sadece prenses diye birinden emir beklediklerini söylediler" dedi kısık ve sinirli bir şekilde. Benim gözüm etraftaydı. Umarım görmezler umarım görmezler derken telefonuma bildirim düştü. mesaj Serkan'dandı. Şimdi naneyi yedim!

"Seni görmediğimizi sanıyorsan çok kötü yanılıyorsun Oğuz. Bilerek yanına gelmiyoruz çünkü belli ki özel konuşuyorsunuz!" yazmıştı Serkan. Yüzüm hangi hali almıştı hiç bilmiyordum. O sırada Sevda'nın sesini duydum:

"Bir şey mi oldu?" dedi güzel sesiyle. Şimdi olmaz Oğuz dur!

"Yok bir şey olmadı!" dedim. Yalan söyledim. Ben nasıl Sevda'ya yalan söyledim şimdi ya?

"O yüzden telefonuna bakıp birine yumruk atmak istiyorsun!" dedi Sevda sanki bir şey çakmışım gibi.

"Olur mu hiç öle şey canım!" dedim itiraz ederek

"O yüzden telefonuna baktıktan sonra seninkilerin olduğu yere bakıp sinirlendin!" dedi Sevda. Her şeyi anlamıştı! Bu kız bu kadar zekiyken ben hiçbir şey saklayamazdım. Ama yinede saklamaya çalıştım.

"Yok ya! Bizimkilerin geldiğini hiç görmedim bile." Oğuz kız seni yakaladı daha niye uğraşıyorsun daha!

"Benden hiçbir şey kaçamaz Oğuz Yüzbaşı!" dedi tehdit edermiş gibi

"Tamam kabul ediyorum sen kazandın!" teslim olmuştum Sevda'ya karşı.

Sevda bir anda ayaklandı ve bir yere doğru ilerleyip görünmeyecek şekilde saklandı. Sonra içeriye şüpheli birinin girdiğini fark ettim. Sonra o şüpheli kişi bir masaya oturdu. Sevda'da o masayı dinliyordu. Hızlıca ve çaktırmadan yanıma geldi

"Başlıyoruz!" dedi emir vererek. Sonra lokantada herkesin onu görebileceği bir yere geçip silahını çıkarttı. Amacı şüphelilerden biri birini esir alırsa şüpheliye sıkmak içindi. O anda lokantada ki herkes çığlık attı ve ayaklandı. O sırada Sevda yüksek sesle açıklama yaptı

"Askerim herkes sakin olsun! Burayı acil boşaltmanız lazım çok acil." Sonra bende hemen insanlara yardım ederek güvenli çıkış yapmalarına yardım ettim. O sırada benim arkadaşlarda durumu hızlı kavrayıp Sevda'nın yanına gittiler. Konuşmalarını duyabiliyordum.

"Sevda ne oldu?" dedi Ali

"Canlı bombayla saldırı var Ali." diye cevap verdi Sevda

"Neredeler?" diye sordu Mert

"Şu masadalar Mert."

"Yardım edelim size o zaman!" dedi Serkan

"Tamam! Serkan sen Murat'la o masaya doğru yaklaşıp onları takip edin dışarı çıkmaya çalışırlarsa engel olun ve kalan süreden beni haberdar edin. Mert sen Oğuz'a yardım et. Ali sen burada kal."

"Emredersiniz!"

(Sevda'nın Anlatımıyla)

"Umarım nişan almayı iyi biliyorsundur Ali!" dedim her zaman ki gibi görev şakalarımla

"Senin kadar iyi alamam belki Sevda" dedi benim yaptığım görev şakasını anlayarak.

"Birazdan görürüz o zaman ha Ali!" dedim ufak bir hırsla

"Görürüz Sevda!" dedi meydan okurmuş gibi. Aslında Oğuz'un arkadaşları çok iyi insanlardı ama Oğuz'a takılmayı çok seviyorlardı. Ben bunlarla gayet iyi anlaşırım. Şunu fark etmiştim Serkan ve Murat şakalaşmayı seviyorlardı. Mert aklı başında olanlardan birisiydi. Ali ise tam kafa dengi biriydi. Oğuz'da ise bunlardan biraz biraz vardı. Ama Oğuz'da farklılık olarak şu vardı birine çok bağlanıyordu.

Mert Oğuz'a yardım ediyordu. Bir süre sonra lokanta boşaldı ama garip bir şekilde o şüpheli adamlar masadan kalkmamıştı.O sırada Mert ve Oğuz'da yanımıza geldi.

"Serkan ve Murat nerede?" diye sordu Mert

"Şüphelilerin başına koydum!" dedim kararlı bir ses tonuyla

"Sevda adamlar hala kalkmadı burada bir iş var" dedi Oğuz

"Aynen öyle" dedim. Sonra Serkan ve Murat'ın adamları bizim önümüze getirdiğini fark ettim.

"Sevda biz getirdik!" dedi Murat

"Ne yapalım bunlara? Sıkalım mı kafalarına?" dedi Serkan

"Sakın!" dedim yüksek bir sesle "İlk önce konuşacaklar"

İlk önce adamları süzdüm. O sırada Canlı bombaya baktım son ayrım saat kalmıştı.

"Oğuz ve Mert!" dedim emir verecektim

"Efendim" ikisi de aynı anda dedi

"Üzerinden bombayı çıkartın şunun" dedim başımla bombayı taşıyan kişiyi göstererek. Oğuz ve Mert bombayı çıkarttılar.

"Umarım anlıyorsunuzdur bombadan!" dedim Oğuz ve Mert'e doğru.

"Anlıyoruz"

"Dışarıda imha timi var. Bombayı dikkatlice oraya götürün ve gelin" Hemen ikisi de dediğimi yaptılar ve bombayı dışarıya çıkardılar.

"Çökün yere!" dedim adamlara doğru. Takmadılar

"Çökün yere!" dedim dişlerimi sıkarak ve öfkeyle. Yine takmadılar. O sırada ben silahıma davranacakken Ali bileğimden tuttu ve:

"Biz hallederiz Sevda sen sadece soru sormaya hazırlan!"

"Peki!" dedim sakince o sırada Ali bileğimi bıraktı ve Serkan, Murat ve Ali adamları bir şekil yere diz çöktürdüler. Ali benim yanıma gelerek sağımda durdu. Serkan ve Murat'da adamların arkasında durdular ve ben şunu söyledim.

"Türkler sizi bulur!"

Bölüm : 28.12.2024 19:27 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...