@duslerkutuphanem
|
Safir'in gittiği sırada gözleri karardı. Güneş'in sıcaklığı etrafı yeşerttiğinde gözlerini yavaşça araladı. Gözü kamaşıyordu. Eliyle ışığı engelledi. Buğra, “Uyumak için hiç iyi yerler seçemiyorum.” Gözü elindeki yara izine kaydı. Ayağa kalkmaya çalıştığında acı içinde kıvrandı. Bıçaklandığı yere eliyle baskı yapıyordu. Acıdan terlemeye başlamıştı. İlerleyen dakikalarda sabahın ayazı terini silip almıştı. Buğra, “Güçten düşmüşüm.” Yalpalaya yalpalaya çalıların içinden çıktı. Zamanla yüzüne kan geldiğini hissedebiliyordu. Nehri takip eden yoldan ilerledi. Adımlarını sıklaştırdığında tanıdık bir yüzle karşılaştı. Buğra içinden, “Bu hiç iyi olmadı.” Mihra uzaktan Buğra'yı görmüş ve dehşete kapılmıştı. Mihra, “Bunu sana kim yaptı?” Buğra, “Bir arbede sırasında güme gittim.” Mihra, “Kan kaybediyorsun.” Buğra kanlı kaplı gömleğine baktı. Buğra, “Saatler öncesinden kalma bir yara.” Bu sözleri sarf ettiği sırada gömleğinden kan damlıyordu. (Hadi buradan konuşmayı döndür döndürebilirsen.) Buğra içinden, “Bir sen eksiktin.” Buğra, “Şimdi gitmeliyim.” Mihra, “Yaralısın ama bu halde nasıl gideceksin?” Buğra, “Her yerde beni arıyorlar. Sizde benden uzak durmalısınız?” Mihra anlam veremez bir şekilde Buğra'ya bakıyordu. Buğra hafifçe gülümsedi. Oturduğu çimenlerin üzerinde başını sağa yatırdı. Buğra, “Çünkü ben tehlikeli bir hırsızım.” Mihra, “Nasıl?” Buğra, “Evet doğru duydunuz. Bu suçlunun yanında daha fazla durmamalısınız.” Bu sırada elinde robot resim olan bir polis yanlarından geçiyordu. Bir Buğra'ya bir robot resme baktı. Helin ve Cevat'ta parka yeni giriş yapmıştı. Cevat, “Ne iyi oldu parka geldiğimiz değil mi?” Helin, “Temiz hava iyi geldi. Hem yeni yüz…” Eliyle Buğra'yı işaret ediyordu. Cevat, “Ne oldu Helin?” Cevat'ta Helin'in işaret ettiği yöne baktı. Helin'in dili çözüldü. Helin, “Yüzler! Polis bey ben sergiye girerken bu kızla oğlanı yan yana gördüm.” Cevat, “Bu oradaki bayılan oğlan, işbirlikçi.” Mihra, “Orada bayıldın mı?” (Gerçi şu anda durumun pek farklı değil.) Buğra Mihra'ya döndü. Buğra, “Bırak şimdi onu. Buradan gidiyoruz.” Mihra'yı kolundan tutarak arkasından çekiştiriyordu. Buğra, “Bugün spor giydiğiniz iyi olmuş. Gerçi ben yalın ayak gezişinize de alışkınım.” |
0% |