Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@ebrarhayal2733

Dikkat ilerleyen bölümlerde yetişkin içerik olabilir aynı zamanda yoğun dram da olacak buna dikkat ederek başlayın lütfen :)

 

İlk olarak öncellikle RAPUNZEL benim için çok ama çok değerli o kadar heycanlı ve mutluyum ki... Kelimeler kiyafetsiz kalır o derece :) umarım beğenirsiniz havin ve mirza'yı çünkü ben beğenmenizi çok isterim...

 

İlk bölüm ile başlıyoruzz 🥳💃💗

 

~~~♡♡♡~~~

 

İlk bahar ayının gecesinde arslan konağında büyük bir heycan biraz mutluluk ve birazda sitres vardı rojda xanım üçüncü çocuğuna hamile idi ve iki erkek evlattan sonra bir kız evladı nasip etmişti Allah. Her zaman şükür ediyordu ve o kadar mutluydu ki kocası ile çocuklarıyla bir yandan da korkuyordu bu mutluluğu yok olur diye .

 

Karnına giren ani sancıyla iki büklüm oldu rojda xanım adeta doğumun son günleri olduğu için pek bir önemsemedi ve yattığı yerden doğrulup komidindeki sürahiye baktığında boş olduğunu görünce zorlukla yavaş bir şekilde yataktan çıkıp odasından dışarıya çıktı merdivenlerden dikkatli bir şekilde inip mutfağa girdi ve masadaki bardak ve sürahiyi görünce oraya doğru gidip bir bardak su içti bardağı tekrar su doldurup içecekken karnına giren şiddetli ağrıyla bir çığlık koptu ağzından ve elinde ki tuttuğu bardak yere düştü çığlık sesiyle bütün konak ayağa kalkmıştı .

 

Herkes rojda xanımın başına toplanmıştı karısını iki büklüm gören berzan ağa hızla karısının yanına gelip onu kucağına aldıktan hemen sonra arabanın arka koltuğana karısını dikkatli bir şekilde yerleştirip şoför koltuğuna geçip hızla hastaneye doğru sürmeye başladı. "Sakin ol güzel karım sabret az daha sabret bak hastaneye gidiyoruz " dedi berzan ağa ama oda korkuyordu karısına ve çocuğuna bir şey olacak diye sancılarına rağmen güçlükle konuştu rojda xanım.

 

"Berzan .... Berzanım ahh!" Ani giren sancıyla inleyerek sustu. Berzan acı ile inleyen karısını görünce kendinden nefret ediyordu. Hemen oda söze girdi

"Söyle rojdam söyle benim güzel karım söyle " dedi içinde ki korku git gide büyüyordu adeta tekrar konuşmaya çalıştı rojda xanım ama bu sefer ki büyük sancılar ile konuşamamıştı .

 

Hızla hastanenin girişinde durup arabadan inip koşarak hastanenin içine doğru seslendi Berzan ağa "sedye! Sedye! Getirin karım karım hamile doğuracak sedye!" Koşarak yanına gelen doktor ve hemşireleri görünce hızla arabasına gidip karısının anlına bir öpücük kondurup onu dikkatlice kucağına aldı ve yanında ki sedyeye bıraktı karısının elini tutarak yanında ilerlemeye devam etti.

 

Hiç bir şey duymuyordu berzan ağa sadece karısına bakıyordu " Benim güzel karım sakın korkma ben seni bekleyeceğim lütfen sabret rındamın "

(Güzelim)

 

Dedi. Önüne geçen hemşire ile karısının elini bırakmak zorunda kaldı.

"Beyfendi giremezsiniz lütfen burada bekleyin doktor bey size haber verecek." Diyen hemşireye baktı buz gibi bir ifade ile hemşirenin gitmesi ile ileri geri gidip gelmeye başladı.

 

Ya sevdiğine ya güzel karısına ve kızına bir şey olursa ne olacaktı o yaşayamazdı ki peki aras ve okan oğulları onlar anneleri olmadan ne yapacaktı okan daha küçüktü .

 

Kafasından kötü düşünceleri silmeye çalıştı hayır hayır karıma ve kızıma bir şey olmayacak onlar çok güçlü onlar arslan soy adlarının hakkını elbet vereceklerdir diye düşünmeye çalıştı ama yinede içinde ki kaybetme korkusu bir an bile dinmedi sinirle yanında ki duvarın önünde durup ard arda güçlü bir şekilde vurup bağırmaya başladı ve önüne dönüp duvara sürtünerek oturdu gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Berzan ağa ağa olduğu zaman dan sonra ilk defa karısını ve kızını kaybetme korkusu ile ağlıyordu evet oda insandı oda ağlardı ama bazı insanlar içinden de ağlardı.

 

&&&

 

Neredeyse iki buçuk saattir ameliyat hanedeydi rojda xanım ve çok zordu doğum. Berzan ağa hala aynı yerinde oturuyor ve boş boş yere bakıyordu .

Konaktakiler gelmişti ve onlarda hem ağlıyor hemde dua ediyordu.

 

Çünkü dua edip beklemekten başka bir şey gelmiyordu ellerinden.

 

Bu dünyada ki en büyük ve gerçek duygu ve duygular korku,nefret ve cesaretti sevgiydi aşktı.

 

Doktorun çıkması ile berzan ağa hızla yerinden kalkıp doktorun yanına geldi. "Doktor bey karım ve kızım nasıl?"

Diyerek sorduğun da hemen ardından doktor derin bir nefes verip söze girmişti. "Bakın Beyfendi doğum çok riskliydi ama anne ve bebek gayet iyi sadece önlem amaçlı anneyi yarına kadar uyutmamız lazım lakin bir daha çocuk sahibi olamayabilirsiniz üzgünüm. "Diyen doktor ardında bıraktığı enkaza bakmadan gitti .

 

Peki berzan ağa şimdi ne yapmalıydı karısı ve kızı hayatta diye şükürmü etmeliydi yoksa bir daha çocukları olmayacak diye yas mı tutmalıydı?

 

♧♧♧

 

Berzan ağa sabah olunca hemen doktorun yanına gitti . Karısı ve kızı hakkında bilgi alıp zar zor aldığı izin ile karısının olduğu odaya girip yanında ki koltuğa oturdu ve karısını izlemeye başladı.

 

"Kalk benim güzel karım hadi tut elimi de gidelim hem sen uyumayı sevmezsin ki hastaneleri de sevmiyorsun gel evimize konağımıza çocuklarımızın yanına gidelim dılemîn lütfen uyan."

(Dılemîn: kalbim) Diyerek yalvarıyordu karısına . Elini yavaşça karısının soğuk olan ellerine götürdü ve kendi elleri ile sardı . O dünyalar güzeli mavi yeşil karışımı harelerini açsa dünyalar Berzan ağa 'nın olurdu.

 

Kafasını eğip incitmekten korkarak dudaklarını karısının eline dokundurdu naif bir şekilde.

 

"Rojdam o çok güzel biliyor musun yani kızımız aynı sana benziyor ameliyathane den çıkarken gördüm senin gibi sarı şaçları ve fındık gibi bir burnu vardı umarım gözleride sana benzer zaten ben hep sana benzeyen çocuklarım olsun isterdim allah bu isteğimi kabul etti ama sen yoksun kalk rojdam kalkta kızımıza gidelim ."

 

Belki karısı kendisini duyarda uyanır diye yüzüne dikkatlice baktı. Aklına bir anda eskiler geldi bir dükkanda görmüştü ilk defa rojdayı o kadar güzel zarif ve ağır başlıydı ki herkesin dikkatini çekiyordu oradakiler ona bakarken o kimseye bakmıyor ve sadece işi ile ilgileniyordu.

 

O günden sonra hiç aklından çıkmamıştı rojda ve yakın arkadaşına onu araştırmasını rica etmişti . Edindiği bilgiler çok hoşuna gitmişti ve o günden sonra rojdayı sıkmayacak ve korkutacak hareketler yapmadan onu hep takip etmiş ve konuşmaya çalışmıştı tam bir buçuk sene beklemişti ve bir buçuk senenin sonunda rojda da onu sevince gidip istemişti babasından ama epey zor almıştı güzeller güzeli karısını. Babası çok inatçıydı ama berzanın aşkı ve inadı daha bir inattı ve sonunda evlenmiştiler . Belkide bu zamana kadar yaptığı en iyi şey rojdayı sevmesi ve onunla evlenmesiydi ona göre .

 

Rojda' nın elinin hareket etmesi ile Berzan hemen doktoru çağırmak için gidecekken onu durduran karısı idi.

"Berzanım bebeğim nerede o...O iyi değil mi ?" Dediğini işitti .

 

"Güzel karım merak etme kızımız gayet iyi ben doktoru çağırıp geliyorum ." Dediğinde koşar adım dışarı çıkmış ve doktoru çağırmıştı .

 

***

 

Kızlarını emziren karısına baktı yüzünde ki tebessüm ile karısı o kadar güzel bir anneydi ki o kadar iyi bir eşti ki her gün rabbine kalplerini birleştirdiği için dua ediyordu.

 

"Babası gelsene yanımıza ." Karısının kelamı ile yanlarına gidip oturdu ve küçük bir öpücük kondurdu sevdiği kadının altın gibi olan saçlarına .

"Onu kucağına almak ister misin "Diye sordu rojda kocasına gülümseyerek . Görüyordu anlıyor du kocası korkuyordu kızlarını kucağına almaktan. Elini sevdiği adamın eline koyup yanağına bir buse kondurdu.

 

"Seni anlıyorum Berzan ama korkma onun sana babasına ihtiyacı var." Dediğin de Berzan'ın bakışları karısının kucağında ki küçük kızına kaymıştı .

Her ne kadar korksada o onun kızıydı ve ona gerçekten ihtiyacı vardı . Yavaş hareketlerle kızını karısının kollarından alıp kendi kollarına yerleştirdi ve burnunu kızının boynuna koyarak kokladı mis gibi kokuyordu. Hani derler ya bebekler cennet gibi kokar diye aynı öyle kokuyordu bebek kızı .

 

O günden sonra berzan ağa ve rojda hanım bir kaç gün daha kalıp konaklarına gitmiştiler . Berzan ağa hastanede bir daha çocukları olamayacağını karısına söylemek zorunda kalmıştı çünkü karısı onu doktorla konuşurken duymuştu . Evet karısının bilmeye hakkı vardı ama Berzan karısının üzülmesine bile ölürken karısı ağlarsa ne yapardı ki.

 

Bu konudan sonra rojda'nın kızlarından uzaklasacağını düşünürken tam tersi olmuş rojda xanım daha çok sarmalamıştı kızı havini .

 

Her ne yaşarsa yaşasınlar bir birlerine daha kuvvetli sarıp sarmalayarak iyilestirmiştiler kendilerini arslan ailesi .

 

*** (Yıllar sonra havin 4 yaşında iken)

 

▪︎▪︎▪︎

 

"Anne ! Anne neydesin yia" küçük havin

Koca konakta bağırarak annesini arıyor du ama bir türlü bulamıyordu . Aklına mutfak gelince koşarak oraya doğru giderken aniden yüz üstü düşmesi ile hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı . "Anne! Anneeğ!" Diyerek ağlamaya devam ediyor du yerden kalkıp kalçasının üstüne oturturken canı daha çok acıdığı için bu sefer ağlaması daha bir şiddetlenmişti küçük havin'in .

 

"Havin!"

 

"Havinn!"

 

Havin duyduğu sesler ile başını kaldırdığında ona doğru koşarak gelen okan abisini ve mirzayı görünce sevindi ama hala ağlıyordu . Canı epey bir yanmıştı çünkü...

 

Okan ve mirza hızla havin'in yanına gelmiş ve onu susturmaya çalışıyorlardı . "Havin'im ağlama abim bak iyi olacaksın bakayım neren acıyor ?" Okan'ın ılımam sesi ile havin dudaklarını büzüp küçük elini abisine gösterdi . "Buyasi abiş bak uyf oydu acıyor ." Dedikten sonra dolu gözleri ile abisinin gözlerine baktı . Okan dolu gözleri ile ona bakan kardeşini görünce canı çok yandı o dokunmaya bile kıyamazken küçücük eli soyulmuş ve kanıyordu kardeşinin uzattığı eli tutup onun için her zaman yanında taşıdığı peceteyi yavaşça kardesinin elinde ki yarayı silmeye başladı .

 

Mirza küçük kıza endişe ve korku içinde bakıyordu elini yavaşça altın sarısı uzun saçlara götürüp okşadı ve minik bir öpücük kondurup geri çekildi . "Başka bir yerin acıyor mu rapunzel?" Dediğinde havinin bakışları kendisine dönmüştü . "Eyet dijim de uyf oldu miyza bak ." Diyerek küçük parmağı ile sağ dizini gösteriyordu .

 

"Tamam gördüm sen korkma tamam mı ? Ben şimdi halledicem acıyamacak ." Dedi ve mutfağa giderek bir ıslak mendil ile kuru peçete ve 2 yara bandı ile geri döndündüğün de okan'ın havini bir şeye ikna etmeye çalıştığını gördü . " Hadi abicim üzme beni " Diyerek yalvarıyordu okan havine ama havin de sanki katır inadı vardı tek cevabı hayiy abiş idi ve cevabı yine aynı olmustu ." Hayiy abiş istemiyoyum beni miyza dötürsünn!"

 

"Havin mirza yok ben senin abinim ben seni alıcam kucağıma ." Dediğin de

Havin bu sefer kollarını birbirine sarıp kafasını çevirerek cevap vermişti." Şen zaten benim abimsin ama miyza ben büyüyünce benle evlencek ben onun gelini oycam hem o senden çookk güşlü ." Dediğin de küçük okan sinirle nefes verip sabır çekti .

 

Kıskanıyordu küçük kardeşini.

 

Mirza olanları duyunca gülmeye başladı ah havin ah bu yaşında neler bilip söylüyorsun diye geçirdi içinden hem büyüyünce de öyle bir şey olmayacak dedi içinden o havini kardeşi gibi görüyordu hem o daha sekiz yaşındaydı havin ise dört onlar kardeşlerdi onlar evlenemezdi ona göre .

 

Mirza okan'ın yanına gelip onun kulağına bir şeyler fisıldadıktan sonra havinin kafasını çevirdiği yere geçip önünde çömeldi . Ve ağlayan küçük kızın göz yaşlarını sildi yaralı elini güzelce silip yara bandı yapıştırıp öptü .

"Sakın bunu çözme olurmu yoksa canın acır ." Dediğin de havin başı ile onayladıktan sonra "Benim canım şimdi yanmaşki heym şen öptüm deçti " dediğinde mirza ilk başta şaşırsa da sonra dan güldü ve dizinede aynı işlemleri yaptı .

 

Daha sonra havin'in minik elini kendi elinin içine aldı ve kendisine bakan gözlere baktı . " Bak şimdi rapunzelim seninle bir anlaşma yapalım sen annenlere bizimle oynarken düştüğünü ama acımadığını söylersen bende sana şeker veririm olur mu ?" Diye sorduğunda havin kafasını iki yana hayır anlamında salladı .

 

"Olmaz sadece şekeyle benimle eycilik oynicaksan kabuy mu miyzacim ." Diye konuştuğunda mirza onaylayarak başını salladı ve havini yavaşça kucağına alıp piknik yaptıkları yere götürdü havinin inadını bildiği için kabul etmişti yoksa o ne anlardı evcilikten .

 

Piknik alanına geldiklerinde oradakiler mirzanın kucağında ki havini görünce çok korkmuştu olanları biraz değiştirerek anlattığında biraz fırça yemiştiler ama olsun dedi içinden o iyise sıkıntı yoktu ona .

 

🌸🌸🌸

 

Kaderde ne yazıldıysa o olurdu kimse yıllar öncesini ve sonrasını bilemezdi .

Ve bazen büyük konuşmamak gerekirdi hayatta çünkü hayat sırlar ve mucizelerle doluydu .

 

Ve insan kaderini seçemiyordu...

 

***

 

Herkese kucak dolusu sevgiler selamlar

Umarım iyisinizdir ve bölümü beğenmişsinizdir. Siz buraları okurken ben yeni bölümleri yazıyor olacağım galiba . Havin ve mirza benim için çok ama çok değerli kafamda onların kurgusu bitti ve geriye yazmak kaldı. Bu kurgumda kessinlikle kadına şiddet ve kuma gibi içerikler yok ve asla olmayacaktır . Bu gibi durumlara her zaman karşıyım ister gerçek olsun ister kitapta yada başka şeylerde ben bunu normal görmüyorum ve görmeyeceğim.

 

Burada yıllardır aşkından ölüp biten koca yürekli merhametli bir havin Arslan var.

 

Burada ailesine bağlı güçlü ve bir o kadarda deli olan kadınlara saygı duyup onları koruyan Mirza Arslan var.

 

Yıldıza basıp yorumlara düşüncelerinizi yazarsanız çoook mutlu olurum şimdilik hoşçakalın hayalin kuşları 🕊🌸...

.

 

Wattpad ;

 

ebrarhayal2733

 

İg: ebrar_wattpad

 

Acemilik için çok özür dilerim...

 

Bölümlerin yayınlanma süresi belli değildir!

 

Loading...
0%