@ebrumelek
|
GÖKÇEN
Hiçbir şey hissetmiyordum sanki. Koskoca bir boşlukta süzülüyor gibiydim. Uyanmak için direniyordum ama bir türlü uyanamıyordum. Gözlerimi açamıyordum, üzerimde bir ağırlık vardı sanki. Ne olmuştu böyle? Çok soğuktu, üşüyordum. Bir de bu garip koku ne?
Yavaşça gözlerimi açmaya başladım. Işık çok parlaktı, gözlerimi birkaç kez kırpıştırdım. Evet, bu hastane kokusu. Nefret ederim. Ben niye buradaydım?
"Merhaba canım, nasıl hissediyorsun?" dedi tanıdık bir ses. Kafamı yavaşça sese çevirdiğimde, Vildan Hanım'ı endişeyle bana bakarken gördüm. Gözleri kaygı doluydu. "Ne olmuştu ki?" diye düşündüm. Gözlerimi daha dikkatli açmaya çalıştım, etrafıma bakındım ama kafamda bir bulanıklık vardı. Her şey net değildi. Yavaşça “Ne oldu?” demek istedim ama sesim kısıktı, sanki boğazımda bir şey vardı.
Ahh evet. Kamp, koridordaki iğrenç odalar, Kuzey ve Suna... Beni vurmuştu. Son dakika, beynimi dağıtabilmiştim.
"Hiçbir şey hissetmiyorum, Vildan Hanım. Ne oldu bana? Ah, vurulmuştum. Kuzey nasıl?" dedim, sesim hala kısıktı.
Vildan Hanım hafifçe gülümsedi, ama gülümsemesi kaygı doluydu. "Birkaç gün önce bir çatışmaya girdin, Gökçen. Ama sen güçlü bir kızsın, hepsi geçecek," dedi. "Kuzey de burada, seni merakla bekliyor. Ama senin önce biraz dinlenmen gerek."
Gözlerimde beliren kaygıyla ona baktım. "Kuzey iyi değil mi?"
Vildan Hanım başını sallayarak, "Kuzey iyi, yarası hafif. Onun için endişelenme," diye yanıtladı. Yine de içimde bir huzursuzluk vardı. Her şey çok hızlı olmuştu; o an yaşadıklarım kafamda bir bulmaca gibiydi. Ama en önemlisi, Kuzey’in iyi olduğunu duyduğuma sevindim.
"Önce seni bir kontrol edelim," diye devam etti Vildan Hanım ve kontrole başladılar. Beni birçok soruyla muayene ettiler. Tüm vücudumu hissediyordum, çok şükür. Kolumda kritik bir yerde kurşun varmış, ondan çok endişeliydiler fakat ameliyat ile almışlardı. İlaçların etkisiyle ağrı bile hissetmiyordum. Ama kolumu, en azından hissettiğimi bilmek, içimi rahatlatıyordu.
"Çok şükür ki endişelenecek bir durum yok, kızım. Hepimizi çok korkuttun. Bir haftadır tüm ailen seni merakla bekliyor," dedi Vildan Hanım, gözleriyle beni cesaretlendirmeye çalışarak.
İçimde bir sıcaklık hissettim. Annem, Gül, albay ve timim deli olmuşlardır. Kemal dedemlerde kesin çok korkmuşlardır.. "Onlar burada mı?" diye sordum.
"Tabii ki," dedi Vildan Hanım, "Çok şükür ki endişelenecek bir durum yok kızım. Hepimizi çok korkuttun. 1 haftadır tüm ailen seni merakla bekliyor. Merak etme hepsini göreceksin," dedi. "Biraz dinlenmen gerek. Kontroller tamamlandığında seni ailenle bir araya getireceğim."
Bunun üzerine başımı yastığa yasladım ve derin bir nefes aldım.
Ahh annem. Nasıl da korkmuştur benim sultanım.
" Annemi şimdi görsem?" Diye sordum.
"Kızım aslında eğer kendini iyi hissediyorsan anneni alabilirim. O da perişan oldu."
"Çok teşekkür ederim Vildan hanım. Her şey için. Timimde beni çok merak etmiştir. Onları da görebilir miyim?"
"Seni fazla zorlamak istemiyorum Gökçen. Şimdilik anneni gör. Akşama doğru herkesi göstereceğim merak etme. Onlar da kaç gündür buradalar, Kuzey'de aynı şekilde kapıdan hiç ayrılmadı. Sargılarını bile koridorda değiştirdim. Herkes seni çok merak etti." Diyerek içten bir tebessüm etti Vildan hanım.
Ona cevap veremedim çünkü bilincim gidip geliyordu. Sanki ayakta uyuyor gibiydim. Gerçekten kendimi çok yorgun hissediyordum. Vildan hanım da bunu anlamış olacak ki daha fazla konuşmadan odadan çıktı. Bir süre sonra kapı açıldı ve annem ağlayarak içeriye girdi.
"Yavrum, Gökçen'im. Çok korktum annecim iyisin değil mi? Allah'ıma çok şükür seni bana bağışladı." Diyerek ağlamaya başladı. Annem ağladığında tüm sistemlerim bozuluyordu. Suratımı buruşturdum. Fısıldayarak konuştum.
"Ağlama anne bak tam iyileşmedim. Ağlarsan daha kötü olurum biliyorsun. Seni bırakıp hiçbir yere gidesim yok gülüm" dedim. Annem hem ağlayıp hem gülmeye başladı. Ne zaman gülüm desem gülümserdi. Gülüm diye diye hayatımıza bir Gül eklemiştik.
Annem yaklaşıp saçlarımı okşamaya başladı. Yine bilincim gidip geliyordu. En sonunda kendimi gülümseyerek karanlığa bıraktım.
***
Gözlerimi tekrar açtığımda fısıldaşmalar duydum. Son hatırladığım, annemin saçlarımı okşamasıydı. Gözümü yavaşça açıp etrafa baktım. Hastane odasındaydım. Timim, annem, Gül, Abdullah Bey ve dedem buradaydı. Dedemle göz göze gelince bana öyle bir gülümsedi ki gözleri parladı. Diğerleri hâlâ fark edememişti. Hepsi berbat görünüyordu. Annem zayıflamış gibiydi; göz altlarındaki morluklar ve yorgun bakışları, içimde derin bir acı uyandırdı. Dedem ise, o heybetli adam şimdi çökme noktasındaydı, omuzları düşmüş, sanki tüm yükü sırtlamış gibiydi.
Abdullah Bey beni fark edip, "Kızım uyandın," dedi. Herkes bana dönünce yüzlerinde gülümseme oluştu. O an, kendimi biraz daha iyi hissettim. "İyiyim, merak etmeyin. Siz benden daha kötü gözüküyorsunuz," dediğimde timim buruk bir şekilde gülümsedi. Canlarım benim, çok korkmuşlardı benim için. Onları gerçekten çok seviyordum. Hepsi yanıma gelip sırayla "Geçmiş olsun," dediler.
"Lan Ece, ağlama işte, uyandı," dedi Anıl gülümseyerek, ama gözleri yine de yaşla dolmuştu. "Kızım sen de bir değişiksin he," diye kendi kendine söylendi.
"Sana mı soracağım gevşek. Lan bari ağlamama da karışma be" diye çemkirdi Ece. Anıl ve Ece'nin didişmesine normalde kızardım ama şu an yüzümde gülümsemeyle onları izliyordum.
"Kavgayı bırakın da doktoru çağırın hemen oğlum" dedi Selman.
"Lan Atik, hazır gelmişken bedava doktora mı görüneceksin. Ne yapacaksın doktoru?" Dedi Görkem abi.
"Abi komutanıma bakın, Anıl ve Ece'ye kavga ettikleri için gülüyor. Kesin bir problem var ben size söyleyeyim. Doktoru kim çağıracak?" Diyen Selman'ın kafasına o an ayakkabı fırlatıldı. Selman kafasını tutarak ah diye bağırdı.
"Zevzekler susun kız yeni kendine geldi. Sizin gürültünüzü mü çekecek. Çıkın çabuk odadan?" Diye elleri belinde bağırmıştı annecim. Bizimkiler annemin bu çıkışından sonra anında susmuştu. Lan bu kadın benden daha iyi komutandı ha.
Odada kahkaha sesleri yükseldi. Dedem, anneannem ve Gül gülüyordu. Abdullah bey ise sadece tebessüm edip sürekli beni izliyordu.
Çok yorgundum. Gözlerimi açık tutamıyordum. Yüzümde bir gülümsemeyle gözlerimi kapatmamak için direniyordum. Acaba Kuzey neredeydi? Vildan hanım kapıda olduğunu söylemişti. O zaman neden odaya gelmedi ki?
|
0% |