@elitwatah_8
|
Ben Zehra; Annemi doğumum sırasında kaybettim. Onu hiç tanıyamadım. Keşke bir kere olsun görebilsem, onu koklasam ve içimdeki tüm anne özlemimi gidere bilsem diye dua ettim. Ama annem bir melek oldu. Onu rüyalarımdaki mükemmel kraliçem olarak tanıyorum. Babam ben henüz on yedi yaşındayken iş kazasıyla hayatını kaybetti. Ben hayallerimdeki üniversite için çalışırken bir anda babamıda kaybettim. O sıra hayattan aşşırı kopmuştum ve ümitsizce düşünmeye başlamıştım. Gerçekten ailem benim için çok önemliydi ama onları kaybetmiştim. Artık çok yalnızdım. Kimsenin umrunda bile olmadan savrulup durdum. Benim babam bir dedektifti. Cinayetlerle ilgilenir onları çözmeye çalışırdı. Küçüklüğümden beri bu yüzden babamla çok vakit geçirememiş olsamda arkadaşım Melike ve Zümra benim en iyi arkadaşlarım oldular. Onlarla liseye başladıktan sonra tanışmıştım ve beraber sınava çalışıyorduk. Ben babamı kaybettikten sonra sınavıma daha çok odaklanmıştım. Babam hiç bir zaman benim bir polis olmamı istemedi. Ben ne kadar çok istesemde babam bu isteğimden beni vaz geçirmişti. Zaten bende yapamazdım heralde. Daha çok insanlara yardımcı olabilmek istemiştim onları kaybettikten sonra. Babam beni narin prensesi olarak büyütmüştü. Bense gayet asi takılırdım zaten bu soğuk ve zor tavrım yüzünden arkadaşlarım çorap değiştirircesine sevgili değiştirirken ben erkek arkadaş bile edinmemiştim. Çünkü kimseye güvenemiyordum. Yaşadığım yerde hiç akrabam yoktu. Zaten sınava çalışmak için Melike, Zümra ve ben okulun yurdunda kalıyorduk. Okulda genelde bunu çoğu kişi yapıyordu. Keyifli bir yıl geçirmiştik. Sınavdan sonrada zaten artık reşit olmuştum ve kendim yaşıyordum. Üniversiteye gidip geliyordum. Dedem uzun yıllar Avusturya'da çalışmış. O döndükten sonrada ordan dedeme sürekli para gelmiş. Onunda tek çocuğu babam olduğundan hep onun için çalışmış ve dişinden tırnağından arttırıp kenara koymuş. Dedem vefat ettikten sonra babamdan kalan mirası bana verdiler ve bu yüzden bi işte çalışmak zorunda kalmadan birine muhtaç olmadan kendim yaşayabiliyordum. Arkadaşlarımın aileleri bu durumumdan pek hoşlanmasada ben halimden gayet mutluydum. Birine muhtaç olmaktan hep nefret etmiştim. Üniversitede hemşirelik okumuştum. Bitirdikten sonra iki yıl bi hastanede çalışırken daha sonra mutlu olmadığımı fark ettim ve oradan ayrıldım. Uzun bi süre ne iş yapsam diye düşünürken bi şirketin reklamcılık için acil iş alımı olduğunu duydum ve hemen form doldurdum. İki hafta sonra işler tamamlandı ve şirkette çalışmaya başladım. İki buçuk yıldır artık orada çalışıyordum. Okul bittiğinden beri yirmi dört yaşıma kadar çok sıkıcı bi yaşantım olmuştu ama şirkete girdiğimden beri çok sosyalleşmiştim. Bu benim için gerçekten büyük bi ilerlemeydi ve mutluydum. Hayatım biraz renklenmeye başlamıştı. Babamın ölümünden sonra onları özlesemde, bazen onunla geçirdiğimiz güzel zamanları hatırlasamda artık onlar bi meleklerdi ve hayat devam ediyordu. |
0% |