Yeni Üyelik
16.
Bölüm

BÖLÜM 15

@esmanur555esma

Yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Desteklerinizi bekliyorum ve destek olanlara teşekkür ederim. Şiddet vardır bu bölümde.

 

Keyifli okumalar.

 

*********************

 

Aylar sonra

 

Efnan' dan

 

Kum torbasına gittikçe daha hızlı vurmaya başladım. İçimdeki öfkeyi kum torbasından çıkarıyotdum.

 

Bu hayat bir oyun gibi aslında ya kazanacaksın ya da kaybedeceksin...

 

Ama ben hep kaybeden taraftayım...

Etrafımda olan herkes bir bir kayıp gidiyor.

 

Artık elimi bile hissetmiyorum vurmaktan...

Muhammet öldü... Zaten ölüm bizim dibimizde aynı bir arkadaş gibi yanımızda... Her an ölebiliriz ama arkamızdaki kişiler, geride bıraktıklarımız onlar üzülüp, ağlıyorlar...

Bu vatanı korumak için milyonlarca can verdik ve vermeye devam edeceğiz...

Nice Muhammetler vereceğiz daha...

 

Bu toprağa artık kaçıncı verişim bilmiyorum, ondan sonra saymayı bıraktım...

 

Kum torbasına vururken birisi tarafından izlenildiğimi fark ettim. Aslında bir süre önce fark etmiştim ama pek takmamıştım. Ona baktığımda geçen seferki olan adam.

Bunu araştırmasını istemiştim Hector dan ama her şeyi temizdi ve hayatı hakkında bazı şeyler gizliydi.

Kendisi bir mafya ayrıca Rusya'da şirket zincirleri var ve Türkiye'de de şirketleri var. Ama uzun yıllar boyunca gelmemiş. Şimdi niye geldiği ise belirsiz.

Bana bir yerden tanıdık geliyor, onun gözlerine baktığımda özlem vardı. Ama benim ona baktığımı gördüğünde yine ifadesizleşti.

 

Boks eldivenini çıkarıp ona doğru ilerledim. Ona geldiğini fark ettiğinde yaslandığı duvardan ayrılıp beklemeye başladı.

Yanına geldiğimde "Niye beni izliyorsun. Ve beni niye takip ediyorsun. " dedim gözlerine bakarak sert tonla.

 

Richard "İlk önce şunu söyleyim ben sizi takip etmiyorum buranın sahibiyim. Bir tanıdığıma benziyorsunuz o yüzden bakmıştım. " dedi.

 

Bana niye bunu söylemedin Hector. Buranın sahibi olduğunu söylememişti Hector bana.

 

Bende "Anladım ama bana dik dik bakmanızdan rahatsız oldum. Bakmayınız." dedim.

 

Richard "Anladım. Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim hanımefendi. " dedi.

 

Bende "Bana hanımenfendi demeyiniz. " dedim.

 

O da bana gülümseyerek "O zaman bu güzel kadın bana adını bahşedebilir mi. " dedi.

 

Onun gülümsemesi çok tanıdık gelmişti.

 

Bende "Adım Efnan. " dedim.

 

O da "Çok güzelmiş isminiz. Benim adım ise Richard." dedi.

 

Bende "Siz yabancısınız galiba, ama Türkçeyi çok iyi konuşuyonuz. " dedim.

Onun hakkında az bilgiler vardı ama tabiki onun hakkında başka bilgiler bulamayacağım anlamına gelmez. Bu sorduğum bilgileri bilsem bile bu konudan başka konulara atlayabilirim.

 

Richard "Evet Rusya'da doğdum ve yaşıyorum. Ama küçükken Türkiye'de yaşamıştım. " dedi.

 

Bende "Anladım, peki niye Türkiye'yi terk ettiniz." dedim. Biraz daha onun hakkında bilgi almak için soruyorum. Bakalım nereye kadar sorularımı cevap verecek.

 

Richard "Bazı özel sebeplerden dolayı gitmek durumunda kaldım. Ama burayı hiç terk etmek istemezdim. " Son cümleyi söylerken gözlerimin içine baktı ama ben onun gözlerine baktığımda hiçbir duygu belli etmiyordu. Ben insanın gözüne baksam bile duygularını anlayandım ama işler bu adam gelince farklıydı.

 

Bende "Anladım." dedim kısaca başka bir isy söylemeden.

 

Richard'da bana baktı bir süre "Tanıştığımıza memnun oldum Efnan. Tekrar karşılaşmak üzere görüşürüz. " dedi.

 

Kısaca ona bakıp tekrardan önüme döndüm. Richard da sonra ise arkasını döndü ve gitti.

 

Bende soyunma odasına gidip ordaki kıyafet ve havlularımı alıp duşa girdim.

 

Sultan çıkıp üstümü giydikten sonra spor salonunun çıkış kapısına doğru ilerlerken tekrardan onu gördüm. Richard elinde telefonla gergin bir şekilde telefonla konuşuyordu. Bir şeyler olmuştu galiba ama boşverip salondan çıktım.

 

Telefonumu çıkarıp açtım ekranım bir mesaj ya da arama var mı diye.

 

Bir bildirim vardı. Ona dokunup bastım videoya.

 

Bir haber videosuydu...

Bir kadın cinayetiydi...

Yine ve yine...

Canice katledilerek...

Ölmeden önce bağırışlarını duymazdan gelerek izleyen insanlar...

Ama öldükten sonra canlı bideoya alınışı...

 

Haberi izlemeye başladım.

Sayın izleyiciler yine bir kadın cinayetiyle karşınızdayım. Canice katledilmiş bir kadın. Kim tarafından öldürüldüğü belirsiz. Nasıl öldürüldüğü bilinmiyor. Bir çöp konteynırı içinde insanlar tarafından bulunmuş. Öğlen saatlerinde ordan geçen insanlar kan kokusu alınmasıyla bulunmuştur. Siyah bir çöp poşeti nin içinde, vücudunda bıçak kesimleri ve kalbinde derin bir bıçak yarasıyla öldürüldüğü belirlenmiştir. Ayrıca üstünde erkek DNA'ları da bulunmuştur. Kadını tecavüz edildiği ortaya çıkmıştır. Ama kim tarafından olduğu bilinmiyor. Ayrıca kadının yüzü tanınmaz hale gelmiştir bıçakla derin yara yapılmıştır. Kadının kim olduğunu tespit etmek için DNA'sıyla bulmuşlardır.

 

Daha ne kadar kadın ölecekti bu pislikler yüzünden...

Eğer kadınlar intikam isteseydi nasıl bir dünya olurdu sizce...

Çünkü benim içim intikam istiyordu...

Ben sadece intikam içinde adalet alıyordum...

 

Yavuz Yüzbaşıyı aradım.

 

Yavuz "Alo."

 

Bende tekmil verip "Komutanım görev var mı bugün? " dedim.

 

Yavuz "Şu anlık bir görev yok. "

 

Bende "Anladım Komutanım. "

 

Sonra bir şey demeden onun telefonu kapatmasını bekledim. Çünkü ilk önce komutan kapatır telefonu. Bende o kalattıktan sonra Hektor'u aradım.

 

Hector "Efendim patron. "

 

Bende "Evde her şey hazır mı? " dedim.

 

Hector "Evet patron. Hepsi hazır. " dedi.

 

Bende "Tamam. Evin anahtarını getir. Acil! Bir süre kenara çekildim işim var diye etrafa yine çöpler dağılmış! Çöpleri tekrardan toplama zamanı geldi de geçiyor! " dedim sert bir sesle.

 

Hector "Anladım patron. Getiririm. Bir şeye ihtiyacın var mı? " dedi.

 

Bende "İhtiyacım yok. Anahtarı getir yeter. " dedim.

 

Hector "Tamam patron. " dedikten sonra aramayı sonlandırdım.

 

Arabaya atlayıp Hector 'un attığı konuma doğru sürmeye başladım.

 

Yarım saat sonra vardığımda evin önünde Hector vardı.

 

(Evin dışı)

 

 

Arabadan inip Hector 'un yanına gittim.

 

Hector elindekini bana uzatıp "Getirdim patron. " dedi.

 

Bende "Tamam sağol Hector. " dedim.

 

Hector "Bu benim görevim patron. Ayrıca seni gördüğüme sevindim. Yeniden etrafta olmandan memnunum çöpler baya dolduydu. Bugün görmüşsündür zaten haberde. " dedi.

 

Bende " Evet, gördüm. Etrafta baya elini kolunu sallaya sallaya geziyorlar çöpler. Bir el atmak lazımdı. " dedim alaycı bir sırıtışla.

 

Hector da " Evet patron bir hatırlatmak lazım seni onlara. " dedi o da benim gibi alaycı şekilde gülerek. Sonra ise kafa sallayıp gitti.

Bende içeri girdim.

 

Mutfak

 

Salon

 

Efnan 'ın odası

 

 

Dilara' nın odası

 

 

Sema'nın odası

 

(Banyo ve tuvaletleri geçiyorum.)

 

Direkman kendi odama doğru ilerlemeye başladım ev iki katlı idi. Odaya girdiğimde ışıkları açıp giysi dolabının yan tarafındaki parmak okuyucu yere bastım. Buraya ben harici kimse giremezdi. Zaten bunu kimse göremezdi çünkü dolapata minicik bir yer vardı oraya işaret parmağımı bastığımda açılıyordu.

Oraya bastıktan sonra yer ortadan ikiye doğru açıldı. Bu seferkini yere yaptırdıydım. Halının altındaydı. Sonra odanın ışıklarını kapatıp yer altınada ki tünele doğru merdivenlerden indim ve anında ışıklar açıldı. Etrafa göz gezdirdiğin de bir sürü bilgisayar büyük duvara asılı ve küçük masanın üzerinde dizili bilgisayar vardı.

Ve silahlar dizili idi.

 

Hemen sandalyeye oturup bilgisayarı açıp cinayetin olduğu yerdeki kameraları açtım.

Çöp kutusunun orda bir kamera yoktu ama oralara yakın dükkan ve ya sokak kameraları vardı.

O kameraları hackledikten sonra kameralara baktım dün akşam saatlerinde olan çekime. Çekime baktığımda bir süre iyice baktıktan sonra saat akşam sekiz sularında iki adamın 25 li, yaşlarda olan bir genç kızı takip ediyorlardı. O kameradan baktıktan sonra ise bağrışma sesleri geliyordu. Kız "İmdat, yardım edin, lütfen biri bana yardım etsin diye bağırıyordu. Ama ordan geçen insanlar sanki duymuyorlarmış gibi

yollarına devam ediyorlardı.

Bir süre kızın çığlıkları yavaş yavaş azaldı. İşte o zaman anladım kızın umutsuzluğunu, can çekişmesini, hiç kimsenin onu kurtarmayışına, birisinin onu kurtarmasını beklediği ama bu bir kitap değildi ki kahramanın kurtarıcın olsun. Bu gerçek hayat tek başına kalırsın kahramanın da kurtarıcında sadece kendin olursun ya da hiç kimse.

 

İçimde intikam öyle bir doluyor ki sanki dolmamış gibi. Daha geçen gün bir bebek katledildi annesi ve onun sevdiği tarafından bu nasıl bir zalimliktir. Ama onu da sonra halledecek merak etmesinler. Kadınları korusam bile gerektiği yerde elimi kaldırırım aynı bu olayda olacağı gibi.

 

BEN ADALET SAĞLAMAK YERİNE İNTİKAM ALACAĞIM.

 

Ben adalet nedir bilmem. Sizce adalet ne demek? Adalet nasıl sağlanır, adalet sağlamak amacıyla ne yapılmalıdır?

 

ADALET BİR PARAYLA SATIN ALINABİLİR Mİ?!!!

 

**********

 

Kızı canice katledenleri buldum ve hemen konumlarını telefona aktardım. İki çöplükten biri kıza platonik doğrusu bu bile denmez ama neyse öbürü ise o çocuğun arkadaşı kızı sürekli takip halindelermiş kameralardan baktığmda öyle gözüküyordu. Kızı boş anında hemen yakalamışlar.

Ama merak etmesinler çok güzel bir şey olacak başlarına. Talih kuşu konacak pardon ölüm kuşu konacak...

Silahları hazırlayıp üstümü de bana özel pantolon çsilahları gizli koyabileceğim yerler olan ve üstüme de siyah badi giyip , siyah deri ceketimi giydim sonra ise siyah eldivenleri giydim. Dışarı çıkıp arabama bindim ve sürmeye başladım.

 

Arabayı durdurup indim ve karşımdaki bara baktım. Evet bardı!!! Çöpler zevkleri için buraya gelmişlerdi! Sanki bir kızı canice öldürmemişler gibi...

 

Hızlıca bara girip etrafı taradım. Köşede bir bara oturmuş gülerek içip, sohbet ediyorlardı.

İşte buydu sözde adalet canına öldürüp ellerini kollarını sallaya sallaya gezen.

 

Ama şimdi görecekler ne olduğunu.

Hızla onlara doğru ilerlemeye başladım. Onların yanına geldiğimde ise beni baştan aşağı sürdüler çöp herifler. Sonra ise sırıttılar ama görücekler o sırıtma bakalım yüzlerinde kalacak mı! Yüzümü sahte baştan çıkarıcı bir gülüş sergiledim. Onlarda " Naber güzellik, bugün yanında kimse yoksa biz olabiliriz. " dediler sırıtarak.

İçimden sinirle bak bakalım benim yanımda bir erkeğe ihtiyacım var mı!

Ama tabiki yüzümdeki ifade yine aynıydı baştan çıkarıcı gülüşümü oynayıp elimi yukarı doğru kaldırıp siyah saçlı çöpün kolunu işaret parmağımla gözlerinin içine bakarak ve dudaklarımk yalarak aşağı doğru sürttüm. O da arzu dolu bakışlarla vücuduma bakıp " Yanıma otursana. " dedi gözünü kırparak. O gözünü uyucam sen merak etme. Sizin gibi çöpler yüzünden kadınlar, çocuklar dışarıda rahat geçemiyorlar ama merak etmeyin ben o dünyayı düzeltcem. İntikamı alacam adalet nasıl olsa yok. Kin, nefret ve intikamıyla harekete geçseydi kadınlar bunlar böyle olamazdı. Kadınlar onlara bir şey olsa bile korkudan kenara çekilip izliyorlar. Ama korku cesarete dönseydi sizce neler olurdu?! Bence çok şey değişirdi.

 

Çöpe dönüp " Burası çok gürültülü başka bir yere gitsek olmaz mı? " dedim gözlerine bakarak.

 

Çöp yanındaki çöpe döndü göz teması kurduktan sonra ise bana dönüp " Tamam, gidelim. " dedi.

 

Bende onlarla ayağa kalkıp çıkışa doru ilerledim.

 

Dışarıda çıktığımız arabaya doğru ilerledik.

 

Onlar arkası dönükken Hektor'a " **** bardan arabayı alırsın. " dedim sonra ise telefonu tamamen kapattım.

 

Arabaya bindiğimizde " Sessiz bir yerde olsak iyi olur. Ben rahat edemem. " dedim. Nasıl olsa bu pisliklerde sessiz köşelerde kadınları ve çocukları öldürüyorlardı.

 

Siyah saçlı çöp " Tamam güzellik." dedi.

 

O arabayı sürerken yanımdaki çöp de kafasını boynuma doğru gömdü ve öpmeye başladı. İğrençti. Zaten kirliydim. Piştim.

 

Ondan uzaklaştım. " Daha var biraz daha dayan ben utanırım. " dedim cilveli bir şekilde.

 

Çöp de " Tamam güzellik ama benden utanmana gerek yok. " dedi.

 

İçimden zaten sizden utanmıyorum, asıl siz kendinizden utanın.

 

Neyse bu çöplerin son nefes alışıydı artık gereksiz yere hava harcamalarına gerek yok.

 

Bir binanın önüne arabayı park etti.

 

Arabadan çıktığımda etrafa baktım evler aralıklı sıralı şekilde diziliydi. Yani bağırma olsa da pek duyulmazdı.

 

Neyse onlarla beraber binaya girdim.

Asansöre doğru ilerledik, asansöre bindiğimizde siyahlı belimi tuttu ve beni kendine yasladı. İğrenç çöpün çöpü bana yaslıyordu hissetmiştim.

 

Ondan uzaklaştım. " Azıcık daha bekleyin, merak etmeyin. " dedim sırıtıp göz kırparak. O ise bana sırttı.

 

Asansörden indiğimizde evin kapısı açıp içeri girdiler. Sonra ise üstüme geldi ve bana dokunup öpmeye başladılar. Siyahlı çöp boynuma kafasını soktuğunda geri çekip yumruğumu çenesine indirdim sonra ise yere yapıştı. Öbür çöp ise çöpüne tekme attım o acıyla inlerken yerdeki ayağı kalktı.

 

Sinirle "Seni s*rtük." dedi.

( Küfür etmediğim için buraya da küfür yazmak istemiyorum ama bunlar günümüzdeki hayatta yaşanıyor biliyorsunuz. Bunu yazarken bile iğrendim.)

 

Sonra ise "Seni öyle bir becer*ceğimki öleceksin. " dedi.

 

İşte bu beni aşırı sinirlendirmişti sanki yapmamışlar gibi.

Ona gel gel yapıp sadist bir şekilde sırıttım. O da bana yumruğunu kaldırdığında o yumruğu tutup ters çevirip anında kırdım o ise acıyla bağırdı bu bağırtısı zevk aldım. Böyle olacak teker teker böyle intikam alacağım. Öbür çöp de ayağa kalkıp bana doğru yumruk salladı. Onun da yumruğunu tutup bacağımdaki keskin küçük bıcağı aldım ve gözüne sapladım o da acıyla bağırdı. Bağırsınlar bağırsınlar daha acıyı çekmediler. Bu başlangıçtı.

 

İkisinide kollarından tutup kaldırdım ve sandalyeye oturtup bağladım.

 

Sadistçe gülüp " Size ne yapsam acaba, nasıl işkence etsem. " dedim başka parmağım ile işaret parmağımı çenemin altına koyup düşünüyormuş gibi.

 

Onlar ise korkuyla bana baltıklar işte o korku dolu gözler bana zevk veriyordu.

 

Kahverenkli saçlı çöp " Biz sana naptık da böyle davranıyon. " dedi acıyla. Sonra ise bağırdı gözündeki bıçaktan dolayı acıyla bağırdı. Çünkü gözümdeki bıçak özel yapımdı gittikçe daha da batan özelliği ve sinirlerini kesiyordu. Gözünden akan kan üstüne dopru aktı ve baya kana bulandı üstü.

 

Bende sadistçe gülümseyip başımı sağa yatırıp "Bana bir şey yapmanız gerekmiyor ki zaten yapamazsınız. Ama bir kadını tec*vüz edip sonra da işkence ile öldürürseniz bana da yapılmış sayarım. He o he ben. " dedim.

 

Sonra ise başka delici bir bıçak çıkardım. Küçük de olsa baya keskindir. Hemde küçük bir dokunuş olsa bile keser aynı kağıt elimizi kesmesi gibi ama bu daha acı vericiydi. Siyah çöpe yaklaşıp üstündekileri yırttım ve çizikler atmaya başladım o ise acıyla bağırmaya ama bağırmasından sıkıldıydım o yüzden de kestiğim kıyafetini ağzına bağladım ve bir anda kasığına bıçağı sapladım o ise acıyla bağırdı ama kumaşdan dolayı boğuk çıktı sesi ve gözlerinden yaş da akmaya başladı. Erkekler ağlamazdı hani ama doğru bunlar erkek değildi pardon çöktü. Bunlar erkek kılığındaki çöpler. Bıçağı sert bir şekilde geri çıkardım. Ve tekrar sapladım o ise tekrar bağırdı ve gözyaşları daha fazla akmaya başladı. Bıçağı çıkarmayıp öbür çöpe geçtim.

Küçük silahı çıkarıp onun da kasığına kurşun sıktım ama bu bildiğiniz kurşun değil benim özel yapım kurşunumdu. İçerideki organları teker teker yakar acı verirdi ama öldürmezdi. Ölmek istersin ama ölmessiz o kurşun içini yerdi. Çöp acıyla bağırdı onun da ağzını bağladım ve üstündeki kıyafetleri yırttım. Sonra ise elimle zarar köprücük kemiğine vurdum ve kırılma sesi geldi (Evet arkadaşlar bunu bir videoda görmüştüm eğer biri size saldırmaya çalışırsa köprücük kemiğine elinizle sert bir şekilde vurursanız kırılır bu asla o kişiyi öld*rmez. Sadece etkisiz hale gelir ve devrilir.) Çöp acıyla tekrar bağırdı. Sonra gözündeki bıçağı çekip öbür gözüne sapladım.

 

"Tac*z eden gözlerinizi si*erim ben. " dedim.

 

"Nasıl bir kadını bu hale getirmek güzel mi ha siz zevk alıyonuz mu?!" dedim sert bir şekilde.

 

Sonra ise "Sizin bu hissettikleriniz bir gram bile değil onlar ne kadar çaresiz hissetmiştir ha!" dedim.

 

Onlar ise aşlıyorlardı, ağlasınlar ağlasınlar daha bu başlangıç. Pantolonlarını ve çamaşırlarınıda yırttım. Onlar ise korkak gözle bakarak bana yalvarıyorlardı. İkisinin ded bütün iki bacağınkda kurşun sıktım. Sonra ise bıçakları saplayıp çıkardım öldürücü olmayan yerlere. Mutfağa gidip tuz aldım çıktım sonra etrafa bakıp göz gezdirdiğin de kolanyağıda buldum. Onlara doğru ilerledim. Onlar ise elindekini görünce ağlayarak bağordılar. Üstlerine tuz döktüm ve çöplerini de kesik atıp tuz attım sonra ise kolonya döktüm vücutları kızarıp tahriş oldu çöpleri ise cidden çöp olmuşlardı. Sonra ise tekrar kesip aynı işlemi yaptım acıdan bayılma derecesine gelip gözleri kapanıyordu. Üstlerine buz gibi şu döktüm tekrardan bağırdılar. Sonra ise bu işlemi bir daha kesip yüz atıp kolonya döktüm. Beyinlerine ise kurşun sıkıp öldürdüm.

 

Sonra ise koltukları kenara çekip bir duvara onların kanıyla "İNTİKAM ALINMIŞTIR! " yazdım.

 

Sonra ise bıcaklark ve silahı toplayıp oradan ayrıldım.

Bu kitap asla kadınları ezmek için yazmadım, burda güçlü olan kadınlar var ve gerçekte olan şeyler yazılmıştır. Evet günümüzde bu olaylar devam etmektedir biliyonuz. Yine iki genç kız katledildiydi. Ve hiçbir şey olmadı izlendi unutuldu. Bu kitap benim ortaokuldan beri yazmak istediğim bir kitapta o zaman yazamadım ama sorun değil şimdi yazıyorum. Bu kitap güçlü olan kadınlar ve güçlü olmak zorunda olan kadınlar yer almaktadır.

 

Neyse yeni bölümde görüşmek üzere sevgili okurlarım. Kendinize dikkat edin sokakta arkanızda önünüzü de kollayın.

 

Oy verim satır arası yorum yapmayı unutmayın. 👉🤗🤗

 

 

Loading...
0%